Editörün Notu: Bob Avakian’ın aşağıdaki alıntılardan oluşan yazısı 6 Eylül 2021 tarihinde revcom.us web sitesinde yayınlanmıştır.
Kaynak için bkz: Bob Avakian on the Question of the Fight Around Abortion (revcom.us)
Devrimci önder Bob Avakian (BA), 1980’lerden günümüze onlarca yıldır, kadınların kürtaj (ve doğum kontrolü) hakkına yönelik Hıristiyan faşist saldırılarının ölümcül ciddiyetine, buna neyin yol açtığına, sonuçlarına ve insanlığın çıkarları için neyin savaşılması gerektiğine dair bilimsel analizin derinleştirilmesi gerektiğine işaret ediyor. İşte bu konuda BA’dan birkaç önemli alıntı. Revcom.us, önümüzdeki günlerde BA’dan daha fazla alıntı yayınlayacak.
ABD’de son birkaç on yılda kadınların durumunda ve aile içi ilişkilerde derin değişiklikler yaşandı. On aileden sadece birinde kocanın “tek geçim sağlayan” kişi olduğu ve kadının tamamen bağımlı bir “ev kadını” olduğu bir “model” durumu var. Bu ekonomik değişikliklerle birlikte tutum ve beklentilerde de önemli değişiklikler meydana geldi. Yalnızca ailenin dokusunda değil, daha geniş anlamda toplumsal ilişkilerde de çok önemli gerilimler yaşandı… Kadınların toplumdaki konumu ve rolüyle ilgili tüm sorun, günümüzün aşırı koşullarında kendisini giderek daha keskin bir biçimde ortaya koyuyor. Bu durum bugün ABD’de bir barut fıçısı haline gelmiştir. Bütün bunların en radikal ifadelerden ve aşırı şiddetli biçimlerden başka bir çözüm bulması düşünülemez. Henüz belirgin olmayan soru şudur: Bu radikal olarak gerici mi, yoksa radikal olarak devrimci bir çözüm mü olacak; kölelik zincirlerinin güçlendirilmesi anlamına mı gelecek, yoksa bu zincirlerdeki en belirleyici halkaların kırılması ve bu tür köleleştirmenin tüm biçimlerinin tamamen ortadan kaldırılmasını gerçekleştirme olasılığının açılması anlamına mı gelecek?
(İlk olarak 1985’te yayınlandı ve o zamandan beri BA tarafından bir dizi eserde alıntılandı)
..kürtaj gibi çok önemli ve can alıcı bir konu etrafında, birçok liberal -bu meselede Clinton gibiler tarafından “yönlendirilenler”- Hıristiyan Faşistlerle “ortak zemin” arama fikrini şunun gibi argümanlarla teşvik ediyor: “Kürtaj sayısını sınırlamanın ve kürtajı nadir hale getirmenin arzu edilir olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz, bu yüzden doğum kontrolünün yaygın ve kolay erişilebilir olduğundan emin olmak için bir araya gelelim.” Bir kez daha yaşanmış deneyimler, Hristiyan Faşistlerin yalnızca kürtajı değil, doğum kontrolünü de ortadan kaldırmaya kararlı olduklarını ve bu tür “ortak zemin” taleplerinin onları her ikisini de ortadan kaldırmaya çalışırken yalnızca daha fanatik hale getirdiğini zaten göstermiştir…
Ayrıca, kürtajla birlikte doğum kontrolünü ortadan kaldırma konusundaki kararlılıkları, kürtaj sorununun ve Hıristiyan Faşistlerin bunu yasadışı hale getirmek için amansız girişimlerinin temelinde yatan şeyin ne olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bebeklerin öldürülmesi (ilk olarak bilimsel olarak yanlış olan) değil, kadınların temel rollerinin “tanrı’nın planına” ve “tanrı’nın iradesinin” teokratik yorumcularının emirlerine göre erkeklerin malı ve çocuk yetiştiricisi olmaya indirgendiği baskıcı ilişkilere zincirlenmesidir.
Gerçek şu ki, bu Hıristiyan Faşist gücü -ve bunun temsil ettiği ve ona bağlı olan her şeyle- doğrudan ve güçlü bir şekilde yüzleşmedikçe, ve evet insanları rahatsız etmedikçe, bunu yenemeyecek ve önemli sayıda insanı ondan uzak tutamayacaksınız. Bu harekete ve şimdi onun bir parçası olanlara tam anlamıyla meydan okumak gerekiyor. Temelde ve esas olarak, yalnızca bu Hıristiyan Faşizmine karşı olmakla kalmayıp, toplumu bir bütün olarak altüst etme, dönüştürme ve tüm miadı dolmuşları kökünden sökme hedefine giderek daha fazla gerçekleştirecek bir hareket inşa etme bağlamında, bu Hıristiyan Faşist hareketinin son derece baskıcı biçimlerde güçlendirmeye çalıştığı sömürücü ilişkileri ortadan kaldırmak gerekiyor.
(Tüm Tanrılardan Kurtulun! 2008, s. 181-183)
Ekonominin değişen doğasıyla, çok sayıda kadının daha düşük tabakalarda, daha düşük ücretli işlerde çalışmasıyla beraber, daha da fazla sayıda kadın profesyonelin, orta sınıftan bizzat çalışan kadının, üniversite mezunu kadının vs. olduğuna işaret edildi. Bu türden şeyler birkaç on yıl öncesine göre büyük ölçüde farklıdır. Ve bunun da çok çelişkili sonuçları vardır. Bir yanda, bütün bu bireysel güçlenme ve “kendi girişimime başlayayım, yahut bir işletmede yönetici pozisyonuna gelip erkekler kadar zalim olmanın nasıl olduğunu öğreneyim” diyen kadınlar var. Diğer yanda ise bu durum bu ülke de dahil olmak üzere geleneksel ilişkilerle çatışıyor ve bütün bu köktenci deliliğin, bu örnekte Hristiyan Faşist köktenciliğin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynuyor. Örneğin kürtaj hakkına yönelik saldırıyı bir düşünün. Tabi bundan bahsederken, gerçekten vurgulamamız gereken bir şey de var: Bu ortaçağ fanatikleri kürtaja karşı çıktıkları gibi, doğrudan doğruya doğum kontrolüne de karşı çıkıyorlar. Daha arka planda kalan, ama gerçekten önemli olan bu örnek, burada gerçekte söz konusu olanın ne olduğunu gayet iyi ortaya koyuyor. Bu nokta daha önce belirtilmişti, ama ben doğum kontrolüne ve kürtaja karşı olmanın “bebeklerin öldürülmesiyle” kesinlikle ilgili olmadığını, bunun kadınların tâbi kılınması ve onlara doğurma makineleri ve cinsel objeler olarak bakılmasıyla ilgili olduğunu keskin bir şekilde ortaya koyduğunu dikkatinize sunmak istiyorum.
(YENİ KOMÜNİZM‘den, 2016)
Devrime duyulan derin ihtiyacı -ve böylesi bir zamanda gerçekten devrim yapmak için nadir olan bu mümkünlüğü- tanıyan herkesin, gittikçe daha fazla insanı kazanmak için yorulmak bilmeden zaman zaman şiddetli bir mücadele verme, bu sistemin sınırlayıcı ve alçaltıcı koşullarından radikal bir kopuş gerçekleştirme ve “Deklarasyon ve Çağrı” metninde ileri sürülen devrimci yönelimi ve motivasyonu benimseyerek eyleme geçme sorumluluğu vardır.
Bu sistem yaşamaya değer bir dünya için her türlü umudu daha da kararlı bir şekilde yok etmek için hareket ederken, “kendi şeridinizde kalmak” ve “kendi başına gitmek” yerine, insanların daha büyük resme bakmaları, insanlık ve çok daha iyi bir dünya olasılığı için daha büyük çıkarlara odaklanmaları ve bunu gerçeğe dönüştürmek için hareket etmeleri gerekiyor.
İşlerin yolunda gitmesi için mazeretler bulmak, devrimden ayrı durmak (hatta kötü sözler söylemek) yerine, insanların bu devrime katılmaları ve çok daha iyi bir şeyi var etmenin parçası olmak için nadir bulunan fırsatı çöpe atmamaları gerekiyor.
Bireysel hüsran eylemleriyle saldırmak veya başarılı olma şansı olmayan küçük-izole güçlerle bu sistemi ele geçirme girişimleri yerine, insanların öfkelerini ve adaletsizliğe duydukları nefreti, bunu başarabilecek, bu sistemi yenmek ve gerçek bir devrim yapmak için gerçek bir şansa sahip olacak milyonların oluşturacağı bir hareket şeklinde inşa etmeye dökmeleri gerekiyor.
Birbirleriyle savaşmak ve öldürmek yerine, insanların şimdi yapması gereken şey, birbirlerini savunmaları, her türlü haksız şiddete karşı çıkmak, kimseye saldırıda bulunmamak, fakat aynı zamanda polisin veya “sivil” faşist haydutların halkı haksız yere taciz etmesine ve katletmesine de izin vermemek için birleşmektir. Ve insanların bunu, devrim için bir güç oluşturmanın parçası olarak yapması gerekiyor.
İnsanların birbirine sövüp sayması ve “kimlikler” ile bölünmesi yerine, toplumun her kesiminden, zulme ve adaletsizliğe karşı birlik olabilecek herkesi bu zulmün ve adaletsizliğin kaynağı olan bu sisteme karşı birleştirme amacıyla çalışmalıdır.
Demokrat eşeğinin kuyruğuna takılmak yerine -bu sistemin “normal prosedürlerine” güvenerek ve her geçen gün derinleşen “bölünmeleri iyileştirmeye” mahkûm çabalara dayanarak, bu korkunç sistemi devam ettirme ve büyüyen faşist tehlikeyle başa çıkma girişimleri yerine- insanların acilen ihtiyaç duyulan devrim için çalışması ve bunun bir parçası olarak faşist tehlikeyle baş etmesi gerekiyor.
(Bu Devrimin Mümkün Olduğu Nadir Bir Zamandır – Niçin Böyle ve Bu Nadir Fırsattan Nasıl Yararlanmak Gerek?, Temmuz 2021)
“Deklarasyon ve Çağrı”dan bir alıntı daha:
Bugünlerde bir başka iç savaş hakkında, özellikle de hükümette ve daha geniş olarak toplumda bulunan faşistlerin, Siyahiler ve diğer beyaz olmayanlar da dahil olmak üzere nefret ettiklerini tek taraflı olarak katledebilecekleri, “yasadışı göçmenler”, “küstah kadınlar”, “geleneksel” cinsel ve toplumsal cinsiyet ilişkilerine ve “normlara” uymayanları katledebileceklerine dair konuşmalar yapılıyor. Bu durumun kökten değişmesi için, bu faşistleri yenmeye ve bu faşistleri yetiştiren bütün bu sistemden ve sürekli olarak işlenen diğer dehşetlerden kurtulmanın bir parçası olarak bunu gerçekleştirmeye kitleleri hazırlamak gerekiyor.
İhtiyacımız olan şey, “devrim için yeniden kutuplaştırmadır”. Gerçek devrim için çalışmak ve daha fazla insanı kazanmak için örgütlenerek ilk önce binler ve daha sonra milyonlarca insandan oluşan aktif ve giderek daha güçlü bir kuvvet haline gelmek gerekiyor. Devrim için mücadele edilecek “zemini” radikal bir şekilde değiştirmek gerekiyor.
Add comment