Editörün Notu: Aşağıdaki yazı devrimin önderi ve Yeni Komünizm’in yazarı Bob Avakian tarafından 17 Mart 2022 tarihinde yazılmıştır. Çevirisini okurlarımızın dikkatine sunarız.
Kaynak için bkz: Forces of Brutal Oppression, Hypocritical Apologies for Genocidal Murderers WHAT SHOULD BE “CANCELED” | revcom.us
“Uyanık iptal kültürüne” (1) dair bunun neden ciddi anlamda yanlış olduğuyla ilgili hatırı sayılır miktarda yazmıştım. Bununla ilgili daha fazla şey söylemek gerekiyor, ancak burada gerçekten “iptal” edilmesi gereken bireyler, ancak bunun da ötesinde iptal edilmesi gereken toplumsal güçler ve kurumlar hakkında konuşacağım. Veya daha doğru bir şekilde ifade etmek gerekirse kimlerin teşhir edilmeleri, kınanmaları ve kimlere aktif bir şekilde karşı çıkılmasına yönelik konuşacağım.
Bu kategoriye bariz bir şekilde düşenler; agresif bir şekilde ortaya koydukları fikirleri ve eylemleriyle kesinlikle köktendinci Hristiyan faşistleridir. Bunlarla ilgili kısaca söyleyeceğim başka şeyler de olacak. Ancak öncelikle daha geniş resme bir bakalım.
Bu sistemin kritik kurumsal sütunları vardır -polis ve sözde “adalet sistemi” buna dahildir- bunlar canice ve katilce baskıyı tatbik ederler.
Politikacılar vardır; hangi partiden, ırktan, cinsiyetten oldukları fark etmeksizin bu ülkenin diğer ülkelerde örgütlediği darbeleri, işgalleri ve diğer her türlü savaşı kendi yönetici sınıflarının kapitalist-emperyalist çıkarları için desteklerler. Bu emperyalist saldırganlığı ve yağmayı ve daha genel olarak bu hakim sınıfların amaçlarıyla beraber emperyalist eylemlerini destekleyen her türlü siyasi figür. Bunu herhangi bir şekilde destekleyen ve destekleyici bir şekilde borazanlığını yapan bütün basın figürleri de kesinlikle teşhir edilmeyi ve karşı çıkılmayı hakketmektedir.
Bu ülkenin silahlı güçleri, ülkenin kuruluşundan günümüze, hem bu kıtada hem de dünyanın her yerinde korkunç katliamlar ve yıkımlar tertiplemişlerdir: Yerli halkların soykırımı, Meksika’nın işgali ve büyük ölçüde köleliğin genişletilmesi için Meksika’nın toprağının büyük bir bölümünün çalınması; daha yakın zamanlarda Vietnam’da ve ondan önce Kore’de milyonlarca sivilin katledilmesi, daha sonra neden olduğu onca ölüm ve yıkımla Irak’ın işgali. Bunlar şimdiye işledikleri savaş ve insanlık suçlarının sadece bir kısmıdır.
Bu ülke dünyada nükleer silah kullanmış tek ülkedir. İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine atom bombası atarak yüzbinlerce sivilin ölümüne neden olmuşlardır. Bu unutulmaması, görmezden gelinmemesi, özellikle de şu an bu ülkede yöneticilerin bir kısmının Ukrayna’ya direkt askeri müdahaleyi tartıştığı bu zamanda unutulmaması gereken bir şeydir. Böylesi bir müdahale Rusya ile savaşa sebebiyet verecek ve bugünün çok daha yıkıcı nükleer silahlarının kullanılma ihtimalini ciddi anlamda güçlendirecektir ki bu insanlığın sonu anlamına dahi gelebilir.
Ve işte gerçekten keskin bir şekilde kınanması gerekenler: Özellikle bu ülkede emperyalist yöneticilerin Çin ve Rusya emperyalizmleriyle rekabetinde borazanlığını yapan, diğer emperyalistlerin suçlarını kınayıp ‘’kendi emperyalistlerinin’’ saldırılarını ‘’rasyonalize eden’’ veya savunan basın mensupları veya kamuoyu fikrini etkileyebilecek pozisyondaki herkes.
Bu liste aynı zamanda, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı eylemlerine karşı cephe alıp ABD tarafından desteklenen ve silahlandırılan Suudi Arabistan’ın Yemen’deki özellikle de çocuklar ama bütün sivil halk üzerinde Rusya’nın Ukrayna halkına karşı sebep olduğu bütün acılardan daha fazlasına sebebiyet veren eylemlerine cephe almayan bütün basın mensupları ve kayda değer bir “kamu platformu” olan herkes için geçerlidir.
Kınanacakların listesi kesinlikle; Rusya’nın Ukrayna’ya olan gaddarlığını kınayıp İsrail’in yüzlercesi çocuk olan 2000’i aşkın sivili sıkışık Gazze, Filistin topraklarında 2014 yılında katletmesini destekleyen siyasetçiler, medya kişilikleri ve “ünlüleri” de içermektedir. Bir kere daha tekrar edelim, İsrail’in bu eylemleri dönemin ABD hükümetinin ve başkanı Barack Obama’nın tam desteğini almıştır. (İsrail hükümeti Filistinlilere karşı devam eden katliamlarını tarif etmek için “tarlayı biçmek” gibi tiksinç bir metafor kullanmıştır; öte yandan İsrail devletinin varlığı Filistinlilere karşı kanlı savaşlara ve teröristik araçlarla çalınan topraklara dayanmaktadır. Şimdi ABD medyasının, siyasetçilerinin vesairenin Putin’in Ukrayna’da olup bitenleri “tarlayı biçmek” olarak nitelendirdiğindeki tepkilerini bir düşünün?!)
Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline dair daha önce yazmış olduğum gibi:
Rusya’nın bu emperyalist saldırganlığı elbette kınanmayı hak ediyor. Fakat özellikle de bu ülkede -ki bu tür saldırganlık eylemlerinde açık ara rekoru elinde tutmaktadır- yaşayan insanlar açısından “bizim” emperyalistlerimizin tutumlarını tekrarlamamak ve amaçlarına hizmet etmemek, bunun yerine Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline karşı muhalefeti, “barışı” veya “ulusların kendi kaderini tayin hakkını” teşvik etmenin bir yolu olarak değil de rakip Rus emperyalistlerine karşı ABD emperyalist çıkarlarını ilerletme aracı olarak kullanan bu (ABD) emperyalistlerin amaç ve eylemlerine karşı muhalefetimizi açıkça ortaya koymak, temel bir ilke meselesidir ve derin bir önemi vardır. (2)
Ve yazının başında değindiğim köktendinci Hristiyan faşistleri vardır. Bu Hristiyan köktendinciler bu ülkede teokratik bir diktatörlüğü kurumsallaştırmak istemektedirler: Bu aynı kapitalist-emperyalist sistemdir ancak bu tiranca yönetim burada kendilerini Hristiyanlığın köktendinci versiyonuna dayandıran otoriteler tarafından tatbik edilecektir. Bu düzen kuduz erkek üstünlüğünü, LGBT nefretini ve bunlar kadar saldırgan beyaz üstünlüğünü, yabancı düşmanlığını (göçmenlere ve yabancılara özellikle de beyaz olmayan ülkelerden gelenlere karşı nefreti), dizginleri boşaltılmış bir çevre talanını içermektedir ve bunların hepsi kurumsallaşmış deli saçması anti-bilimselliğe dayanır.
Bazı Hristiyan faşistleri ırkçı olmadıklarını iddia ederler ancak işin aslı Hristiyan köktendinciliğiyle beyaz üstüncülüğünün birbirlerine tarihsel olarak ve şu an da bu ülkede sıkı sıkıya bağlı olduğudur. İşte bu yüzden Hristiyan faşistlere bugün en çok destek Güneydeki eski Konfederasyon topraklarında beyaz ırkçılardan ve özellikle de kırsaldaki beyazlardan gelir; bunlar Konfederasyon bayrağı altında temsil edilen şeylerin etrafında toplanmaktadırlar, ki bu bayrak köleliğin ve linçlerin bir sembolüdür.
Temel Olarak İptal Edilmesi Gereken Bu Sistemdir:
Kendi yazılarımda ve revcom.us’de bulabileceğin diğer materyallerde bu ülkedeki insanlar -ki buna durmaksızın “ayrıcalıklar” ve “kolonyalizm” hakkında konuşan “uyanık” insanlar da dahildir- bu sistemin işleyişi sayesinde yaşadıklarını belirttim. Yani bu ülkede günlük hayatın bir parçası olan bilgisayarların ve cep telefonlarının hammaddelerini çıkartan Kongo’daki çocukların sırtından yaşanılıyor. Bu durum, ABD’de yaşamanın asalaklığının sadece bir örneğidir. ABD kuşaklar boyunca dünyanın en güçlü baskıcı ve yıkım saçan kapitalist-emperyalist ülkesi olmuştur, ki bu şekilde yönetici sınıfların dünya çapındaki yağmanın “ganimetlerini” halk arasında dağıtabilmişlerdir, her ne kadar bu “ganimetlerin” dağıtımı yüksek derecede eşitsiz olsa da.
Sadece Kongo’da değil, halen “kolonize” durumdaki (tahakküm altına alınan ve kontrol edilen) bütün Üçüncü Dünya ülkelerinde (Latin Amerika, Afrika, Ortadoğu ve Asya) meydana gelen kapitalizm-emperyalizmin hayatları bitirici süper sömürüsüne, bu sistem tarafından tertiplenen bütün adaletsizliklere, bu ülkenin merkezinde halk kitlelerinin sömürülmesine ve baskı altına alınmasına bir son vermek, bütün insanlığı gerek ekolojik yıkım gerek nükleer savaş riski ile ortaya attığı tehlikeye bir son verebilmek demek, bu sistemin alaşağı edilmesi; yerine özgürleştirici, radikal derecede farklı nihai amacı komünist bir dünya olan, bütün sömürü ve baskı ilişkilerini her yerde ilga edecek gerçek bir devrim yapmak anlamına gelir. Böylesi radikal derecede farklı ve özgürleştirici bir sistemin detaylı planı, yazmış olduğum “Kuzey Amerika’da Yeni Sosyalist Cumhuriyeti İçin Anayasa”da bulunabilir. (3)
Böylesi bir devrim, bu ülkede böylesi özgürleştirici bir sistemin kurulması dünya çapında ezilenlere güçlü bir ilham vererek kapitalizm-emperyalizmin boyunduruğundan çıkma mücadelesinde onları ileriye taşıyacak ve halk kitlelerinin günlük olarak yaşadıkları dehşetlerin ve bu sistemin insanlığın geleceğine karşı oluşturduğu ciddi tehdidin olmadığı bir dünyayı mümkün kılacaktır.
Dipnotlar: