Yeni Komünizm

İklim Değişikliği Etkisine İlişkin Yeni Büyük BM Raporu — Bölüm II

Revcom.us Editör Notu: Bu makale, küresel ısınmanın gezegen, ekosistemleri ve küresel olarak insan toplumu üzerindeki etkisine ilişkin tahrip edici yeni BM raporunun yayınlanmasıyla ilgili iki bölümlük bir dizinin II. kısmıdır.

Ayrıca bkz. Tam Şu Anda 3,3 Milyar İnsan İklim Değişikliğine Karşı Savunmasız!

Yenikomunizm.com Editör Notu: Aşağıdaki yazı 7 Mart 2022 tarihinde revcom.us sitesinde Ekoloji Çalışma Grubu tarafından yazılmıştır. Çevirisini yeni komünizm taraftarı bir okurumuzun yaptığı çalışmayı dikkatinize sunarız.


Yeni Sosyalist Toplum Neyi Farklı Yapabilir? Ve Yapardı! – Basit Bir Örnek

Teşhir 1: Gıda Sistemi

Kendini yeni komünizme, Kuzey Amerika’da Yeni Sosyalist Cumhuriyet İçin Anayasa‘ya dayandıran bir sosyalist toplum, ekonomiyi ekolojik olarak sürdürülebilir bir temelde, fosil yakıtlara olan bağımlılığını kıracak şekilde yeniden YAPILANDIRABİLİR Mİ? Evet. Bu, Bob Avakian tarafından yazılan Kuzey Amerika’da Yeni Sosyalist Cumhuriyet İçin Anayasa’da ve Sosyalist Sürdürülebilir Kalkınmanın Bazı Temel İlkeleri”nde derinlemesine işlenmiştir. Burada son derece önemli sadece bir örneği kısaca inceleyeceğiz: Gıda Sistemi.

Ulian köyünde kahve tarlasında çalışan işçiler, Bali adası, Endonezya. Fotoğraf: AP

İlk olarak, bugün kapitalizm-emperyalizm altında gıda üretiminin nasıl olduğuna bir bakalım. Bu sistem altında, gıda üretimi iklim krizine önemli bir katkıda bulunuyor; küreselleşmiş, büyük ölçüde fosil yakıta bağımlı ve önemli bir metan kaynağı (kısa vadede karbondioksitten 70 kat daha güçlü bir sera gazı). Gıdanın yetiştirilme biçimi, dünyadaki derin eşitsizliklere dayanıyor ve bunları pekiştiriyor. Dünyanın dört bir yanındaki ezilen ulusların, geleneksel tarımları yok edildi ve emperyalist ülkeler için özel mahsullerin üretildiği yerler haline geldi.

Yiyeceklerin nerede ve nasıl yetiştirildiği, her şeyden önce bir faktör tarafından belirlenir: Yüksek oranda yoğunlaşmış emperyalist sermaye için kâr. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki şirketler için, örneğin Endonezya’da yetiştirilen bazı gıda ürünlerini ithal etmek daha ucuzsa -orada tarımsal emek daha yoğun bir şekilde sömürülebileceğinden, zehirli tarımsal kimyasal girdilerin ve genel tarımsal uygulamaların kullanımını kısıtlayan daha az çevresel düzenleme vardır, toprak ve iklim daha elverişlidir ve ticaret kısıtlamaları veya tarifeler aşırı derecede pahalı değildir- o zaman olacak olan da budur, bu gıda ürünleri buralardan ithal edilecektir.

Mevcut tarımsal dağıtım sistemimiz, sömürücü ve fosil yakıt yakan uluslararası tedarik zincirlerine bağlıdır. Dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 90’ı, bu konteyner taşıyıcı gibi gemilerle taşınıyor. Fotoğraf: ABD Ordusu Mühendisler Birliği

Kapitalizm-emperyalizm şunlar tarafından YÖNETİLMEZ: İhracata yönelik tarımsal üretimin Endonezya halkı ve ekonomisi üzerindeki etkisi; her türlü bitki ve hayvana ev sahipliği yapan yağmur ormanlarının kesilmesinin çevreye verdiği geri dönüşü olmayan zararlar; kısa vadede daha yüksek verim vaat eden pestisitlerin ve gübrelerin kullanımıyla insanların ve çevrenin zehirlenmesi; ne de dünyanın öbür ucuna yiyecek göndermek için yüksek kirletici petrolün büyük miktarda yakılmasıyla iklim değişikliğinin daha da hızlanması. Bu sistem tarafından, kâr amaçlı üretimin örgütlenme ilkesinden başka hiçbir şey dikkate alınmaz ve bu durum küresel Güney’de çiğ ve acımasız bir ifade alır.

Bu sistem altında amaç, milyarlarca dolarlık sermaye yoğunlaşmaları için en karlı olan şeydir. Bu durum Montana sığır çiftliğinde olduğu gibi hem insanları hem de hayvanları hor kullanan devasa fabrika çiftlikleri ve mezbahalar inşa etmeyi gerektiriyor. Fotoğraf: AP

Emperyalist ülkelerde de tarım, milyarlarca dolarlık sermaye yoğunlaşmaları için karlı olanın egemenliğinde ve kontrolündedir. Bunun anlamı şudur: Hem burada sömürülen insanlara, özellikle de yoksulluk, savaş ve iklim değişikliği nedeniyle küresel Güney’deki topraklarından sürülen göçmenlere hem de kesim için hayvanları hor kullanan devasa fabrika çiftlikleri ve mezbahalar inşa etmek; çevreye zarar veren, yiyeceklere zararlı kimyasallar yayan pestisit, gübre ve diğer yöntemlerin yaygın kullanımı ve tarlalarda ve çiftliklerde bu işi yapan insanların sömürülmesi ve birçoğunun yoğun baskı ve ayrımcılığa maruz kalması.

Haydi tarıma iki farklı gelecekte bakalım. Biri devrimin olmadığı ve yukarıdaki paragraflarda değinilenlerin hepsinin onlarca yıl devam etmesi. İkincisi, şu anda ABD’de bir devrim olması.

Birincisi, kapitalizm-emperyalizmin onlarca yıldır hüküm sürdüğü, altta yatan çerçevenin iklim değişikliğini yoğunlaştırmaya devam ettiği ve sistemde zaten yerleşik olan korkunç eşitsizliklerin ve baskının daha da kötüleştiği bir dünyadır. Tarım ve insanlık için gerekli olan su örneğini ele alın. IPCC raporu, ısınmada 0,1 santigrat derece – 1,5’ten 1,6’ya 1,7’ye, vb. arasındaki her artış için, buna karşılık gelen, yoğunlaşan bir su krizi olacağını öngörüyor. 2°C’lik ısınmada tahmin edilen 800 milyon ila 3 milyar insanın yeterli suya erişimi olmayacağı tahmin ediliyor, bu da içmeye ve yemek için yiyecek üretmeye yetecek suyun olmayacağı demektir. Bu zaten bir kitlesel açlık ve kıtlık dünyası olan sistemin üstüne ekleneceklerdir.

Bu gelecek hakkında yeterince şey söylendi — Bu Sistemin Zamanı Doldu!

Haydi şimdi devrimden sonra farklı bir dünya hayal edelim… Sosyalizmde gıda üretimi, dağıtımı ve tüketimi nasıl organize edilirdi? Burada ancak neyin mümkün olacağını VE neyin aynı zamanda ciddi bir mücadele gerektirdiğini ve karmaşık çelişkiler içerdiğini geniş çizgilerle tartışmak mümkündür. Vurgulanması önemli olan şey, devrimin ve yeni sosyalist devlet iktidarının, BU sistemde mümkün OLMAYAN şekillerde rasyonel, bilinçli olarak planlanmış, insanlar için sağlıklı ve ekolojik olarak sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmak için muazzam bir olasılık açacağıdır. Sosyalist toplum, atmosfere sera gazlarının enjeksiyonunu büyük ölçüde azaltmak için gösterilen genel çabaya katkıda bulunacaktır. ABD’nin orantısız rolü göz önüne alındığında, bu yalnızca kendi başına dev bir adım değil, tüm gezegen için de bir örnek olacaktır, devrim yoluyla radikal olarak farklı bir toplumun olasılığı ve yaşayabilirliği ile dünyanın dört bir yanındaki insanları etkileyip ilham verecektir.

Devrim bu değişiklikleri nasıl yapacak?

Başlangıç olarak, şu anda gıda sistemimizi kontrol eden çok uluslu dev şirketlerin varlıklarına el konacak, sömürüleri sona erecek ve bunların bu sistemde bir yerleri olmayacaktır. Kâr, artık gıdanın ne ürettiğini, nasıl ve nerede üretildiğini, dağıtıldığını ve tüketildiğini yöneten şey olmayacaktır. Ezilen ülkelerin tarımı artık emperyalist ülkelere mal üretmek üzere örgütlenmeyecektir. Sömürücü ve fosil yakıt yakan uluslararası tedarik zincirlerine bağımlılık, mümkün olan en kısa sürede aşamalı olarak ortadan kaldırılacaktır. Artık büyük ölçüde fosil yakıtlara dayandırılarak yapılan gübrelerle, gölleri ve nehirleri zehirleme yaşanmayacaktır. Yeni sosyalist devlet tüm bunlara bir son verecek, bilim insanlarının, çiftçilerin ve yerli toplulukların uygulamalarını bir araya getirecek ve sentezleyecek, insanlara gıda sağlamak için yeni ve kökten farklı bir sistem inşa etmeye başlayacaktır.

Ancak bunların hiçbiri kolay olmayacaktır, karmaşık çelişkiler ve mücadeleler içerecektir. Bütün bunlar hem devletin önderliğini ve planlamasını hem de toplumdaki insanların bilinçli inisiyatifini içermek zorundadır. Yukarıdan aşağıya uygulanmayacak, Bob Avakian’ın yeni komünizmde sağlam çekirdek temelinde bir hayli esneklik olarak nitelendirdiği süreç yoluyla ve muazzam tartışma, münakaşa ve her türlü kitle girişimini içerecektir. İçinde yaşadığımız mevcut toplumun teşvik ettiği ve dayattığı bireyci atomize zombiler kültüründen ziyade, kapitalizm-emperyalizmin yarattığı çevresel felaketi telafi ederken insanları nasıl besleyebileceğimiz de dahil olmak üzere, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sorunlarla uğraşmaya ve bunları çözmeye yönelik insanların bilinçli inisiyatifinin olduğu devrimci bir kültür, toplum genelinde serbest bırakılacak ve teşvik edilecektir. İnsanlar diyetlerini ve yaşamlarını bu ekolojik olarak sürdürülebilir tarım sistemine uyacak şekilde değiştirmeye teşvik edilecek ve gerektiğinde bununla mücadele edilecektir. Yerel tarım, halkın gıda sisteminin temeli haline gelecektir. Hem kentsel hem de kırsal tarımın yanı sıra hem büyük hem de küçük ölçekli çiftçilik, yalnızca gıda üretimi ve dağıtımını ekolojik olarak sürdürülebilir kılmak için değil, aynı zamanda kentsel merkezler ile kırsallar arasındaki eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için de gerekli olacaktır. Yeni sosyalist devlet, yalnızca iklim değişikliğine dirençli olmakla kalmayıp aynı zamanda daha fazla küresel ısınmaya katkıda bulunmayan tarım yöntemlerini daha da geliştirmek için fon sağlayacaktır.

Yine, bu sadece burada geniş çizgilerle tartışılabilir ve birçok yeni çelişki ve engel olacaktır, ancak şunu tekrarlamak önemlidir;

(a) bu sistemin sunabileceği veya bu sistem altında mümkün olan her şeyden çok daha iyi olacağı ve

(b) Anayasa’nın genel çerçevesi içinde bu çabalara destek veren, yeni ve kökten farklı bir devlet gücü olacak ve kitlelerin giderek BA’nın Yeni Komünizm yöntemini benimsemesiyle, bu sorunlar üzerinde çalışmak için gerçek bir yolu olacaktır. Devrim, toplumu kökten farklı, kökten kurtarıcı ve ekolojik olarak sürdürülebilir çizgiler boyunca örgütleme olasılığını açan şeydir.

Sosyalist Sürdürülebilir Kalkınmanın Bazı Temel İlkeleri’nden:

Uzun vadeli arazi kullanım planlaması, kapsamlı toprak ve su tasarrufu ve tarımsal biyoçeşitlilik ilkelerine dayalı tarımsal sistemlerin geliştirilmesi gerekli olacaktır. Büyük, orta ve küçük ölçekli bu tarımsal sistemler, yerel olarak uyarlanabilen, belirli koşullara uyum sağlayabilen ve iklim değişikliğine ve talepteki değişikliklere yanıt verebilen teknolojilere ve uygulamalara izin vermelidir. Tarıma yeniden yön vermede amaç, kaynakların kullanımını en aza indiren ve doğaya ve insanlara verilen zararı en aza indiren tarım ürünleri ve sağlıklı gıda ürünlerinden yüksek ve sürdürülebilir verim elde etmek olmalıdır.

Bu ilkelerin tamamı için buraya gidin.

IPCC’nin yeni raporu, zamanın tükenmekte olduğunu ve tam olarak yanlış yönde ilerlediğimizi ölümcül bir şekilde açıkça ortaya koyuyor. Bir başka başarısız iklim zirvesinin ardından, bazı iklim bilimcileri, iktidarların eylemsizliğine karşı “bilim insanlarının grevi” için çağrıda bile bulunuyorlar. [1] Bu, toplumun genelinde alarmı ciddi bir şekilde çalmak için hoş bir duyarlılık örneği. Devrimciler bu tür bilim insanlarına ulaşmalı ve bu hayal kırıklığı ve öfkeyi bir bütün olarak bu sistemin güçlü bir suçlamasına dönüştürmek ve onu devirmek için gerekli, şiddetli ve acil mücadeleye katılmak için onlarla çalışmalı ve mücadele etmelidir.

Geriye kalan çok az değerli zaman, çözümsüzlükler ve zehirli aldanmalarla BOŞA HARCANMAMALIDIR. Ve bu, iklim krizinden en çok sorumlu olan ABD gibi bir ülkede devrimin gerçekten mümkün olduğu bu ender zamanda bu hakikat daha da doğrudur.


Felaket Bir Şey Ya da Gerçekten Özgürleştirici Bir Şey: Derin Kriz, Derinleşen Bölünmeler, Yaklaşan İç Savaş Olasılığı – Ve Acilen İhtiyaç Duyulan Devrim

Ayrıca bakınız: İklim Değişikliği Etkisine İlişkin Yeni Büyük BM Raporu — Bölüm I

TAM ŞU ANDA 3,3 Milyar İnsan İklim Değişikliğine Karşı Savunmasız!

[1] Bu, işlerin ne kadar ileri gittiğinin önemli bir göstergesidir. IPCC raporu üzerinde çalışmış olanlar da dahil olmak üzere bazı bilim insanları bir sonraki IPCC raporu üzerinde çalışmayı çoktan reddetmişlerdir. Uluslararası konferans ardından uluslararası konferansın başarısızlığı ve gezegenin şu anda üzerinde bulunduğu felaket yörüngede gerçek bir değişikliğe yol açmaması konusunda ıstırap çekiyorlar ve neler yapılabileceğini anlamaya çalışıyorlar.

Yeni Komünizm

Bizler, devrimin önderi Bob Avakian'ın mimarı olduğu Yeni Komünizm‘in takipçileriyiz. Bob Avakian'ın devrimci önderliğini takip eden ve Yeni Komünizm temelinde dünyayı gerçekte olduğu haliyle anlama ve onu değiştirme sorumluluğunu üstlenenleriz. Detaylı bilgi için bkz: Biz Kimiz?

Dünyada devamlı olarak yaşanan dehşetlerin ve son derece gereksiz acıların ortadan kaldırılması hem mümkün hem de son derece gereklidir. Bob Avakian'ın devrimci önderliğini ve geliştirmiş olduğu Yeni Komünizm'i öğrenerek kazanma şansı olacak gerçek bir devrim hareketini birlikte inşa ediyoruz. Yeni Komünizm'in teorik çerçevesine ilk kez giriş yapacaklar başlangıç noktası için web sitemizde bu bölümde yer alan makaleleri inceleyebilir, ayrıca Bob Avakian'ın Türkçeye çevrilmiş eserlerine buradan ulaşabilirler. Görüş, katkı ve desteklerinizi bekliyoruz.

#DevrimDahaAzıDeğil

Add comment

Follow us

Don't be shy, get in touch. We love meeting interesting people and making new friends.