Editörün Notu: Bob Avakian’ın aşağıdaki açıklaması 12 Haziran 2020 tarihinde revcom.us web sitesinde yayınlanmıştır. Çevirisini takipçilerimiz için aktarıyoruz.
Kaynak için bkz: https://revcom.us/a/651/bob-avakian_oh-now-theyre-saying-its-fascism-en.html
Spor yorumcusu Dick Enberg, hatalarını örtmek için sık sık bu ifadeyi (“Ah, şimdi söylüyorlar”) kullanır. İşte size bir örnek: Enberg’in sunduğu bir basketbol maçında, biri atış yapar ama “steps” denir ve atış kabul edilmez. Enberg, “steps” çağrısı yapıldığını ve atışın sayılmadığını hemen fark etmez. Ve nihayetinde atışın geçersiz olduğunu fark etmeden önce “harika bir atışın” nasıl olacağına ilişkin adeta kendinden geçer. Daha sonra da hatasını kabul etmek yerine, “Ah, atışın sayılmadığını şimdi söylüyorlar” der. (Ki durum aslında uzun süredir böyledir)
Trump ve Naziler arasında karşılaştırmaların yapıldığı ve bu ülkedeki faşizm hayaletinin nihayetinde kitleler tarafından -“ana akımdan” sesler de dahil olmak üzere- tartışıldığı bir dizi yeni makale ve yorum görüyorum. Yıllardır, Trump’ın faşist doğasına, hedeflerine ve bütün olarak Trump/Pence rejimine sürekli olarak işaret eden bizler, yalnızca bu rejimin “temelden” saldırılarıyla değil, pek çok liberalin alay etmesi ve durumu inkarı ile de karşılaştık. Böyleleri, bizleri insanları korkutmakla ve insanları sırf bizi takip etmeye yönlendirebilmek için çeşitli abartılı vurgular, yutturmacalar ve “alarmizm” taktiğini kullanmakla suçladılar. Şimdilerde bu konuda söylediklerimiz giderek daha belirgin hale geldiğinde, ve daha “saygın” kaynaklar da meseleye ilişkin konuşmaya başlayınca, birkaç dürüst kişi “Bu konuda haklıydınız ve ben yanılmışım.” şeklinde geri bildirimde bulundu. Yine de bir süredir analizlerimizi eleştiren veya reddedenlerin pek çoğu -şimdilerde nihayetinde “sanırım bu faşizm” diye fark etmeye başlayanlar- faşizmden bahsederken baştan beri haklı olduğumuzu kabul etme nezaketi ve dürüstlüğünü göstermediler. Bunun yerine “ah, şimdi söylüyorlar” şeklindeki bir rutini tercih ediyorlar.
Açık olmak gerekirse, insanların bu konuda haklı olduğumuzu kabul etmelerinin doğru ve gerekli olmasının nedeni, egolarımız meselesi değil, ilke ve yöntem meselesidir. Eğer bu kadar önemli bir şey konusunda haklıysak, belki de ondan öğrenilecek bir şeyler vardır – sadece yaptığımız belirli bir analiz için de değil, aynı zamanda bu analizin altında yatan yöntemi, gerçekliği araştırma ve gerçeklik hakkındaki doğrular ve kanıtlar temelinde ilerlemenin bilimsel yöntemi ve yaklaşımı… peşin kavramlar, önyargılar ve “rahatsız edici” sonuçlara direnç göstererek ilerlemek yerine, nereye götürürse götürsün hakikati takip etmek! Ve bu meselenin de ciddi bir şekilde ele alınması gerekiyor: Bu yöntemi ve yaklaşımı yalnızca Trump/Pence rejiminin doğasına değil, içinde yaşadığımız sistemin temel doğasını anlamaya uyguluyoruz; kapitalizm-emperyalizm sisteminin temeli ve devam eden işleyişi içinde yerleşik olan bir durumun analizi sayesinde halkların ve çevrenin en korkunç şekilde yıkıma uğratıldığı, sömürüldüğü ve yağmalandığı sonucuna varıyoruz ki, bu doğrudur. Ve bu nedenle, vurguladığımız gibi: İnsanlığın gerçekten yaşamaya değer bir geleceği olacaksa, bu sistem reforme edilemez, bu sistemin devrilmesi gerekiyor!
Add comment