Editörün notu: Aşağıda yer almakta olan yazı Almanya’daki Yeni Komünizm taraftarları (Neuer Kommunismus) tarafından kaleme alınmış ve çevirisi tarafımıza aktarılmıştır. Dünyanın her yerinde yeni komünizmin ve onun mimarı Bob Avakian’ın önderliğinin geniş halk kitlelerine ulaştırılması içerisinde bulunduğumuz tarihsel kriz koşullarında daha da kritiktir.
Tüm dünya krizlerle sarsılıyor.
Orta Doğu’daki soykırımdan, durmaksızın ilerleyen iklim değişikliğinin yıkıcı sonuçlarına,
dünyanın çeşitli bölgelerinde sürekli tırmanan çatışmalara, özellikle de her geçen gün bir dünya savaşına doğru yaklaşan Ukrayna savaşına, dünya çapındaki ekonomik krizlere,
artan kadın düşmanlığına (kürtaj hakkına yönelik saldırılar ve geleneksel “kadın rolleri”ne uymaları için uygulanan baskılar) ve LGBTQ’ya yönelik saldırılara, hem siyasi hem de fiziksel olarak, artan ırkçılığa, özellikle göçmenlere, mültecilere ve Müslümanlara yönelik,
beyaz, Hristiyan, cis-hetero erkeklerin “ideal” görüntüsüne uymayan herkese yapılan kışkırtmalara ve tüm bu krizlerden dolayı kendi vatanını terk etmek zorunda kalan milyonlarca insana…
Her nereye bakarsak bakalım, çöküşte olan bir dünya görüyoruz. Bu dünya, bu tüm sorunlar ve daha birçok kriz için çözümler arıyor. Ama bu çözümler kapitalist-emperyalist sistem altında mümkün değil. Çünkü bu sistem, yalnızca bu adaletsizliklerin nedeni olmakla kalmıyor, aynı zamanda tüm gezegenin geleceğini, sadece insanlık için değil, tüm hayvan ve bitki dünyası için tehdit ediyor!
Neden bunu söylüyoruz? Çünkü tüm bu sorunlar ve krizler, dünyayı son derece kırılgan bloklara ve ittifaklara ayıran emperyalist güç mücadelelerinin arka planında meydana gelmektedir. Bu bloklar birbirleriyle rekabet ederken, kapitalizm/emperyalizm tarafından neredeyse zorunlu kılınmaktadır. Bu rekabet, dünyadaki milyarlarca insanın sömürülmesi ve ezilmesine dayanmaktadır. Şu an da ana rakipler, yani “büyük gangsterler”, ABD/NATO/AB bloğu ve onlara karşı olan Rusya/Çin bloğuyken ayrıca “küçük gangsterler” de var; örneğin İsrail ve İslamcı köktenciler gibi.
Şu anda Suriye, çatışan çıkarların ve karşıt çıkarların harika bir örneğini sunuyor. Bazı durumlarda, bu çatışan çıkarlar büyük kafa karışıklığı ve yönsüzlük yaratmaktadır. Örneğin HTŞ, şu an ne diyorlarsa desinler, İslamcı köktenci bir örgüttür. Daha geçenlere kadar, ABD emperyalistleri ve müttefikleri için “kötü İslamcılar” olarak görülüyorlardı, başlarına ödül konmuştu ve şimdi birden “iyi İslamcılar” olarak kabul edilmeye çalışılmaları sadece büyük bir ikiyüzlülüğün göstergesidir. Gerçekten de Esad gerici bir diktatördü, ancak bu, HTŞ’nin gerçek bir kurtarıcı veya devrimci bir güç olduğu anlamına gelmez, çünkü HTŞ devrimci bir güç değildir ve Suriyelilere gerçek bir ilerleme getirmeyecektir. Ve yine de Almanlar, Suriyeli mültecileri büyük ölçekte geri göndermek istiyorlar.
Burada net ve açık bir şekilde şunu vurgulamak zorundayız:
– Düşmanımın düşmanı benim dostum değildir!
– Filistinlilerin yanındayız ve soykırıma ve ona karşı mücadele edenlere yapılan baskılara karşı çıkıyoruz!
– Aynı zamanda, Alman parlamenrosu tarafından kabul edilen antisemitizm tanımını reddediyoruz. Bu tanım yalnızca antisiyonist veya İsrail karşıtı Yahudileri karalamakla kalmamakta, aynı zamanda “büyük çapta” geri göndermeler için bir bahane olarak da kullanılmaktadır. Bu tanımın aslında kendisi antisemitiktir!
– Biz, emperyalistler arası bir savaşta hiçbir tarafın yanında değil, her zaman halkın yanındayız!
– Bunun anlamı şudur, Filistinlileri ezen İsrail, Kürtleri özgürleştiremez. Kürtleri ezen gericiler de Filistinlileri özgürleştiremez.
– Sonuçta, gerçek bir sosyalist devrim yapmadan, özgür ve adil bir toplum kurmak MÜMKÜN DEĞİLDİR!
Tüm bu çelişkiler, faşist Donald Trump’ın ABD’deki seçim zaferiyle keskin bir şekilde tırmandı ve bu durum, faşist hareketin dünya çapında yeniden büyük oranda dizginleri ele geçirmesine neden oldu.
Almanya’da da belki aynı derecede olmasa da, sistemin zayıflıkları ve çelişkileri Sosyal Demokrat-Yeşil-Liberal koalisyonunun çöküşüyle açıkça ortaya çıktı. Bu koalisyon, yukarıda bahsedilen çelişkilerle başa çıkamamıştır. Bunun yanı sıra Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan silahlanma ve ekonomik sorunlara, yerleşim alanlarının doğal gaz ile ısınma sorunu, VW ve Bosch şirketlerindeki bunalımlara ilaveten faşist AfD ve BSW’nin (Sahra Wagenknecht İttifakı) hızla yükselmesi gibi dertlerde eklenmiştir. Tüm bu çelişkilere ve dertlere, burjuva partilerinin hiçbir cevabı yok (en fazla diyebilecekleri “aynı yolda daha da devam edelim!” olacaktır). Ancak faşistler cevapları olduğunu iddia ediyorlar: Onlara göre her şeyin sorumlusu “göçmenler”, “beyaz olmayanlar”, “özgürleşen kadınlar” ve “woke” olanlardır. Yani onların mottosu, 40’lardan kalma eski bir lakırdıdır: “Önümüzde Almanya, yanımızda Almanya, arkamızda Almanya yürüyor!”
Ama ne olursa olsun, Almanya da her başka ülke gibi kapitalizmin aynı baskıları tarafından yönetilmektedir, bu da ona çok az bir hareket alanı sunmaktadır. Zira Almanya da savaş kışkırtıcısı ve sömürücüsü olmak zorundadır! Bu durum; yoksullar, göçmenler, kadınlar, LGBTQ bireyleri, Filistin’deki soykırıma karşı aktivistler (burada sarf edilen beylik laf şu olacaktır: “İsrail’i savunmak Almanya açısından ‘Devlet Çıkarı’ anlamına gelmektedir”) ve dünyadaki herkes için olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Çünkü Almanya, dünyadaki önde gelen büyük güçlerden biri olmaya devam edecektir ve ne yaparsa yapsın, bunun dünya çapında etkileri olacaktır.
Aynı şey ABD’de de yaşandı. Demokrat Parti, insanların karşı karşıya olduğu çelişkiler ve sorunlarla ilgili herhangi bir çözüm önerisinde bulunamadı, oysa Trump ve MAGA (“Amerika’yı yeniden büyük yap”) hareketi, tıpkı burada (Almanya’da) olduğu gibi, her konuda bir çözüm önerisine sahip olduğu iddiasında. Ancak bu “cevaplar”, tüm bu çelişkileri çözmek bir yana, tehlikeli bir şekilde durumu daha da kötüleştirecek ve milyonlarca insanın zarar görmesine ve nihayetinde tüm dünyanın zarar görmesine yol açacaktır.
Bu nedenle, ister Almanya’da ister ABD’de, her köşe başında, nerede olursak olalım, faşistlerin dizginleri ele geçirmelerine, insanları kışkırtmalarına veya yaralamalarına izin vermemek için direniş göstermeliyiz! Ama bu yeterli değil. Sistemi ortadan kaldıracak bir devrim olmadan, bu sorunlar hep devam edecektir. Dünyanın geleceği gerçekten buna bağlıdır demek abartı olmaz!
Devrimci lider Bob Avakian’ın şu doğru tespitine kulak verelim:
“Doğrudur ki, mevcut kutuplaşma ve her şeyin içinde bulunduğu gelişmelerle birlikte, bir dizi gerçekten felaket şeyle bağlantılıdır ve bu, gerçekten felaket bir şeye yol açabilir; ancak aynı zamanda doğru olan ve çok önemli olan bir şey de şudur ki, bu durumdan gerçekten olumlu bir şey çıkarabiliriz – bu sistemin sonlandırılmasını sağlamak için bir devrim yaparak çok daha iyi bir şey yaratabiliriz. Ama bu, durumu ve mevcut gidişatı olduğu gibi kabul etmek ve bu risklerle uyumlu bir şekilde, her şeyi değiştirmek için hareket etmek anlamına gelir; bu, tüm bu sistemi ortadan kaldırmak ve yerine radikal şekilde farklı ve çok daha iyi bir şey koymak için harekete geçmeyi gerektirir.”
Sonuçta, gerçek çözüm ancak tüm toplumu değiştirecek gerçek bir devrimde yatmaktadır. Ancak bu, yalnızca devrimci bir komünist liderlik altında mümkün olabilir; bu liderlik, kitleleri bilimsel bir temele dayalı olarak harekete geçirebilir ve gerçekten özgürleştirici bir yeni sosyalist sistem inşa edebilir.
Bizimle iletişime geçin ve bu devrimci liderliği daha yakından öğrenin!
Yeni Komünizmin Taraftarları (Almanya)
Yeni Komünizmin Almanca yayınlanan yazılarını takip etmek için: https://aworldtowinns.co.uk/german/
Yeni Komünizmin Almanyadaki Taraftarlarına ulaşmak için: