Editörün notu: Aşağıda yer almakta olan yazı yüzyıllardır farklı emperyalist devletlerin tahakkümünde kalmış Haiti’de halihazırda devam etmekte olan siyasi krize yönelik ABD’li devrimci komünistler tarafından yazılmıştır. Çevirisini okurlarımıza sunduğumuz yazının orijinaline https://revcom.us/en/crisis-haiti-cries-out-real-revolution linkinden ulaşabilirsiniz.
ABD Emperyalist Sisteminin ve Haitili Destekçilerinin Tahakkümünü Süpürüp Atın
Haiti’de ve Tüm Dünyada Halkın İhtiyaçları Temelinde Haiti’yi Onarmak ve Yeniden İnşa Etmek için Haitili Kitleleri Güçlendirin, Serbest Bırakın ve Önderlik Edin
“[Yeni komünizmin] bu toplumda ve bir bütün olarak dünyada geniş çapta ele alınmasına acil ihtiyaç var: Her yerde insanlar işlerin neden böyle olduğunu ve farklı bir dünyanın mümkün olup olmadığını sorguluyor; her yerde insanlar ‘devrim’den bahsediyor ama devrimin ne anlama geldiğini gerçek anlamda anlamıyor, neyle karşı karşıya olduklarını ve ne yapılması gerektiğini analiz etmek ve ele almak için bilimsel bir yaklaşımları yok; Her yerde insanlar isyan ederek ayaklanıyor, ancak kıstırılıyor, yüzüstü bırakılıyor ve cani zalimlerin merhametine terk ediliyor ya da geleneğin köleleştirici zincirlerini çoğu zaman barbarca bir vahşetle pekiştiren yollara saptırılıyor; her yerde insanlar içinde bulundukları çaresiz koşullardan bir çıkış yolu arıyor, ancak acılarının kaynağını ve karanlıktan çıkış yolunu göremiyor. “
Bob Avakian’ın bu sözü (Yeni Komünizm, s. 91) evrensel olarak doğrudur, ancak hiçbir yerde bugün Haiti’de olduğundan daha doğru değildir
Haiti’nin 12 milyonluk nüfusu bir kez daha yıkıcı bir krizin içine sürüklendi. Ağır silahlı çeteler ve milisler, çoğunluğu yoksul gecekondu mahallelerinde olmak üzere yaklaşık her dört Haitiliden birinin yaşadığı başkent Port-au-Prince’i kontrol ediyor. Tahminen 350,000 kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı ve birçoğu da dışarı çıkmaya korkarak evlerine kapandı. Haiti’nin gıda ihtiyacının neredeyse yarısı ithal ediliyor, ancak çeteler ana havaalanı ve limanı kapanmaya zorlayarak gıda tedarikini engelledi. Şehre gıda, yakıt ve su getiren kamyonların önü kesilerek ana yollar kapatıldı. Açlık kapıda. Sağlık sistemi çöküşün eşiğinde.
Dürüst ve bilgili her gözlemci Haiti’deki vahim durumun büyük ölçüde 100 yılı aşkın bir süredir Haiti’ye egemen olan ABD emperyalizminin sorumluluğunda olduğunu bilir. (ABD, Haitilileri 100 yıldan uzun bir süre boyunca açıkça köleleştiren Fransız sömürgeciliğini/emperyalizmini yerinden etmiş, ama aynı zamanda onun izinden gitmiştir. Fransa’nın Haiti’deki köle plantasyonlarından elde edilen muazzam zenginlik, Fransa’nın “medeni yaşam tarzının” temellerinin atılmasına yardımcı olurken, Haiti halkını ömrü kısa bir sefalet yaşamına ve aşırı çalışma, hastalık ya da düpedüz cinayet nedeniyle acımasız bir ölüme mahkum etti – Haitili bir köle için beklenen yaşam süresi 21 yıldı! (Bkz. “Haiti: Cehenneme doğru uzun bir iniş.”)
ABD, hüküm sürdüğü her noktada Haiti halkının çıkarlarını, haklarını, onurunu, refahını ve egemenliğini görmezden geldi ya da bunlara tükürdü. Defalarca işgal etti ve ülkeyi on yıllar boyunca ilhak etti (ve işgal etmek için diğer yabancı güçleri örgütledi). Casus ağları, katil paramiliter güçleri, hapishaneleri ve işkence odalarıyla milyonlarca Haitilinin kalbinde tam anlamıyla terör estiren en vahşi ve sadist diktatörleri – Duvalier hanedanını – destekledi. Halkın seçtiği liderleri devirdi ve seçilmemiş olanları dayattı. Yirmi yıl öncesine kadar Haitililerin büyük çoğunluğunu istihdam eden ve bir zamanlar Haiti’yi gıda konusunda kendi kendine yeterli hale getiren Haiti köylü tarımını felç etti. (Bkz. “Haiti’de ABD: Yüzyıllık Hakimiyet ve Sefalet“)
Şimdi de ABD hükümetinin en üst düzey yetkililerinden biri olan Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Haiti’ye yeni bir “çözüm” dayatmak amacıyla bölgedeki ABD ” unsurlarını ” -diğer Karayip ülkelerinin ABD’li liderlerini- Jamaika’da bir araya getirdi. (ABD yanlısı Haiti yönetici sınıfının bazı üyeleri Zoom aracılığıyla “katıldılar”).
Peki ABD’nin “çözümü” nedir? ABD yanlısı Haitili elitlerden oluşan bir “geçiş konseyi” oluşturmak, bu konsey bir başbakan atayacak, bu başbakan daha sonra “meşru” bir hükümet görüntüsü yaratacak ve (Blinken’in umduğuna göre) “düzeni sağlamak” için 1.000 Kenyalı askerden oluşan bir işgal gücü getirebilecek kadar durumu istikrara kavuşturacak… ve ardından ABD’nin katil saltanatını “demokrasi” kutsal suyuyla kutsamanın bir yolu olarak başkanlık için “serbest seçimler” düzenleyecek.
Açık olalım: ABD’nin Haiti ulusuyla olan 220 yıllık “ilişkisinin” her noktasında, ABD’nin ülkeye hakim olduğu 109 yıl da dahil olmak üzere, yapılan her şey Haiti ve halkı pahasına ABD imparatorluğunu güçlendirmek ve zenginleştirmek açısından olmuştur. Bu nedenle Dev-Komlar, ABD’nin daha fazla ya da daha derin müdahalesinden hiçbir fayda gelmeyeceğini defalarca vurgulamışlardır.
Bu önemlidir, bugünkü durumu anlamak için temeldir. ANCAK şu soruya cevap vermiyor: Bu kabustan kurtulmak için ne gerekiyor?
Bazıları iyi niyetli olan pek çok kişi, cevabın “özgür ve adil seçimler” olduğunu söylüyor. “Bırakın Haitililer seçimler yoluyla Haiti’nin geleceğine karar versin.”
Ancak Haiti’nin – tüm gezegenimiz gibi – derin ve köklü bir değişime ihtiyacı var. Yüzyıllardır süren sömürgeci/emperyalist yönetim Haiti halkını sadece yağmalayıp eziyet etmekle kalmadı, her şeyi emperyalizmin ihtiyaçlarına göre temelden çarpıttı. Haiti halkının sömürüsünden beslenen ve emperyalistlere ayrılmaz bir şekilde bağlı ve bağımlı olan Haitili kapitalistlerin temsilcilerinin çoğunlukta olduğu Haiti’deki “siyasi sınıf”, ekonomiyi, tarımı, eğitim sistemini, köleliğin ve ardından emperyalizmin yarattığı korkunç çevre tahribatını, yönetim yapılarını, polisi ya da başka herhangi bir şeyi halk kitlelerinin ve insanlığın ihtiyaçlarına hizmet edecek şekilde dönüştürme arzusuna sahip değildir.
Ve bir şekilde bu “arzuya” sahip birileri seçilse ve iç ya da dış gerici güçler tarafından hızla devrilmeseler bile, ihtiyaç duyulan türden dönüşümler “fermanla” yapılamaz.
Günümüz dünyasında, Haiti’de ve başka yerlerde devrimci değişim, devrimci liderlerin bir araya gelmesi ve Bob Avakian tarafından ortaya atılan yeni komünizmi benimsemesi anlamına gelmektedir. Bu, dünyayı anlamak ve milyonları bulan kitleleri harekete geçirmek için bilimsel bir yöntem ve rehber sunmakta, daha iyi bir dünya için duydukları doymak bilmez arzudan yararlanarak eski dünyayı kolektif olarak kökünden söküp atmak, yeni ve daha iyi bir dünya inşa etmek ve onu düşmanlarına karşı savunmak üzere harekete geçirmektedir. Yeni komünizmin yöntemi ve yaklaşımı, devrimcilerin devrim yapmak için gereken stratejiyi geliştirmelerini, baskı ve sömürüden arınmış, tüm insanlığın kurtuluşunu hedefleyen ve bu yönde çalışan yepyeni bir toplum inşa etmeye yönelmelerini ve bunu giderek daha geniş halk kitlelerini kapsayacak şekilde yapmalarını sağlar.
Ve devrimci değişim, bunu kapitalizm-emperyalizmi yıkmak ve sosyalist toplumlar kurmak için dünya çapında verilen mücadelenin bir parçası olarak yapmayı gerektirir. Ve herhangi bir ülkede bunun için mücadele eden insanları, devrimci güçlere ve kurulan yeni sosyalist hükümetlere karşı “kendi” hükümetlerinin gerici müdahalelerine karşı çıkmak da dahil olmak üzere, her yerdeki insanlara ellerinden gelen her türlü katkıyı sunmaya yönlendirmek.
İşte bu nedenle ve bu yolun gerektirdiği tüm zorlukları ve fedakarlıkları en ağırbaşlı şekilde anlayarak, insanlığın yeni komünizm tarafından yönlendirilen devrime ihtiyacı olduğunu dolandırmadan söylüyoruz.
Gelecek makalelerde, Haiti’nin tüm tarihinin, bu tür derinlemesine bir devrimin, daha azı değil, başka hiçbir şeyin, dünya emperyalizminin şekillendirdiği ve destekçilerinin bizi sonsuza kadar mahkum etmek istediği kabusa tek çözüm sağladığı gerçeğine nasıl işaret ettiğini göstereceğiz.
Haiti tarihi ile ilgili önceki revcom.us makalelerinden bazılarına bakınız:
Daha önce yenikomunizm.com siteside yayınlanmış Haiti ile ilgili başka bir makale için bkz:
Haiti: Emperyalist Güçler Yine Askeri Müdaheleye Hazırlanıyor!
Bob Avakian’ın daha önce Haiti’deki siyasi ve ekonomik krizle, ABD emperyalizminin burada oynadığı role değindiği makalesi:
Sean Penn, COVID-19 ve Toplu Katliamcılar: Penn’in Miyopluğu Çok Tehlikeli