İsrail-Gazze Çatışmasının Arka Planı: “Ayrım gözetmeyen Şiddet ve Terörizm”—İSRAİL VE ONUN DESTEKÇİSİ ABD KAPİTALİZMİ-EMPERYALİZM TARAFINDAN UYGULANMAKTADIR

7 Ekim sabahı, Filistin’in Gazze bölgesini yöneten kökten dinci Hamas örgütünün silahlı kuvvetleri, İsrail’e karşı sürpriz, çok yönlü bir kara, füze ve yelken planör saldırısı başlattı.¹ Gazze’den İsrail’e iki ila üç bin arasında füze fırlatıldığına ve bazılarının İsrail’in “demir kubbe” füze savunma sistemlerini ihlal ettiğine dair haberler var. Hamas İsrail askerlerini ele geçirdiğini söylüyor ve haberlerde İsrail askeri araçlarının imha edildiği veya ele geçirildiği belirtiliyor. Ve biz bunu yayınlarken, İsrail’in Gazze sınırı yakınında 24 saatten fazla bir süre sonra çatışmaların devam ettiğine ve Hamas güçlerinin askeri ve askeri olmayan İsraillileri rehin tuttuğuna dair haberler geliyor.

Bu eylemin ABD kapitalizm-emperyalizminin egemen sınıf medyasında anlatılma şekli hikayenin ortasından başlıyor. Siyonist yerleşimcilerin İsrail devletini kuran şiddet içeren, terörist etnik temizlik tarihini aklıyor. Gazze’deki Filistin halkına ve şu anda İsrail olarak bilinen bölgede ve yasadışı olarak işgal ettiği Filistin topraklarında 75 yıldır devam eden ve artan Apartheid tarzı ayrımcılığı² insanlık dışılaştırmayı, terörü ve soykırımı aklıyor. Filistin ve BM verilerine göre, İsrail’in acımasız ablukası altında yaşayan Gazze nüfusunun yüzde 45’i işsiz ve yüzde 80’i açlıktan ölmemek için uluslararası gıda yardımına muhtaç.

İsrail dünyadaki en güçlü füze savunma sistemine ve ABD tarafından müsaade edilen ve sağlanan önemli bir nükleer cephanelik de dahil olmak üzere son teknoloji ürünü ölüm makineleriyle donatılmış bir orduya sahip. Gazze’deki insanlar temelde hava saldırılarına ve füze saldırılarına karşı savunmasız. Saldırının başlamasının hemen ardından İsrail, Gazze’deki çok sayıda ofis ve konutu yıktı. Biz bu yazıyı yayınlarken İsrailli yetkililer birkaç yüz kişinin öldürüldüğünü söylüyor (kaçının askeri, kaçının sivil olduğu belli değil). Filistinli yetkililer yüzlerce Filistinlinin öldürüldüğünü bildiriyor. ABD’deki haberler yalnızca İsrail’deki acılara odaklanırken, Gazze’nin tamamı kuşatma altında, daha kötüsüne hazırlanıyor ve oradaki insanlar çok daha ölümcül saldırıların yakın tehlikesiyle karşı karşıya.

Watch the moment Israeli fighter jets strike Palestine Tower behind Al Jazeera’s Youmna El Sayed as she reports live from Gaza ⤵️ pic.twitter.com/dXHVRJiCOC

— Al Jazeera English (@AJEnglish) October 7, 2023

Eski bir ABD askeri komutanı olan Cedric Leighton, CNN’e, İsrail’in Gazze’yi bombalamadaki askeri ve siyasi hedeflerinin, muhtemelen bu noktada İsrail yöneticileri için bile belirsiz olduğunu, ancak Gazze’nin bombalanmasının acil tepkisinin “açıkçası intikam amaçlı” olduğunu söyledi. Başka bir deyişle, toplu ceza olarak sivillerin ayrım gözetmeksizin toplu öldürülmesi. Tüm göstergeler İsrail’in önümüzdeki saatlerde ve günlerde çok daha kötü bir duruma hazırlandığını gösteriyor.³

Mevcut çatışmanın karmaşıklığını ve bunların hepsini burada ve şimdi ele alamayız. Bir temel doğru ve yanlış var. İsrail’in Filistin halkına yönelik baskı ve saldırıları korkunç bir insanlık suçudur. Ve bu, söz konusu çatışmada “ilk kim ateş ederse” ya da İsrail’e saldıran güçlerin niteliği ne olursa olsun geçerlidir. Dünyanın her yerindeki insanların İsrail’in Gazze’de katliam yapmamasını talep etmesi gerekiyor. Ve ABD kapitalizm-emperyalizminin hizmetinde olan ırkçı bir ideoloji olan Siyonizmin temel doğasıyla yüzleşmek ve ona karşı çıkmak zorundasınız.⁴

“Ayrım gözetmeyen Şiddet ve Terörizm”—İSRAİL VE ONUN DESTEKÇİSİ ABD KAPİTALİZMİ-EMPERYALİZM TARAFINDAN UYGULANMAKTADIR

Gazze’den gelen saldırıya yanıt olarak ABD “Savunma” Bakanı Lloyd Austin, Filistin güçlerini “ayrım gözetmeyen şiddet ve terörizmle” sivillere yönelik saldırılardan dolayı kınadı. Dört kelimeyle ifade edilen “Ayrım gözetmeyen Şiddet ve Terörizm”, İsrail devletinin Filistin halkına yönelik tarihinin ve günümüzdeki eylemlerinin yalnızca yüzeyini çiziyor.

İsrail Devleti, kelimenin tam anlamıyla, aşağıdaki düğüm noktaları da dahil olmak üzere, Filistin halkına karşı ayrım gözetmeyen şiddet ve terörizm üzerine inşa edilmiştir ve bu temelde varlığını sürdürmektedir:

• 1948’deki Nakba (Arapça felaket anlamına gelir) sırasında neredeyse bir milyon Filistinli terör, tecavüz ve toplu katliam nedeniyle topraklarından, köylerinden ve evlerinden zorla çıkarıldı.⁵ Filistinlilerin geri dönecekleri bir yer kalmaması için köyleri, hatta birçok zeytin ve portakal ağacı tamamen yok edildi. Filistin halkına yönelik bu barbarca katliam ve devam eden terörizm ve cinayet, Siyonizmin Filistin halkını insanlıktan çıkaran ırkçı ideolojisi tarafından meşrulaştırıldı.
• 27 Aralık 2008’den 19 Ocak 2009’a kadar ABD’nin desteklediği İsrail, ABD tarafından sağlanan F-16 bombardıman uçakları, Apache helikopterleri, kitlesel ve ayrım gözetmeyen füze saldırıları, tanklar ve binlerce silahlı birliğin işgaliyle Gazze’deki Filistin halkına saldırdı. 24 gün süren saldırı sırasında öldürülen Filistinlilerin sayısının 281’i çocuk, 844’ü savaşçı olmayan kişi olmak üzere 1.166 ile 1.417 arasında olduğu tahmin ediliyor. İsrailli yetkililer, mevcut isyanda Hamas güçlerinin savaşçı olmayan sivilleri öldürmesinden duyduğu öfkeyi dile getiriyor. İsrail ise Gazze’deki insanlara yönelik şiddetli baskılarıyla sivil kayıplarını önlediklerini iddia ediyor. Bu pis bir yalan. İsrail’in 2008-2009 Gazze saldırısının ahlaksızlığının simgesi olarak, evlerinden kaçmak zorunda kalan Filistinlileri barındıran Birleşmiş Milletler okuluna İsrail’in tek saldırısında 42 Filistinli öldürüldü ve 55 kişi de yaralandı. Doktorlar, kurbanların hepsinin sivil olduğunu, Hamas askeri güçleriyle bağlantısı olmadığını ve kurbanların çoğunun çocuk olduğunu söyledi.⁶
• İsrail, 2014 yılında Temmuz ve Ağustos aylarında 50 gün boyunca Gazze’ye büyük saldırılar düzenledi. Bu uzun katliamda İsrail, 551’i çocuk ve 1.462’si sivil olmak üzere 2.251 Filistinliyi öldürdü. İsrail tarafında ölenlerin sayısı 67 asker (Gazze’yi işgal eden) ve 6 sivildi. Gazze’de 100.000’den fazla Filistinli evsiz kaldı.⁷ Bir yıl sonra tek bir ev bile yeniden inşa edilmedi. O zamandan beri İsrail (ABD destekli), bu katliamdan sonra insani yardımın yeniden inşa edilmesini engelleyen ablukalar uyguluyor.

Bu suçlar, resmi İsrail ordusunun Gazze’de çoğunluğu sivillerden oluşan halka karşı uyguladığı bitmek bilmeyen terör saltanatının yalnızca birer noktalama işaretidir. Ve bu “ayrım gözetmeyen şiddet ve terörizm”, KKK tarzı, azgın Siyonist, ağır silahlara sahip “yerleşimcilerin”, İsrail tarafından yasa dışı olarak işgal edilen Filistin’in Batı Şeria bölgesindeki Filistinlilere yönelik giderek artan soykırımsal terörüyle eşzamanlı olarak tırmanıyor.

Patlayıcı Bir Durum ve İnsanlığın Çıkarları

Çatışmaların başladığı sabah Biden şunları duyurdu: “ABD, Gazze’den gelen Hamas teröristleri tarafından İsrail’e yönelik bu korkunç saldırıyı tartışmasız bir şekilde kınıyor ve ben (İsrail’in) Başbakanı Netanyahu’ya,İsrail Hükümetine ve halkına destek için her türlü uygun yolu sunmaya hazır olduğumuzu açıkça ifade ettim. Terör asla meşrulaştırılamaz. İsrail’in kendisini ve halkını savunma hakkı vardır. ABD, İsrail’e düşman olan herhangi bir tarafın bu durumdan avantaj elde etmesine karşı uyarıyor. Yönetimimin İsrail’in güvenliğine verdiği destek kaya gibi sağlam ve sarsılmazdır.”

Burada üç noktaya dikkat edin.

Birincisi: ABD ordusunun ve diğerlerinin İsrail’e verdiği destek “kaya gibi sağlam”. Yani İsrail, ABD imparatorluğunun çıkarları için vazgeçilmez ve paha biçilmez bir uygulayıcıdır (bölgesel ve küresel haydut olarak).İsrail, Filistin halkına uyguladığı zulümle, ABD yöneticilerinin “özgür dünya” dediği modelin acı bir örneğidir. Gazze’den Bangladeş’e, Guatemala’dan Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne kadar bu “özgür dünya”, gecekondu mahallelerinden, kötü şartlarda çalışan atölyelerden, çevresel yıkımlardan, savaşlardan ve her türlü baskıdan oluşan bir dünyadır.

İki: Yine dünyanın en korkunç failleri ve terörü destekleyenlerin bitmek bilmeyen ikiyüzlülüğü… (bkz. revcom.us adresindeki Bob Avakian’ın yazdığı Amerikan Suç serisi ve SON NOT: Bu Ülkenin Gerçek Doğası ve Korkunç Suçları Üzerine, FAŞİST DONALD TRUMP’UN YARGILANMALARI VE BÜTÜN BU SİSTEMİN CEZAİ DOĞASI…)

Üçüncüsü, “İsrail’e düşman olan diğer herhangi bir tarafın bu durumda avantaj elde etmesine” yönelik tehditlere dikkat edin. Bu tehdit, ABD kapitalizmi-emperyalizmi ile onun küresel kapitalist-emperyalist rakipleri Rusya ve Çin arasındaki şiddetli, tırmanan ve son derece tehlikeli çatışmalar bağlamında ortaya çıkıyor. Bu çatışmanın ABD egemen sınıfının geleneksel emperyalist ve faşist kesimleri arasındaki şiddetli çatışma bağlamında nasıl gerçekleştiği ve bununla nasıl iç içe geçtiği ve bunun devrim ihtiyacı ve temeli ile ne ilgisi olduğu da dahil olmak üzere arka plan bilgisi için bkz.  FAŞİST DONALD TRUMP’UN YARGILANMALARI VE BÜTÜN BU SİSTEMİN CEZAİ DOĞASI…

Rusya ve Çin, Orta Doğu’daki çatışmalarda “avantaj arıyor”; ekonomik, diplomatik ve askeri girişimler ve ittifaklar yoluyla etkilerini genişletmeye ve ABD egemenliğine karşı mücadele etmeye çalışıyor. Mevcut çatışma genişlerse, ABD, Rusya ve Çin’in daha doğrudan müdahalesine neden olabilir ve tehlikeli yollardan bölgesel savaşa dönüşebilir, hatta varoluşsal tehdit oluşturabilecek bir dünya savaşına yol açabilecek bir kıvılcım bile olabilir.

İsrail’e yönelik 7 Ekim saldırısı, bir çıkış yolu temsil etmeyen ve aslında zulmü pekiştiren güçleri içeriyor. Ancak vurguladığımız gibi burada temel bir doğru ve yanlış var: İsrail’in Filistin halkına yönelik zulmü büyük bir insanlık suçudur. İsrail, Gazze halkına yönelik yeni bir katliam tehdidinde bulunurken ve hazırlanırken halk da kenarda durmamalıdır.

Ama bunun da ötesinde, hayal edin. Dünyanın en büyük faili ve gerici şiddet ve terörün sağlayıcısı olan ABD’nin “canavarın karnında” gerçek bir devrimin etkisini hayal edin. Sadece bu sistemin suçlarına son vermekle kalmayıp, aynı zamanda tamamen yeni şartlar ve insanlığın arzulayabileceği şeyler için yepyeni bir standart belirleyerek Orta Doğu halkları ve tüm dünya üzerinde yaratacağı etkiyi hayal edin.

Bu sadece bir rüya değil. Bu tarihi an, tüm dehşetiyle birlikte, aynı zamanda bu canavarda devrimin daha mümkün olduğu bir dönemdir. Devrimci komünistler bunu gerçekleştirecek liderliğe, stratejiye ve vizyona sahip. Gezegenin durumuna öfkelenen herkesin hemen şimdi Filistin halkına bu kadar sefalet ve ölüm getirmesi de dahil, bu devrimi gerçekleştirme sorumluluğu var!

Yazının Kaynağı için tıklayın

Dipnotlar:

1.İslami köktenciliğin yükselişini ve İslami köktencilik ile Batı emperyalizmi arasındaki çatışmanın doğasını anlamak için Bob Avakian’ın Bringing Forward Another Way adlı çalışmasına bakın.

2.Güney Afrika’da 1948’den 1990’ların başına kadar yürürlükte olan Apartheid sistemi yalnızca beyazları tam vatandaş olarak sınıflandırıyordu. Beyazlarla siyahiler arasında cinsel ilişki veya evlilik yasaktı. Siyahi Afrikalıları esasen büyük toplama kampları olan bölgelere hapsetti ve beyaz bölgelere (ülkenin çoğuna) girerken bir “geçiş” taşımalarını zorunlu kıldı. Siyah Afrikalılar, oy kullanma hakkı da dahil olmak üzere en temel haklardan mahrum bırakıldı. Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve B’Tselem‘in de aralarında bulunduğu insan hakları örgütleri, İsrail’in Filistin halkına yönelik muamelesinin “Apartheid” olduğuna dair dikkatlice belgelenmiş ve lanetleyici vakalar ortaya koydu.

3.Gazze 2007’den bu yana gerici İslami kökten dinci bir hareket olan Hamas tarafından yönetiliyor. Hamas, eylemini, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da Müslümanlar ile orada İsrail ordusunun desteğiyle defalarca provokasyonlar gerçekleştiren gerici Yahudi faşist kökten dinciler arasındaki çatışmalarla çerçeveleyen bir “El Aksa Tayfunu”nun başlangıcı olarak nitelendirdi. Filistin halkına Siyonizm tarafından uygulanan baskıyı, Müslüman köktendinci teokrasi ile Yahudi faşist Siyonizm arasındaki kutsal bir savaş olarak çerçevelemek, bu terimlerle tanımlanan bir çatışmada her iki tarafın da çıkarlarına hizmet eder. Bugün İsrail ve İsrail işgali altındaki topraklarda yaşayan halkın çoğunluğunun gerçek çıkarları, Siyonizm mirasının ve her türlü sömürü ve baskının üstesinden gelmek için harekete geçen laik bir devlet tarafından temsil edilmektedir. Bob Avakian, Bob Avakian’ın İsrail’in Karşılaştığı Varoluşsal Kriz konulu soru-cevap video klibinde bu konuda güçlü ve ilham verici bir meydan okuma ortaya koyuyor.

4.Avrupa’daki Yahudi halkına karşı işlenen Nazi soykırımının neden Siyonist İsrail devletini haklı çıkarmadığı da dahil olmak üzere, Siyonizmin gerici doğası hakkında bilgi edinmek için Revolution’ın İsrail hakkındaki özel sayısına bakın.

5.Filistin’deki vahşi etnik temizlikte Siyonist güçler tarafından kadınlara tecavüzün rolü, BM ve Kızıl Haç’ın yanı sıra ilk elden İsrail askeri kaynaklarının raporlarından yararlanan ve alıntı yapan Ilan Pappé’nin Filistin’in Etnik Temizliği adlı eserinde belgelenmiştir. Filistin hesapları. Nakba hakkında daha fazla bilgi için Revolution’ın İsrail özel sayısındaki “Nakba: Filistin’in Etnik Temizliği” bölümüne bakın.

6.Bu suçlarla ilgili daha fazla bilgi ve çok çeşitli güvenilir kaynaklar tarafından belgelenmesi için bkz. Amerikan Suç Vakası #30: İsrail’in Gazze’deki ABD Silahlı ve Destekli Katliamı (2008-2009).

7.İstatistikler 24 Haziran 2015 tarihli BM İnsan Hakları Konseyi raporundan ve Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nden alınmıştır.