İran’daki direnişçilerin destekçileri ve yoldaşları tarafından yazılıp sosyal medyada tekrardan paylaşılmıştır.
İran İslam Cumhuriyeti’nin tarih sayfaları atış mangaları, darağaçları ve oklarla tekrar tekrar yapılan cadı avları, terör, tutuklamalar, işkence ve idamlar ile doludur… Bu tarihin başka bir yüzü de var: tekrar tekrar, dalga dalga direniş, mücadele ardına mücadele: Bizim mücadelelerimiz.
“Bizim” mücadelelerimiz “onların” baskısına karşı yükselmiştir. Bizi ezmek istiyorlar. Ancak bizim onlara açık ve güçlü bir mesaj göndermemiz gerek: Sizin işlediğiniz suçları sessizce ve dizlerimizin üzerinde sineye çekmeyeceğiz. Kesin olmak gerekirse, bu rejimin safları çatışmalarla doludur. Ancak bizi ezmek istediklerinde bize karşı bir yumruk gibi birlikteler. Bizim de aramızda çeşitli şekillerde farklılıklar mevcut. Ancak onların baskısının karşısında birlik olmayı amaçlamak bir zorunluluktur.
Yakın zamanda, sadece birkaç hafta içerisinde birçok insana agresif biçimde saldırıp pek çoğunu hapse attılar, bilinmeyen sayıda sosyal ve politik aktivisti tutuklattılar. İsim vermek gerekirse tutuklananların sadece birkaçı: Shabnam Ashouri, Elvar Qolivand, Mehran Raouf, Nahid Taghavi, Khosrow Sadeghi Boroujeni, Loghman Pirkhezrayian, Neda Pirkhezrayian, Arash Johari, Bahareh Soleimani, Andisheh Sadri ve Somayeh Kargar, Mohammad Khani ve Hanif Shadloo, Ekim 2020’de iki haftalık bir süreçte tutuklanan kişiler. Dahası, ismi bilinmeyen çok sayıda insan da tutuklandı ve her gün işkence görüyor.
Yeniden vurgulamamız gerekiyor: Biz mücadele ediyoruz, çünkü mücadele etmek zorundayız. Mücadeleden kısa vadeli bir geri adımın durumu bizim için “daha olumlu” hale getireceği düşüncesi sadece bir illüzyon olur. Onların baskısı sürekli olduğundan, bizlerin mücadelesi ara sıra olamaz. Bizim tarafımızdan atılacak bir geri adım onlar tarafından atılacak iki ileri adımdır.
Çeşitli konularda farklı görüşlerimiz olabilir. Olaylar ve gelişmeler üzerine düşüncelerimiz ve bunlara yaklaşımlarımız konusunda çelişkide olabiliriz. Ancak bu baskıya karşı en küçük direniş kırıntıları da dahil her tür direnişi desteklememiz gerektiği gerçeğinden daha açık olan hiçbir şey yoktur. Bu direnişte herhangi bir şekilde “kenarda beklemek” mantıklı değildir, korkakçadır ve herkes ve her haklı direniş için korkunç sonuçları olacaktır. Türü fark etmeksizin baskıya karşı mücadele etmeliyiz ve mücadele eden her direnişçiyi ve aktivisti desteklemek için birlik olmalıyız.
Bu direnişçilerin ve aktivistlerin bazılarının adlarını biliyoruz, ancak pek çoğunun da adını bilmiyoruz. Bu mücadelecilerin bazılarıyla konuşup birlikte yürüdük ancak başkalarıyla bunu yapmadık. Bazılarıyla düşüncelerimizi paylaştık, birlikte öfkelendik, hırslandık, birlikte sloganlar attık, güldük, ağladık, birlikte sevindik ve şarkılar söyledik, fakat pek çoğuyla da tanışmadık. Pek çoklarını tanımıyor olsak da, bazılarıyla geçirdiğimiz en karanlık ve en uzun gecelerde birlikte kötülüklerle dalga geçtik. Bazılarını yakından tanıdık, ancak pek çoğunu tanımıyorduk. Aslına bakarsanız, belki de hiçbirini yakından tanımadık, belki de onları bir kere bile görmedik. Fakat onların hepsi bizim halkımız.
İran’daki aktivistlerin ve direnişçilerin gördüğü her tür işkence, hapsedilme ve baskıya karşı birlik olmamız zorunludur ve hepimizin haklı mücadelelerinin güçlenmesi anlamına gelecektir.
Kafesi Yakın Kuşları Özgür Bırakın! @burn_the_cage instagram
İran’daki Siyasi Mahkumları Özgür Bırakın!