Yeni Komünizm

Gazze’den Tahran’a Kahrolsun Katiller!

 

İslam Cumhuriyeti ve İsrail Arasındaki Savaşa Karşı 10 Grup Tarafından Ortak Bildiri

Çevirmenin notu: 9 Ekim tarihinde 10 İranlı ve Afgan grup tarafından ABD destekli apartheidçı İsrail devleri ile İran İslam Cumhuriyeti arasındaki savaş hamlelerine ve tehditlere karşı güçlü bir bildiri yayınlandı. Bu bildiri IEC (İranlı Siyasi Tutsaklara Özgürlük Kampanyası) ve onunla ilişkili diğer organizasyonlar tarafından Farsça, İngilizce ve Arapça yayınlanmıştır. IEC’nin İngilizce çevirisi revcom.us internet sitesinde de paylaşılmış, bu Türkçe çeviri de revcom.us internet sitesi üzerindeki İngilizce paylaşım kaynak alınarak yapılmıştır.


İmzalayanlar:
Uxan, Gilaks Media (Gilaki Medya)

Afghanistan House of Culture (Afganistan Kültür Evi)

Women Social Equality Organization WSEO

Youth In Exile (Bahamad) (Sürgündeki Gençlik)

Burn The Cage (Kafesi Yak!)

Social Sciences Research Association (Sosyal Bilimler Araştırma Derneği)

Osyan/Revolt (İsyan)

Communist Organization of Afghanistan (Afganistan Komünist Örgütü)

Je.cocreation

Finland Woman. Life. Freedom (nev.suomi) (Finlandiya Kadın Yaşam Özgürlük)

İran İslam Cumhuriyeti’nin (İİC) füzeleri Demir Kubbe’yi delip geçiyor ve Filistin halkının ve Filistin’i destekleyenlerin bir kesimi mutluluk gözyaşları döküyor. Apartheidçı İsrail İİC’ye kararlaştırıcı bir cevap gönderme tehdidinde bulunuyor ve İran halkının bir kısmının kalpleri adeta sevinçten eriyor. İki tarafı da, yaklaşan ve büyümekte olan, Ortadoğu’da milyonlarca kişinin hayatını yok edebilecek savaşı tırmandırmaya iten “sebeplere” sahip! Bazıları bu savaştan faydalanabilecekleri şeklindeki düşüncelerle kendilerini kandırıyor. Ancak bunlar sadece bu bölgedeki insan cesetleri üzerinden barbarca savaşlarını ilerleten katillere daha da meşruluk kazandırmış oluyor. İki tarafın liderleri de bombaları için kamuoyunun desteğine ihtiyaç duyuyor ve iki tarafın da utanç verici tarihleri birbirlerine karşı yeterli propaganda malzemesi sağlıyor.

Sanki bu kana susamışlar her şeyi kontrol altında tutuyormuş süsü veriliyor, aynı küresel kapitalizm sisteminin bir parçası olan iki tarafın da onları nükleer savaş noktasına gidebilecek kadar mücadele etmeye zorlayan bir krize hapsedilmiş ve gittikçe daha derinden bu bataklığa batmakta bulması dışındaki her şeyi. Uluslararası mahkemeler ve Birleşmiş Milletler o kadar itibarsızlaştı ki sadece çok az sayıda insan bu kurumların ve 2. Dünya Savaşı’ndan beri [uluslararası] düzeni yöneten şeylerin çöküşünü fark edebiliyor. Dünya her taraftan bir krizin içinde ve İslam Cumhuriyeti ile İsrail arasındaki diş bileme bu krizin bir ifadesidir.

“Yılanın başını kesme” üzerine bütün bu tartışmalar İslami köktenciliği hatalı bir şekilde problemin kaynağı olarak görüyor, hem Siyonist hem de İslamcı rejimi besleyen kompleks ve çok katmanlı dünya kapitalist sistemini görmezden geliyor. Aynı zamanda bunun tersi bir yaklaşımı da yaratıyor – yani bölgedeki halkların ABD bölgeden çıkarılırsa ve onun yerine Çin gelirse ve Golan Tepeleri [bütün] Ortadoğu olursa daha iyi bir duruma geleceği de iddia ediliyor. Ancak bizim yüzleşmekte olduğumuz şey bir yılan değil, Siyonist ve [diğer] gerici devletlerden “demokratik” devletlere kadar bütün dünyayı kapsayan çok başlı bir canavar. Bu sebeple bunun bir parçasının ya da diğerinin destekçisi olamazsınız – bütün bu sistemin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bir canavarı devirmek, o canavar etrafa savrulmakta ve sağa sola sallanmakta iken daha mümkündür.

Peki neden bazıları bu olasılığı görmüyor ve aksine bu devletlerin politikalarını ya da doğasını desteklemiyor olsalar da İsrail ya da İİC’nin safını tutuyor?

  1. Nefret ve intikam

Eğer merşu bir öfke hissediyorsanız fakat düşmanı olan İİC’nin işlediği suçlar sebebiyle İsrail’i destekliyorsanız ya da bunun tam tersini yapıyorsanız sadece size karşı işlenen suçlara öfke duymayı bırakın! Bu sadece etik olmamakla kalmaz, aynı zamanda herkes için özgürlük yolunun önemli bir doğrusunu, bütün bu suçların bir sistemin sonucu olduğunu ve bu sistemin suçlularının bir kesimi ile birlik olmanın kimseye özgürlük getirmeyeceğini görmenizi engeller.

  1. Güçsüz hissetmek

Eğer bir halk kitlesi ile yapılacak bir devrimin imkânsız olduğunu ve bu yüzden bu suçlulardan birinin veya diğerinin safını tutmamız gerektiğini düşünüyorsanız sadece kendiliğinden gelişen Kadın, Yaşam, Özgürlük ayaklanmasının bile nasıl tüm sistemi sarstığını hatırlayın. Dünyanın her yerinden politikacılar bunun ilerlemesini engellemek için sıraya girdi. Ancak onların kontrol altında tuttukları kanallardan dışarı çıkmanın potansiyeli vardır. Gerçek güç, bir veya diğer gerici gücün ölüm birlikleri olmayı reddeden, bilinçli ve örgütlü bir halkın elindedir.

  1. Şimdiki düzen altında durumları iyileştirme illüzyonu

Eğer bir tarafı -İslami köktenciler ya da emperyalist güçler fark etmeksizin- tutup diğerini yok edebileceğinizi; ya da bütün bu sistemi ve onun üretim biçimlerini ve sosyal ilişkilerini aynı tutup fikirler üzerindeki baskıyı, hapsedilmeyi, teokratik gericiliği, yoksulluğu, sömürüyü, kadın ve LGBTQ bireylerin baskı altına alınmasını, ulusal baskıyı, savaşları ve çevresel yıkımı ortadan kaldırabileceğinizi veya azaltabileceğinizi; ya da İsrail’in bombalarının İran halkına demokrasi getireceğini düşünüyorsanız Gazze’deki yıkıma ve Lübnanlı göçmenlere bir bakın. Eğer İİC füzelerinin Gazze ve Lübnan’a özgürlük mesajını taşıdığını düşünüyorsanız, Kürt, Beluç ve Arap halklarına ve İran’ın kadınlarının haline bir bakın. Kendinizi kandırmayın. Bu sistemin radikal, özgürleştirici bir biçimde dönüştürülmesi söz konusu olmadan durumu iyileştirmenin hiçbir olasılığı yoktur.

Başka bir Yol Var!

Yüzeysel olarak bakıldığında önümüzdeki tek olasılık bu miadı dolmuş güçlerden biri veya diğeri ile saf tutmak ya da pasif bir biçimde ortada durmakmış gibi görünebilir. Ancak gerçek şudur: Başka bir yol var! Başka bir alternatifin olmadığı inancı kendi başına bir alternatif yaratmanın önündeki bir engeldir!

Radikal, özgürleştirici, sadece var olan sistem içinde yüksek seviyelere yeni yüzler getirmekle yetinmeyen bir değişime ihtiyacımız var. Aslında var olmamış, eski bir “altın geçmişe” dönme yolu söz konusu değildir. Sadece bu çatışmada taraf olan güçleri değil, aynı zamanda bu durumu ortaya çıkaran aynı sistemin uzantıları olan uluslararası kuruluşları da kınıyoruz.

Gericilerin ve emperyalistlerin bombalarının amigoları değiliz! Yeni bir dünyanın tohumlarıyız!

Yeni Komünizm

Bizler, devrimin önderi Bob Avakian'ın mimarı olduğu Yeni Komünizm‘in takipçileriyiz. Bob Avakian'ın devrimci önderliğini takip eden ve Yeni Komünizm temelinde dünyayı anlama ve değiştirme sorumluluğunu üstlenenleriz. Detaylı bilgi için bkz: Biz Kimiz?

Dünyada devamlı olarak yaşanan dehşetlerin ve son derece gereksiz acıların ortadan kaldırılması hem mümkün hem de son derece gereklidir. Bob Avakian'ın devrimci önderliğini ve geliştirmiş olduğu Yeni Komünizm'i öğrenerek kazanma şansı olacak gerçek bir devrim hareketini birlikte inşa ediyoruz. Yeni Komünizm'in teorik çerçevesine ilk kez giriş yapacaklar başlangıç noktası için web sitemizde yer alan bu bölümdeki makaleleri inceleyebilir, Bob Avakian'ın Türkçeye çevrilmiş eserlerine buradan ulaşabilirler. Görüş, katkı ve desteklerinizi bekliyoruz.

#DevrimDahaAzıDeğil

Devrim: Kazanmak İçin Gerçek Bir Şans

Atılımlar

Kadınların Kurtuluşu

Kemalizm Eleştirisi

Enternasyonalizm

Highlight option

Turn on the "highlight" option for any widget, to get an alternative styling like this. You can change the colors for highlighted widgets in the theme options. See more examples below.

YENİ KOMÜNİZM HAKKINDA GÖRÜŞLER