Devrimci Komünizm vs “Dekolonizasyon” Teorisi: Üç Büyük Fark
Editörün notu: Dekolonizasyon (sömürgesizleştirme) tartışmaları entelektüel tabaka ve öğrenci tabakasında bir hayli tartışılmaktadır. Bu tartışmalar özellikle de İsrail’in Filistin’de devam etmekte olan soykırımı ile hız kazanmış ve toplumun ilerici ve hatta devrimci katmanlarını içerisine çeken bir hal almıştır. Sınıflar ve kapitalist-emperyalist sistemi bütünlüklü ve temel nitelikleriyle değerlendirmeksizin girişilen, amaçların araçları meşrulaştırdığı bir rövanşizm anlayışı gibi pek çok zehirli nosyonu içerisinde bulunduran bu tartışma ve eylemlilik biçimi en temelde gerek Filistin halkının gerek diğer ezilen ulusların ve nihai olarak tüm insanlığın kurtuluşunu sağlamaktan uzakta durmaktadır. Ezilen ulusların ve sömürge ulusların kendi kaderini tayin hakkını koşulsuz tanıyan ve onların mücadelelerindeki demokratik muhtevayı gören devrimci komünistler temel hedefin kapitalist-emperyalist sistem ve onun bütün baskıcı aygıtları olduğu ve bu sistemin gerçek bir devrimle köklerinden sökülüp atılması dışında herhangi bir gerçek alternatifi olamayacağı hakikatini ortaya koyarlar. Bütün bu tartışmaların daha nitelikli yapılabilmesi adına Amerikalı yoldaşlarımızın yazmış olduğu makalenin çevirisini okurlarımıza ve takipçilerimize sunuyoruz. Yazının orijinaline https://revcom.us/en/revolutionary-communism-vs-decolonization-theory-three-huge-differences-long linkinden ulaşabilirsiniz.
Bir: Dekolonizasyon teorisi, adaletsiz vahşi sömürü ve soykırımcı yerleşimci-sömürgeci işgal üzerinde -etkisi üzerinde- durur ve asıl temel nedeni olan kapitalizm-emperyalizm sistemi üzerinde durmaz. Bu teori özgürlüğe ulaştıramaz.
Yerleşimci-sömürgecilik uygulandığı -Amerika’dan Afrika’ya, Hindistan’dan Asya’nın belirli bölgelerine ve kesinlikle Orta Doğu’da- bölgelerde korkunç bir kabusa dönüşmüştür. Fakat yerleşimci-sömürgecilik her zaman daha temel bir sistemin ürünü olmuştur: Ekonomik ve politik bir sistem olan kapitalizm.
Eğer bu daha derin mesele anlaşılmaz ise, kitleler acı çekmeye devam edecektir. Bugün, her ne kadar Vietnam, Cezayir, Haiti ve başka diğer ülkeler bağımsızlık için kahramanca mücadelelerde savaşmış olsalar da, bağımsızlık ve toprak yeterli olmamıştır: Ekonomileri ve daha genel olarak toplumları kapitalist-emperyalist güçlerin biri tarafından tahakküm altında kalmaya devam ediyor (bu güçler ABD, Avrupa, Japonya, Rusya ve şimdi Çin).
Yeni Komünist Devrim Bilimsel Olarak Bu Baskının Temel Nedenini, Kapitalizm-Emperyalizmi, Tanımlamak ve Kökünden Kazımak İçin Hareket Ediyor
Yeni komünist devrim kapitalizm-emperyalizm sistemini yıkmak ve yeni bir devlet gücü kurmak için milyonları harekete geçiriyor. Bu yeni güç halk kitlelerinin yeni ekonomik ve politik sistemi kurması için önderlik ediyor ve destekliyor. Bu yeni güç, kapitalist-emperyalist baskıyı ve sömürünün tüm biçimlerini ve kapitalizmin-emperyalizmin onsuz yapamayacağı ulusal, “ırksal” ve toplumsal cinsiyet baskısının tüm biçimlerini – varlığını sürdürdüğü sömürgecilik de dahil olmak üzere – ortadan kaldırmayı amaçlayan yapıları ve politikaları uygulamaya koyar.
İki: “Dekolonizasyon” taraftarları “Halk” hakkında durmadan konuşuyor. Fakat “Halk” Farklı Sınıflara ve Temelden Farklı Çıkarlara Ayrılır
Dekolonizasyon teoricileri her yerde nasıl “halkın karar vereceklerini” ve “ezilen ya da sömürgeleştirilen insanların önderliğini takip edilmesi gerektiğini” söyleyip duruyor. Fakat tüm halklar -ezilen halklar da dahil olmak üzere- farklı sınıflara ve temel olarak çıkarları çok farklı olan, farklı programlara karşılık gelen gruplara ayrılırlar. “Halkın iradesi” hakkında konuşmak hiçbir temeli çözmediği gibi, yeni bir kapitalist sömürücü gücün iktidara gelmesini sağlayan bir sis perdesi görevi de görebilir. Acı deneyimin gösterdiği üzere, sosyalizm yolunda ilerlemeyen ulusal özgürlük mücadelelerinin sonucu, yeni bir “yerli” kapitalist egemen sınıfın emperyalist egemenliğinin postalının altında, tekrardan, insanların ezici çoğunluğunun süper-sömürüsü ve acı bir şekilde ezilmelerine sebebiyet verir.
Yeni Devrimci Komünistler Dünya Çapında Proletaryanın Objektif Çıkarları İçin Savaşır ve Bu Temelde Tüm İnsanlığın Özgürleşmesini Amaçlar. Bunun Bir Parçası Olarak, Yeni Komünizm Önderliğindeki Devrimci Devletler Her Türlü Sömürü, Ulusal, “Irk” Ve Neo-Kolonyal Egemenliği Ve Her Türlü Başka Baskı Türlerini Kökünden Sökmek İçin Hareket Eder.
Bob Avakian tarafından, Amerika Birleşik Devletlerinde uygulanması için kaleme alınan Kuzey Amerika’daki Yeni Sosyalist Cumhuriyet için Anayasa‘da yeni sosyalist devlet, sömürgecilik mirasının ve tüm ulusal ve “ırksal” baskı biçimlerinin üstesinden gelmek için, tüm toplumun sosyalizme doğru ilerlemesi bağlamında -kadınlara yönelik baskının ve cinsiyet ve cinsel yönelime dayalı tüm baskıların kökünün kazınmasıyla birlikte- harekete geçebilir ve geçecektir. Buna ek olarak, Kuzey Amerika’daki Yeni Sosyalist Cumhuriyet, ABD’nin Küresel Güney’in kanını asalakça emdiği ve çevreyi ekolojik krizin eşiğine getirdiği durumu ortadan kaldırmak için harekete geçecektir.
İsrail’de bahsedildiği gibi çözüm, Yahudileri Filistin’den atmak değildir. Çözüm, sahte bir “iki-devlet” çözümü ya da korkunç gerici İslamcı köktendinci bir devlet de değildir. Gereken, devrimci bir mücadele ile İsrail devletini yıkmak ve, Bob Avakian’ın da dediği gibi “Yahudilerin ve Filistinlilerin eşit olduğu, devletin ve yasaların hiçbir dini teşvik etmediği bir devrimci devlet” kurmak olmalıdır.
Üç: “Dekolonizasyonun” bir sürü taraftarı intikam almanın haklı olduğunu destekliyor; ve bir çoğu Hamas’ın savaş dışında olanların (gayri muharip) katliamını ve rehine olarak alınmasını mazur gördüler hatta alkışladılar.
Kapitalizm-emperyalist sınıfın şiddet içeren baskı araçları karşısına çıkmak ve yenmek zorunlu olacaktır; fakat bunu yaparken düşmanın seviyesine düşemeyiz. “Dekolonizasyon bir metafor değildir” argümanı, “direniş” adına yapılan her şeyi meşrulaştırmaktır. Fakat esas olan baskıyı bitirmektir, yeni baskıcılar olmak değildir.
Yeni Komünizm, her kapitalist-emperyalist toplumda olduğu gibi, İsrail’deki sistemin yıkılması gerektiğini, ve reform edilemeyeceğini destekler. Fakat biz amaçlar araçları haklı çıkartır zehirli fikrine karşıyız. Bunun yerine, biz ısrarla, Bob Avakian’ın sözüyle “Araçlar, amaçlar ile tutarlı olmalıdır.”
Nasıl savaştığınız -yürütülmesi gereken topyekun devrimci mücadeleye rehberlik edecek ilkeler- nasıl bir toplum için savaştığınızla yakından ilgilidir. İntikam, kurbanı alçalttığı gibi yapanı da alçatır, özgürlük için herhangi bir umudu yozlaştırır ve yok eder. Bu, Bob Avakian tarafından öne çıkarılan yeni komünizmin temel bir ilkesidir.