Göçmenlerin, Özellikle de Çocukların İnsanlık Dışı Koşullara Zorlanması Artmaya Devam Ediyor
Editörün Notu: Aşağıdaki yazı Devrim Turu üyesi bir yoldaş tarafından iletilmiştir. 22 Mart 2021 tarihinde revcom.us web sitesinde yayınlanmıştır.
Revcom.us’un geçen hafta bildirdiği gibi, “rekor sayıda göçmen -çoğunlukla da ailesiz çocuklar- şu an ABD-Meksika sınırında insanlar için uygun olmayan koşullarda tutuluyorlar. Bu çocukların tutulduğu ABD Sınır Devriyesi ‘tesisleri’ fiilen hapishanedir ve burada insanların kalış süreleri artmaktadır. Birçoğu yasal sınır olan 72 saatin çok ötesine geçmiştir.
New York Times’a göre yalnızca bu ay içinde (Mart 2021), kendilerine refaket edecek hiç kimsesi olmayan bu çocuklardan günde 400’lük bir oran geliyor. (1) Bu çocukların büyük çoğunluğu Orta Amerika’nın en yoksul ülkelerinden; Honduras’ın “Kuzey Üçgeninden”, Guatemala ve El Salvador’dan geliyor. Bu rakamlar aileleriyle birlikte gelen çocukları içermiyor. Aileler ve bekar yetişkinler tamamen geri çevriliyor. Biden’ın İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas 21 Mart Pazar günü “sınırın kapalı olduğunu” söyledi. (2)
Her ne kadar Trump/Pence rejimi çok sayıda oy ile iktidardan gitse de, Biden’e oy veren milyonlarca insanın bunu genel olarak göçmenlere yapılanlara yönelik nefret ve tiksinti nedeniyle, ve özellikle rejimin aileleri ayırma politikasıyla travma geçiren çocuklar için yapmadığını belirtmek gerekir. Pek çok kişinin yaşadığı kabus bitmedi ve bu sistem tarafından her gün gereksiz acılar işleniyor.
Bob Avakian, Donald Trump-Soykırımcı Irkçıdır yazı dizisinde Trump/Pence rejiminin göçmenlere karşı soykırım saldırısı ve korkunç politikalarına değindi ve şunları söyler:
Trump başkan olduğundan bu yana, göçmenleri sınır dışı etmek için şiddetli baskınlar düzenledi, çok küçük göçmen çocukları dahi ebeveynlerinden kopartarak aileleri parçaladı, binlerce göçmeni —çoğunlukla da Meksika’dan ve Orta Amerika’daki yakın ülkelerden gelenleri— sınırdaki toplama kamplarına hapsetti.
Pek çok kişi, tüm bunların Hitler’in Yahudileri toplama kamplarına koyarken onları “şeytan gibi göstermek” ve “suçlamak” için yaptığı türden şeyler olduğuna işaret etti. Hitler sonrasında 6 milyonu katletmişti.
Trump, politikaları ve sözleriyle, (ve CPAC konuşmasında faşistlerinin sınır hakkında söylediklerinin gösterdiği gibi, iktidarda olmasalar da bunu yapmaya devam ediyor) bütün bir faşist hareketi kamçılamıştır, gerçekte bu tür soykırım politikaları için can atıyorlar. Trumpçı kitle, Biden’ı sınırdaki bu mevcut “artıştan” dolayı eleştirirken bunu mevcut yönetimin yeterince acımasız, ırkçı veya kapsamlı olmadığına dair ateşli bir inançla yapıyorlar.

Bob Avakian’ın Yeni Yıl Açıklamasında belirttiği gibi, bunun oldukça gerçek sonuçları var (4)
Bu ülkenin neredeyse yarısı tutkuyla, agresif bir şekilde ve kavgacı bir şekilde “Trumpizm” ile temsil edilen şeye sahip çıktı. Kaçınılmaz gerçek şu ki, bu ülke, çokça ilan edildiği şekliyle “Tepedeki Parlayan Şehir” faşistlerle doludur! – Hükümette her düzeyde ve bir bütün olarak toplumun büyük kesimlerinde durum böyledir.
Bu durum, son zamanlarda Asyalı karşıtlığında, yabancı düşmanı nefret suçlarında, saldırıların artmasında ve Fox “News” gibi faşist kuruluşların ürettiği Biden’ın “yasadışı yabancılara” “sınırları açtığı”, ABD’ye gelen insanların çaresiz kalabalığının “terörist” oldukları şeklinde gerçekliğin çarpıtılmasındaki zehirde görülebilir.
Açık konuşalım. Toplama kampları bir yere gitmedi. 21 Ocak 2021’de sihirli bir şekilde buharlaşmadılar. Trump altında ailelerinden kopartılan çocukların çoğu ebeveynleriyle yeniden bir araya gelmedi. Zulüm ve barbarlık devam ediyor.
Biden aynı retoriği kullanmasa ve politikaları Trump/Pence rejimi tarafından yürütülenlerle aynı olmasa da, o ve Demokratlar, bu ülkenin yöneticilerinin halk kitlelerine hükmeden ve baskı yapan bir partisi olarak dünyanın her yerinde mevcut kapitalizm-emperyalizm sisteminin “en iyi uygulayıcıları” olarak, yerlerinden edilmiş ve dünyanın dört bir yanına savrularak insanoğlunun kitlesel göçüne neden olan muazzam krizlerin temel kaynağı olan bir sistemin; yoksulluk, büyük iklim değişiklikleri, imparatorluk için savaşlar ve kadın düşmanı şiddetin olduğu bir sistemin başında bulunmaktadır.
Revcom.us’un daha önce Orta Amerika’dan ABD’ye insanları çeken koşullar hakkında yayınladığı üzere:
1980’lerde vahşi zorbalara ve onların cani ordularına ve ölüm mangalarına doğrudan ABD desteği, Kuzey Üçgeni ülkelerinde yüz binlerce insanın katledilmesine yol açtı. Bu gerici şiddet, ABD’nin o dönemdeki en büyük küresel rakibi olan (1950’lerin ortasında sosyalizmin devrilmesinin ardından kapitalist-emperyalist bir güç haline gelen) Sovyetler Birliği tarafından desteklenen direniş hareketlerini bastırmayı amaçlıyordu. Orta Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nın (CAFTA) yardımıyla ABD şirketlerinin ekonomik yağmanın yayılması, çok sayıda insanın topraklarda kendilerini geçindirmesini imkansız hale getirdi. Ve bugün bu ülkelerin tüm kesimlerini etkileyen ve dünya rekoru kıran cinayet oranları yaratan çetelerin (genellikle polisle birlikte çalışan) yaygın şiddeti, ABD’nin 1990’larda “çetelere karşı savaş” adına Orta Amerika’dan binlerce genci sınır dışı etme kararlarının sonucudur.
Tüm bunlara son kasırgaların (6) neden olduğu yıkımı ve devam eden COVID-19 salgınının neden olduğu ekonomik ve halk sağlığı yıkımlarını eklerseniz, böylesi kitlesel göçlere yol açan çaresizlik ve sefalet kapsamını görürsünüz.
Ne Demokratların Ne de Cumhuriyetçi-Faşistlerin Yanıtı Yok… Devrimin Var!
Milyonları bir geçim kaynağı bulma ve hayatta kalma arayışıyla yerinden ayrılmaya zorlayan, birçoğunu ABD ve Avrupa gibi ülkelere sürükleyen bu sistem, tüm politikacıların hizmet ettiği kapitalizm-emperyalizm sistemidir. Ve bu emperyalist ülkelerin ekonomileri, istikrarsız konumları nedeniyle sömürülmeleri daha kolay olduğundan, ucuz emek için göçmenlere bağımlı hale gelmiştir. Bu da faşistler tarafından, özellikle beyaz olmayan ülkelerden gelen göçmenleri şeytan gibi gösterme, günah keçisi yapma ve yok etme çabalarıyla kendini göstermektedir.
İster Trump’ın sınırları kapatmak isteyen katıksız soykırımcı faşizmi olsun, ister Biden’ın “dünyada çok fazla yoksulluk var” diyerek sınırları kapatmak istemesi olsun (7) bu sistemin yöneticilerinin bu kitlesel göç krizine HİÇ BİR cevapları olmadığı açıktır. Ve olayların şu anda ilerlediği yön, iklim değişikliği ve bunun sonucunda ortaya çıkan kitlesel göçler ve bu ülkede yabancı düşmanlığının kilit unsurlarından biri olan faşist bir hareketin büyümesi şeklinde felaket bir potansiyeline sahiptir. Bob Avakian’ın ifadesiyle tek haklı çözüm, “Bu sistemi devirmeye yönelik bir devrimde yatmaktadır – yalnızca tek bir ülkedeki baskı, sömürü, yoksulluk ve sefaleti ortadan kaldırmayı amaçlamayan, aynı zamanda temel amacı tüm bunların bütün dünyada ve insanlığın farklı bölümleri arasına duvarlar diken tüm sınırların ortadan kaldırılması olan bir devrimdir” (8)
1. “Democrats Confront a Surge at the Border”, New York Times
2. “Biden DHS chief says ‘border is closed’ but U.S. won’t expel children”, politico.com
3. Donald Trump—GENOCIDAL RACIST* Part 3, by Bob Avakian
5. America Steps Up Barbarity at the Border: 12,800 Minors Detained, Migrant Families to Be Locked Up Indefinitely [back]
6. Storms that slammed Central America in 2020 just a preview, climate change experts say, Reuters
7. Bernie Sanders: “Demek istediğin sınırları açmak, Tanrım, biliyorsun, bu dünyada çok fazla yoksulluk var ve dünyanın her yerinden insanlar olacak. Ve bunun şu noktada yapabileceğimiz bir şey olduğunu sanmıyorum. Bunu yapamayız. “ (https://twitter.com/thehill/status/1114971900269219841)
8. Why We Need An Actual Revolution And How We Can Really Make Revolution, a speech by Bob Avakian
Add comment