Editörün notu: Aşağıdaki yazı Bob Avakian’ın mimarı olduğu yeni komünizmin Kolombiya’daki temsilcisi olan Devrimci Komünist Grup, Kolombiya’nın sesi Alborada Comunista tarafından yayınlanmıştır. Kolombiyalı devrimci komünistleri sosyal medyada @ComRevCo hesaplarından ve kendi internet siteleri comrev.co üzerinden takip edebilirsiniz. Yazının orijinaline https://revcom.us/en/capitalism-and-patriarchy-get-rid-both-lets-make-revolution linkinden ulaşabilirsiniz.
İran’dan Latin Amerika’ya, Filistin’den ABD’ye ve tüm dünyaya: Zincirleri Kırın! Devrim İçin Kudretli Bir Güç Olarak Kadınların Öfkesini Serbest Bırakın!
Kadınların sorunları çok fazla evrenselliğe sahiptir. Kadına yönelik şiddetin bir örneği çok anlamlıdır. Dünya üzerindeki her üç kadından biri yaşamı boyunca ya tecavüze uğrayacaktır ya da dövülecektir. Bu kabusu bir düşünün: Bugün dünyada bir milyar tane kadın tecavüze uğruyor. Ve dünyada meydana gelen kadın cinayetlerinin %38’i erkek partnerleri tarafından işleniyor.
Evet, kadınların sorunları çok fazla evrenselliğe sahiptir. Bir bütün olarak gezegende kapitalizm-emperyalizm sistemi altında yaşadığımız bir gerçektir. Kapitalizm sömürü ve baskıya dayalı ekonomik ve siyasi bir sistemdir, emperyalizm ise bu sistemin küresel doğasıdır. Fakat Dünya’daki ülkeler iki genel kategoriye ayrılır: Emperyalist ülkeler, mesela ABD, Rusya,Çin; ya da sömürülen ve ezilen uluslar, mesela İran, Afganistan, Kolombiya ya da Fas. Bu kapitalist-emperyalist sistemin işleyişi, tarihsel olarak modası geçmiş iki sistemi ortaya çıkarmıştır: Emperyalizm ve (şimdilik dünyanın bazı önemli bölgelerinde daha görünür olan) dini köktencilik. Bu iki miadı geçmiş sistem, tamamen eskimiş iki yapıya işaret etmektedir. Hayatta kalmaları ve gelişmeleri, insanlığın, özellikle de kadınların acı çekmesi anlamına gelmektedir.
Öte yandan, neredeyse her yerde mevcut sistemin yapısı içinde çeşitli reformlar aracılığıyla değişiklikler elde etmeye çalışan geniş bir reformist düşünce yelpazesi bulunmaktadır. Bu reformlar, mevcut durumu meşrulaştıran çeşitli reformlar aracılığıyla sistem içinde değişiklikler yapmaya çalışır. Kadınların ezilmesinin kök nedenlerini aramazlar ve sistem tarafından çizilen kadın meselesi etrafındaki kırmızı çizgileri her zaman tanır ve saygı gösterirler. Bu politik bakış açısı, operasyonel faaliyetleri genellikle sivil toplum kuruluşlarında (STK) ve iktidara yakın kuruluşlarda ve kurumlarda yoğunlaşan, kadınların özgürleşmesine yardımcı olmayan, aksine kadınların ezilmesi sorununu çoğunlukla kadınların devlet ve iş dünyasında iş bulmasına dönüştürür. Açıkça sağcı veya “ilerici” olarak adlandırılan hükümetlerin suçlarına karşı çıkmak söz konusu olduğunda gözlerini kapatırlar. Emperyalizmin suçlarına karşı çıkmak söz konusu olduğunda sessiz kalırlar.
Bu uçurumun diğer tarafına geçmek -eski devlet iktidarını yenen ve parçalayan bir devrim yoluyla yeni ve radikal bir biçimde farklı bir devlet iktidarına geçmek- sadece ütopik bir hayal değildir. Devrimci düşünür ve önder Bob Avakian, sadece ABD gibi ülkeler için değil ancak daha genel olarak devrimin stratejisi ve yol haritasını ortaya koymuştur. Bu gelişmenin önemli bir parçası da sadece kadın sorunun kapitalizmin derin krizleri içerisinde oynadığı rolü anlamak değil ancak aynı zamanda kadınların öfkesinin önümüzdeki olasılıkların olumlu sonuçlanabilmesinde güçlü bir itici güç olmasını da anlamaktır.
Bizim bir devrime -daha azına değil- ve yeni bir dünyaya ihtiyacımız var