1-Türkiye/Kürdistan halkları Perşembe sabahına çirkin bir saldırıyla gözünü açtı. 6-7 Eylül Pogromunu akıllara getiren ırkçı temelli bu saldırılar Ankara’nın Altındağ ilçesinde yaşandı. Suriyelilere ait pek çok ev ve işyeri talan edildi. Araçlar ise tahrip edildi. Bölgede yaşayan Suriyeliler korku içerisinde evlerinde ne olacağını beklerken yaşanan olay basit bir ‘’reaksiyon’’ veya da ‘’bir güruhun’’ toplumsal çelişkilerden azade gerçekleştirdiği bir eylem değildi. Bu olay açık bir şekilde ırkçı, faşist ve yabancı düşmanı temelde gerçekleştirilmiş bir saldırıydı! Ve bu üç unsur, bu ülkenin kuruluş harcında bulunmaktadır!
2-Ermeni Soykırımı, Rumlara yönelik pogromlar, Kürtlere yönelik katliamlar ve asimilasyon çalışmaları; Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi Mahallesinde Alevilerin katledilmeleri; bütün bunlar bu ülkenin unutturulmak istenen, inkar edilen kafatasçı tarihinin birer parçasıdırlar!
3-Son dönemlerde gerek sosyal medya üzerinden gerek yazılı basın üzerinden ve sözde ‘’muhalefet’’ tarafından ırkçı temellerde bir yabancı düşmanlığı körüklenmekte bu da Afganlara ve Suriyelilere karşı gerçekleştirilen saldırıların zeminini hazırlamaktadır. Kemalist burjuvazinin Bolu ‘’derebeyinin’’ yabancı uyruklulardan daha fazla su parası alınacağı yönünde ırkçı çıkışı ve sözde ‘’muhalefetin’’ lideri Kılıçdaroğlu’nun her fırsatta mültecileri ‘’göndereceğini’’ söylemesinin yanı sıra bu kafatasçı milliyetçilerin küçüklü büyüklü sosyal medya ‘’cengaverleri’’ de ırkçı temelli bu mülteci ve göçmen karşıtlığını gün geçtikçe körüklemektedirler.
4-Kapitalist-emperyalist dünya sisteminin sonuçları olan savaşlar, küresel iklim krizi, ülkelerinin destabilize hale gelmesi, sosyal ve ekonomik nedenlerden dolayı her yıl milyonlarca insan yaşadıkları ülkeyi terk etmek zorunda kalmaktayken Türkiye’de dahil dünyanın her yerinde ‘’güvenlik’’ tehdidi ve ‘’potansiyel suçlu’’ olarak damgalanmaktadırlar.
5-Sığınma talebinde bulunmak, mülteci olmak ve göçmen olmak temel bir sivil haktır. Sığınma talebinde bulunan insanlar, mülteciler ‘’arzuladıkları’’, ‘’seçenekleri’’ arasından en makul olanı ‘’tercih’’ ettikleri için değil, ZORUNLULUKTAN ötürü göç ederler! Sürekli olarak yaşanan ve milyonlarca insanı yaşadığı topraklardan kopartıp dünyanın dört bir yanına dağıtan bu göç dalgaları ise bu sistemin dünya çapındaki canice işleyişinin bir sonucudur!
6-Toplumun bütün ileri unsurları; ‘’amasız’’, ‘’fakatsız’’ ve istisnasız bir şekilde yabancı düşmanlığına, ırkçılığa ve faşizme karşı çıkmalıdırlar! Ne yabancı düşmanlığının, ne ırkçılığın ne de faşizmin istisnası olmaz, olamaz! Bu temelde AKP faşizminden kitle devşirmeye çalışan kafatasçı Kemalistlerin ırkçı salvolarına karşı durulmalı ve bu aşağılık politikalar kesinlikle mahkum edilmelidir!
7-Göçmenleri, mültecileri ve toplumun bütün ‘’ötekileştirilenlerini’’ açık ve korumasız hedeflere dönüştüren İslamcı/Türkçü faşist AKP ve MHP iktidarını mahkum etmeliyiz! Bu sistemin zalim uygulayıcılarının cani saldırılarına karşı çıkmalı ve toplumun faşist temelde kutuplaştırılmasını engellemeli; devrimci bir temelde kutuplaştırılmasına vesile olmalıyız. Bütün bunlar bizlerin devrimci enternasyonalist sorumluluğumuzdur!
8-Devrimci komünistler fenomenleri dünya arenası perspektifinden okurlar. Devrimci komünistler hiçbir zaman ‘’önce benim ülkem’’ anlayışıyla hareket etmezler ‘’önce bütün dünya gelir’’ diyerek insanlığın en yüksek çıkarlarını savunurlar! Devrimci enternasyonalizm ‘’bir ülkenin çıkarları’’ veya sosyal olarak kurgulanmış ‘’bir ırkın’’ çıkarlarını savunmak anlamına katiyen gelmez! Devrimci enternasyonalizm yabancı düşmanlığının, ırkçılığın ve faşizmin olmadığı rotası komünizm olan bir dünya devrimi için mücadele yürütmek anlamına gelir!
Add comment