İran’daki Siyasi Mahkumlara Özgürlük Uluslararası Acil Durum Kampanyası’ndan (IEC):
İki güçlü İran filmi, İran’daki siyasi muhaliflerinin karşı karşıya kaldığı aşağılık teokratik baskıyı gözler önüne seriyor. Bu filmler aynı zamanda İran toplumunun birçok farklı kesiminden İran’ın faşist teokratik İslam Cumhuriyeti’ne karşı direnişin kahramanca seslerini farklı şekillerde gösteriyor.
There is No Evil 26-28 Ekim tarihlerinde Stanford Üniversitesi İran Çalışmaları Bölümü tarafından gösterilecek. 29 Ekim Cuma günü saat 10:00-11:00 arasında PDT’de ödüllü film yapımcısı Mohammad Rasoulof ile bir webinar gerçekleştirilecek. Bu etkinlik Mohammad Rasoulof ile canlı etkileşimde bulunmak açısından da nadir bir fırsat. Farsça orijinal başlık “Şeytan Yoktur” şeklinde. Tartışma Farsça olacak, ancak film İngilizce altyazılı olarak gösterilecek.
Rasoulof’un bu film ile Şubat 2020’de Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ödülünü kazandığı, ancak ödülünü almak için İran’dan seyahat etmesine bile izin verilmediği düşünüldüğünde, bu webinar başlı başına bir meydan okuma ve cesaret eylemidir. Uluslararası Acil Durum Kampanyası, bu filmin ve yapımcının önemine ilişkin 9 Mayıs tarihli bir güncellemede şunları yazmıştı:
Yönetmen Mohammad Rasoulof, 2020 yılı röportajında önceki filmlerine dair otosansür uygulamasını eleştirmişti; “Sesimi yükseltmeye karar verdim” ve “… Artık zorbalığın kabulüne dayanan bir film yapmak istemiyorum.” “There is No Evil” İran’daki idam cezasını uygulamalarını ve emirlere uymayanları inceleyen bir film. Film gizlice çekildi ve İran’da yasaklandı. Resulof, rejimle tekrarlanan tutuklamalar ve çatışmalardan sonra Mart 2020’de tutuklandı. İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı “propaganda yaymaktan” bir yıl hapis cezasına çarptırıldı ve iki yıl film yapmaktan men edildi.
The Secret Fatwa (Gizli Fetva) ise İran’daki 1988 Katliamı’nın anlatılmamış hikayesidir. Bu film, İran tarihinin az bilinen bir kesitine ilişkindir. Delnaz Abadi tarafından yönetilen ve üretilen ödüllü bir belgeseldir. Yine de İran tarihinin bu korkunç kesiti, İran’ın mevcut gerçekliğine ve bugün siyasi tutsaklarının üzerinde beliren tehditlerle bağlantılıdır: İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Ebrahim Raisi, 1988 katliamını denetleyen “infaz komitesinin” bir üyesi olarak o dönem kilit bir rol oynamıştı. Film ücretsiz olarak buradan izlenebilir.
Filmin resmi web sitesinde şöyle yazıyor:
İran İslam Cumhuriyeti, 1988 yılında içlerinden bazılarının yedi yıla kadar uzatılmış cezalara çarptırılmış binlerce siyasi mahkumun bulunduğu cezaevlerini aniden kapatma kararı aldı. İzin verilen tek ziyaret 3 üyeli bir komiteydi: İslami bir yargıç, bir savcı ve bir istihbarat görevlisi. Komite, hemen hemen her siyasi tutukluyu inançları hakkında kısaca ve bireysel olarak sorguluyordu. Mahkumlara hayatlarının verecekleri cevaplara bağlı olduğunun söylenmemesi dışında, izlenen uygulama bir tür ortaçağ engizisyonundan başka bir şey değildi. Beş ay sonra, cezaevi yetkilileri mahkum ailelerini çağırdılar ve her birine birer paket verildi: “Tutuklunuz idam edildi.” Hiçbir açıklama yoktu, vasiyet yoktu, ceset yoktu, mezar yoktu…
Kaynak için bkz: Two powerful Iranian films expose repression faced by Iran’s political dissidents | revcom.us
Hayatları Tehlikede!
İran’da şu anda acımasız bir tutuklama, işkence ve infaz kampanyası yaşanıyor. Bu acil bir durumdur. Yüzlerce siyasi mahkumun hayatı ve haysiyeti ölümcül bir tehlike altında. Hemen harekete geçmeliyiz!
#FreeIransPoliticalPrisonersNow
Add comment