Yeni Komünizm

8 Mart’a Giderken

image_pdfimage_print

 

Dünyada yükselen faşizm dalgası içinde iç cephesini tahkim eden rejim, “aile içindeki birlik ve beraberliğin korunması” çağrısıyla kadınları ve çocukları erkeğin koruması ve kollaması altında mülkiyet ilişkisi içinde baskı altına alan aile yapısını daha da güçlendirmek için bu yılı “Aile Yılı” ilan etti. Yükselen kadın ve LGBTİ+ mücadelesini tehdit görüp her fırsatta bastırmaya çalışan erkek devlet, “mevcut riskler karşısında ailenin topyekûn desteklenmesi” için evliliğin ve doğurganlığın artması yönünde teşviklerde bulunuyor. Kadını ailenin dört duvarı içinde sınırlamak isteyen sosyal politikalar, kadın mücadelesinin kazanımlara saldırarak kadın bedeni üzerindeki denetimi artırıyor.

Savaş çığırtkanlığı ve yükselen militarizm her anlamda erilliği yüceltiyor, erkek egemenliğini perçinliyor. Vatanı dişil olarak gören patriyarkal mantık, askerliği “vatan savunması” için bir “namus” görevi olarak zorunlu kılıyor. İdeolojik olarak kadın bedenine hâkim olma mantığı içeren savaş, fiilen de en çok kadınlara, LGBTİ+’lara ve “tam erkek” olarak görmediği savaş karşıtı vicdani retçilere saldırıyor. Devlet, kadınlara erkek çocuk doğurma ve yetiştirme görevi veriyor, “asker annesi”, “şehit annesi” ya da eşi rolü biçiyor.

“Asker millet” anlayışıyla bebekten savaş makinesi yaratan faşist devletin ordusuna asker olacak çocuklar doğurup yetiştirmeyi reddediyoruz!

Kapitalizmin çoklu krizlerden geçtiği bu dönemde, toplumun sosyal yeniden üretimi için kadınların omuzlarına daha fazla yük bindiriliyor. Derinleşen ekonomik koşullarda artan yoksulluk içinde kadınların, “yoktan var ederek” diğer aile üyelerini besleyip büyütmesi bekleniyor. Kadınlar, kendileri daha da yoksullaşarak; yeme, içme ve sağlık harcaması gibi temel ihtiyaçlarından kısarak sistemin yeni işçileri olarak çocuklar yetiştiriyor, ertesi gün işe gidebilmesi için ise eşlerinin duygusal ve cinsel ihtiyaçlarına karşılık vermesi bekleniyor. Kadınlardan, deprem koşullarında bile kendi acısını unutup ailesinin ihtiyaçları için artık olmayan ev koşullarını yaratması ve bakım sağlaması bekleniyor. Eş, çocuk ve evdeki yaşlıların her türlü bakımına koşan, “fedakâr eş”, “kutsal anne” olarak yalnızca aile sınırları içinde görev biçilen kadının ücretsiz ve görünmeyen emeğiyle toplumun sosyal yeniden üretimi ve kapitalist-emperyalist sistemin çarklarının daha iyi dönmesi sağlanıyor. Ücretli emek gücü olarak çalıştığı zaman da “kadın işi” olarak görülen bakım işlerinde de toplumun yeniden üretimi için emek vermeye devam eden kadınlar, eşit işe eşit ücret alamayarak piyasa koşullarında da sömürülmeye devam ediyor.

Ucuz iş gücü olarak yeni nesiller yetiştirmeyi, emeğimizin her alanda sömürülmesini ve krizin faturasını görünmeyen bakım emeğimizle daha da üstlenmeyi kabul etmiyoruz!

Kadına yönelik fiziksel, psikolojik, cinsel her türlü şiddete karşı mücadele eden ve her gün kadın cinayetleriyle bir kişi daha eksilmeyi kabul etmeyen, özgürlük mücadelesini yükselten kadınlara “sürtük” diyerek saldıran devlet aklı, ataerkil mantığın meclisteki yansımasını Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Komisyonu’nda bile göstermektedir. Bu komisyonda, kadına şiddeti meşrulaştırmaya çalışan söylemlerle kendini belli eden erkek egemen zihniyet, gündüz kuşağı programlarıyla da paralel bir propaganda yürütmektedir. Bu programlar, evde çalışmadığı varsayılan kadınların izlemesi için hazırlanmakta ve aile kurumunun baskıcı yapısını yeniden üretmek için bir araç olarak kullanılmaktadır.

Erkek şiddetini üreten hiçbir ilişki biçimi içinde tahakkümü kabul etmiyoruz, susmuyoruz, biat etmiyoruz!

LGBTİ+’ları hedef alan yeni kanun teklifiyle, queerlerin varlığını kabul etmeyen rejim, LGBTİ+ olmayı kriminalize etmenin yasal dayanağını oluşturarak, queerlerin daha fazla şiddete açık hale gelmesinin ve izolasyona zorlanmasının yolunu açıyor. LGBTİ+’ların cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimleriyle bir hayat sürdürebilmeleri suç kapsamına alınıyor. Cinsiyet uyum operasyonları için yaş sınırının artırılması, Sağlık Bakanlığı onaylı sağlık raporunun zorunlu tutulması, izinsiz yapılan operasyonların 3 ila 7 yıl hapis ve adli para cezası ile cezalandırılması, yurt dışında operasyon geçiren trans bireylerin Türkiye’de cinsiyetlerinin tanınmaması gibi yasa maddeleri, trans cinayetlerinin bu kadar yüksek olduğu bir ülkede baskıyı yasal olarak da meşru kılacak bir saldırıdır. “Biyolojik cinsiyet” dışında LGBTİ+ ifade biçimlerinin “hayasızlık” olarak tanımlanması ve cezalandırılması, queerlerin toplumsal varlığına yönelik açık bir saldırıdır.

Toplumsal cinsiyet normlarının baskıcı bütün yapılarına karşı yükselen ve her geçen gün faşist rejim tarafından daha çok baskı altına alınan kadın ve LGBTİ+ mücadelesi devrimci mücadelenin temel bir parçasıdır.

Ekonomik, sosyal, politik, ideolojik ve kültürel yaşamda ataerkil baskının her türlüsünü reddediyoruz!

Binlerce yıl önce toplumun sömürücü sınıflara bölünmesiyle ortaya çıkan ve bugün de kapitalist-emperyalist sistemin merkezinde yer alan toplumsal cinsiyet normlarına karşı yükselen kadın ve LGBTİ+ mücadelesi, devrimci mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu mücadele, kapitalist sistemi yıkmayı ve tüm sömürü ve baskı biçimlerini ortadan kaldırmayı hedefleyen, toplumu ve dünyayı kökten dönüştürme mücadelesidir. Bu sistemin reforme edilmesi mümkün değildir. Sadece devrim; bir dünya savaşını engelleyebilir, küresel sömürü ve baskıyı ortadan kaldırabilir ve patriyarkayı, kadın ve LGBTQ+ düşmanlığını sona erdirebilir.

 

Yeni Komünizm

Bizler, devrimin önderi Bob Avakian'ın mimarı olduğu Yeni Komünizm‘in takipçileriyiz. Bob Avakian'ın devrimci önderliğini takip eden ve Yeni Komünizm temelinde dünyayı anlama ve değiştirme sorumluluğunu üstlenenleriz. Detaylı bilgi için bkz: Biz Kimiz?

Dünyada devamlı olarak yaşanan dehşetlerin ve son derece gereksiz acıların ortadan kaldırılması hem mümkün hem de son derece gereklidir. Bob Avakian'ın devrimci önderliğini ve geliştirmiş olduğu Yeni Komünizm'i öğrenerek kazanma şansı olacak gerçek bir devrim hareketini birlikte inşa ediyoruz. Yeni Komünizm'in teorik çerçevesine ilk kez giriş yapacaklar başlangıç noktası için web sitemizde yer alan bu bölümdeki makaleleri inceleyebilir, Bob Avakian'ın Türkçeye çevrilmiş eserlerine buradan ulaşabilirler. Görüş, katkı ve desteklerinizi bekliyoruz.

#DevrimDahaAzıDeğil