Geçtiğimiz günlerde New York Times (14 Mayıs 2023 tarihli) Yale Üniversitesinde bir tarih profesörü olan Timothy Snyder’ın makalesini yayınladı. Snyder direkt olarak ‘’Nükleer Savaşla İlgili Endişelenmeyin-Eğer Olursa Rusya Bu Savaşı Kaybedecektir!’’ demedi ancak açıkçası direkt bunu da söyleyebilirdi. Yazdığı makalenin başlığı ‘’Putin Son Savaşını Veriyor ve Kaybediyor’’du ve bu makale kesinlikle ABD emperyalizminin hem Rusya’yla olan vekalet savaşında hem de genel anlamıyla utanmaz bir mazeretiydi.
Snyder’in leş gibi Amerikan üstüncü kibri kokan argümanları, iğrenç olmalarının yanı sıra aynı zamanda tehlikelilerde. Bu argümanlar sadece bir nükleer savaş olasılığını önemsiz görmekle kalmıyor aynı zamanda bu ihtimalin bitirilmesi için Rusya’nın süratle mağlup edilmesi gerektiğini belirtiyor. Hatta Snyder’in cümleleriyle söyleyecek olursak: ‘’Ruslar nükleer savaştan bahsettiklerinde verebileceğimiz en iyi cevap konvansiyonel mağlubiyetlerini garanti altına almaktır.’’
Snyder yanıltıcı bir argüman ortaya atıyor (görünüşte doğru ancak gerçekte yanlış): Kendisine göre Sovyetler Birliği de dahil olmak üzere nükleer güce sahip ülkeler nükleer silah kullanmadan mağlubiyet yaşadıklarına göre Ukrayna’daki savaştan bir nükleer savaş çıkma ihtimali de yok. Nükleer savaşın Ukrayna’da herhangi bir tarafın yapabileceği basit bir hata veya yanlış hesaplamadan çıkabilme ihtimali bir kenara bırakılsa dahi Snyder’in bu ihtimali hala mevcut durumun diğer tehlikelerini görmezden geliyor.
ABD şu an da Ukrayna’daki savaşa ciddi bir şekilde dahil olmuştur- Ukrayna’yı ağır silahlarla donatmakta, artarak daha fazla eğitim vermekte ve Ukrayna güçlerine istihbarat ve planlama sağlamakta, Ukrayna güçlerini harpte ilk harcanan askerler olarak görmektedir. ABD bu savaştaki amacını açıkça deklare etmiştir: Rusya’nın mağlup edilmesi, dünyadaki gücünün, statüsünün ve etki alanının kırılması ve ABD emperyalizminin dominant güç olduğu ‘’küresel düzende’’ Rusya’nın ciddi bir engel olmaktan çıkarılması. (ABD’nin ve özellikle Biden hükümetinin bir diğer amacı ise NATO’yu ‘’Batı’’ emperyalizminin askeri gücü olarak konsolide edip güçlendirmek ve Trump’ın NATO birliğine başkanlığı sürecinde verdiği zararı tamir etmektir.) ABD’nin Ukrayna’daki hareketleri aynı zamanda ‘’Çin’e bir mesaj’’ gibi de durmaktadır ki ABD’nin her iki hakim sınıf partisi de Çin’i ABD’nin tahakkümündeki dünya düzenine en ciddi engel olarak görmektedirler. ABD emperyalistleri Rusya’ya Ukrayna’da mağlubiyet yaşatmaları durumunda bunun Çin’e ABD/NATO’nun askeri gücü ile karşı karşıya gelmenin tehlikelerine yönelik bir mesaj olacağını ummakta ve Çin’in bir hayli güçsüzleşmiş bir Rusya ile olan ittifakının zayıflayacağını ummaktadırlar. Emperyalist baskıcıların hesaplamaları-‘’gangster mantıkları’’- bu şekildedir.
Snyder’den Daha da Saçma ve Pervasız Argümanlar:
Snyder’in şu ‘’mantığına’’ bir kulak verin:
Şayet Rusya bir nükleer silah kullanırsa büyük bir kıskançlıkla koruduğu süper güç olma statüsünü kaybedecektir.
Gerçekten mi? Yani Rusya nükleer bir silah kullansa olacak olan veya olacak en önemli şey bu mudur?! Burada Snyder Amerikan üstünlenmecisi kibrinden gerçekten de kör olmuş ve bizler için ortaya karartılmış bir gerçeklik sunmaktadır. Ancak gerçeklik Snyder’in ortalığa saçtığı tehlikeli delüzyonlara tezat bir şekilde Rusya’nın Ukrayna savaşı gıyabında ‘’taktik’’ nükleer silah bile kullansa bunun ABD/NATO cephesinden bulacağı karşılığın çok daha ağır olacağıdır. ABD/NATO tarafı misillemesini nükleer kullanmadan yapsa dahi bu büyük ihtimalle Rusya’yı daha da hiddetlendirecektir. Bu dinamik çok kolay bir şekilde iki tarafında dahil olduğu bir stratejik nükleer savaş yaratabilir ve bildiğimiz biçimiyle insanlığın yok oluşu anlamına dahi gelebilir.
Snyder’in ‘’mantığından’’ daha tehlikeli ve demagojik ifadelerle devam edelim:
Nükleer şantajını ciddiye alarak aslında nükleer savaş riskini daha fazla arttırıyoruz. Eğer nükleer şantajı Rusya’nın galibiyetiyle sonuçlanırsa bunun sonuçları hesaplanamayacak seviyede ağır olur. Şayet her nükleer silaha sahip olan her istediğini yapabilirse o zaman hukuk anlamını kaybeder, hiçbir küresel düzen mümkün olmaz ve felaket her seferinde ufukta gözükür.
Bütün bunları yazan kişi; tekrar eden işgaller, darbeler ve dünyanın dört bir yanında şiddet dolu müdahalelerle milyonlarca insanın hayatına kast etmiş ve kitlesel yıkımlar yaparak kendi ‘’küresel düzenini’’ kurmuş ve tahakküm etmiş olan ABD emperyalizminin ödlek bir savunucusu. ABD emperyalizmi açık ara bir şekilde halklara ve diğer ülkelere karşı şiddet dolu agresyonun rekorunu elinde tutuyor. Bu şiddet dolu agresyonun devamlılığının aracı olarak ABD dünyanın farklı ülkelerinde yüzlerce askeri üsse sahip olmaya ve hem Rusya hem de Çin’in toplam askeri bütçesinden daha büyük bir askeri bütçeye sahip olmaya devam ediyor.
Nükleer şantaj meselesine gelecek olursak açıkçası bu ABD’nin on yıllardır dünyanın geri kalanına yaptığı şeyin ta kendisidir-bu tehdit açıkça dile getirilsin veya getirilmesin- bu tehdit hepsinden daha kaygı vericidir çünkü unutulmamalıdır ki ABD dünyada nükleer silah kullanmış tek ülkedir. İkinci Dünya Savaşının sonunda Japonya’nın iki şehrine atom bombası atarak yüzbinlerce sivil insanın ölmesi ilk saldırıdan hayatta kalanların ise yavaş ve acı dolu bir şekilde can çekişerek ölmelerine neden olmuştur. ABD emperyalistleri bu bombaların atılmasının yanlış olduğunu dahi hiçbir zaman kabul etmemiş oldukları gibi nükleer silah kullanımından feragat etmek şöyle dursun devasa nükleer cephaneliklerini güçlendirmeye devam etmişlerdir.
(ABD hakim sınıflarının dünya çapında olduğu gibi ABD içerisinde de işlediği korkunç suçların pek çoğunun teşhiri ve analizi ‘’Amerikan Suçları’’ serisinde ve revcom.us sitesinde yayınlanan diğer çalışmalarda mevcuttur.)
Tabii ki Snyder’in bahsettiği senaryolardan birinin olması mümkündür. Putin’in zafer ilan ederek Ukrayna’dan çekilmesi. Çünkü Rusya, Ukrayna’da ABD/NATO ile güç denemesinde bulunmuş ve onlarla durgun bir noktaya kadar savaşmıştır. Ancak işlerin böyle bir noktaya geleceğinin kesinlikle hiçbir garantisi yoktur! Peki ya Putin nükleer bir gücün savaş kaybetmemesi gerektiği özellikle de bu kayıp dünyadaki statüsü ve varlığı için bir tehditse kaybetmemesi gerektiği oryantasyonunu korumaya devam ederse ne olacak? Bu mesele Ukrayna gibi bir ülkede, Rusya’nın tam sınırında majör bir savaşın yaşandığı, ABD’nin Rusya’nın kesinlikle mağlup olması gerektiğini deklare ettiği ve bu konuda kararlı olduğu bir kontekstte okunmalı. (Bu analoji daha önce yapılmıştı ve kesinlikle meseleyi keskinleştirmek adına yardımcı olmaktadır: ABD Meksika’yı işgal etseydi ve Rusya Meksika tarafından ciddi boyutlarda bu savaşa dahil olsaydı ve binlerce nükleer silaha sahip bu iki dünya gücü arasında bir restleşmeye dönüşseydi, Rusya kesinlikle ABD’nin kaybetmesi gerektiği konusundaki kararlılığını deklare etseydi ABD yöneticileri ne yaparlardı?)
Bu Delilikten Çıkış
Şu bir gerçektir ki nükleer silahlara sahip emperyalist (ve diğer gerici) ülkeler var oldukları müddetçe dünya halkları nükleer şantaja maruz kalacaklardır. Bu durum bir kere daha, yapmış olduğum bir hayli akut vurgunun altını çizer: Dünya halkları bu emperyalistlerin dünyayı domine etmelerine ve insanlığın kaderini belirlemelerini müsaade etmeyi göze alamaz-bu emperyalistlerin en hızlı şekilde devrilmeleri gerekir. (Bu ifadem geçtiğimiz sonbaharda YouTube’daki RNL Şov için vermiş olduğum röportajın içerisindedir.)
Daha adil bir dünyaya aç olan herkesin bütün emperyalist savaşlara ve her yerde hakim sınıfların taşıdığını baskıcı eylem ve ilişkilere karşı olması gerektiğini daha önce belirttim. Ve daha spesifik olmak gerekirse, emperyalist bir ülkede yaşayanlar her şeyden önce kendi emperyalist hakim sınıflarına karşı çıkmalıdırlar-hem siyasi hem de ahlaki olarak haklı olan tek seçenek budur. Bu, Rusya’da yaşayan halkların birincil odağının Rusya emperyalizmin Ukrayna’daki haksız savaşı ve oradaki rolüne muhalefet etmek olduğu anlamına gelir. Bu emperyalist ülkede (‘’yaşlı iyi ABD’’) yaşayanlar olarak bizlerin sorumluluğu ise ‘’kendi’’ emperyalist hakim sınıfımız namertçe mazeretçiliğini yapmak olmamalıdır. Ancak tam aksine diğer emperyalist güçlere de karşı çıkarken bu emperyalistlerin ve onların alçakça suçlarına karşı kararlı bir muhalefet yürütmeliyiz. Bu sadece temel bir ilke meselesi değildir-ABD emperyalizminin on yıllardır dünyadaki dominant baskıcı güç olması ve dünya halkları üzerine karabasan gibi çökmesi (aynı zamanda ekolojinin de) bu durumu daha da önemli kılar.
Daha adil bir dünya için savaşırken ve en önemlisi nihai olarak emperyalist (ve diğer gerici, baskıcı) güçlerin ve ilişkilerin olmadığı bir dünya için devrim için çalışırken Timothy Snyder gibi çok tehlikeli, utanmaz demagogları ve mazeretçileri teşhir edip yanlışlamak kesinlikle gereklidir.
Add comment