Yeni Komünizm

Gazze: Çölde Cinayet ve Örtbas, 15 Silahsız Sağlık Çalışanı Öldürüldü

image_pdfimage_print

Editör Notu: Okumakta olduğunuz yazı 7 Nisan’da revcom.us sitesinde yayınlanmıştır. Yazının öneminden dolayı türkçe çevirisini sizlerle paylaşıyoruz.


Hangi ülke, askerleri sağlık çalışanlarını bilerek öldürecek, ambulanslar da dahil olmak üzere tüm delilleri bilinçli olarak gömecek ve ailelere beş gün boyunca haber bile vermeyecek kadar ahlaksız olabilir?

Hangi hükümet askerlerini -savaş suçunun açık videosu ortaya çıkana kadar- örtbas edecek kadar ahlaksız ve utanmaz olabilir?

Ve yalanlar ortaya çıktıktan sonra, hangi güçlü ve müttefik ülkenin başkanı bu savaş suçlarını tamamen “anladığını” ve desteklediğini ilan edecek kadar acımasız ve cani olabilir?

Okumaya devam edin.

Güney Gazze, 23 Mart, 04:20 Refah’ın Haşaşin bölgesinde birkaç Filistinli İsrail’in hava saldırısında yaralandı. Yaralıların toplanıp tedavi edilebilmesi için bir Kızılay ambulansı gönderildi.

İsrail saldırısında Refah’ta 8 Kızılay acil müdahale görevlisi öldü, 23 Mart 2025. Yas tutanlar kurtarılan cenazeleri defnedilmek üzere taşıyor. Fotoğraf: AP

Uluslararası hukuka göre, kimliği açıkça belli olan ve çatışmaya girmeyen bir sağlık görevlisine bilerek saldırmak ya da onu öldürmek savaş suçudur.

Kızılay tarafından gönderilen sağlık görevlilerinin hiçbiri silahlı değildi. Sağlık personeli ve ambulanslarının her ikisi de açıkça işaretlenmişti. Bu ilk ambulansta bulunan Munther Abed, “Ambulansın ışıkları açıkça yanıyordu ve olay yerine giderken Kızılay logosu görülebiliyordu” dedi.

Ancak bu sağlık görevlileri hiçbir zaman yardım edemedi. Ambulansları bölgeye ulaştığında İsrail’in açtığı yaylım ateşiyle vuruldu ve ön koltuklarda oturan iki kişi anında öldü. Abed arkada oturuyordu ve hemen kendini minibüsün zeminine attı. “Meslektaşlarımdan herhangi bir ses ya da söz duymuyordum. Duyduğum tek şey ölmeden önceki son nefesleriydi” dedi. “Bize doğrudan ve kasıtlı olarak ateş edildi.”

“Birden etrafımdaki insanların İbranice konuştuğunu duydum. Sonra kapıyı açtılar ve özel kuvvetler içeri girdi. Onları üniformalarından tanıdım” diye hatırlıyor. “Beni arabadan sürükleyerek çıkardılar ve yakındaki kuma götürdüler. Bana işkence ettiler ve dövdüler.”

Daha Fazla Ambulans ve Kurtarma Aracı Gönderildi

Ambulansıyla irtibatı kaybettikten sonra, Kızılay Derneği sonraki birkaç saat içinde sağlık görevlilerini kurtarmak için ambulanslar ve bir itfaiye aracı da dahil olmak üzere iki farklı konvoy gönderdi ve BM ve Sağlık Bakanlığı da araçlar gönderdi. Toplamda 17 kişi sevk edildi.

Sabah 7:30 itibariyle Kızılay, gönderdiği üç ekipten hiçbirinden haber alamadığını duyurdu.

Abel tüfeklerle dövülmüş, bağlanmış ve yüzüstü yere yatırılmıştı. Ancak daha sonra yaşanacak dehşetin görüntülerini yakalamayı başardı: Arkadaşları ve meslektaşları farklı gruplar halinde olay yerine vardıklarında, her biri İsrail kurşunlarıyla vurularak öldürüldü.

Abel, İsrail güçlerinin suçlarını örtbas etmeye çalıştığını gördü: “Tüm arabaları, Kızılay ve Sivil Savunma arabalarını ezdiler ve gömdüler. Her şeyi gömdüler ve üzerlerini kumla örttüler.”

İsrail Savaş Suçlarının Videosu

Son gelen gruptaki sağlık görevlilerinden biri olanları telefonuyla kaydetti.

Filistin Kızılay Derneği’nin görüntüleri İsrail’in Gazze’deki doktor cinayetlerine ilişkin açıklamalarını yalanlıyor gibi görünüyor

Konvoyları yolda ilerlerken yol kenarında bir araç görmüşler. İncelemek ve yardım etmek için kenara çekmişler. Ancak iki adam araca yaklaşırken silah sesleri duyulmuş. Telefon ekranı kararıyor ama ses beş dakika daha devam ediyor.

Videoda duyabileceğiniz son sözler, ölmek üzere olduğunu fark eden birinin duaları: “Affet beni anne… İnsanları kurtarmaya çalışıyordum.”

Çekim yapan adam da dahil olmak üzere ekiplerden bir daha haber alınamadı. Yaralılara yardım için gönderilen 17 Kızılay ve Sivil Savunma ilk müdahale ekibinden Abel ve bir kişi (akıbeti bilinmiyor) hariç hepsi İsrail askerleri tarafından vurularak öldürüldü.

İsrail Dört Gün Boyunca Kimsenin Olay Yerine Yaklaşmasına İzin Vermedi

23 Mart’tan 26 Mart’a kadar geçen dört gün boyunca Kızılay, Gazze Sağlık Bakanlığı, BM ve kayıpların aileleri, meslektaşları ve arkadaşları umutsuzca akıbetlerini öğrenmeye çalıştı. Bölgede arama yapmak için defalarca talepte bulundular, ancak İsrail olay yerini mühürledi ve kimsenin incelemesine izin vermedi.

İsrail ayrıca kayıp sağlık görevlilerinin nerede olduklarına dair bilgi vermeyi de reddetti. Daha sonra cesetleri inceleyen Filistinli bir doktor, “Nerede olduklarını tam olarak biliyorlardı çünkü onları öldürdüler” dedi.

Kendinize sorun: Eğer İsrail, askeri sözcüsünün başlangıçta iddia ettiği gibi yanlış bir şey yapmadıysa, o zaman neden Kızılay’a ne olduğunu söylemeyi ya da olay yerine erişimini sağlamayı reddediyor?

Nihayet 27 ve 28 Mart tarihlerinde Kızılay personeli olay yerini kısa süreliğine ziyaret edebildi. Bir ceset çıkardılar; bu ceset kurtarma operasyonunun lideriydi. Ceset parçalara ayrılmıştı.

Ayrıca araçlarının enkazını da gördüler: Kızılay sözcüsü daha sonra şunları söyledi: “Bombalanmışlar ve üzerlerine yoğun ateş açılmış, bu da ekiplerimizin başına kötü bir şey geldiğini doğruluyor.”

Yukarıda ve aşağıda, 30 Mart 2025, Filistinliler, İsrail’in istihbarat birimi (Aman) tarafından tahrip edilen ve gömülen 17 sağlık çalışanı ve ambulansın cesetlerini çıkarıyor.

En Kötü Kabus

İsrail, Filistinli yetkililerin bölgeye tam erişimine ancak katliamdan yedi gün sonra, 30 Mart’ta izin verdi.

Kurtarma ekiplerinin bulduğu şey en kötü kâbuslarıydı: 14 sağlık görevlisi ve sivil savunma çalışanının hepsi ölmüştü. Yol kenarındaki bir toplu mezara gömülmüşlerdi. 1 Hepsi de vurulmuştu; çoğu çok yakın mesafeden defalarca, bazıları ise başlarının arkasından infaz tarzında vurulmuştu. Birinin elleri arkadan bağlanmıştı. Bir başka ilk müdahale görevlisinin kafası kesilmişti. BM, İsrail ordusunun onları “teker teker” vurduğu sonucuna vardı.

Hepsi de kendilerine özgü BM ve Kızılay üniformalarıyla gömülmüştü.

Ambulansları, kurtarma ve sivil savunma araçları bir araya toplanmış, buldozerler tarafından ezilmiş, ardından cesetlerin yanına atılmış ve üzerleri kumla örtülmüştü.

BM’nin Gazze’deki baş insani yardım yetkilisi “Hayat kurtarmak için buradaydılar,” dedi. “Bunun yerine kendilerini toplu bir mezarda buldular.”

İsrail’in Yüzsüz Yalanları ve Örtbasları

Bu katliam haberi ilk ortaya çıktığında İsrail ordusu yanlış bir şey yapmadıklarında ısrar etti. Kurbanlardan dokuzunun Hamas ve İslami Cihad savaşçıları olduğunu ve bunun Hamas’ın “bir kez daha tıbbi tesisleri ve ekipmanları kendi faaliyetleri için kullandığı” bir başka vaka olduğunu iddia ettiler.

Ancak İsrail hiçbir kanıt sunmadı ve sağlık görevlilerinin hiçbiri silahlı değildi ya da tıbbi kurtarma ve yardım dışında herhangi bir işle uğraşmamışlardı. Eğer kurbanlar gerçekten Hamas ajanlarıysa, neden onları toplu bir mezara gömerek cinayetlerini örtbas etmeye çalıştılar?

Ardından İsrail, güçlerinin ambulanslara “rastgele saldırmadığını”; “şüpheli bir şekilde ilerlerken tespit edildiklerini”, karanlıkta “farları ya da acil durum sinyalleri olmadan” yaklaştıklarını ve vurulmalarını gerektirenin de bu olduğunu açıkladı. 2

Başka bir deyişle, bu sözde bir “haklı cinayet” vakasıydı.

İsrail’in “My Lai” Katliamı

Bu telefon videosu, İsrail’in infaz ettiği ve ardından toplu mezara gömdüğü sağlık görevlilerinden birinin cebinde bulundu. Ve 4 Nisan’da New York Times tarafından yayınlandı.

Ambulansların açıkça işaretlenmiş olduğunu gösteriyordu. Acil durum ışıkları yanıyordu. Şüpheli bir şekilde araç kullanmıyorlardı, meslektaşlarını arıyorlardı ve onları bulduklarında kenara çekiyorlardı.

En az ikisi üniformalı olan kurtarma görevlileri bir itfaiye aracından ve Kızılay amblemli bir ambulanstan çıkarken ve yan yatmış ambulansa yaklaşırken görülüyor. Bunlar açıkça ayırt edilebilen üniformalar giyen sağlık görevlileriydi, silahlı savaşçılar değil.

Tüm bunlar Munther Abed’in tanık olduklarını doğruluyordu: bunlar açıkça askeri faaliyette bulunmayan tıbbi araçlar ve personeldi.

İsrail ordusu bunu başından beri biliyordu: araçları gördüler, personeli gördüler. Bir gruba ateş açıp sonra “hatalarını” fark etmediler. O sabah en az üç ayrı olayda açıkça teşhis edilebilen sağlık ve kurtarma görevlilerine ateş açtılar ve ardından onları üniformaları üzerlerindeyken yakın mesafeden infaz ettiler. Sonra da ölüleri ve araçlarını toplu bir mezara gömerek suçlarını – kelimenin tam anlamıyla – örtbas etmeye çalıştılar.

Bu bir savaş suçunun ders kitaplarındaki tanımıdır.

Bu Video Neyi Gösteriyor

George Floyd’un polis tarafından öldürülmesi ve Rodney King’in dövülmesine ilişkin videolar, ABD’deki polislerin Siyahlara RUTİN olarak neler yaptıklarını, suçlarını örtbas etmek ve meşrulaştırmak için rutin olarak söyledikleri yalanları ve en temelde Siyahları ve diğer ezilen halkları terörize etmenin ve bastırmanın bu sistem altında onların işi olduğunu tüm dünyaya gösterdi.

Filistinli bir sağlık görevlisinin çektiği bu video, İsrail’in yalanlarını ve Gazze’de her zaman kasıtlı olarak yaptıklarını gözler önüne seriyor. Birincisi, Gazze’nin sağlık çalışanlarını ve sağlık altyapısını hedef alıyor. İkincisi, masum sivilleri terörize ediyor ve katlediyor. Üçüncüsü de, Filistin halkına karşı işlediği toplu katliam ve sistematik soykırımı meşrulaştırmak için, gerçekleştirdiği her saldırının Hamas’a yönelik olduğu bahanesini kullanıyor. 3

Ancak İsrail askeri sözcüsü bir konuda haklıydı: İsrail güçleri bu ambulanslara “rastgele ateş açmadı”. Bu tür savaş suçlarını sistematik olarak işliyorlar.

Bu Katliam ve Trump’ın Desteği ABD ve İsrail Hakkında Ne Gösteriyor

Katliam videosunun yayınlanmasından bir gün sonra İsrail ordusu hikayesini “bir nevi” değiştirdi. Artık “sahadaki güçlerden” gelen ilk açıklamanın “hatalı” olduğunu söylüyor. Nasıl olduğunu henüz açıklamadı. Ve katledilen 15 sağlık ve kurtarma personelinden altısının Hamas ajanı olduğu konusunda -kanıt olmaksızın- ısrar etmeye devam ediyor.

Bu arada Trump da devreye girerek sadece genel olarak İsrail’i değil, özellikle bu katliamı tamamen destekledi! Trump’ın Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü 6 Nisan Pazar günü yaptığı açıklamada “Hamas, ambulansları ve daha geniş anlamda canlı kalkanları terörizm için kullanıyor” dedi. “Başkan Trump bu taktiğin İsrail için yarattığı imkânsız durumun farkındadır ve Hamas’ı tamamen sorumlu tutmaktadır.”

Bu ahlaksız katliam, İsrail devletinin ve İsrail’in desteği olmadan böylesi tarifsiz suçları işleyemeyeceği ve işleyemeyeceği ABD’nin gayrimeşruluğunu ve ahlaksız suçluluğunu ortaya çıkarmıştır.

Bu katliam aynı zamanda -ve Trump’ın bu katliamı desteklemesi de- bu dehşeti tırmandıran Trump/MAGA faşist rejiminin yarattığı büyük tehlikenin altını çizmektedir. Bu durumda, Bob Avakian’ın sosyal medya mesajı Revolution #114‘teki bu gerçeğin ve mesajın tamamının (” Trump/MAGA faşizmini yenmek: Gelecekteki bazı seçimlere bakmak… ya da şimdi bu güçlü birleştirici talep etrafında milyonları harekete geçirmek için çalışmak: Trump faşist rejimi gitmeli!”)- geniş çapta yayılmalı, anlaşılmalı ve harekete geçilmelidir:

Trump faşizmi, temel hakları açıkça ve saldırgan bir şekilde ortadan kaldıran ve kendi dikte ettiğinden başka hukukun üstünlüğü ve hukuk süreci olmadığını ve uluslararası hukuka bağlılık iddiası ya da daha az güçlü halkların ve ülkelerin egemenliği ve hatta var olma hakkı konusunda endişe duymaksızın, uluslararası arenada hüküm sürmesi gerekenin ham yıkıcı güç olduğunu açıkça ilan eden bir rejimdir.

Yeni Komünizm

Bizler, devrimin önderi Bob Avakian'ın mimarı olduğu Yeni Komünizm‘in takipçileriyiz. Bob Avakian'ın devrimci önderliğini takip eden ve Yeni Komünizm temelinde dünyayı anlama ve değiştirme sorumluluğunu üstlenenleriz. Detaylı bilgi için bkz: Biz Kimiz?

Dünyada devamlı olarak yaşanan dehşetlerin ve son derece gereksiz acıların ortadan kaldırılması hem mümkün hem de son derece gereklidir. Bob Avakian'ın devrimci önderliğini ve geliştirmiş olduğu Yeni Komünizm'i öğrenerek kazanma şansı olacak gerçek bir devrim hareketini birlikte inşa ediyoruz. Yeni Komünizm'in teorik çerçevesine ilk kez giriş yapacaklar başlangıç noktası için web sitemizde yer alan bu bölümdeki makaleleri inceleyebilir, Bob Avakian'ın Türkçeye çevrilmiş eserlerine buradan ulaşabilirler. Görüş, katkı ve desteklerinizi bekliyoruz.

#DevrimDahaAzıDeğil