Editörün Notu: Aşağıdaki yazı 20 Aralık 2021 tarihinde revcom.us web sitesinde yayınlanmıştır ve Çevre Yazı Grubu üyesi bir yoldaş tarafından kaleme alınmıştır.
Kaynak için bkz: No, New York Times, “We” Haven’t Failed, This Planet-Killing Capitalist-Imperialist System Has Failed! | revcom.us
13 Aralık’ta New York Times, güçlü etkileşim alan bir fotoğraf-video montaj yayınladı: “Yanan Bir Dünyadan Kartpostallar.” İklim değişikliğinin 193 ülkede halihazırda sahip olduğu bazı yıkıcı etkileri çarpıcı olarak gösteriyor. İzlemeye değer, dikkat çekici ve akıldan çıkmayan bir görüntüyle karşılaşıyoruz: Tüm türler yok oluyor, şehirler sular altında kalıyor, süper fırtınalar ve kıyamet gibi orman yangınları yaşanıyor. Yanan bir gezegenin bu “kartpostallarına” bakarken bir anda Times’dan bir başyazı olan kısa bir video karşınıza çıkıyor. Bu yazı ölümcül düzeyde hatalı “çözümler” ve oldukça tehlikeli fantezilerle dolu.
Video-editoryal, onlarca yıllık uluslararası zirvelere, görüşmelere, konferanslara ve vaatlere rağmen “başarısız olduk” iddiasında bulunuyor. Fosil yakıtlar yakılmaya devam ediyor, çünkü bir yandan insanlar gezegenin ısınmasını durdurmak için gereken fedakarlıkları yapmak istemiyorlar ve diğer yandan, yakın zamana kadar karbon yoğun teknolojilere uygun maliyetli alternatifler mevcut değildi. Ancak şimdi Times, “şanslı” iyi haber olarak tanımladığı şeyi veriyor: “Gezegeni kurtarmaktan kazanılacak paralar var” (Evet, tam olarak bunlar onların sözleridir). Bunun yeşil inovasyon, yeşil enerji, şüpheli olan henüz kanıtlanmamış karbon yakalama ve depolama teknolojisi yoluyla gerçekleşmesi gerekiyor diyor. Krizi çözmenin bileti bu olacak.
Bu pek çok açıdan saçmalıktır. Her şeyden önce, New York Times‘ın bizi tam kapsamlı gezegensel çöküşe daha da yakınlaştırmayı “başarısızlık” olarak nitelendirdiği bu “biz” meselesini ele almalıyız. Başarısız olan bir bütün olarak “insanlık” değildir: Bu sistemin yöneticileridir! Yani kapitalist-emperyalistler ve onların siyasi sözcüleridir. Onlarca yıldır “BLAH, BLAH, BLAH” diyenler, DAHA FAZLA kömür, petrol ve doğal gaz yakmaya devam edenlerdir. “İnsanlık” şu anda kontrollü bir durumda değildir. Bizi bu uçuruma sürükleyen şey, gezegen üzerindeki etkileri ne olursa olsun, daha fazla kaynak çıkarmak, daha fazla ürün üretmek için sürekli “ya büyü ya da öl” ihtiyacı tarafından yönlendirilen kapitalizmin buyruklarıdır.
Fosil yakıtların (petrol, kömür, doğal gaz) küresel ısınmaya neden olma rolünün temel bilimsel anlayışı otuz yılı aşkın bir süredir bilinmektedir. Rasyonel bir ekonomik sistem altında, karbon emisyonlarını radikal bir şekilde sınırlamak ve fosil yakıtlardan uzaklaşmak için yıllar önce sert önlemler alınması gerekirdi. Ancak bu kapitalist sistemde “fedakarlık” meselesi durumun en can alıcı noktasıdır, burada feda edilmeyecek olan kârlarıdır! Ve kâr için rekabet dürtüsü iklim değişikliğini yönlendirmektedir.
Gerçek şu ki, fosil yakıtların çıkarılması ve yakılması bu sistemin kârlı işleyişinin temelini oluşturmuştur. Petrol, gaz ve enerji şirketlerinin kendileri, otomobil endüstrisi; ve bundan yararlanan finans sektörü… Fosil yakıtlar, kapitalist-emperyalist ekonominin tüm işleyişi için esastır: Yani küresel ucuz emek ve hammadde ve üretimin en ucuz olduğu yerlerdeki tedarik ağlarına güvenilmesi. Ayrıca, gelecekte beklenen kârlar söz konusu olduğu için halihazırda batık durumda olan veya fosil yakıt altyapısı, sondaj vb. için harcanan muazzam miktarlarda sermaye -yani finansal yatırımlar, teknoloji ve arazi alımları durumu- mevcut.

Ayrıca kapitalizm-emperyalizm sistemi altında fosil yakıtların küresel bir jeopolitik ve stratejik boyutu var. Amerika’nın imparatorluğunu dayatan soykırımcı ABD askeri makinesi (gemiler, uçaklar, üsler ve daha fazlası) fosil yakıtlarla çalışıyor. Petrol taşıyan nakliye yolları, doğal gaz taşıyan boru hatları, fosil yakıtların rafine edilmesi ve pazarlanması üzerinde kontrolleri var, ki bunlar ekonomiler ve piyasalar üzerinde büyük bir gücün egemenliğinin mekanizmalarıdır. Bu sisteme güvenmemiz ve beklememiz gerektiği önerisine gelince -sömürüye ve kâra dayanan (ve doğayı kâr için yağmalanacak bir şey olarak gören)- bu sistemin, gezegeni para kazandıran bir önermeye dönüştürerek kurtarması absürd olduğu kadar zırvalıktır da. (1)
Yenilenebilir enerjide “kazanılacak para var” sloganına gelirsek… Evet, Bolivya gibi lityumun “uygun maliyetli” ekstraksiyonunun toprağı tahrip ettiği, suyu ve havayı kirlettiği bir ülkede lityum kaynaklarının (elektrik pilleri için gerekli olan) kontrolünü ele geçirerek “para kazanılması” durumu ortada… Evet, Kongo’nun kobalt madenlerinde (kobalt ayrıca elektrik pillerinde de kullanılır) çocuk işçilerin vahşice sömürülmesi ile “kazanılacak para”.
Bu sistemde, iklim değişikliğinin -buna insan türünü ortadan kaldırmanın veya bildiğimiz şekliyle insan toplumunu yok etmenin gerçek olasılığı dahildir- en kötü etkilerini önlemek için gereken fosil yakıtlardan tam ölçekli bir geçişin fiilen uygulanabilmesinin hiçbir yolu yoktur. Bu sistem altında, yaşamı yok eden sömürü gerektirmeyen yenilenebilir enerjinin uygulanması mümkün değildir. Fakat gerçek bir çıkış yolu bulunmaktadır: BİLİMSEL temelde umut. Sürdürülebilir kalkınmanın ekolojik ilkeleri tarafından yönlendirilen, fosil yakıtlardan hızlı bir geçişi sağlayacak ve uluslararası işbirliği tarafından desteklenecek kökten farklı, sosyalist bir toplumu GERÇEKTEN ortaya çıkarabilecek gerçek bir devrim için örgütlenmenin zamanı geldi. Ancak bunun için bu sistemin yanlış umutlarından ve tatlı sözlerinden KOPULMASI ve Bob Avakian’ın öne sürdüğü yeni komünizmin öğrenilmesi gerekiyor. İklim değişikliği değil, sistem değişikliği!