Editörün Notu: Bob Avakian’ın aşağıdaki açıklaması 18 Haziran 2022 tarihinde yayınlanmıştır. Türkçe çevirisini okurlarımızın dikkatine sunarız.
Kaynak: A SERIOUS FIGHT AGAINST INJUSTICE— NOT A PETTY HUSTLE FOR “OWNERSHIP” | revcom.us
Bugün kendilerini “ilerici” veya “uyanık” (woke) olarak tanımlayan, ancak kapitalist mülkiyet ilişkileri kavramlarından çok fazla etkilenmiş, adaletsizliğe karşı mücadelenin, bu mücadelenin verilmesi gereken kamusal alanların hatta bütün şehirler ve bölgelerin “sahibi olduklarına” gerçekten inanan bazı kişi ve gruplar var. Örneğin bu durum, RiseUp4AbortionRights.org‘un Yüksek Mahkeme’deki faşist çoğunluğun Roe v. Wade’i (kürtajı ABD’de yasal yapan emsal yasa [ç.n]) tersine çevirerek kürtaj hakkını gasp etmesini önlemek için verdiği mücadelede ortaya çıktı. “Rise Up”, sürekli olarak, bu mücadelede birleşebilecek herkesi birleştirerek mümkün olan en geniş birliği inşa etmeye çalıştı. Ancak ne yazık ki, bunlardan bazıları yapmaları gerekeni; yani kürtaj hakkını savunmak için “Rise Up” tarafından verilen kararlı mücadelenin bir parçası olmak için diğerlerini coşkuyla karşılamak, aktif olarak katılmak ve diğerlerini çağırmak yerine “Rise Up”a saldırdılar, çünkü bu mücadeleyi verirken “Rise Up” hareketi, onlardan “kendi alanlarına” girmek için onlardan “izin istemedi” ve onların alanına “sahip” oldu.
Pekâlâ, bu insanları içlerinde bulundukları sanrılardan kurtarmak gerekiyor. Adaletsizliğe karşı mücadelenin “sahibi” değildirler. Bu kamusal alanlardan (bütün şehirler veya alanlar şöyle dursun) hiçbirinin “sahibi” de değiller: Eğer şimdi bu “mülkiyete” “sahip” biri varsa, bu sistemde egemenlik kurarak bütün bir toplum üzerinde diktatörlük uygulayan kapitalist-emperyalist sistemin yönetici sınıfıdır. Bu sistemin yaptığı adaletsizliklere karşı mücadele etmek isteyen hiç kimse, hiçbir grup, hiçbir hareket, bu mücadeleyi yürütmek için asla bu yönetici sınıftan izin istememeli ya da bu mücadelenin nasıl ve hangi zeminde yürütüleceğini bu egemen sınıfın dikte etmesine izin vermemelidir. Ve hâkim sınıftan bu tür bir izin peşinde koşmak son derece yanlış olacağından, küçük “sahiplik” sanrılarını gerçeğe empoze etmeye çalışan oportünistlerden “izin” istenmesi gerektiğini düşünmek gülünç olur.
Kenarda durmak veya daha da kötüsü RiseUp4AbortionRights’a saldırmak yerine, temel kürtaj hakkını savunmanın önemini kabul eden herkes, bu hakkın gasp edilmesini önlemek için kararlıca şiddet içermeyen direnişte “Rise Up”a aktif olarak katılmalıdır. Kapitalist mülkiyet ilişkilerinden, bu ilişkilerde yerleşik olan sömürü ve baskıdan, bununla birlikte gelen kokuşmuş fikirlerden ve kültürden tiksinti duyan herkes, sadece bu ülkedeki halk kitlelerine değil, insanlığın yarısı olan kadınlar da dahil olmak üzere bir bütün olarak halk kitlelerine dayattığı tüm korkunç ve gereksiz acıyı ortadan kaldırmak için bu kapitalizm-emperyalizm sistemini ortadan kaldıracak bir devrim hareketinin parçası haline gelmelidir.
Add comment