“Temel kitleler arasında (bilinçli bir egemen sınıf siyaseti ile geliştirilen orta sınıflar değil, fakat ezilen halk kitleleri arasında) muazzam oranda moral bozukluğu, yenilgi duygusu ve (egemen sınıfın kasıtlı siyasetleri ve eylemleri doğrultusunda) temel kitlelerin umutsuz koşulları ve moral bozukluğunda pekişerek yoğunlaşan, geniş oranlarda uyuşturucu kullanımı bulunmaktadır. Pek çok kişi umutsuzluktan uzaklaşmak için uyuşturucuya bağımlı olup yaşamını yitirmekte ya da tükenmiş sefil durumlara sürüklenmektedir… Ve durum, bu ülkenin (ve aynı zamanda uluslararası olarak) gettolarında ve barriolarındaki çetelerin genişlemesi ile çok daha umutsuz ve moral bozucu hale gelmiştir, gençlik yoksunluk ve çaresizlik koşullarıyla çetelere çekilmektedir, ve zengin olma illüzyonu ve “zengin ol ya da çalışarak öl” yönelimi uyuşturucu satıcıları tarafından pompalanmakta ve kokuşmuş kültür toplum çapında bunu yaymaktadır, bu durum başkalarının daha fazla sömürülmesi ve yıkılmasının aracı olarak gerek Wall Street’te ve dünya çapında, gerekse iç mahallerdeki sokaklarda teşvik edilmektedir.” [1]– Bob Avakian
Geçtiğimiz günlerde AKP Genel Merkezi büro çalışanlarından biri olan Hamza Kürşat Ayvatoğlu isimli şahsın lüks bir araç içinde kokain kullanımına dair videosunun sosyal medyada paylaşılması ve gelişme üzerine oluşan kamuoyu tepkileri gündeme geldi. Konu halen çeşitli boyutlarıyla tartışılıyor.
Kürşat Ayvatoğlu’nun açıklamaları ardından olayın magazinsel kısmını öne çıkartarak meselenin “pudra şeker” “toz şeker” “alemcilik” ekseninde tutularak sulandırılması bir yana [2], egemen sınıfların muhalefet çevreleri, salt “AKP’ye çatacak yeni bir malzeme bulma” sınırlı yaklaşımı ile konuyu ele aldıkları için bütün bu çerçevenin dayandığı temeli es geçerek kısır ve verimsiz bir takım “ahlaki” çıkışlar ve “gelir adaletsizliğine” “kaynakların kötüye kullanılmasına” “mal varlığına” yönelik ironik -kabul etmeli ki oldukça yavan- nasihatlerden öteye bu meseleyi götüremediler.
Bütün bu yaklaşımlar ortada olan derin bir sosyal problemi ve bunun üzerine inşa edilmiş değerler silsilesini, ayrıca bu meselenin hangi üretim ilişkileri temelinde böylesi durumların filizlendiğini görmezden gelmektedir. Meselenin doğru şekilde analiz edilmemesi ve çözüm noktasının yüzeysel veya belirsiz bırakılması durumu, esasen farklı dünya görüşlerinin ve programların etkisi altındaki siyasi sahaya yapılan negatif bir müdahale olarak görülmelidir. Bu negatif müdahalelerin birikerek ortaya çıkardığı gündemlerle hem insanların düşünce biçimleri üzerinde hem de davranışlarını gerekçelendirmelerinde oldukça gerçek sonuçları olmaktadır.
Kürşat Ayvatoğlu’nun olay sonrasında yeniden gözaltına alınması sonrasında ailesi aracılığı ile yaptığı açıklamalar “pudra şekeri” açıklamalarına nazaran daha dikkat çekiciydi. Bu açıklamaları yalnızca kendini aklamaya çalışan bir madde bağımlısının durumu kotarma çabası olarak düşünmemek gerekiyor. Kokain videosu ile gündeme gelen Avyatoğlu şunları diyor:
“Daha fazla güçlü görünürsem her kapının açılacağını düşündüm. Daha fazla nüfuz sahibi olma, olduğundan farklı görünme çabasıyla gücün yanında görünme, hükümetteki güçlü insanlarla fotoğraf vererek kendime yeni kapılar açma düşüncesi beni her gün başka bir yanlışa sürükledi.”
İnsanların uyuşturucu madde kullanmasının şüphesiz tek bir motivasyonu veya yönlendirici dinamiği bulunmuyor. Binlerce yıllık tarihi bulunan uyuşturucu madde kullanımının çok yönlü ve genelde iç içe geçmiş sosyal, psikolojik, ekonomik yönleri vardır. [3] Bu genel kategoriler kendi içinde alt kırılımlara ayrılarak uzunca bir liste oluşturulabilir. Ayrıca uyuşturucunun günümüz kapitalist-emperyalist sistemin işleyişinin önemli bir bileşeni olan kayıt dışı ekonominin işleyişi açısından önemli bir faaliyet alanı olduğunun altının çizilmesi gerekiyor. [4] Fakat buradaki meselede insanların bir şekilde uyuşturucu kullanarak verili bir duruma itiraz ederek alternatif bir durum (zihinsel veya fiziki deneyim, ruh hali) yaratma ihtiyaçlarının es geçilmemesi gereken önemli bir unsur olduğunun fark edilmesi gerekiyor. Kaçınılan ve çoğunlukla yetersiz, zevksiz, sıkıcı bulunan bir reel düzleme; merak uyandıran, tatmin edici, zevkli, eğlenceli ve farklı hissettiren bir alternatif düzlem ile yanıt verilmeye çalışılması, akıllara Marx’ın kapitalizmin egemenliğindeki gerçek dünya ilişkilerinin tüm hisleri, samimi ilişkileri ve insanın varoluşunun günlük şartlarını duygusuzlaştırdığı, yavanlaştırdığı, meta temelli kaba ilişkilere çevirdiği şeklindeki sözünü getiriyor. Kapitalist-emperyalist sistemin temel işleyişi ve insan düşünce ve davranışını devamlı belirleyen dinamikleri, verili üretim ilişkileri içindeki bireyleri özellikle duygusal açıdan büyük bir cendereye almakta ve insanların potansiyellerini dar rekabetçi ve günü kurtarmaya çalışan ilişkiler içerisinde darmadağın etmektedir. Mevcut ilişkiler ağı içinde günden günde boğulan, karamsarlaşan, hayal kırıklığı ve moral bozukluğu yaşayan, heyecanını yitiren halk kitleleri, diğer yandan aynı sistemin eğlence-gösteri endüstrisi ile negatif ikonlara ve toplumsal ilişkilere özendirilerek sosyo-kültürel açıdan belirlenmekte ve nesneleştirilmektedir. Bütün bu cendere içinde, uyuşturucu maddelerin egemen sınıfların ezilen halk kitlelerini denetlemesi ve pasifize etmesi açısından oldukça işlevsel bir yönünün bulunduğu görmezden gelinmemelidir.
Sistemi Anlamak ve Onun Alternatifi İçin Harekete Geçmek
Bob Avakian’ın Yeni Yıl Açıklamasında şu önemli tespitte bulunur:
“Niçin bu durumla karşı karşıya olduğumuzu anlamak için sadece yüzeyde olup bitenleri ele alarak yanıt vermemek gerekir -bu aslında meselenin etrafında dolaşmak demektir- yüzeyin altını kazmak, şeylerin altında yatan ana kaynakları ve nedenleri keşfetmek ve temel problem ve gerçek çözüme dair bir anlayışa ulaşmak gerekir. Bu da, nasıl bir sistem altında yaşadığımızı ve bu sistemin gerçekte ne olduğunun (kapitalizm-emperyalizm sisteminin) bilimsel şekilde kavranmasına ulaşmak anlamına gelir. Bu sistemin daha derin ilişkilerini, dinamiklerini ve bunun toplumun farklı kesimlerinin kendiliğinden düşünmesini, ayrıca toplumdaki ve dünyadaki olaylara verdikleri tepkileri nasıl belirlediğini kavramaya çalışmak gerekir; tüm bunları halk kitlelerinin ve nihayetinde bir bütün olarak insanlığın çıkarlarına dönüştürmek için ileriye dönük olası yolları saptamak için yapmak gerekir.” [5]
Kürşat Ayvatoğlu’nun açıklamalarında öne çıkan nüfuz sahibi olmak, güçlü olmaya çalışmak, güçlü insanların çevresinde dolanmak ifadeleri esas olarak böylesi değerlerin yapılandırıldığı ve devamlı olarak ulaşılması gereken idealler olarak imlendiği bir toplumsal formasyona yönelik bilgi vermesi açısından anlamlıdır. Bu ilişkiler son 21 yıllık AKP iktidarı altında çok daha keskin bir hale gelmiş ve toplumun dokularına sistematik bir şekilde işlenmiştir. Fakat bununla birlikte bu mesele yalnızca AKP iktidarının ürettiği bir toplum ve insan modeli meselesi de değildir. Bahsettiğimiz gibi uyuşturucu kullanımı başta olmak üzere insanlığı mevcut koşullarını değiştirme arayışında tutsak eden ve çeşitli güç mekanizmalarına bağlayan pratikler, ezen ve ezilen, sömüren ve sömürülen şeklinde yapılandırılmış eşitsizlik üreten sınıflı toplumsal bir formasyonun belirleyici özelliklerinden biridir.
Bu noktada Kürşat Ayvatoğlu’nun kokain videosu sonrasında özellikle sosyal medyada yürütülen din ve ahlak temelli polarizasyonun ise son derece hatalı ve sorun üreten türden bir fenomen olduğuna değinmek gerekiyor. Erdoğan’ın temsil ettiği Türkçü-İslamcı faşistlerin “gerçek dindar olmadıkları” veya “kokain kullanımının ahlaksızlık ve haram olduğu” şeklinde kendini gösteren, genel olarak kendiliğindenci bir AKP muhalifliği toplumun ve tüm insanlığın acil ihtiyaç duyduğu çözüme de ket vurmaktadır. Bu mesele ne sistemin ilişkilerine kalıcı bir şekilde dokunmayan yalnızca semptomla uğraşan uyuşturucu madde tedavi merkezlerinin meselesidir, ne sanılanın aksine “gerçek Müslümanlık değerlerinin” çözebileceği bir ahlak meselesi, ne de sistemin eğitim kurumlarının ve müfredatlarının meselesidir. Bu insanları devamlı olarak ayrıştıran ve eşitsizlikleri her seferinde derinleştiren bütün bir üretim ilişkileri ağına işlenmiş bir çok sac ayağı bulunan karmaşık dinamikleri olan bir meseledir. Ve gerçekçi çözümü doğrultusunda atılacak adımlar, insan düşüncesinde ve egemen üretim tarzında kökten ve devamlı olarak sürecek dönüşümleri-müdahaleleri gerektirmektedir.
Radikal ve Gerekli Bir Çözüm İçin
Halk kitlelerinin bir şeyleri gerçekten dönüştürebileceklerini, -bunu ilahi yasalar, günahtan kaçınmalar ve kısır çekişmeler temelinde değil, kendilerine, topluma bütün bir gezegene karşı çok yönlü ve ciddi sorumlulukları olduğu bilinci ile- bu dönüşümü yapmaya muktedir olduklarını görebilmeleri gerekiyor. Kendilerini devamlı olarak sınırlayan mevcut dar çerçeveleri kırabileceklerini ve çok daha iyisini yapabileceklerini görebilmeleri gerekiyor.
Toplumsal adaletsizliğin, gelir adaletsizliğinin, insan onuruna aykırı tutum ve davranışların derinleşmesi insanlığın karşı karşıya kaldığı büyük bir hastalık olarak görülmelidir. Bu hastalığın tedavisi ise bu konuda uzmanlaşmış, süreçteki en bilimsel yöntem ve yaklaşıma sahip olanların öncülüğünde, deneyiminde ve halk kitlelerinin bilinçli çabası ile ele alınması gereken ciddi bir meseledir.
Günümüzde insanlığın karşı karşıya olduğu, onları esir eden, köleleştiren, potansiyellerini çalan köhnemiş mevcut ilişkilerin radikal derecede farklı bir toplumsal ilişkiler ağı ile yenilenmesini sağlayacak olan, bu doğrultuda gerekli olan gerçek bir devrim hareketi ve stratejisini kapsamlı bir şekilde saptamış olan bir önderlik mevcuttur.
Bob Avakian’ın uzun yılları kapsayan bilimsel temeldeki çalışmaları, devrim için sağladığı önderliği ve tüm insanlığı sınıfsız bir dünyaya taşıyacak bir bilim olarak komünizmin kritik çelişkisini çözümleyen yeni komünizmi, şu an için başta ezilen halk kitleleri ve gençlik olmak üzere toplumda her kesimden insanın ufkunu ilerletmesi ve geleceğe doğru temelde sahip çıkabilmesi için gerekli olan devrimin temelini bizlere sunmaktadır.
[1] İnsanlık İçin Bilimsel Temelde Umut: Bireysellikten, Asalaklıktan ve Amerikan Şovenizminden Kopmak | Yeni Komünizm (yenikomunizm.com)
[2] Kürşat Ayvatoğlu emniyetteki ilk ifadesinde “Kokain değil, şaka amaçlı pudra şekeri çekmiştik” şeklinde bir açıklama yapmış ve serbest bırakılmıştı. Kaynak için bkz: ‘Kokain değil, pudra şekeriydi’ diyerek kendini savunan AKP’li Kürşat Ayvatoğlu, serbest bırakıldı (cumhuriyet.com.tr)
[3] Geçtiğimiz günlerde atık sular üzerine yapılan bilimsel bir çalışmanın çarpıcı sonuçları sosyal medya üzerinden yayınlandı. İÜ Adli Bilimler ve Adli Tıp Enstitüsü çalışma sonuçlarına göre dünyada atık sularına uyuşturucu türevlerinin karıştığı belli başlı şehirler arasında İstanbul ve Adana da dikkat çekici bir şekilde yer aldı. Her ne kadar popülasyon oranları ölçek ve oran üzerinde belirleyici bir faktör olsa da, İstanbul’un suya karışan cannabis (esrar) oranında Barcelona’nın ardından ikincisi sırada gelmesi, ayrıca kokain ve metamfetamin oranlarında ciddi seviyelerde olması önemli bir durumu ortaya koymaktadır. Bkz: https://twitter.com/sevil_atasoy/status/1376247671523053569
[4] Özellikle AB ülkelerinde uyuşturucu kullanım oranlarına ilişkin bkz: Avrupa Uyuşturucu Raporu (europa.eu)
[5] Bob Avakian’dan Yeni Yıl Açıklaması: Yeni Bir Yıl, Tüm İnsanlığın Kurtuluşu İçin Kökten Yeni Bir Dünyaya Yönelik Acil İhtiyaç | Yeni Komünizm (yenikomunizm.com)
Add comment