Geçtiğimiz günlerde korkunç bir haber ile sarsıldık. İzmir-Konak’ta takı satarak geçimini sağlamaya çalışan Aslı Özkısırlar isimli 37 yaşındaki genç kadın yaklaşık 25 günlük süre boyunca tedavi edilmek üzere yataklı bir hastane odasına alınmadığı için bu süre zarfında günden güne bozulan sağlık durumuna bağlı olarak ne yazık ki göz göre göre hayatını kaybetti. Aslı Özkısırlar, yatarak tedavisi bir türlü gerçekleştirilmediği için İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Yeşilyurt Devlet Hastanesi, Ege Yaşam Hastanesi arasında kritik aşamaya gelen sağlık durumu ile birlikte adeta mekik dokumak durumunda kalacaktı. Damar tıkanıklığı problemi olan ve sonraki süreçte aşırı kilo kaybı ile sağlık durumu gittikçe kötüleşen Aslı Özkısırlar’a gerekli olan bakım ve tedavi olanağı sağlanmadı. Çaresizlik içinde Sağlık Bakanı’nı etiketleyerek sosyal medya mecraları üzerinden sesini, haklı öfkesini ve durumunun aciliyetini duyurmaya çalıştı. Tepkisi nafileydi. Büyük bir görmezden gelme ve umursamazlık içinde adeta ölümle cezalandırılacaktı. Sevdikleri ve yakınlarının çabası da yeterli olamadı. Kalp sorunları yaşayan ve yetersiz solunum durumu ile boğuşmak durumunda kalan genç kadın için artık iş işten geçmişti.
Aslı Özkısırlar’ın yaşamını bu şekilde kaybetmesi tahammül edilecek türden bir durum değildir ve insan haysiyetini darmadağın eden korkunç bir durumdur. İçinden geçtiğimiz günlerde izlenen tamamen ciddiyetsiz, sorumsuz -ve esas olarak kapitalist-emperyalist sistemin dinamikleri temelinde işleyen- anti-bilimsel sağlık politikaları nedeniyle, koronavirüs pandemisine bağlı olarak artan vaka sayıları ve ölüm sayıları göz önüne alındığında belki de bazılarına tek bir bireyin ölümü çok da önemli değilmiş gibi gözükebilir. Bu da başlı başına ciddi bir problemdir. Çürümüş ve artık toplumun en geniş kesimlerinin temel ihtiyaçlarını sağlama konusunda miadını doldurmuş bir sistemin halk kitlelerinin bilinç durumu ve refleksleri üzerinde de köreltici ve yoğun bir şekilde bozucu etkisi olmaktadır. Bu sistem altında diğer türler gibi insan yaşamı da had safhada değersizleştirilmekte ve kapitalist üretim ilişkilerinin basit fonksiyonlarına indirgenmektedir. Çürümüş bir sistem kendi ürünlerini de çürütmektedir.
Bu acımasız tecrübe bizleri insan topluluklarının ilişkilerini düzenleyen, değer ve kaynaklar dağıtan bir mekanizmanın mevcut durumunu daha iyi anlama noktasında teşvik etmelidir. İnsan yaşamına kasteden karşılaşılan bu ağır durumlar spontane gelişen istisna durumlar değildir. Sağlık birimlerinin yapılanmasından, uzman kadroların yetiştirilmesine, planlama ve yürütme işlerinin işleyişinden ayrılan kaynaklara kadar bütün bu başlıklar esas olarak verili bir toplumsal formasyonun temelini belirleyen üretim şeklinden bağımsız değildir. Bu üretim şekli bütün insani ilişkileri nakite çevirmiş, üretimde bütün bir organizasyon şemasını rekabet ve kar elde etme temel hedefi doğrultusunda yapılandırmış derin çelişkileri olan bir sistemdir. İsmi kapitalizm-emperyalizm sistemidir. Kamu kuruluşları da bu temel dinamiklerin doğrudan etkisi altındadır ve dokunulmazlıkları veya görece farklı işleyişleri esas olarak formaliteden ibarettir. Mesele insan sağlığı gibi en temel ihtiyaçlar olduğu zaman, gerek özel gerekse kamu teşebbüsleri bu egemen mentaliteden muaf değildir.
Lafı dolandırmanın anlamı yok. Aslı Özkısırlar’ın ve sevdiklerinin yaşadığı bu gereksiz acılar, kapitalist-emperyalist sistemin insan ve toplum düşmanı karakterini yoğun bir şekilde bir kez daha gözler önüne sermiş bulunuyor. Bu açıdan içinden geçtiğimiz şu günler kitlelerin çok temel ve kritik bir soruyu daha yüksek sesle sormasına vesile olabilir ve olmalıdır:
Bu sisteme, yaşanan bütün bu kayıtsızlıklara, acılara ve sistemin çözüm olarak sunduğu yeni çözümsüzlüklere gerçekten mecbur muyuz?
Yeni komünizm takipçisi bir bilim insanı olan Ardea Skybreak, Bilim ve Devrim başlıklı röportajda bu soruya gerçekçi bir yanıt verir. Ve bu yanıtın üzerine gerçekten de etraflı şekilde düşünmek gerekir.
“Hepimiz bu kapitalist-emperyalist dünyada çok uzun zamandır yaşamaktayız, ve bugün hayatta olan bizler için, insan toplumlarının her zaman bu şekilde örgütlenmemiş olduğunu ve bu şekilde örgütlenmesi gerekmediğini hatırlamak veya düşünmek bazen zordur. Kapitalizm-emperyalizm, bir insan topluluğunu örgütlemenin tek yolu değildir ve bunun kesinlikle en iyi yol olmadığını kuvvetli bir şekilde savunuyorum. Ancak her durumda, tek yol bu değildir ve bu tespit, anlamaya ve üzerine düşünmeye değer bir şeydir.” [1]
Nasıl Bir Yönelim? Nasıl Bir Çözüm?
Aslı Özkısırlar’ın bu şekilde hayatını kaybetmiş olması dayanılmaz bir acıdır ve insanlığın bütün bir potansiyeli, yapabilecekleri, karşılaşılan sorunları aşabilmek için halihazırda varolan mevcut kaynaklar düşünüldüğünde tüm bunların son derece gereksiz acılar olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Gereksizdir, çünkü bu şekilde yaşanması zorunlu değildir. Öte yandan insan düşüncesi ve davranışını devamlı olarak belirleyen mevcut üretim ve bölüşüm ilişkileri altında daha farklısını beklemek gerçekçi de değildir. Çok daha farklı şekilde örgütlenecek, toplumdaki sınıfları ve bunları devamlı olarak üreten koşulları ortadan kaldırarak üretim ve bölüşüm faaliyetinin temeline insana, diğer türlere ve bütün bir gezegene karşı çok yönlü sorumluluğu, bu temeldeki ihtiyaçları en bilimsel yöntemlerle en efektif, en ulaşılabilir, en uygulanabilir şekilde karşılamayı yerleştirecek, toplumu bu doğrultuda devamlı olarak bilinçlendirerek gerçek kısıtlılıkların aşılması doğrultusunda seferber edecek, insanlar arasındaki eşitsizlikleri ve baskı ilişkilerini derinleştiren koşullara her aşamada doğru şekilde müdahale edecek, yepyeni bir vizyon ile gezegenin koruyucuları olma bilincini öne çıkartacak bir yönelime ihtiyacımız bulunuyor.
Halka ve Devrime Hizmet Etme Vizyonu
Bütün bunlar baskıyı, eşitsizlikleri, ayrımcılık türlerini devamlı olarak üreten kurumları ve egemen düşünceleri ile mevcut sistemin gerçek bir devrim ile aşılmasını gerektirmektedir. Bu devrimin kuracağı yepyeni kurumlar ve toplumsal değerler altında işleyecek bir formasyon diğer pek çok şeyin yanı sıra halk sağlığı gibi hayati önemdeki bir meselede de kökten farklı bir bakış açısını ve kökten farklı bir planlamayı ivedilikle hayata geçirecektir.
Bu noktada elimizde işlerin hangi temellere, hangi kapsayıcı ilkelere dayanarak yürütüleceği noktasında bulanıklıkların giderilmesini sağlayan somut bir belge bulunuyor. Bob Avakian tarafından kaleme alınmış ve Devrimci Komünist Parti ABD Merkez Komitesi tarafından onaylanmış, devrim sonrasında kurulacak proletarya diktatörlüğü altında ortaya çıkacak oldukça zorlu ve karmaşık çelişkilerle materyalist bir temelde, sınıfsız bir toplum hedefiyle boğuşan somut bir vizyonun belgesi… Devrim sonrası yapılandırılacak yeni bir toplumun vizyonuna dair önemli bir perspektif sunan Kuzey Amerika’da Yeni Sosyalist Cumhuriyet İçin Anayasa (Tasarı Önersi) halk sağlığı meselesine ilişkin şu önemli ilkelerin uygulanacağını belirtmektedir:
“…Yeni Sosyalist Cumhuriyetin sağlık ve ilaç konusundaki amacı insanların her anlamda sağlığını ve esenliğini geliştirmektir. Bu anlamda bir diğer kritik şey, bir bütün toplumun -ucuza ve er ya da geç parasız bir şekilde- sağlık hizmetine ulaşımının sağlanmasıdır. Sağlık hizmetinin kesintisiz bir şekilde geliştirilip iyileştirilmesi de bu cumhuriyetin amaçlarından biridir. Cumhuriyetin yönetimi aynı zamanda nüfusun yiyecek ve besin ihtiyacının karşılanmasını da garanti altına almaya çalışır…”
“Bu genel yönelim doğrultusunda, bir yandan üst düzeyde uzmanlaşma gerektirenler de dahil rahatsızlıkların tedavisine ve medikal araştırmalara (bu bağlamda yukarıda bilim ve bilimsel uğraş konusunda tartışılan temel ilkeler geçerli olacaktır) gerekli dikkat ve özen gösterilirken, diğer yandan asıl vurgu sağlıklı beslenme ve egzersizler aracılığıyla rahatsızlıkların mümkün olduğunca engellenmesi ya da erken teşhis ve tedavilerle giderilmesi üzerine olacaktır. Bu amaçla beslenme ve egzersizler dışında başka yollara da başvurulacaktır. Bilimsel yaklaşım kadar enternasyonalist yönelime de uygun olarak, ilaç alanındaki araştırma ve gelişmeler, pratik iyileştirmeler bu alanda dünyanın başka yerlerinde çalışan (ya da ilgili olan) insanlarla mümkün olduğunca çok paylaşılacak, salgın hastalık ve rahatsızlıkların teşhisi, engellenmesi ve giderilmesi için gerekli işbirliği geliştirilecek ve etkinleştirilecektir. Aynı işbirliği, hastalıkların tedavisi ve dünya çapında tıp bilimiyle ilgili çok yönlü gelişmeler ve pratik uygulamalar konusunda da geçerli olacaktır. İlaç alanında profesyoneller ve diğerleri için geliştirilmesi ve bir standart haline getirilmesi gereken yönelim halka hizmettir. Hastalıkların tedavisinde ve tıbbın diğer alanlarında deneyim ve bilgi kadar hastalara ve en genel anlamda insanlara duyarlılık da hesaba katılmalı, tıp biliminin uygulanıp geliştirilmesinde tümüyle temel bir kaynak ve gereklilik haline getirilmelidir.” [2]
Gerçekten de bütün bunlarla yaşamak zorunda değiliz. Bizler burada içi boş belirsiz söylemler, keyfi istekler, naif ütopik konseptlerle hareket etmiyoruz. Sistem içinde kalıcı çözümlerin niçin mümkün olmadığını çok yönlü ve sistematik bir şekilde ele alıyoruz. Doğrudan hakikatler temelinde ilerlemek için çaba sarfediyoruz, objektif gerçekliği gerçekten olduğu -cereyan ettiği- şekliyle kavramaya ve soyutlamaya çalışıyoruz. Bütün bunlara toplumların analizi ve dönüşümü için en tutarlı bilimsel yöntem ve yaklaşımı uygulayarak yanıt veriyoruz. Öfkemizi ve umutlarımızı bilimsel bir temelde yapılandırıyoruz. Elimizde yaklaşık 170 yıl önce Marx ve Engels tarafından geliştirilen, sonrasında Lenin ve özellikle Mao Zedong’un eşsiz katkıları ile -gerek teori alanında gerekse bu teorinin uygulandığı toplum modelleri açısından- zenginleştirilmiş şekliyle bir bilim olarak komünizm bulunuyor. Çoğunlukla iftira ve yalanlarla karalanan, görmezden gelinen, özellikle de oldukça hatalı bir şekilde özgürlüklerin bastırıldığı bürokratik/totaliter rejim konseptleri ile eşdeğer tutulan gerçek sosyalizm pratiklerinden öğreniyoruz. İnsanlığın ufkunu ilerleten önemli atılımlarıyla radikal derecede farklı bir vizyona dair önemli veriler sunan bu pratiklerin daha çok araştırılmayı ve daha doğru bir şekilde anlaşılmayı hak ettiğini görüyoruz. [3] Bununla birlikte insanlığın eskisinden çok daha iyisini yapma, geçmişteki kısıtlılıkları ve hataları aşma sorumluluğu ve kabiliyeti olduğunun da farkındayız.
Ve şu an Bob Avakian’ın yeni komünizmi ile birlikte, geçmiş komünist deneyimin bütün kazanımlarıyla birlikte önemli zayıflıklarının ve bilimsel yaklaşımla çelişen tali hatalarının kapsamlı bir şekilde analiz edildiğini -komünizmin kritik çelişkisinin nitel olarak çözümlendiğini- ve günümüzde gerçek bir devrimin ve yeni sosyalist bir toplumun canlı, uygulanabilir ve arzu edilebilir bir çerçevesini yeni komünizm ile tüm insanlığa sunulduğunu görüyoruz. [4]
Yeni komünizm, Aslı Özkısırlar ve nicelerine her an her saniye derin ve gereksiz ızdıraplar yaşatan kapitalist-emperyalist sistemin nasıl gerçekten ortadan kaldırılabileceğini, bunun için gerekli olan kuramsal çerçeveyi ve somut stratejik düzlemi detaylı şekilde açıklamaktadır.
Esas mesele bu sistemin ve her seferinde getirdiği bütün bu vahşetinin olmadığı, bugünden kökten farklı yeni bir toplumun gerçekten nasıl kurulacağına odaklanmak ve gerçek bir devrim için artan sayıda insanın karmaşık çelişkilere bu doğrultuda, Bob Avakian’ın önderliğini yaptığı yeni komünizmin bilimsel yöntem ve rehberliğinde müdahale edebilmesini sağlayabilmektir.
Referanslar:
[1] Skybreak A., “Bilim ve Devrim. Ardea Skybreak ile Röportaj”. Kaynak için bkz: Topluma Bilimsel Yaklaşım ve Dünyayı Değiştirmek | Yeni Komünizm (yenikomunizm.com)
[2] Bkz: Kuzey Amerika’da Yeni Sosyalist Cumhuriyet İçin Anayasa (Tasarı Önerisi) | Yeni Komünizm (yenikomunizm.com)
[3] Komünizme yönelmiş geçmiş sosyalizm pratiklerinden Mao Zedong önderliğindeki Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki sağlık uygulamalarına dair önemli bir deneyim için bkz: Devrimin Yalınayak Doktorlar Uygulaması ve Bugüne İzdüşümler | Yeni Komünizm (yenikomunizm.com)
*Ayrıca Raymond Lotta’nın gerçekleştirdiği önemli bir röportajda geçmiş sosyalizm deneyimlerinin çok yönlü kazanımları ve tali zayıflıkları hakkında daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz: Bildiğinizi Düşündüğünüz Şeyi Bilmiyorsunuz: Komünist Devrim ve Kurtuluşa Giden Gerçek Yol: Tarihi ve Geleceğimiz | Yeni Komünizm (yenikomunizm.com)
[4] Bob Avakian, Atılımlar çalışması içinde şu önemli noktayı belirtir: “Yeni komünizmin bilimsel yaklaşımı, devrimin temelinin verili herhangi bir zamanda halk kitlelerinin düşüncesinde değil, insanlığın geniş kitleleri için sürekli sefalete neden olan bu sistemin belirleyici çelişkilerinde bulunduğunu, ve aynı zamanda bu çelişkilerin bu sistemin yapıları ve dinamikleri üzerine inşa edildiğini ve sistemin kendi sınırları içinde çözülemez veya ortadan kaldırılamaz olduğunu önemle vurgular.
Bu durum, “5 DURDUR” da yoğunlaşmış şekilde ifadesini bulmaktadır:
*Soykırımsal Zulmü, Toplu Hapisleri, Polis Zalimliğini ve Siyah ve Melez İnsanların Katledilmesini DURDUR!
*Patriyarkal Ayrımcılığı, İnsandışılaştırmayı, ve Heryerdeki Tüm Kadınlara Boyun Eğdirmeyi ve Cinsiyete Dayalı Her Türlü Baskıyı DURDUR!
*İmparatorluk Savaşlarını, İşgal Ordularını, ve İnsanlığa Karşı İşlenen Suçları DURDUR!
*Şeytan Gibi Göstermeyi, Göçmenlerin Suçlu Sayılmasını, Sürülmesini ve Sınırların Askerileştirilmesini DURDUR!
*Kapitalist-Emperyalizmin Gezegenimizi Yok Etmesini DURDUR!”
Add comment