Revcom.us editörlerinin notu: Bu yazı revcom.us gönüllüleri tarafından Meksika Devrimci Komünist Örgütü’nün Aurora Roja adlı blogundan çevrilmiştir. (Parantez içindeki kelimeler çevirmenler tarafından anlaşılır olması için eklenmiştir).
Makale Meksika’daki kötü şöhretli bir vakayla ilgilidir: 43 öğrencinin federal ve yerel silahlı kuvvetler ve polisin elinde “kaybolması”. Bu konuda daha fazla bilgi için revcom.us adresindeki “Hükümet Suçlarını Aklamaya Çalışırken, Ayotzinapa’dan 43 Öğrencinin Kaybolmasıyla İlgili Mücadele Devam Ediyor” başlıklı makaleye bakınız.
Editörün notu: Meksikalı yoldaşlarımızın üzerinde yoğun bir şekilde durduğu Ayotzinapa vakası bir yandan Meksika özgülünde olan ama aslında kapitalist-emperyalist sistemin çelişkilerinin birer sonucu olan; ulusal sorun, devlet-çete işbirliği, demokrasinin sınıfsal niteliği, yoksulluk gibi pek çok çelişkiyi içerisinde barındırmakta ve hakim sınıfların yalanlarını teşhir etmektedir. Özellikle 2000 öncesi dönemde Türkiye/Kuzey Kürdistan’da rutin olan kaybetme vakaları Latin, Orta ve Kuzey Amerika ülkelerinde hala büyük bir çelişkidir. Temel insan haklarının ayaklar altına alındığı Meksika’daki Nieto’nun başkanlığı süresince (2012-2018) Meksika’da 36.000 insan kaybedilmiştir. Ayotzinapa ailelerinin adalet talebinin burada Cumartesi Annelerinin ve Arjantindeki Plaza de Mayo annelerinin feryatlarının parçası olduğunu ve bu mücadelenin enternasyonel niteliğini görüyoruz.
Ayotzinapa’da 43 eğitim fakültesi öğrencisinin zorla kaybedilmesi suçundan on yıl sonra, binlerce insan Meksika’nın başkenti Meksiko sokaklarında hakikat ve adalet taleplerinde 43 [kayıp] öğrencinin anne ve babalarına katıldı. Yürüyüş boyunca ve başkentin Zócalo ‘sundaki [ana meydan] mitingde, 26 Eylül 2014 gecesi Enrique Peña Nieto’nun önceki hükümeti tarafından işlenen bu devlet suçunda ordunun rolünü örtbas ettiği için mevcut hükümete karşı güçlü bir öfke vardı. Kanıtlar; ordu, federal, eyalet, bakanlık ve belediye polisinin 43 öğrencinin zorla kaybedilmesi, üç öğrenci ve üç kişinin öldürülmesi ve onlarca kişinin polis kurşunuyla yaralanması olaylarını gerçekleştirmek üzere Guerreros Unidos adlı suç örgütüyle ortak bir operasyona katıldığını göstermektedir.
Hakikat ve adalet talebi Puebla, Oaxaca, Aguascalientes, Chihuahua, Chiapas ve Morelos gibi eyaletlerin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletinde de protestolarda yankı buldu.
Mexico City’de binlerce insan neredeyse tüm güzergah boyunca yağan yağmura rağmen yürüdü. Belki de 35,000’den fazla insan vardı ve her halükarda yürüyüşü karalamanın yanı sıra küçümsemeye çalışan devletin verdiği 10,000 rakamından daha fazlaydı. Yürüyüş her şeyden önce, aralarında Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi (UNAM), Mexico City Özerk Üniversitesi (UACM), Özerk Metropolitan Üniversitesi (UAM), Ulusal Antropoloji ve Tarih Okulu (ENAH), Ibero-Amerikan Üniversitesi, Ulusal Politeknik Enstitüsü (IPN) ve diğerlerinden öğrencilerin de bulunduğu binlerce gencin coşkusuyla karakterize oldu. “Devlet Yaptı”, ‘43 ve Binlerce Kayıp Var’, Andrés Manuel López Obrador’un (AMLO) bir yüzü ve ‘Farsante’ [Dolandırıcı] kelimesi gibi çeşitli işaret ve sloganlar içeren pankart ve posterler taşıdılar. Ayotzinapa’lı öğrenciler Iguala’daki o karanlık gecede öldürülen üç arkadaşlarını anmak için üç [karton] mezar taşı taşıdılar. Ve yol boyunca sloganlar yüksek sesle yankılandı:
“Onları sağ aldınız, sağ geri verin!”
“Şimdi, şimdi, onları sağ iade etmek ve suçluları cezalandırmak şarttır”;
Ve kalabalık 1‘den 43’e kadar slogan attı ve ardından yumruklar havada ‘Adalet!’ diye haykırdı.
10 yılın hakikat ve adalet olmadan geçmesi, 43 kişinin ebeveynlerinin yanı sıra danışmanlarının, avukatlarının ve Ayotzinapa öğrencilerinin ısrarlı mücadelesiyle cesaretlenen halkın kitlesel katılımını motive etti. 10 yıl boyunca verilen bu mücadele, özellikle Disiplinlerarası Bağımsız Uzmanlar Grubu’nun (GIEI) soruşturması yoluyla, 43 [Ayotzinapa] öğrencisinin zorla kaybedilmesinde hükümetin farklı kademelerindeki polis ve suç örgütü Guerreros Unidos ile koordinasyon içinde ordunun [açık] katılımını bilimsel kanıtlarla kanıtlamayı başardı.
23 Eylül’den bu yana anne ve babalardan, danışmanlardan ve aile üyelerinden oluşan heyetler Mexico City’ye, çeşitli üniversitelere ve başka yerlere giderek ordunun, polisin ve organize suç örgütlerinin olaya karıştığına dair bilimsel kanıtlar olduğunu ve AMLO’nun ordunun ve diğer devlet kurumlarının elinde bulunan daha fazla belgeyi saklayarak ordunun suçunun üstünü örttüğünü kesin bir dille gösterdiler. İşte soğuk gerçek budur. Suçluların peşine düşmek yerine (ki bunlar arasında ordunun en üst kademeleri ve bir önceki hükümet de var), alaycı saldırılar düzenliyor ve kurbanları, anne ve babaları, onların danışmanlarını ve dayanışma içindeki insanları itibarsızlaştırmaya çalışıyor.
Yürüyüşün sonunda Zócalo’da düzenlenen mitingde bu durum bir kez daha kınandı: “Andrés Manuel López Obrador… Orduyu korumak için Ayotzinapa davasına sırtını döndü. Çocuklarımızın kaybolmasına neden olan insanların suç ortağı olarak görülecektir. Her şeye rağmen 10 yıldır yürüyoruz… Kanıtlar var, ordunun katılımını gösteren raporlar var… O gece neler olduğuna dair tüm bilgileri içeren kayıp sayfaların teslim edilmesini talep ediyoruz. Ayrıca Uzmanlar Grubu’nun [GIEI] geri dönmesini istiyoruz çünkü bizi hakikate götüren tek kişi onlar. Uzmanlar Grubu sayesinde hakikate doğru biraz olsun yürüdük, onların geri dönmesini istiyoruz…” Bu, [Ayotzinapa’da kaybolan] 43 öğrenciden biri olan Jorge Antonio Tizapa Legideño’nun annesi Hilda Legideño’nun ifadesi, talebi ve iddiasıydı.
Ve bunu daha derinden anlamak önemlidir: Suç işleyen ordularını neden örtbas ediyorlar? “Çünkü Ordu, Devletin en önemli baskı aygıtıdır. Devlet, organize suçla işbirliği içinde suç teşkil eden rolünü açığa çıkararak, ezilenlere ve bir bütün olarak halka karşı [bu kapitalist sömürü ve baskı sistemini sürdürmek için] bir tahakküm, baskı ve suç teşkil eden baskı aygıtı olduğu gibi ifşa edilir.” (“Ayotzinapa broşüründen: sigue la impunidad y el encubrimiento del papel criminal del Ejército. Hace falta una revolución real que abra paso a una nueva forma de vivir” [ Cezasızlık ve Ordunun Suçlu Rolünün Örtbas Edilmesi Devam Ediyor. Yeni Bir Yaşam Biçiminin Yolunu Açmak İçin Gerçek Bir Devrime İhtiyaç Var], Meksika Devrimci Komünist Örgütü [OCR, M]. İspanyolca olarak aurora-roja.blogspot.com adresinde mevcuttur).
Ve bir kez daha Ulusal Sarayı [Meksika’nın Yürütme Organının merkezi], [ana Katolik] Katedrali ve Zócalo’ya erişimi “korumak” için etrafı yüksek metal duvarlarla çevirdiler. Ayrıca yürüyüşün gelişini engellemek için girişlere büyük ağır beton bloklar yerleştirdiler. Bu beton bloklar gibi engeller daha önce hiç görülmemişti. Benjamín Ascencio Bautista’nın annesi Cristina Bautista “Yolumuzu kesmeye cüret ettiler” diyor. Ancak engeller, bir boşluktan teker teker geçen ya da üzerlerinden atlayan insan denizinin cesaretini durduramadı.
César Manuel González’in babası Mario González, Başkan López Obrador’dan talepte bulundu: “Bu 43 ebeveyn bu bloklar tarafından durdurulmayacak. Üzerlerinden atlamamız gerekiyorsa, bize eşlik eden ve geçemesinler diye bu blokları koyarak dolandırdığınız tüm bu dayanışma içindeki insanlarla birlikte üzerinden atlayacağız. Yürüyüş barışçıldır, bu insanlar 43 ebeveynle birlikte yürümek istiyor. On yıldır hiçbir yetkili onlara adalet sağlayamadı.”
Ve soruyor: “Yürüyüşün bütünüyle Zócalo’ya ulaşabileceğinden nasıl korktular bilmiyorum. Kendine hümanist diyen bu hükümet tarafından vaaz edilen demokrasi nerede?” Bu demokrasi, diyor, “bunu sadece işlerine geldiğinde, kendi lehlerine bir şey istediklerinde kullanıyorlar. Ama bizim için böyle bir şey yok.”
Ve gerçek şu ki, kapitalizmin “demokrasisi” en fazla tepedekiler, zenginler ve güçlüler, büyük Meksikalı ve yabancı kapitalistler ve onların sisteminin siyasi temsilcileri içindir. Halk için demokrasi yoktur, aksine kapitalist devletin halka karşı güç kullanması vardır. Bu yüzden Ayotzinapa’da ordunun kirli elini saklıyorlar ve yüz binlerce cinayet ve kayıp vakasını neredeyse tamamen cezasız bırakıyorlar. Morena [federal hükümeti kontrol eden mevcut siyasi parti] hükümetlerinin polisi Guerrero’da Ayotzinapa öğrencisi Yanqui Kothan Gómez Peralta’yı ve Veracruz’da Granjas Carroll tarafından suyun istiflenmesini ve kirletilmesini protesto eden iki köylüyü öldürürken “baskı yapmıyoruz” diyorlar; Mexico City’de yerli halkın savunucularını vahşice öldürüyor ve hapsediyorlar. Artık yeter! Halka acımasızca davranan bu kapitalist devlet yıkılmalı ve devrim yoluyla halka hizmet eden yeni bir devrimci iktidar kurulmalıdır!
Metal ve beton duvarlar, sadece Ayotzinapa vakasında değil, binlerce kayıp, binlerce cinayet, topraklarından zorla göç ettirilen binlerce insan ve kapitalist sistemin ve onu koruyan Devletin diğer pek çok suçu karşısında gerçeği öğrenmek ve suçluları cezalandırmak için mücadele eden öfke, kızgınlık ve kolektif yaratıcılık karşısında, kapitalist Devletlerinin ve onun baskıcı silahlı kuvvetlerinin devam eden [vahşi] örtbasının ifadesidir.
AMLO, 26 Eylül sabahı kurbanlara, ailelerine, danışmanlarına ve dayanışma içindeki insanlara, Devletin yeni baskı tehdidini temsil etmeselerdi gülünecek kadar bariz yalanlarla bir kez daha saldırıyor: “Zaman geçtikçe bu, siyasi amaçları sağ parti PAN [bir siyasi parti] ile yakından bağlantılı olan muhafazakar bir hareket haline geldi. Zapatismo bile artık ne zaman Zapatismo sorgulansa bize karşı çıkıyor. Agustín Pro merkezi insan hakları grubu ve diğer örgütler de aynı durumda.”
Ordunun rolünün örtbas edilmesini, Ayotzinapa Davası Özel Soruşturma ve Dava Birimi (UEILCA) tarafından yürütülen ciddi soruşturmayı yok etmek için 2022’de delillere karşı vurulan darbeyi, Orduyu aklamak ve “Zeytin Yeşili Gerçeği”ni ( Astillero köşe yazarı Julio Hernández López’in yerinde ifadesiyle) pekiştirmek için söylenen yalanları bu şekilde meşrulaştırmaya çalışıyor. John Gibler’ın yakın tarihli bir makalesinde (“La Verdad Histérica”) işaret ettiği üzere, Ordu aleyhinde çok fazla kanıt olmasına rağmen hiçbir kanıt olmadığı konusunda tekrar tekrar ısrar ediyor ve tüm bunları suç örgütü Guerreros Unidos ve bazı yozlaşmış yerel yetkililere indirgemeye çalışıyor; bu açıdan Peña Nieto hükümetinin işkencelerden uydurduğu “Tarihi Hakikat ”e benziyor: López Obrador y el caso Ayotzinapa” [Histerik Gerçek: López Obrador ve Ayotzinapa davası], adondevanlosdesaparecidos.org).
Aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir: “AMLO’nun hakikat ve adalet için mücadele eden insanlara aynı acımasızlıkla saldırması, bu korkunç suçla ilgili gerçeği örtbas etme ihtiyacının ne kadar büyük olduğunu göstermektedir, çünkü bu suç kapitalist Devletin hükümetin en üst kademelerine kadar çürümüşlüğünü ortaya koymaktadır. Gerçeğin tamamı ortaya çıkarsa, çok daha fazla kişi bu Devletin ve uyguladığı şiddetin tamamen gayrimeşru olduğu sonucuna varacaktır.” “Ayotzinapa, birbirini izleyen hükümetlerin neredeyse tamamen cezasız bıraktığı yüz binden fazla kayıp vakasından sadece bir tanesidir. Ancak mevcut sistemin tek suçu bu olsaydı bile, Ordu, diğer Devlet güçleri ve Guerreros Unidos’un suç teşkil eden ortak operasyonu ve ardından ‘Tarihi Hakikat (1) ve ‘Zeytin Yeşili Gerçeği’ ile örtbas edilmesi, halkı baskı altına alan bu kapitalist Devleti yıkmak için gerçek bir devrime duyulan acil ihtiyacın altını çizmek için fazlasıyla yeterli olurdu.” ( Ayotzinapa kitabından : Faro de lucha contra el Estado criminal y la necesidad de una revolución real [Ayotzinapa: Suç Devletine Karşı Mücadelenin Feneri ve Gerçek Bir Devrim İhtiyacı], Meksika Devrimci Komünist Örgütü. İspanyolca olarak aurora-roja.blogspot.com adresinden ücretsiz ve dijital olarak temin edilebilir).
Yürüyüş sonunda Zócalo’ya ulaştığında, 43 Ayotzinapa öğrencisinin kaybolmasından suçlu olanları temsil eden, kağıttan sanatsal bir şekilde yapılmış kafatasları üzerinde duran büyük bir asker figürü ateşe verildiğinde sevinç patlaması yaşandı. Öğrenciler yalan, ihanet ve baskının merkezi olan Ulusal Sarayı koruyan yüksek metal çitlerin üzerine havai fişekler attılar.
Zócalo’daki mitingin sonunda, 43 kişinin aileleri mücadeleye destek veren herkese teşekkür etti ve gerçeğin ortaya çıkarılması ve sorumluların cezalandırılması için mücadelenin devam edeceğini vurguladı.
Ayotzinapa ve Kaybedilen ve Öldürülen Tüm İnsanlar için Hakikat ve Adalet ŞİMDİ!
Devlet Yaptı! Hükümet Suçlu Ordunun Üstünü Örtüyor!
Devrim ve Yeni ve Çok Daha İyi Bir Yaşam Biçimi için Mücadele Ediyoruz!
Aurora Roja
Devrimci Komünist Örgüt, Meksika‘nın sesi
auroraroja.mx@gmail.com | aurora-roja.blogspot.com
1.) Çevirmenin notu: Tarihi Hakikat terimi katliamın olduğu sırada başkanlık görevini yönetmekte olan Pena Nieto ve güvenlik kabinesi de dahil olmak üzere devletin bu suçunu örtbas etmeye çalışan üst düzey görevlilerin uydurdukları bir çarpıtmadır. Bu çarpıtmaya göre suç, tamamen yerel uyuşturucu çeteleri tarafından işlenmiştir. Ancak sonradan dağıtılan Hakikat Komisyonunun bulguları yerel çetelerin varlığını doğrulamakla beraber ordu mensuplarının olaya direkt dahiliyetini göstermektedir.
Bunun dışında şu an da İsrail’de saklanmakta ve işkence suçlarından aranmakta olan devlet görevlisi Tomas Zeron “Tarihi Hakikatin” güvenlik kurulu toplantısında uydurulduğunu itiraf etmiştir. Görev süresi bittikten sonra Nieto’da dahil dönemin başsavcısına delil karartma gibi çeşitli suçlamalardan dava açılmıştır. Nieto İspanya’da yaşamaktayken kimi üst düzey yetkililer ev hapsinde tutulmaktadır. Yargılama sürecinin başlaması büyük ölçüde halk kitlelerinin adalet talebiyle gerçekleştirdikleri eylemliliklerin bir sonucudur.