Editörün Notu (9/3/2020): Koronavirüs pandemiği -coğrafi yaygınlıkta bir salgın- yayılmaya devam ettikçe, geçtiğimiz hafta revcom.us’ta yayınlanan aşağıdaki yönlendirme noktaları geçerliliğini korumayı sürdürüyor. Bu makale revcom.us web sitesinde süreçle ilgili yayınlanmış ve geliştirilmiş bir okur mektubuna dayanmaktadır.
Kaynak için bkz: https://revcom.us/a/637/thoughts-from-a-reader-on-the-coronavirus-en.html
Belirgin bir durum var ki, insanların en iyi niyetli görüşlerine rağmen kapitalizm-emperyalizm sistemi, yani bu sistemin altında yatan işleyiş, küresel ölçekte gerekli tepkiyi kısıtlayıp engellemektedir. Bu durum Trump/Pence rejimi gibi Hıristiyan faşistlerin politikalarıyla birlikte gerçekleşmekte ve daha da kötüleşmektedir. En ileri tıp bilimi ve kaynakları, doktorlar, halk sağlığı görevlileri ve araştırmacıların birlikte koordine bir şekilde bir araya getirilmeleri yerine, pandemiye verilen tepki ABD ve Çin gibi büyük güçlerin rekabeti ile veya kapitalizm-emperyalizmin biriktir ya da öl mantığında özel ilaç şirketleri tarafından kâr peşinde koşma ile çarpıtılmış ve biçimlendirilmiştir. Örneğin ABD ile Çin arasında koronavirüs salgını etrafında neredeyse hiçbir işbirliği olmadığı bildiriliyor. Belirgin bir muazzam çelişki gündemdedir ve bu çelişki bir yanda ABD’nin gezegenin kaynakları ve zenginliği ile beslenen, dünyanın büyük bölgelerine hükmeden ve süper sömürü ile asalak ekonomik konumundan büyük ölçüde yararlanması durumu ile; diğer yanda elinde kaynakların, tıp uzmanlarının ve altyapının problemin insanlık lehine çözülmesine hiçbir şekilde hizmet etmemesi durumuyla karakterize olmaktadır.
Bu çelişki, durumun Trump ve Fox News gibi faşist propaganda makineleri tarafından dar politik amaçlar doğrultusunda kullanılmasından ötürü ve “piyasaları” ve ekonomiyi “ürkütmek” istemediklerinden dolayı keskinleşiyor; ABD’de süreçle ilgili koordinasyonun başına evrim bilimine doğrudan karşı çıkan, “Kıyamet Günü” teolojisine* inanan, politik olarak uygun olmadığında ve Trump’ın dar ve çarpık hedefleriyle uyuşmadığı zaman bilimi kabul etmeyen ve bilim insanlarıyla çalışmayı reddeden Hıristiyan faşist Pence atandı.
İnsanların “en savunmasız olanlara” yardım edilmesi türünden iyi niyetli düşünceleri olsa da, toplumun örgütlenme biçiminden ve bu sistemin propaganda organları tarafından ne yönde düşüneceklerinin belirlenmesinden dolayı, insanlar nihayetinde meseleye kolektif bir şekilde yanıt vermek yerine “önce kendilerini düşünmek” şeklinde bireysel yanıt veriyorlar. Bu ülkede kapsayıcı olmak demek, bu durumun insanlığı nasıl etkilediğine bakmak anlamına gelmiyor, işin aslı, kapsayıcılık demek durumun Amerikalıları nasıl etkileyeceğine odaklanmak demektir ve bu yaklaşım doğrudan Amerikan şovenizmdir. Örneğin bu durum, bazı liberal burjuva adayların ve yorumcuların Trump’a yönelik çeşitli eleştirilerinde kendini gösterir, ki her ne kadar Trump/Pence rejiminin ağırdan alan tepkisizliklerine yönelik temel eleştirileri kesinlikle haklı olsa da, son kertede Trump’ı “Amerikan halkını” başarısızlığa uğratmakla suçlarlar.
Radikal olarak farklı bir ekonomik, politik ve sosyal temele dayanan geçmiş sosyalist toplumlar, sermayenin işleyişinin aksine, insanları ve toplumsal kaynakları kolektif ve bilinçli bir şekilde yöneterek, bu tür halk sağlığı sorunlarıyla çok farklı şekilde mücadele ettiler. (Bkz: “Bildiğinizi Düşündüğünüz Şeyi Bilmiyorsunuz: Komünist Devrim ve Kurtuluşa Giden Gerçek Yol: Tarihi ve Geleceğimiz, Raymond Lotta ile Röportaj”**) Örneğin, Çin sosyalist bir ülkeyken (1949-76 yılları arasında), halk sağlığı başarıları kapsamı ve hızı bakımından benzersizdi. Halkın ihtiyaçlarını ilk sıraya koymak, kaynakları seferber etmek ve tıbbi bakım sunumunu halk kitlelerinin çabaları ve katılımı ve eğitimi ile birleştirmek yoluyla devrimci Çin, 1950’lerde kolera, veba, çiçek hastalığı ve beslenme ile ilgili önemli hastalıkların üstesinden gelmeyi başardı. Bu geçmiş deneyimlerden öğrenmek, bununla birlikte insanlığın kurtuluşu için yepyeni bir çerçevenin bir parçası olarak daha da ileri gitmek için, Bob Avakian tarafından yazılan Kuzey Amerika’da Yeni Sosyalist Cumhuriyet İçin Anayasa [Madde I. Merkezi Hükümet – 2. Bölüm Yürütme – Sağlık ve Tıp], şu anda şahit olduğumuzdan radikal olarak farklı olan ve koronavirüs gibi salgınlarla başa çıkmak için belirli bir çerçeve sağlayan halk sağlığı yaklaşımı mevcuttur.
“Ne insan türünün ortaya çıkması, ne de insan toplumunun günümüze kadarki gelişmesi önceden belirlenmiştir ya da önceden belirlenmiş yolları izlememiştir. Tüm bu gelişmeyi tasarlayan ve şekillendiren aşkın bir irade ya da temsilci yoktur ve doğa ve tarih, Doğa ve Tarih şeklinde ele alınmamalıdır. Aksine, böyle bir gelişme, insanlık tarihinde zorunluluk ve rastlantısallık arasındaki ve altta yatan maddi güçler ile insanın bilinçli faaliyeti ve mücadelesi arasındaki diyalektik etkileşimle gerçekleşir.”
(Bob Avakian, Breakthroughs (Atılımlar) – Marx’ın Tarihsel Atılımı ve Yeni Komünizm ile Daha İleri Bir Atılım)
COVID-19 Üzerine Bir Okur Mektubu
Gelişmekte olan koronavirüs krizinin haberlerini ve analizlerini takip ediyorum ve bu konudaki bazı gözlemlerimi sunmak istedim. Bu üç soru ışığında gelişmeleri değerlendirmeye çalışıyorum:
Ne oluyor?
Neden oluyor?
İnsanlığın çıkarları nelerdir?
İşte ortaya çıkan bu kriz hakkındaki bazı düşüncelerim, iki ana temaya ayrılmıştır: COVID-19 Coronavirus Krizine İlişkin Bazı Temel Bilgiler ve Perspektif; ve Trump/Pence Faşist Rejimi Bu Krizi Daha da Kötüleştirdi – Ve Tehlike Henüz Yeni Başlıyor.
Coronavirus Krizine İlişkin Bazı Temel Bilgiler ve Perspektif
Yeni koronavirüs (COVID-19) doğal bir fenomendir, ancak nasıl ele alındığı toplumsal bir bağlamda gerçekleşir. Çin’de çıkan virüs COVID-19’dur ve koronavirüs adı verilen biyolojik olarak bağlantılı bir virüs ailesinin bir parçasıdır. Çin’deki bu virüsün patlak vermesi ve Çin’deki yayılması öngörülmeyen ve beklenmedik bir durumdu. “Gündemin dışındaydı” ve bu anlamda doğal bir felaket ya da kaza gibi de görülebilir. Bu durumu bir kasırga ile karşılaştırabilirsiniz. Yaşanan tam bir küresel salgın (pandemik) (Bu bilgi Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanmıştır), büyük ölçekte doğal bir felakettir.
Doğal afetler gibi, bu durumun insanları nasıl etkilediği ve nasıl ele alındığı toplumsal bir bağlamda gerçekleşir. Sınıflara ve diğer çok önemli toplumsal bölünmelere ayrışmış bir toplumda yaşıyoruz. Küresel olarak bütün dünya, bir yanda ABD, Japonya ve Batı Avrupa’daki ülkeler gibi bir avuç emperyalist ülke ile diğer yanda bu ülkelerin ezdiği ve genellikle Üçüncü Dünya olarak adlandırılan pek çok ülke arasında bölünmüş durumdadır. Özellikle bu süreç, günümüzde dünya uluslarının ve halklarının birbirine bağlı olduğu ve birçok ülkede iktidarda veya muhalefetteki faşist hareketlerin bulunduğu bir bağlamda gerçekleşmektedir. Tüm bu faktörler bu durumun nasıl teşhis edildiğine, kelimenin nasıl yayıldığına, insanların nasıl tedavi edildiğine ve nihayetinde kimin hayatta kalıp ve kimin öldüğüne zemin hazırlamaktadır.
Koronavirüs ailesi bilim insanları ve sağlık uzmanları tarafından bilinen bir ailedir; ancak bu durum bilim insanlarının fenomenin nasıl ve ne zaman gelişeceğini, belirli tezahürlerinin veya nerede ve ne zaman patlayacağını tahmin edebileceği anlamına da gelmez. 2002-2003’teki SARS (şiddetli akut solunum sendromu) salgını farklı bir koronavirüsten kaynaklanmıştır. SARS, yüksek mortalite oranına sahip olmasına rağmen, bu kadar kolay yayılmamıştır, bu yüzden dünya çapında binden az insan hayatını kaybetmiştir. COVID-19’dan ise en az 3.000 kişi hayatunı yitirmiş bulunuyor.
Bu virüslerin altında yatan özellikler bilim insanları tarafından incelenmekte ve konuyla ilgili araştırılmalar devam etmektedir. Virüsün nasıl ortaya çıktığı ve evrimleştiği, nasıl mutasyona uğradığı (değiştiği), farklı insanları nasıl etkilediği -bazı durumlarda bir türden diğerine nasıl yayıldığı- çalıştıkları başlıklardan bazılarıdır. Bilim insanları ayrıca toplumsal faktörlerin virüslerin gelişimi ve yayılması ile nasıl etkileşime girdiğini de inceliyorlar. Bu duruma, COVID-19 gibi virüslerin iklim değişikliği ile olan ilişkisi, yaban hayatını ve buradaki yaşam alanlarını çevreleyen insanlar, göç hareketleri ve kapitalist sistemle bağlantılı küreselleşme de dahildir. Bununla birlikte, bu yeni hastalıkların daha derininde ve genel olarak altında yatan nedenlerinin ve dinamiklerinin yanı sıra, toplumla etkileşime girme biçimlerinin de bilimsel olarak bilinebilir olması bu spesifik salgının ne zaman ve nerede olacağını tahmin etmeyi mümkün kılmıyor.
COVID-19 kolaylıkla yayılır. Tıp uzmanları bu virüsün insandan insana nispeten kolay yayıldığı konusunda (soğuk algınlığı ve nezle yayılması gibi) uyarı yapıyorlar. Bu noktada ifade edildiği üzere, virüsten etkilenen kişilerin yüzde 80’i hiçbir belirti göstermeyecek veya sadece hafif şekilde hastalanacak… Ve bu durum virüsün yayılmasını daha da hızlandırabilecek.
Bununla birlikte, şimdiye kadar görülenlere dayanarak yaşlılar ve kronik hastalıkları veya diğer sağlık sorunları bulunan kişiler arasında virüs gripten daha ölümcül olacak. Salgının merkezi olan Çin’in Wuhan şehrinde sağlık profesyonelleri ve işçiler de ağır darbe aldı. Nispeten genç doktorlar ve hemşireler hayatını kaybetti. Çin’de hastaları tedavi edenler için ciddi bir koruyucu donanım sıkıntısı var ve diğer ülkelerden hemşirelerin yardımlarına başvurmaları yönünde çağrılar yapıldı. Bu durum, birçok önde gelen sağlık hizmeti sağlayıcısının hastalığa yakalandığını ve çalışmaya devam edemediğinin de bir göstergesi olabilir.
COVID-19, ABD emperyalist hegemonyası tarafından daha da kötü bir duruma getiriliyor. ABD’de halk sağlığı görevlilerinin muhtemel hastalara yönelik çok fazla kaygısı olsa da, dünyanın halihazırda COVID-19 ile mücadele etmeye çalışan geri kalanına yardıma yönelik harekete geçmede neredeyse hiçbir kaygıları bulunmuyor, ayrıca hükümet fonu, uzman desteği veya gerekli çaba gösterilmiyor.
Örneğin İran’da ne olacağını bir hayal edin. İran şu an büyük bir COVID-19 salgını yaşıyor. İran ABD’nin “yaptırımlarının” olduğu bir ülke ve ABD’nin siyasi diktelerine uygun hale getirmek için İran’a ve İran’dan ticari ve finansal işlemlere yasaklar getiriliyor, ki bu durum ekonomiyi zaten felce uğratmış durumda. Yaptırımlar, COVID-19’dan çok önce dahi ilaç sıkıntısı ve daha geniş bir sağlık krizine neden oldu. Bu yaptırımlar zaten birçok ölümün sebebi; bu durum şu an ne anlam ifade ediyor?
ABD emperyalizmi de dahil, dünyanın genel olarak emperyalizm tarafından tahakküm altına alınması, dünyanın başka yerlerini -Afrika, Asya ve Latin Amerika ülkelerini- aşırı yoksulluk, aşırı kalabalık yaşam koşulları ve kötü sağlık sistemleriyle karşı karşıya bıraktı. Bu durum, milyarlarca insanı bu modern vebalara olması gerekenden çok daha savunmasız hale getiriyor ve gereksiz ölümlere neden oluyor. Bu süreç, koleranın Haiti’de ve AIDS ve Ebola virüsünün Afrika’daki korkunç etkilerinde ve bu hastalıkların yayılmasında, ayrıca bu salgınlara karşı ağırdan alınan ve oldukça zayıf uluslararası yanıtlarda görülebilir. Virüsler sınırları veya milliyetleri tanımasa da, emperyalist ülkeler kendi memleketlerinde -servetleri, nispeten daha yüksek gelirleri, eğitim standartları ve genel olarak gelişmiş sağlık sistemleri ve altyapıları ile- en az sağlık kaynaklarına sahip olan ve genellikle virüsten en kötü etkilenen ülkelere nazaran daha etkili bir yaklaşım geliştirebilmişlerdir.
Bilim insanlarının, tıp uzmanlarının, sağlık çalışanlarının ve sıradan pek çok kişinin virüsle başa çıkmada ve olası hastaları önlemeye çalışma konusunda kahramanca çabaları olsa da, bu salgını durdurmaya çalışan insanların samimi çabaları dünya emperyalist sisteminin mevcut görünümü, onun ekonomik ilişkileri ve siyasi öncelikleri ile gölgelenmektedir. Zaten bazı ülkeler küresel salgının nasıl yenileceğine odaklanmak yerine, kendi popülasyonları için sınırlarını kapatıp ve kaynak istifliyorlar (şu an Çin’in ve dünyanın diğer bölgelerinde umutsuzca ihtiyaç duyulan tıbbi koruyucu giysiler gibi).
Virüsten sorumlu ABD yetkilileri, bu ülkede veya herhangi bir yerde ihtiyaç duyan kimseye herhangi bir aşı veya tedavi vaadinde dahi bulunmuyor. Sağlık ve İnsan Hizmetleri Sekreteri Alex Azar, aşı ve diğer önlemlerin geliştirilmesi için devlet fonlarının yanı sıra bazı özel yatırımların da olacağını ve bu yatırımcıların kâr elde etmeleri gerektiğini savundu. ABD’nin, koca bir kıta hastalıktan dolayı perişan olurken ve on milyonlarca insan gereksiz yere hayatını kaybederken, hayat kurtaran AIDS ilaçlarını Afrika’da kullanmayı yıllarca reddettiğini unutmamak gerekiyor.
COVID-19 koronavirüsünün yayılması ve bunu durdurmak için alınan bazı önlemler birçok toplumun normal işleyişini halihazırda bozmuş durumda. Çin hükümeti (liderlerinin ve çeşitli kesimlerin iddialarının aksine, Çin’i yönetenler gerçekte komünist değildir) virüsün en ciddi şekilde etkilendiği bölgelerde 45 milyon kişiye benzeri görülmemiş bir karantina uyguladı. Vaka kümeleri görülen ülkelerde seyahat kısıtlamaları daha yaygın hale getirildi. Virüs salgınları Avrupa’yı vurdu. Güney Kore, İran’da pek çok bölgeye uzandı. Hükümetler yayılımı sınırlandırmaya veya yavaşlatmaya çalıştıkça, toplumun normal işleyişi bozuluyor ve bu durum milyonlarca insanı etkiliyor. Lombardiya’nın büyük bölümü (Milano çevresi – İtalya’nın ikinci büyük şehri) ve kuzey İtalya’daki diğer eyaletler “kapatıldı”… Japonya’da tüm okullar iki aylığına kapatıldı… Suudi Arabistan’daki İslami kutsal mekanlar yabancı ziyaretçilere kapatıldı.
Bu alt üst oluş dünya ekonomisini de etkiledi. Kapitalizm-emperyalizm tüm dünya ekonomisinin esas ekonomik çerçevesidir; dünyanın her yerine nüfuz eder. Dünya birbirine bağlı hale getirilmiş, yaşamın temel ihtiyaçlarının ve lükslerinin üretimi ve dağıtımı için küresel tedarik zincirlerine bağımlı hale getirilmiştir, iPhone gibi bir şeyin montajı Çin’deki ter atölyelerinde yapılmaktadır, ancak elektronik bileşenleri ve parçaları dünyanın birçok yerindedir ve nihai olarak, ürün tüketim için küresel olarak sevk edilmektedir. Tıptan elektroniğe, makine parçalarına kadar her şey, şirketlerin en fazla kar elde edebileceği ülkelerde yapılır. Daha sonra bu ürünler dünyayı çevreler ve şu anda geniş çaplı olarak bozulan tedarik zincirlerine takılır. ABD de dahil olmak üzere dünyadaki borsalar düşüşte, bu durum virüsün küresel ekonomi üzerindeki etkisinin bir göstergesidir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde bu noktada az sayıda resmi vaka bulunuyor. Ancak uzmanlar, neredeyse hiç test yapılmadığına dikkat çekiyorlar. 1 Mart itibarıyla, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) 500’den az test yaptığını doğruladı, ancak ilk COVID-19 vakasının ABD’de teyit edilmesinden bu yana yedi hafta geçti. Buna karşılık Güney Kore’de 100.000 kişi test edildi. Esasen CDC birkaç gün öncesine kadar, pandemi uzmanlarının önerdiği gibi solunum yolu hastalıkları ile hastaneye yatırılan herkesi test etmek yerine, yalnızca Çin’deki Wuhan bölgesine seyahat eden veya orada yakını bulunan insanları test ediyordu. CDC, Kaliforniya’da bir haftadan fazla bir süre boyunca sağlık görevlilerinin COVID-19 virüsü olduğunu düşünen bir hastayı test etmedi. Tahmin edileceği üzere bu hastanın testi pozitifti – yani aslında virüse yakalanmıştı. Bunun da ötesinde, CDC’nin ABD’de çevre şehirlere gönderdiği test kitleri bozuk çıktı ve kullanılamadı! Bu noktada testlerin neredeyse tamamının başarısız olmasından ötürü, hiçkimse ABD’de kaç COVID-19 vakası olabileceğini veya bunun ne kadar hızlı yayılacağını bilmiyor.
Trump/Pence Faşist Rejimi Bu Krizi Daha da Kötüleştirdi – Ve Tehlike Henüz Yeni Başlıyor
Trump/Pence faşist rejimi, COVID-19 koronavirüsünün etkisini ciddi şekilde kötüleştirebilecek önlemler aldı. İktidara geldikten sonra, Trump/Pence rejimi ABD bulaşıcı hastalık altyapısını zayıflattı, kritik konumdaki yetkililere baskı yaptı ve CDC’nin bütçesini (başarısız bir şekilde) kesmeye çalıştı. COVID-19 kriziyle karşı karşıya kaldığında, Trump yönetimi başlangıçta ABD’deki olası salgınla başa çıkmak için 2,5 milyar dolar tahsis edeceğini açıkladı. Bu, ihtiyaç duyulan asgariden çok daha az. Daha da kötüsü, Trump bu noktada virüsün yayılmasından daha fazla etkilenen insanlara yardım için hiçbir vaatte bulunmadı.
Trump/Pence rejimi hatta daha da suçlu ve temel bir şekilde, bilime, bilimsel yönteme ve bilim insanlarına karşı bir savaş başlattı. Zaten CDC uzmanlarına ve yetkililerine kamuya brifing vermemelerini söylendiğine dair haberler bulunuyor. Sağlık ve İnsan Hizmetleri çalışanları, muhtemel koronavirüs enfeksiyonu nedeniyle ABD askeri üslerinde karantinaya alınan kişilerle ilgilenmeleri için herhangi bir eğitim veya koruyucu ekipman olmadan gönderildiler. Bu durumu bildirdiklerinde ise “takım oyuncusu” olmamakla suçlandılar!
Trump, ABD’nin çalışmalarına başkanlık etmesi için Hıristiyan köktendinci-faşist başkan yardımcısı Mike Pence’i atadı. Pence, İncil’e harfi harfine bağlı biridir. Pence, evrim teorisinin doğru olduğuna inanmaz. Bilime karşı bir haçlı seferi başlatmıştır. Uluslararası bir pandemi uzmanı, kendisine verilen bu görev üzerine tweetinde şöyle dedi: “OMG!” (“Aman Tanrım!”). Bu insanlık için suçtur. Randevusunun açıklandığı basın toplantısında kimse bunu bile sormadı.
Ardea Skybreak, Evrim Bilimi kitabında SARS koronavirüsü hakkında bugünkü COVID-19 ile oldukça bağlantılı bir noktaya değinir: “Biyolojik evrim hakkında bazı temel gerçekleri hesaba katmadan SARS virüsü ve salgını (ve onunla en iyi nasıl başa çıkılacağı) hakkında hiçkimse önemli bir şeyler anlayamaz. Her şeyden önce, biyolojik evrimin temel ilkeleri bu özel virüsün genetik yapısını tanımlamaya ve SARS virüsünün ilişkili olduğu diğer virüsleri ortaya çıkarmaya yardımcı olur… Bu evrimsel bilgi, sırasıyla, hangi ilaçların ve/veya aşıların SARS virüsü üzerinde etkisi olabileceği veya olmayabileceğini göstermeye çalışır… ”
Trump/Pence rejiminin ve daha genel olarak da emperyalizmle güçlendirilen ulusal şovenizmin göçmenleri şeytan gibi göstermesi durumu, özellikle de Çin, Güney Kore ve virüsün başladığı diğer Asya ülkelerinden gelen kişilere karşı irrasyonal bir yabancı düşmanlığını pekiştirdi. Chicago gibi şehirlerdeki Chinatown restoranları hiçbir mantığı olmamasına rağmen şu an sinek avlıyor! Ve bu durum çok daha çirkinleşebilir. İhtiyacımız olan şey, bir halk sağlığı kriziyle başa çıkmak için birlikte mücadele edecek ve birlikte çalışacak insanlardır.
Bu arada, bir yanda Çin hükümeti ciddi bir sağlık krizinin zorluklarını karşılamak için mücadele ederken, öte yanda Steve Bannon ve Ticaret Bakanı Wilbur Ross gibi Trump’ın faşist stratejistleri mevcut durumu emperyalist rakipleri Çin’i içeriden zayıflatma fırsatı olarak görüyor.
Faşist Trump rejiminin mensupları, Demokrat Parti’deki rakiplerini ve medyayı ekranlarda ekonomiye ve yönetime zarar vermek için kasıtlı olarak panik yaratmaya çalışmakla suçluyorlar. Bu durum, bilim insanlarının ciddi bir tehdide dikkat çeken görüşlerini küçümsemeleri ile de örtüşüyor. Bununla birlikte, eğer virüs bu ülkede ciddi bir şekilde yayılmaya başlarsa, Trump ve faşistlerin bu durumu ABD’de faşizmi sağlamlaştırmak ve baskıcı önlemler almak için kullanacaklarını ve göçmenlere ve diğer ülkelerden halklara karşı korku ve nefreti daha da yoğunlaşlatırmak için çalışacaklarını kestirmek hiç de zor değil.
Dipnotlar:
*Kıyamet Günü teolojisi, İncil’deki “Mesih’in ikinci gelişi” üzerine yani kendisinin yakında geleceği ve bu gerçekleştiğinde geride kalan herkes cehenneme gidecek olsa bile “tüm gerçek Hıristiyanların” cennete geçeceği kehanetine dayanır. Bu düşünceye göre İsa Mesih “Deccal” ile destansı bir savaşa liderlik edecektir ve Dünya’da 1.000 yıllık bir Tanrı Krallığı kuracaktır.
** Bildiğinizi Düşündüğünüz Şeyi Bilmiyorsunuz: Komünist Devrim ve Kurtuluşa Giden Gerçek Yol: Tarihi ve Geleceğimiz, Raymond Lotta ile Röportaj. Kaynak için bkz: https://yenikomunizm.com/raymond-lotta-ile-sosyalizm-uzerine-soru-cevap/
Add comment