Yeni Komünizm

Faşizm, Din, Homofobi… İnsanlığın Devrime İhtiyacı Var!

image_pdfimage_print

Editörün Notu: Aşağıdaki makale, yeni komünizm taraftarı İbrahim Sâlik tarafından web sitemize bu hafta iletilmiştir. Dünyanın ve bulunduğumuz coğrafyanın gerçek çelişkilerinin analizi ve çözüm önerilerine ilişkin sizlerin de görüş ve katkılarını önemsiyoruz. Çalışmalarınızı info@yenikomunizm.com adresimize iletebilirsiniz. Takipçilerimizin dikkatine sunarız.


“Basit bir ifadeyle bu dinlerin hepsi ataerkildir. Her biri tanrıyı güçlü bir erkek otorite olarak resmeder. O, kullanılan dile bağlı olarak Allah Baba, Lord ya da Senyör’ dür. Bunlar ataerkil ilişkilerin gerçek dünyada ahir aleme yansıtıldığı ve yeri geldiğinde bu dünyaya yeniden dayatıldığı dinlerdir. Ataerkillik ve ataerkilliğin güçlendirilmesi bu dinlerde inanç sisteminin ve bu sistemin dayattığı davranışların ayrılmaz ve olmazsa olmaz bir parçasıdır.”1

Din Neden LGBTQ Bireylere Saldırır?

Ne Diyanet İşleri adlı kurumun, ne de iktidarın homofobik – kadın düşmanı söylem ve uygulamaları yeni. Bir gün daha geçmiyor ki İslamcı faşizmin kontrolündeki devlet kurumlarından homofobik bir açıklama duymayalım. Bir gün daha geçmiyor ki yeni bir trans cinayeti haberi, cinsel kimliği, yönelimi yüzünden katledilenlerin, intihar edenlerin haberini almayalım. Okuduğu bir Cuma hutbesinde ‘’eşcinsellik hastalıklara neden olur’’ diyerek bizzat kendi hastalıklı düşüncesini aktaran Ali Erbaş, tabi olduğu iktidar ile birlikte yeri geldiğinde İslam kisvesi, yeri geldiğinde Türklük, yeri geldiğinde ise maneviyat kisvesi altında her geçen gün bir başka insanlık suçu işliyor. Aslında bu gerici rejimin başındaki Erdoğan’ın ‘’Diyanete yapılan saldırı devletimize yapılmış saldırıdır’’ ve faşist rejimin destekçisi MHP lideri, Bahçeli’nin Diyanet İşleri Başkanının homofobik konuşmasının arkasında durarak düzdüğü methiyeler birbirleriyle bir hayli bağlantılıdır.

Gerici düşünceler her geçen gün bütün kanallarıyla topluma pompalanıyor. Üçüncü Dünya ülkelerinden Amerika’ya, Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada bu gericilik etkisini gösteriyor.  Faşizm kan kazanmaya devam ederken, gerici rejimler büyük mücadeleler ile kazanılan sivil hakları ardı ardına yasaklıyor. Gerici faşistlerin homofobik olmalarının yanında aynı zamanda güçlü birer kadın düşmanı da olmaları, buna ilaveten kadının kurtuluşu ve LGBTQ bireylerin kurtuluşunun birbirleriyle iç içe geçmiş üretim ilişkileri ve erkek egemen sistemin alaşağı edilmeden böyle bir kurtuluşun bir hayalin ötesine geçemeyeceği hakikatini göstermektedir. Ve bütün bunlara ilaveten kadın düşmanı, homofobik bu aşağılık, gerici düşüncelerin köktendincilikle beraber nasıl güç kazandıkları, bütün bu kapitalist-emperyalist sistemin bir dünya sistemi olduğu ve bu sisteme entegre olan her bir ülkenin kendi içsel çelişkileriyle beraber aslında bu sisteme sıkı sıkıya bağlı olduğu gerçeği de var.

Kesişimselcilik Değil, Toplumsal Fay Hatları!

Bütün bu durumlar karşısında toplumun çeşitli kesimleri, kimisi ilerici kimisi ise özünde gerici burjuva diktatörlüğünün savunucuları olmakla birlikte çeşitli tepkiler dile getirmişlerdir. Bu getirilen tepkiler geneli itibariyle bir bütün olarak bu sistemin ve bizlerin devamlı olarak bu sistem içerisindeki toplumsal çelişkilerin yoğunlaşmış ifadesi olan 5 DURDUR! kavramının teşhiri açısından yetersizdir. Öncelikle burada kritik öneme sahip bu 5 DURDUR! Kavramını tekrar etmek istiyorum. Bunlar :

  • Soykırımsal zulüm, toplu hapisler, polis zalimliği ve siyahilerin katledilmesi
  • Ataerkil ayrımcılık, insandışılaştırma, cinsel yönelime ve cinsiyete dayalı her türlü baskı
  • İmparatorluk savaşlarını, işgal ordularını, insanlığa karşı işlenen suçları
  • Göçmenlerin şeytanlaştırılması, sınırların askerileştirilmesi
  • Gezegenimizin capitalist-emperyalist sistem tarafından yok edilmesidir!

Bu 5 DURDUR! Bob Avakian’ın da belirttiği gibi proleter devrime katkı yapacak bir tür kesişimselci düşüncenin zuhur bulması değil, bunlar toplumun fay hatlarıdır. Çünkü bunlar az önce de bahsettiğimiz gibi toplumdaki çelişkilerin yoğunlaşmasını temsil ederler. Ve yine kritik bir şekilde bu yoğunlaşmış çelişkiler bu sistem altında çözülemezler. Şüphesiz bu sistem altında şöyle ya da böyle çeşitli ‘’haklar’’ elde edilebilir, belirli reformlar gerçekleştirilebilir ancak özellikle 60’lar ile hız kazanan ve belirli imtiyazlar elde etmiş olan feminist ve LGBTQ hareketlerinin uzun soluklu mücadeleler sonucu elde ettiği bu kazanımlar, yine bu sistemin devamlı olarak tetiklediği çelişkilerin yoğunlaşması sonucu ortaya çıkan faşist/gerici rejimlerle tehlike altındadır. Örneğin bugün Amerika’nın başında senatörlük zamanlarında eşcinsellere elektrik tedavisi uygulanması gerektiğini savunan azılı bir hristiyan faşisti olan Mike Pence vardır! Trump/Pence rejimi gibi faşist rejimler, yıllarca süren mücadeleler ile kazanılmış hakların önünde büyük bir engeldir. Buna ilaveten şunu tekrar vurgulamakta fayda vardır, günümüz dünyasında birbirleriyle sıkı sıkıya iç içe geçmiş olan aile ve mülkiyet kavramları içerisinde yapılan ve yapılabilecek olan bütün reformlar yine bu kavramların içerisinde sıkışmaya mahkumdur.

Burada bütün bu mücadelenin kritik ve temel noktalarından birisine geliyoruz, ilk kez Karl Marx tarafından Fransa’da Sınıf Savaşımları 1848-1850 adlı eserinde dile getirilen 4 Bütünler kavramına. Bizler devrimci komünistler olarak tüm sınıf ayrımlarına, bu ayrımların dayandığı tüm üretim ilişkilerine, bu üretim ilişkilerine tekabül eden toplumsal ilişkilere ve bu toplumsal ilişkilere tekabül eden tüm fikirlerin ortadan kaldırılması için mücadele veriririz. Çünkü bu 5 DURDUR!’da yoğunlaşan bütün bu toplumsal çelişkiler ancak altyapı ve üstyapı alanlarında verilecek kararlı bir mücadele ile çözümlenebilir.

Eşcinsel bireylerin evlilik, evlatlık edinme, anayasal güvence vb. gibi haklarının alınmalarını desteklesek dahi (Ben bu meseleyi Lenin yoldaşın UKKTH’yi tanımlarken kullandığı boşanma hakkına benzetiyorum: Boşanma hakkının olması herkesin boşanacağı anlamına gelmez. Ama bu hakkın kaldırılması kadının köleliği anlamına gelir) LGBTQ bireylerin bu sistem içerisinde tam olarak özgürleşmelerinin, özellikle de şu an Üçüncü Dünya olarak anılan ülkelerde kurtuluşlarının mümkün olmadığını belirtmek zorundayız (Burada sözü edilen durum aslında Bob Avakian tarafından İki Miadı Dolmuşlar şeklinde yoğunlaşmış bir şekilde ifadesini bulur2). Bu üretim ilişkileri ve beraberindeki ideoloji, kültür ve bütün üstyapıda kararlı komünist mücadele verilmeksizin ve bunların devrimci transformasyonu sağlanmaksızın kitlelerin bu gerici, bilim karşıtı düşüncelerin altında ezilmemesi imkansızdır. Bu duruma iyi bir örnek teşkil etmesi açısından:

Erkek eşcinsel yaşamını çevreleyen egemen kültür, bu toplumun en samimi toplumsal ilişkilerinin metalaştırılması ve insanların cinsel açıdan nesneleştirilmesinde (bu durumda erkekler cinsel nesne yapılır) ayrıca gençlerin estetik bulunması ve “güzellik” takıntısında herhangi bir kırılma oluşturmaz  – kişinin değeri başarılı bir cinsel metaya indirgenir ve bu durum merkeze alınır. Diğer bir örnek normal anonim cinsel ilişkilerde öncelik ve talebin durumudur. Bu da son derece süslenmiş bir “Amerikan erkeğidir” (“gey” veya “heteroseksüel”) Şüphesiz eşcinsel erkeklerin evrensel bir özelliği olmamakla birlikte, gey topluluklarında bu tarz arayışların ve tercihlerin aşırı uçlara gitme eğilimi mevcuttur. Kadınlara (ve/veya kadın vücuduna) açıkça hakaret edilmesi ve diğer mizojini ifadeleri de bazı meskenlerde pek de nadir değildir. Bu tarz uygulamalar ve düşünceler “erkek hakkından” kopabilmekten son derece uzaktır!3

Sonuç Olarak

Bizler devrimci komünistler olarak komünizme yönelen sosyalist toplumumuzda hiçbir bireye karşı cinsiyetinden ya da cinsel yöneliminden ötürü yapılacak en ufak hakarete dahi taviz göstermeyeceğimizi belirtirken (bu konulardaki detaylı duruşumuz için bkz: Eşcinsellik Konusunda Yeni Taslak Programındaki Konumumuz Üzerine), LGBTQ bireylere yönelen bütün bu aşağılık saldırıların, gerici ifadelerin karşısında da kararlı bir şekilde durduğumuzu belirtiyoruz. Ve ısrarlı bir şekilde yinelemeye devam ediyoruz:

BU SİSTEM REFORME EDİLEMEZ, ALAŞAĞI EDİLMESİ GEREKİR!

Referanslar:


1 Bob Avakian, 2014. Tüm Tanrılardan Kurtulun!, N.Domaniç (Çev.), İstanbul: El Yayınları. s. 131

2 “İki miadı dolmuşlar” ve bunun devrim hareketinin inşa edilmesiyle ve nihai komünizm hedefiyle olan ilişkisi hakkında daha kap- samlı bir tartışma için, Bob Avakian’ın 2006 sonbaharında yaptığı bir konuşmanın edisyondan geçirilmiş bir metni olan, broşür olarak basılan ve aynı zamanda revcom.us adresinde online olarak mevcut olan “Bringing Forward Another Way” metnine bakınız.

3Eşcinsellik Konusunda Yeni Taslak Programındaki Konumumuz Üzerine” bkz: https://yenikomunizm.com/escinsellik-konusunda-yeni-taslak-programindaki-konumumuz-uzerine/

İbrahim Sâlik

"Teori ideolojinin en dinamik faktörüdür" - Zhang Chunqiao