Editörün Notu: Bob Avakian’ın aşağıda çevirisini aktardığımız makalesi 31 Temmuz 2020 tarihinde revcom.us web sitesinde yayınlanmıştır.
Kaynak için bkz: https://revcom.us/a/658/bob-avakian-patriarchy-and-male-supremacy-or-revolution-and-ending-all-oppression-en.html
Daha önce vurguladığım gibi (ve her seferinde bunu vurgulamak önemlidir):
Bugünün faşistleri ile Konfederasyon arasında doğrudan bir bağlantı vardır; ayrıca onların beyaz üstünlenmeciliği, LGBT bireylerden ve kadınlardan açık bir şekilde iğrenip onlardan nefret etmeleri, bilimi ve bilimsel yöntemi kasıtlı bir şekilde reddetmeleri, oldukça çiğ “Önce Amerika Gelir” jingoizmleri ve “Batı medeniyetinin üstünlüğünü” ilan etmeleri, ülkeleri paramparça etmek için nükleer silah kullanma tehditleri de dahil olmak üzere askeri güç kullanma arzuları ile bunun arasında doğrudan bağlantı vardır. 1
Kristin Kobes Du Mez, bu faşizmin itici gücü olan Hıristiyan köktenciliği olgusunu kapsamlı bir şekilde incelemiştir. Buna “Evanjelizm” (ya da daha özel olarak “beyaz Evanjelizmi”) olarak atıfta bulunarak, bu baskı biçimlerinin çoğu arasında aynı türden “doğrudan bağlantıdan” bahseder ve şu önemli noktayı ifade eder:
Kararlı, agresif, militan beyaz maskülenliğe nostaljik bir bağlılık, bütün bunları birbirine tutarlı bir bütün olarak bağlayan iplik görevi görür. Bir babanın evdeki düzeni ile ulusal sahnedeki kahramanca liderliği ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlıdır ve ulusun kaderi de her ikisine bağlıdır. 2
Louis Farrakhan -kendisi Nation of Islam lideridir- ve diğerleri gibi, beyaz üstünlüğüne karşı önde gelen muhalif olmakta ısrar ederken, aynı zamanda bilim ve bilime karşı her türlü saçma ve çirkin mitoloji ve komplo teorilerinin teşvik edilmesi de dahil olmak üzere, faşistlerin uyguladığı kararlı baskıcı ilişkilerin birçoğunda ısrar eden Hıristiyan faşistlerle ortak noktaları olan kişiler var.
Bunun önemli bir boyutundan bahsetmek gerekiyor: Erkek üstünlüğüne tutunup bunda ısrar ederken beyaz üstünlüğünü sona erdirmenin bir yolu yoktur. Aynı “militan maskülenliğin” Siyah versiyonu ile “militan beyaz maskülenliğine” karşı koymaya çalışmak -ki bu durum ataerkil erkek üstünlüğünün başka bir varyasyonudur- herhangi bir baskı biçiminin sona ermesine yol açamaz.
Nasıl, tüm sömürücü ve baskıcı ilişkiler ve Hıristiyan faşistlerin programını birbirine bağlayan düşünce biçimleri arasında “doğrudan bir bağlantı” varsa, bu zincirdeki her şeyi tamamen koparmadan herhangi bir bağı koparmanın da bir yolu yoktur.
Ve daha derine inmek gerekir; tüm baskı zinciri ve insanlığa karşı korkunç suçlar -beyaz üstünlüğü, erkek üstünlüğü, LGBT bireylere karşı ayrımcılık ve vahşetler, Amerikan üstünlüğüne dayalı hakimiyet biçimi, imparatorluk savaşları, göçmenlere karşı yabancı düşmanlığı temelli nefret ve çevrenin yağmalanması- tüm bunlar temelde kapitalizm-emperyalizm sistemine dayanmaktadır.
Dünyanın kapitalist-emperyalist yağmacısı Amerika’dan gelen ganimetleri “almak” (“hak ettiği payını almak”) ve dünyanın her yerinde kitlelerin sömürülmesi -veya kendinizi kitlelerin yeni sömürücüleri olarak kurmak için bu sistemin yöneticileriyle bir “pazarlık” aramaya çalışmak- bütün bunlar kurtuluşa giden bir yol değildir, bunlar baskının devam etmesine katkıda bulunan şeylerdir.
Yalnızca bu sistemi devirmeyi amaçlayan devrim sayesinde -bu kapitalizm-emperyalizm sistemini ve onun tüm baskıcı ve şiddet içeren kurumlarını yenmek ve bunları parçalamak, bunları tüm insanlığı özgürleştirecek ve insanların yeryüzünün koruyucuları olmalarını sağlayacak kurumlarla değiştirecek bir devrim sayesinde- ancak bu şekilde her tür baskı, yağma ve sömürüye en nihayetinde son verilebilir.
Referanslar
1.TRUMP/PENCE REJİMİ GİTMELİ! İnsanlık Adına Faşist Bir Amerika’yı Kabul Etmeti REDDEDİYORUZ! Daha İyi Bir Dünya Mümkün, Bob Avakian’ın Konuşması. 2017’de yapılan konuşma. Ayrıca revcom.us ve thebobavakianinstitute.org web sitesinde mevcut.
2.Kristin Kobes Du Mez, Jesus and John Wayne: How White Evangelicals Corrupted a Faith and Fractured a Nation, Liveright Publishing. “Giriş” kısmından alınmıştır. Ayrıca vurgular eklenmiştir.