Editörün Notu: Aşağıdaki belge Devrimci Komünist Parti, ABD Merkez Komitesi tarafından hazırlanmıştır. Kaynak için bkz: https://revcom.us/a/457/how-we-can-win-en.html
Bunu başarmamız için şunları bilmemiz gerek:
Niçin gerçek bir devrime ihtiyacımız var? Tam şu anda ne yapmalıyız? Onları nasıl yeneceğiz?
Niçin Gerçek Bir Devrime İhtiyacımız Var?
Gerçek bir devrimin anlamı sistemin içinde bir şeyleri değiştirmeye çabalamak değil, sistemin kendisini alaşağı edip tamamen farklı ve çok daha iyi bir sistemi hayata geçirmektir. Mevcut kapitalist-emperyalist sistem reform edilemez. Bu sistemden çıkmadan ne polis şiddetini ve katliamlarını durdurmak mümkündür, ne de savaşlarla insanların ve çevrenin yok edilişini, sömürüyü, başta insanlığın yarısı oluşturan kadınlar olmak üzere milyonların hatta milyarların üzerinde, ne buradaki ne de dünya çapındaki baskı ve aşağılanmayı durdurmak mümkündür. Çünkü tüm bunlar sistemin çalışma şeklinin, ilişkilerinin ve yapılarının çelişkilerinde yazılıdır. Yalnızca ve yalnızca gerçek bir devrim ihtiyaç duyulan temel değişikliği yaratabilir.
Şu Anda Ne Yapmalıyız?
Bu devrimi gerçekleştirmemiz için ciddi ve bilimsel olmalıyız. Sistemin güçlerinin farkında olmamız gerektiği gibi bundan daha da önemlisi derin ve belirleyici olan stratejik zaaflarının farkında olmalıyız. Bu devrimi, köklü bir değişime en çok muhtaç olanların arasında inşa etmeliyiz, fakat aynı zamanda da bu sistemin sonsuz dehşet yaymaya devam edip bunun her seferinde haklı gösterildiği, hatta büyüklük olarak lanse edildiği bir dünyada yaşamayı reddedenleri de kapsamalıyız.
Gerçek ve özgürleştirici bir devrim için gereken önderliğe, bilime, stratejiye, programa ve temellere sahip olduğumuzun haberini duymayan kalmayana dek yaymayı kendimize görev biçmeliyiz. Başımızda Bob Avakian (BA) var, kendisi bu devrimin lideri ve devrimin yeni bir çerçevesi olan komünizmin yeni sentezi’nin mimarıdır. Önderliğini BA’nın yaptığı ve bu yeni sentezi bilimsel altyapısı olarak kullanan partimiz var, Devrimci Komünist Parti. İnsanların bir araya gelip devrimi organize bir biçimde temsil ettikleri ve devrim hakkında daha fazla bilgi edinip partiye katılmaya hazırlandıkları Devrim Kulüplerimiz var.
Keskin bir şekilde sistemin suçlarını açığa çıkartan, bilimsel biçimde sistemin reforme edilemeyeceğininin sebeplerini analiz eden ve birlik içinde devrime yönelik çalışmak isteyen insanlara öncülük eden partinin web sitesi revcom.us ve gazetesi Revolution var. Elimizde, BA’nın yazdığı ve partinin genel komitesince onaylanan, coşkulu ve somut vizyonuyla yepyeni ve özgürleştirici bir toplumun ana hatlarını çizen Kuzey Amerika’da Yeni Sosyalist Cumhuriyet için Anayasa‘sı var. Şehir merkezlerindeki ve hapishanelerdeki insanlardan öğrenci ve araştırmacılara, sanatçı, avukat ve diğer meslek sahibi kişilerden, banliyö ve taşradaki gençlere kadar –toplumun her kesiminden insan- bunu fark etmeli ve ciddi biçimde ele almalıdır.
Sistemin yarattığı cehennemi bizzat yaşayanlar ile sistemin ürettiği sonsuz zorbalıklarından bıkmış olanlar bu devrime katılarak beraber hareket etmeli. Tam da şimdi, milyonların devrim lehine etkilenirken, binlerce insan devrim saflarına katılmalı. Polis şiddetine karşı alevlenen protestolar da tıpkı başka olaylarda büyük kitlelerin yerleşmiş otoritelerin ve ‘siyasi oyunun kuralları’na karşı sokağa çıkmaları gibi bize potansiyelin boyutunu gösteriyor. Fakat bu potansiyel, çabayla devrimci bir anlayış, irade ve örgütlülüğe dönüştürülmeli. Bu devrimin örgütlü kuvvetleri ve önderliği gitgide çoğalan insan kitlerlerin saygı duyup takip ettiği ‘otorite’ haline gelmeli – yalancı siyasiler ve baskıcı sistemin satılık medyası değil – ezenlerin tarafını tutup bu sistemle ‘uzlaşmak’tan bahsedenler değil – tam da insanların devrim için birleşmeleri gerekirken onları birbirine düşürenler değil. Pek çok kişi sistemin suçlarına karşı olumlu şeyler yaparken, bizler her açıdan çaba göstermeliyiz – toplumdaki her siyasi programı ve her örgütlü kuvveti, her tür kültürü, değer sistemini ve insanlara davranış şeklini ihtiyaç duyduğumuz devrimle ilişkisine göre, her tür zulmü durdurmak adına değerlendirmeliyiz. Devrimi ilerletmek için mümkün olduğu her an halkla birleşip, gerekli olduğu her an halka ulaşmalıyız.
Devrim için var gücümüzle savaşmanın koşullarının oluşmasını beklerken, süreci hızlandırmak için ‘3 hazırlığı’ gerçekleştirmeliyiz: Zemini hazırla, halkı hazırla, devrimin öncülerini hazırla – milyonların tüm gücüyle ve gerçek bir zafer ihtimaliyle savaşmaya sürülmesinin zamanı için hazır olmalıyız.
İktidarla savaşıp insanları devrim için değiştirmeliyiz – sistemin adaletsizlikleri ve gaddarlıklarını protesto edip karşı çıkmalıyız, aynı zamanda bu iğrenç sistemi ve düşünce şeklini reddedip karşı çıkmaları için insanları kazanmalıyız. İnsanlar, devrimin bakış açısını, değerlerini, stratejisini ve programını benimsemeli, devrim için gerekli kuvvetleri inşa edip iktidar güçlerinin devrimi ve önderliğini ezme girişimlerini durdurmalıdır.
Toplumdaki her küçük sarsıntıda – yani her kriz, insanların normalde kabul ettikleri durumları sorgulayıp karşı çıktıkları her yeni ayaklanmada – fırsatı değerlendirerek devrimin güçlerini büyütmeliyiz. İktidar güçleri, sistemde en sert hayatı süren insanları, yani bu devrime en muhtaç olanları izole ediyor, brutalize ediyor, kitleler halinde hapse atıyor ve onları merhametsizce baskı altında tutuyor. Bu hareketleri karşı durarak durdurmalıyız. Mevcut sisteme karşı kararlı olarak muhalefet eden insanları dalgalar halinde örgütleyerek, onlara hayatı dar etmemiz gerekiyor!
Tüm bunlar tamamen belli bir şeyi hedeflemektedir – devrimci bir durumu: Sistem ve onu yöneten güçler ciddi bir kriz içinde bulunurken, sistemi ayakta tutmak için kullandıkları şiddet, toplumun geniş kesimlerince katilce ve haksızca bir güç olarak açıkça görüldüğünde… Yöneten güçler arasındaki çelişkiler derin ve keskin olduğunda, halk kitlelerini bu egemenlerden birinin veya diğerinin arkasına geçirerek değil, fırsatı değerlendirip devrim güçlerini inşa ederek… Milyonlarca ve milyonlarca insan eski tür yönetim şeklini reddettiğinde ve bu sistemi alaşağı edip Kuzey Amerika’da Yeni Sosyalist Cumhuriyet İçin Anayasa üzerine oturtulan yeni bir hükümeti ve toplumu var etmek için var güçleriyle çabalamaya istekli ve kararlı olduklarında… İşte o zaman tamamen harekete geçmenin vakti gelir. Şimdiden aktif şekilde çalışıp hazırlanmamız gereken de tam olarak budur.
Onları Nasıl Yenebiliriz?
‘Devrimin Mümkünlüğü’, partinin önemli bir beyannamesidir. Revcom.us’ta yayınlanmıştır. Milyonlarca devrimcinin ve devrim için gerekli şartlar ortaya çıktığında gerçek bir zafer ihtimaliyle savaşmanın temellerini sağlar – yani gerekli olan stratejik anlayışı ve doktrini verir. Şu an böylesi bir kavgaya kalkışmanın henüz vakti gelmemiş bulunuyor ve bunu denemek sadece yıkıcı bir yenilgi ile sonuçlanacaktır. Fakat stratejik anlayış ve doktrini daha da geliştirmek için, gelecek göz önünde bulundurularak devamlı olarak çalışma yürütülmelidir. Aşağıda, devrimci kavgayı tam olarak sürdürmenin şartları oluştuğunda devrimci güçlerin üstüne düşen ana görevlerin bazıları açıklanmaktadır:
★ Devrimci şartlar açıkça ortaya çıktıklarında, devrimin bel kemiği güçleri, hızla ana stratejik alanlarda örgütlü savaşçı kuvvetler haline getirilip, burada tam savaşı başlatmak için gerekli eğitim gerçekleştirmeli, gerekli ekipman elde edilmeli ve gerekli lojistik sürdürülmelidir. Aynı zamanda, bu kuvvetler, düşmanın bu kritik aşamada devrimci güçleri ezmesini önlemelidir. Nihayetinde, bu çekirdek savaşçı güçler, devrimin ‘yedek kuvvetleri’ şeklinde örgütlenen milyonlarca devrimci ile desteklenmelidir.
★ Ülkenin tümünde faaliyetler başlatılmalıdır. Aynı zamanda, dünyaya eski düzeni yıkarak yeni ve devrimci sistemi hayata geçirmeye kararlı olan bir gücün var olduğunu anlatan cesur bir duyuru yapılmalıdır. Bu iki görev tamamlandığında kuvvetler, devrim ivmesini kaybetmeden hızla yeni faaliyetlere geçmek için yeniden örgütlenmelidir.
★ Düşmanın üstün savaş kuvvetine yalnızca avantajlı anlarda karşı çıkılmalı, kavganın tümünü etkileyecek belirleyici çatışmalardan ‘güç dengesi’ tamamen devrim lehine değişene kadar uzak durulmalıdır. Düşmandan ele geçirilen ekipman, devrimci savaş stratejisine uygun şekilde kullanılmalıdır. Ana stratejik alanlarda siyasi ve lojistik destek merkezleri inşa edilmeli, fakat gerekli ‘istenen güç dengesi’ oluşana kadar, alan ve bölgeler açıkça kontrol altına alınmamalıdır.
★ Beklenmedik gelişmeler sonucunda öncü rol elden kaçırılmamalı, bir süreliğine elde kaçırılmış ise, öncü rol yeniden kazanılmalıdır. Düşmanın beklemediği şekilde savaşılmalıdır. Düşmanın dengelerini bozmak, kuvvetlerini toplayıp harekete geçirmesinin önünü kesmek ve onları dağıtmak için faaliyetler gerçekleştirilmedir. Tüm faaliyetler ve davranışlar, devrimin özgürleştirici perspektifi ve hedefleriyle uyumlu bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Düşmanın gaddarca hareketleri kendi aleyhlerine döndürülmeli, böylece düşman saflardan devrime katılanlar da dahil olmak üzere, çok sayıda kişinin devrim saflarına geçmesi sağlanmalıdır.
★ Kavganın bütünsel koordinasyonu ile stratejik talimatlar gayrı-merkezi hareketler ve yerel birliklerin ve önderlerin ortak faaliyetleri olarak birleştirilmelidir. Kitle desteği ve sağlanacak bilgi ile düşmanın haber almasının önü kesilmeli ve böylece, devrimci önderliğin ve ana kuvvetlerinin yerlerini tespit ederek yok etmeleri engellenmelidir. Devamlı olarak yeni kuvvet ve önderler yetiştirilerek, kaybedilen kuvvet ve önderlerin yerleri boş bırakılmamalıdır.
★ Bu bütünsel mücadele sürecinde, güneyde (ve kuzeyde) bulunan ülkelerin durumu, oradaki devrimci mücadelelerin karakteri ve boyutu da göz önünde bulundurularak, doğru şekilde değerlendirilmelidir.
★ ‘Güç dengesi’ devrim lehine kaydığında nihai zaferi hedefleyen hareketler başlatılmalıdır. Aynı zamanda eski düzenin kuvvetleri tamamen dağılana kadar halen belirleyici çatışmalardan uzak durulmalı, girişilen hareketler bu doğrultuda planlanmalıdır. Düşman kuvvetleri nihayetinde çok zayıfladığında, kalan güçler tamamen bozguna uğratılıp dağıtılmalıdır.
Tüm bunlar devrim şartları oluşana kadar geçen süreçte milyonların devrim için kazanılıp kazanılmamasına bağlıdır. Zamanı geldiğinde düşmanı yenmek, yani bu sistemi kaldırıp yerine çok daha iyi bir şey koymak, tamamen şu an yaptıklarımıza bağlıdır. Sömürünün, baskının ve bu sistemin yarattığı bunca gereksiz acının olmadığı, farklı bir dünya arzusunu içinde taşıyan herkes şimdiden çalışmaya konulup bunları gerçekleştirmeli ki, gerçek bir zafer ihtimalimiz olsun.