Yeni Komünizm
Editörün Notu: Aşağıdaki yazı revcoms.us web sitesinde 10 Şubat 2025 tarihinde yayınlanmıştır. Çevirisini okurlarımıza sunarız. Yazının orijinaline buradan erişebilirsiniz.
Donald Trump, Gazze’deki tüm Filistinlilerin etnik olarak temizlenmesi gerektiğini ve ABD’nin bölgeyi ele geçirip “sahipleneceğini” ilan etti.
Trump, 4 Şubat’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun (namıdiğer Netan-Nazi) yanında yaptığı konuşmada, “ABD Gazze Şeridi’ni ele geçirecek ve biz de bununla ilgili bir iş yapacağız… buna sahip olacağız ve sorumlu olacağız.” dedi. Gazze’nin insanların yaşaması için çok tehlikeli olduğunu iddia etti ve burayı “tamamen yıkım alanı” olarak adlandırdı. Ancak ABD’nin onu yeniden inşa edecek ve bir iş ve turizm merkezi, bir “Orta Doğu Rivierası” haline getireceğini iddia etti.
Gazze’deki iki milyondan fazla Filistinliden kaçının başka ülkelere taşınacağı sorulduğunda Trump, “hepsinin taşınacağı” yanıtını verdi. “İnsanların Gazze’ye geri dönmemesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Trump’ın Utanmaz ve Suçlu Teklifi Hakkında Üç Nokta
Birincisi, Trump’ın bu hamlesi gerçekleştirilebilirse -ki bu büyük bir “eğerdir”- bu, özellikle İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana gerçekleştirdiği tek taraflı soykırım katliamı sırasında Filistin halkına karşı işlenen bir dizi korkunç suçun üzerine eklenen gerçekten korkunç bir suç olacaktır.
O gün, İslamcı köktendinci grup Hamas gerici bir saldırı gerçekleştirerek çoğunluğu sivillerden oluşan yaklaşık 1.200 İsrailliyi öldürdü ve 250 kişiyi rehin aldı. İsrail bu vahşeti fırsat bilerek Gazze halkına karşı tam kapsamlı bir soykırım başlattı. Geçtiğimiz 16 ay boyunca -ABD bombaları ve desteğiyle- 60.000’den fazla Filistinliyi katlettiler (resmi rakamlara göre ve gerçekte muhtemelen çok daha fazlası), 17.492 çocuk dahil. İsrail hedeflerinin Hamas olduğunu iddia ediyor, ancak gerçekte asıl hedefleri Gazze’de yaşayan 2,1 milyon Filistinli. İsrail, Gazze’de yaşamı imkânsız hale getirmek için evleri, hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri, çiftlikleri, fırınları ve daha birçok yeri bombaladı, top ateşine tuttu, buldozerlerle yıktı ve havaya uçurdu.
Yani evet Trump, ruhu ve zihniyeti beş para etmez bir emlakçınınkine benzeyen aşağılık bir katildir. Gazze bir yıkım sahası ve bir ölüm tarlasıdır. Bu da ABD ve siyonist İsrail’in eseridir.
İkincisi, Trump’ın Gazze’ye ilişkin önerisinin amacı, insanların dikkatini oraya çekmek, aynı zamanda Filistinlilerin Batı Şeria’sını ilhak etmek, yani yasadışı bir şekilde İsrail devletinin parçası haline getirmek yönünde daha ciddi adımlar atmak olabilir. Burası Ürdün Nehri’nin batısında, Ürdün ülkesine sınır olan ve üç milyon Filistinlinin yaşadığı bölgedir. Uluslararası anlaşmaya göre burası Filistin toprağıdır ve vaat edilen gelecekteki Filistin devletinin bir parçasıdır. (1) Ancak İsrail, 1967’deki savaşla bu toprakları ele geçirdi ve o zamandan beri yasadışı olarak işgal ediyor. (2)
Şu anda iktidarda olan Trump/MAGA faşistleri aslında İsrail’in Filistin topraklarının tamamına sahip olma “hakkını” tanıyor ve destekliyorlar. Sağcı Likud Partisi’nin seçim bildirgesinde belirttiği gibi, “Deniz ile Ürdün arasında yalnızca İsrail egemenliği olacak.” (3)
Üçüncüsü, olaylar hala gelişirken ve Trump’ın planları hala işlemekteyken Orta Doğu’yu yeniden şekillendirmek için büyük hırsları olduğu açıktır. Bu, bölgedeki halk kitleleri ve genel olarak insanlık için büyük bir tehlike taşır ancak bu hırsları gerçekleştirmek için düşündüğü kadar özgürlüğe sahip olduğu o kadar da açık değildir. Açık olan şey, bu sistemin manevralarının, tasarımlarının ve eylemlerinin Ortadoğu’ya daha da derin bir şekilde egemen olmak, halkını ezmek ve sömürmek ve bunu ABD’nin kapitalist-emperyalist imparatorluğunu genel olarak güçlendirmenin bir parçası olarak yapmak için tasarlandığıdır.
Los Angeles’taki İnsanlığın Kurtuluşu İçin Revcom Birliği’nden Luna, Los Angeles’taki Placita Olvera’da konuşuyor.
Trump’ın Orta Doğu’daki eylemleri ve olayları yakından izlenmelidir. ABD veya İsrail tarafından yapılacak herhangi bir saldırganlığa kesin bir şekilde kitlesel mücadeleyle karşı çıkılmalıdır.
Dipnotlar:
1) Ordusu olmayan böyle bir devlet, bir rezervasyondan başka bir şey olmazdı, ancak bu, bu makalenin kapsamının ötesindedir. Bob Avakian’ın sosyal medya mesajına bakın @BobAvakianOfficial DEVRİM #6: İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırımının “haklı gerekçelerini” üstlenmek.
2) Uluslararası Adalet Divanı, İsrail’in Batı Şeria’daki devam eden işgalinin ve özellikle yerleşim yerlerinin, Filistinlilerin zorla yerinden edilmesinin ve kaynakların yağmalanmasının uluslararası hukuka aykırı olduğuna karar verdi. Özellikle Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin 49. maddesi, işgalci bir gücün “kendi sivil nüfusunun bir kısmını işgal ettiği topraklara transfer edemeyeceğini” belirtmekte ve “bireysel veya kitlesel zorla transferleri” ve mülkün veya diğer kaynakların ele geçirilmesini veya yok edilmesini yasaklamaktadır.
3) Örneğin, Trump’ın Birleşmiş Milletler elçisi Elise Stefanik, İsrail’in tüm Batı Şeria üzerinde “İncil’e dayalı bir hakkı” olduğunu iddia ediyor. Trump’ın İsrail elçisi Hristiyan faşist Mike Huckabee, “Batı Şeria diye bir şey yoktur” ve “Orası Yahudiye ve Samiriye’dir” (şimdi Filistin Batı Şeria’sı olan bölgenin İncil’deki adı) demiştir.
