Yeni Komünizm

Esad’ın Devrilmesi, Suriye’nin ve Bölgenin Geleceği ve İnsanlığın Çıkarları Nerede Yatıyor?

27 Kasım’da İslamcı köktendinci bir örgüt olan Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) ve akabinde Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusunun (SMO) rejime karşı başlattığı saldırı hamlesi sonucunda Suriye’de 24 yıllık Beşar Esad ve 60 yıllık Baas dönemi sona erdi. Askeri faşist diktatörlüğün sona ermesi, geçiş hükümeti için konuşmaların başlaması ve HTŞ’nin “İslami prensiplere” dayanan ancak her nasılsa “kapsayıcı” bir yönetim oluşturacağını iddia etmesiyle beraber ilerleyen sürecin sonunda yarının Suriye’sinin tam olarak neye benzeyeceğini bilemesek de bölgesel ve küresel gericilerin kendi çıkarlarını ilerletmek için bu sürekli değişen tabloda keskin bir mücadele içerisinde olduklarını ve mevcut durumun bölge halkları için pozitif bir sonuca kabil olmadığını bilmek önemlidir.

Sürecin Tarihsel Arkaplanı

Suriye ve Ortadoğu’daki çelişkilerin bu biçimiyle açılmasının tarihsel olarak başat nedeni emperyalizmin bölgedeki uzun yıllara dayanan tahakkümüdür. Birinci Paylaşım Savaşının bitimiyle beraber İngiliz ve Fransız emperyalizmi Ortadoğuyu kendi arasında paylaşmış, ilerleyen süreçte de vekil güçler aracılığıyla bölgedeki varlığını askeri ve ekonomik olarak sürdürmeye devam etmiştir. Bu süreçte Suriye, Fransa yönetiminde kalmış; askeri darbeler ve siyasi çalkantıların akabinde, 60 yıllık bir süre boyunca askeri faşist bir diktatörlük tarafından yönetildi. Son on yıldaysa Suriye’deki rejimin siyasetinde belirleyici olan iki güç emperyalist Rusya ve İslamcı köktendinci bir teokrasi olan İran İslam Cumhuriyeti olmuştur. Sonuç olaraksa emperyalizmin tahakkümü, askeri faşist diktatörlük altında çektikleri acıların üzerine Suriye halkları on yılı aşkın devam eden korkunç bir iç savaşla daha da yıkıldı. 6 milyon insan mülteci durumuna geçerken daha fazlası ise ülke içerisinde yerinden oldu. Ülke nüfusunun %90’ı yoksulluk sınırının altında yaşarken 17 milyon kişi insani yardıma muhtaç.

Sürecin Aktörleri Kim? Kim Hangi Çelişkilerden Faydalanarak Ne İstiyor?

Suriye’de hızlı bir şekilde yeni boyutlara gelen farklı çelişkiler birbirleri ile de çelişki ve rekabet halinde olan pek çok unsur ve daha geniş anlamda bölge ve dünyadaki çelişkilerin ilerlemesiyle ilgilidir.

Esad rejiminin karşısında konumlanan ve kimi zaman birbirleriyle de rekabet halinde olan pek çok Sünni cihatçı örgüt bulunmaktadır, HTŞ ve Daeş bunlara verilebilecek örneklerdir. Batı medyasının şekere bulamalarına ve Colani gibi önderlerin imaj değişkliğine rağmen bu unsurlar gericiliğin en karanlık hallerinden biri olan dinci köktendinciliği savunmakta, birbirlerinden yorumsal anlamında farklılaşsalar dahi İslami bir yönetim ile yönetmek istemektedirler. Ancak ideolojik koşullarının haricinde bölgedeki cihatçılarda uluslararası çelişkilerden faydalanmaya ve sürece buna göre müdahale yapmaya çalışmaktadırlar. 2018 yılında bölge üzerinde kontrolünü güçlendiren ve çatışmaların şiddetini azaltan rejimin birkaç gün içerisinde düşmesi de hem emperyalistler hem de 7 Ekim’in ortaya çıkardığı yeni bölgesel çelişkiler ekseninde yaşanabilmiştir. Rusya’nın kanlı Ukrayna bataklığında hapsolması ve İran ile “Direniş Ekseninin” özellikle de Hizbullahın zayıflaması verili bir süreçte belirleyici olanın dünya sahnesi olduğunu, dünya olup bitenlerin Suriye’de nasıl patladığını ortaya koymaktadır.

İç savaşın en kızgın dönemlerinde sunduğu hava desteği ile Rusya, askeri ve stratejik desteği ile İran’ın sürece istedikleri gibi müdahil olamamaları kendi zorunluluklarıyla ilgilidir. Ukrayna’daki savaşta 500.000’i aşan kayıp veren Rus emperyalizmi için yoğunlaştırılmış bir şekilde birden fazla cephede savaş yürütmek çok mümkün gözükmemekte ve Rusya Trump göreve gelene kadar Ukrayna’da ilerleme kaydetmek istemektedir. İran ise Suriye’deki üst düzey askeri komutanlarının İsrail tarafından suikastle öldürülmesi ve Lübnan’da Hizbullahın sıkışması, Şii milislerin M5 karayolunun kesilmesiyle devreye girememesi gibi pek çok çelişki karşısında hareket edememiştir. Mevcut durum Rus emperyalizmi için kritik öneme sahip, Latakya’da bulunan iki askeri üssün ne olacağı meselesini de gündeme getirmektedir. Nitekim bu üsler Rusya’nın Akdeniz ve ötesinde askeri faaliyetinin temel direği gibidir. Libya, Sudan ve Orta Afrika’daki varlığını sürdürmesi için elzemdir çünkü bu üslerin olmaması demek Rusya’nın askeri operasyonlarını Türkiye üzerinden yürütmesi veya Baltık Denizi üzerinden güçlerini Akdenize taşıması anlamına gelir. Her ikisi de Rus emperyalizminin çıkarlarına ters düşmektedir.

ABD emperyalizmi ve onun askeri karakolu İsrail, Rusya ve İran’ın bir müttefikinin oyun dışı kalması ile bölgedeki tahakkümünü güçlendirmek için adımlar atmaya başlamıştır. İsrail, objektif olarak rejim değiştiği için 1970’li yıllarda yapılan antlaşmaların artık kadük hale geldiğini Golan Tepeleri ve Suriye sınırının içerisinde on kilometreyi aşan bir bölgenin durumunun değişmesi gerektiğini hemen açıklamış havadan belirli hedefleri vurarak yeni bir işgalin sinyallerini vermişken Netayahu -namı diğer Neten-Nazi- ve Siyonist liderlik hem ideolojik hem de stratejik bir noktadan “Büyük İsrail” sınırlarına geçme naraları atmaktadır. İran’ın ikmal hatlarının kesilmesinin ABD ve İsrail’in memnuniyetle karşıladığı doğru olsa da bu çelişkilerin nereye evrilebileceği de belirsizdir. SSCB karşısında bölgedeki tahakkümünü sürdürebilmek için seküler milliyetçi ve devrimci hareketlere karşı desteklediği İslamcı unsurların daha sonra ABD’nin bölgedeki çıkarları için en büyük tehdide dönüştüklerini unutmamak önemlidir.

Suriye’nin egemenliğini bifiil ihlal eden, bölgedeki cihatçıları destekleyen ve farklı noktalarda onlarca askeri gözlem noktası barındıran Türkiye özgülünde ise Esad rejiminin devrilmesi ve ortaya çıkan karışıklık hali Türk hakim sınıfları için hem Kürt Hareketine karşı saldırı cephesini genişletme hem de bölgede karar merci güç olma neo-osmanlıcı ideolojik hülasaları için bir fırsat niteliği taşımaktadır. Eğitip beslediği SMO güçleri ile vakit kaybetmeden Menbiçe başlattığı işgal hareketi bunun en büyük göstergelerinden biridir. Türkiye emperyalist bir devlet olmamasına rağmen bölgesel gerici bir güçtür ve Suriye’de halk kitlelerin yaşadıkları acıların önemli bir müssebibidir. Türk hakim sınıfları hem ideolojik hem de ekonomik çıkarlarıyla uyumlu gördükleri biçimde iç savaşın başlamasından bu yana durmaksızın Daeş de dahil cihatçı çeteleri desteklemiş kimini kendi ülke sınırları içerisinde rejimle savaşmaları için ABD ile eğit-donat taktiğiyle yetiştirmiş kimini ise Kürt halkını bastırmak, ülke içerisinde terör ve korku iklimi yaratabilmek adına yönlendirmiş, görmezden gelmiştir. Türkmenlere yardım adı altında tırlarla taşınan silahlar, yüzlerce devrimcinin, ilericinin ve yurtseverin öldürüldüğü bombalı saldırı faillerinin istihbaratın takibinde olduğu ancak kati suretle müdahale etmeden sadece izledikleri bugün cesur gazeteciler sayesinde öğrendiğimiz bilgilerdir.

Türk hakim sınıfları-ister faşist-İslamcı ister “liberal” olsunlar- için kırmızı çizgi Kürt ulusunun herhangi bir statü kazanmasıdır. 30 yıl boyunca Barzanilerle kol kola yürüyüp 2003 yılında bölgesel Kürt yönetimine ilk itaraz edenlerin Türk hakim sınıfları olduğu hatırlanmalıdır.  Ancak Erdoğan’ın Kuzey Kürdistanda yükselme taktiği ve Barzani’nin PKK karşıtı çizgisi -Barzaniye bağlı güçler Kuzey Kürdistan’da AKP için çalışmaya başladılar- Türk hakim sınıflarını Barzani yönetimini nispeten kabul eden duruma çekmiştir. Hakim sınıfların ısrarla “terör sorunu” diyerek Kürt halkını bastırmak için her türlü vahşeti hayata geçirirken yine ülkenin resmi terör örgütleri listesinde yer alan HTŞ ile kol kola hareket etmesi aslında Türk hakim sınıflarının ve özel olarak bu rejimin ne derece kuduz bir şovenizmle hareket ettiğini bir kez daha göstermektedir.

İnsanlığın Çıkarları Nerede Yatıyor?

Suriye’de sahada aktif olan unsurların HİÇBİRİ insanlık için özgürleştirici bir vizyona sahip değildir. Ne Esad rejimi ve onun gerici destekçileri Rusya ve İran ne bölgedeki en büyük yıkımlara ve acılara sebebiyet veren ABD ve onun askeri karakolu soykırımcı İsrail ne de her türlü imaj çalışmalarına rağmen cihatçı köktendinciler. Öte yandan taşıdığı pozitif demokratik muhteva ve ilerici yanlarına rağmen bölgedeki Kürt Hareketinin vizyonu da kesinlikle insanlığın kurtuluşunu sağlayabilecek bir vizyon değildir.

Bununla beraber bir önceki yazımızda da söylediğimiz gibi:

Suriye halkları, Ortadoğu halkları ve dünyadaki halk kitleleri için özgürleştirici bir vizyonu “mevcut olanın politikası” üzerinden okumak ve buna göre gericiler arasında taraf seçmek devrimcilik değil yenilgiciliktir ve bunun halk kitlelerine hiçbir faydası yoktur.Emperyalist gericiler, bölgesel gericiler ve İslamcı köktendinci güçler arasında seçim yapmak zorunda değiliz. Bölgede yaşanan ve durmak bilmeyen savaşlardan, bölgenin gerici “ağababalarının” kanlı hesaplaşmalarından, ABD’nin desteğiyle ve İsrail eliyle yapılan soykırımdan, yerinden edilen milyonlarca insandan, insanlığın kültürel mirasının ve çevrenin bitmeyen talanından, cihatçı köktendincilerden ve emperyalizmin dur durak bilmeyen kanlı müdahalelerinden bıkıp usanmış olan ve bunların olmadığı bir dünya isteyen herkesin acil olarak Bob Avakian’ın mimarı olduğu yeni komünizmle ilgili çalışmaya başlaması ve gerçek bir devrim hareketinin parçası olmaları can alıcı bir zorunluluktur.

 

Yeni Komünizm

Bizler, devrimin önderi Bob Avakian'ın mimarı olduğu Yeni Komünizm‘in takipçileriyiz. Bob Avakian'ın devrimci önderliğini takip eden ve Yeni Komünizm temelinde dünyayı anlama ve değiştirme sorumluluğunu üstlenenleriz. Detaylı bilgi için bkz: Biz Kimiz?

Dünyada devamlı olarak yaşanan dehşetlerin ve son derece gereksiz acıların ortadan kaldırılması hem mümkün hem de son derece gereklidir. Bob Avakian'ın devrimci önderliğini ve geliştirmiş olduğu Yeni Komünizm'i öğrenerek kazanma şansı olacak gerçek bir devrim hareketini birlikte inşa ediyoruz. Yeni Komünizm'in teorik çerçevesine ilk kez giriş yapacaklar başlangıç noktası için web sitemizde yer alan bu bölümdeki makaleleri inceleyebilir, Bob Avakian'ın Türkçeye çevrilmiş eserlerine buradan ulaşabilirler. Görüş, katkı ve desteklerinizi bekliyoruz.

#DevrimDahaAzıDeğil

Devrim: Kazanmak İçin Gerçek Bir Şans

Atılımlar

Kadınların Kurtuluşu

Kemalizm Eleştirisi

Enternasyonalizm

Highlight option

Turn on the "highlight" option for any widget, to get an alternative styling like this. You can change the colors for highlighted widgets in the theme options. See more examples below.

YENİ KOMÜNİZM HAKKINDA GÖRÜŞLER