Hamas, Filistin’in Gazze Şeridi bölgesini kontrol eden gerici İslamcı örgüttür. Hamas, 7 Ekim’de İsrail’e, çoğu kasıtlı olarak savaş dışı hedefleri güdümüne alan ve bir kısmını rehin alan, yüzlerce kişinin ölümüne yol açan, çok yönlü acımasız bir saldırı başlattı. Buna karşılık İsrail, Hamas’ın saldırısından bir hafta sonra Gazze’ye topyekün bir hava saldırısı düzenleyerek yaklaşık 600’ü çocuk olmak üzere neredeyse 2.000 kişiyi öldürdü. Gazze’de 400.000’den fazla insan halihazırda evlerinden sürüldü. İsrail, Gazze’den yiyecek, su, ilaç ve yakıtı kesmek için kuşatma başlattı. Yıllarca Gazze’ye yönelik abluka ve gıda ve tıbbi malzemeyi sıkı bir şekilde sınırlandırdıktan sonra İsrail, şimdi insanlığın hayatta kalması için gereken temel gıdaları tamamen kesiyor ve bir halk olarak Gazze’deki Filistinlilere karşı açıkça soykırım niteliğinde bir saldırıya girişiyor.
Bu yazının yazıldığı sırada İsrail, açlıktan ölmek üzere olan, ulaşım araçları ya da yaşam yolu olmayan Gazze nüfusunun yarısının derhal kuzey Gazze’yi boşaltmasını talep ediyor. Dünya Sağlık Örgütü bunu “ölüm cezası” olarak adlandırdı. ABD’nin desteğiyle İsrail’in neden olduğu ölüm ve yıkımın miktarı Hamas’ın neden olduğu ölüm ve yıkımın miktarını aşmaktadır. Bununla birlikte Hamas’ın doğası da daha az gerici değildir. Ve Hamas’ın kullandığı bakış açısını, hedeflerini ve yöntemlerini tamamen reddetmeden, Filistin halkının kurtuluşu için gerçek bir mücadele olamaz.
Hamas Nereden Geldi:
Hamas, İsrail’in 1948’de Ortadoğu’da emperyalizmin ileri karakolu olarak, kanlı bir yerleşimci devlet olarak kurulmasından yaklaşık 40 yıl sonra, 1987’de kuruldu.1 Bugün Hamas İsrail’le ölümcül bir çatışmaya giriyor, ancak 1980’lerin başında İsrail bizzat Hamas’ın ortaya çıkmasına yardım etti. 1981’de İsrail’in Gazze askeri valisi New York Times’a, İsrail yetkililerinin daha sonra Hamas haline gelecek olan örgütü, İsrail’in daha tehditkar olarak gördüğü Gazze’deki seküler, milliyetçi Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) karşı koymak için finanse ettiğini söyledi.2 İsrail, Hamas’ın İslami bir üniversite kurmasına, cami inşa etmesine, kulüpler düzenlemesine ve İslami okullar açmasına olanak sağladı. O dönemde resmi olarak Gazze’yi işgal eden İsrail ordusu da önce Hamas’ın kendi paramiliter örgütünü geliştirmesine, daha sonra da FKÖ ile silahlı çatışmalara girmesine seyirci kaldı.
Harita: Barış İçin Yahudilerin Sesi (JVP)
FKÖ güçlerinin geri çekilmesi ve yenilgiye uğramasıyla3 ve 2000’li yılların başında sözde “iki devletli çözüm” için yapılan müzakerelerin4 çökmesiyle, Orta Doğu ve ötesinde İslami köktenciliğin yükselişiyle birlikte, Hamas, 2006 yılında İsrail’in sponsorluğunda yapılan Gazze yönetimi seçimini kazandı. Hamas güçlerinin FKÖ’yü bozguna uğrattığı silahlı çatışmalar sayesinde Hamas, 2008 yılına kadar Gazze üzerindeki kontrolünü konsolide etti.
ABD’nin Afganistan’da Sovyetler Birliği’ne karşı savaşmak için Osama Bin Ladin’i ve İslamcı kökten dincileri finanse edip desteklemesiyle karşılaştırılan bir gelişmede, Hamas, İran’ın desteklediği ABD karşıtı bölge güçleriyle giderek daha fazla ittifak kurdu. Ve bu uyum, ABD ile onun kapitalist-emperyalist rakipleri Rusya ve Çin arasında, dünyanın erişilebilir petrolünün büyük bir kısmına sahip olan bu stratejik bölgeye hakim olma yönündeki potansiyel olarak patlayıcı çekişme bağlamında gerçekleşmektedir.
Hamas: Kapitalizm-Emperyalizmin Bir Ürünü
İsrail’in (ABD destekli) Hamas’ın ortaya çıkmasına yardımcı olan manevralarının ötesinde, küresel kapitalizm-emperyalizmin işleyişi Hamas’ın yükselişi için verimli bir zemin yarattı. Bob Avakian, Başka Bir Yolu Öne Çıkarmak’da, İslami kökten dinciliğin Orta Doğu’daki cazibesine değiniyor:
Oradaki rejimlerin yozlaşması ve o rejimlerin baskıcı doğası var. Halk kitlelerinin maddi koşulları kötüleşiyor ve bununla birlikte bu toplumlarda milyonlarca insan muazzam bir altüst oluşa ve yerinden edilmeye maruz kalıyor; “geleneksel yaşam tarzı” önemli ölçüde köklerinden sökülmüş durumda ancak hakim toplumsal ve uluslararası ilişkilerde gerçek anlamda olumlu radikal bir alternatif mümkün değil; hiçbiri gerçekten halk kitlelerinin ihtiyaçlarını karşılamayacak ve çıkarlarına hizmet etmeyecek. Bu durumun ve onu sürükleyen dinamiklerin insanları aşırılıklara sürüklemesi gerçekten şaşırtıcı mı? Ve insanları bununla ilgili olarak örgütlemek için hareket eden ve hareket eden bir “İslami aşırıcılık” gücü var; onları tam olarak geleneksel ilişkilerin ve geleneksel değerlerin ve kültürün aşırı bir versiyonu etrafında örgütlüyorlar; öyle görünüyor ki ve gerçek anlamda, özellikle küreselleşmenin ve bir bütün olarak emperyalist sistemin etkilerinin giderek bu toplumlara nüfuz etmesi ve bu toplumlarda kendini hissettirmesi nedeniyle birçok yönden saldırı altındadır.
Tüm bu faktörler5 Gazze’deki cehennem gibi açık hava hapishanesinde had safhada mevcut. Hamas’ın Gazze’deki yönetimi, iktidara geldiğinden bu yana İsrail’in Gazze’nin gıda, su, yakıt, ilaç, inşaat malzemeleri, elektrik ve dış dünyaya seyahat etme ya da dış dünyayla bağlantı kurma imkânlarını acımasızca kısıtlaması altında gerçekleşti. Bu kıskaç şimdi hayal edilemeyecek kadar sıkılaştı. İslami köktendinciliğin yükselişindeki bir diğer önemli etken de 1976 yılında Mao Zedong’un ölümünden sonra Çin’de gerçek sosyalizmin yenilgiye uğraması ve kapitalizmin restorasyonudur. Sosyalist Çin dünya devrimi için bir yol göstericiydi ve bu yenilginin korkunç bir küresel ideolojik etkisi oldu.6
Hamas’ın Gerici Bakış Açısı ve Vizyonu:
Hamas’ın bakış açısı ve vizyonu tam olarak “geleneksel ilişkilerin, geleneksel değerlerin ve kültürün ekstrem bir versiyonudur.” Buna kadın düşmanlığı ve sonu gelmeyen, intikamcı, dini savaş da dahildir.
Hamas’ın kurucu ve tanımlayıcı belgesi olan “İslami Direniş Hareketi Sözleşmesi”, kadınların rolünü İslami köktendinci bir versiyon olarak tanımlayarak şöyle der: “Kadın erkeklerin yaratıcısıdır. Yeni nesillere rehberlik etme ve onları eğitmedeki rolü büyüktür. Düşmanlar onun rolünün önemini fark etmişlerdir. Onu istedikleri gibi, İslam’dan uzak bir şekilde yönlendirip yetiştirebilirlerse savaşı kazanmış olacaklarını düşünüyorlar.” Kadınların köleleştirilmesine düşman olanlara gelince, Ahit, “İslam’ın hayat işlerini yönlendirmeyi kontrol ettiği gün, insanlığa ve İslam’a düşman olan bu örgütler yok edilecektir” der.7
Kitlelerin kapitalizm-emperyalizmin doğası, İsrail ve Siyonizm’in nasıl sömürü ve baskı dünyasının uygulayıcıları olarak hizmet ettiği ve tüm ezilen insanlığın gerçek bir devrim için birleşme ve mücadele etme ihtiyacı ve temeli konusunda eğitilmesine karşı çıkan Hamas’ın Sözleşmesi, okullardan ve öğretmenlerden “Müslüman nesillerin zihnine Filistin sorununun dini bir sorun olduğunu ve bu temelde ele alınması gerektiğini aşılamalarını” talep etmektedir.
Sözleşme, soykırımcı emelleri olan şiddetli bir Yahudi karşıtıdır. Örneğin, İslami kaynaklarda alıntı yaparak şöyle demektedir: “Müslümanlar Yahudilerle savaşmadan (Yahudileri öldürmeden) kıyamet günü gelmeyecek, o zaman Yahudi taşların ve ağaçların arkasına saklanacak. Taşlar ve ağaçlar, Ey Müslümanlar, Ey Abdulla [Allah’ın kulu], arkamda bir Yahudi var, gelin ve onu öldürün diyecekler.”8
İhtiyacımız Olan: Başka Bir Yol
Hamas, Sözleşmesinin hiçbir yerinde, Filistin de dahil olmak üzere dünyanın ezilen ulusları üzerindeki emperyalist ekonomik ve siyasi tahakküm sistemine karşı bir meydan okuma ortaya koymamaktadır. En fazla, bu sistemin sınırları içinde daha iyi bir anlaşma için mücadele ediyorlar. Ve teşvik ettikleri ve uyguladıkları toplumsal ilişkilerde, daha da eski, daha arkaik baskı biçimlerinin geri ve gerici ilişkilerini sürdürmektedirler.
Hamas’ın hedefleri açısından 7 Ekim saldırılarının stratejik amaçları açık değildir, ancak açık olan şey, bunların Filistin halkını özgürleştirmekle ya da sömürü ve baskıya son vermekle hiçbir ilgisi olmadığıdır.
Her yerde ihtiyaç duyulan şey, Batı emperyalizmi ve İslami köktendinciliğin çatışan ve birbirini güçlendiren kutuplarından sıyrılan, kökten farklı bir yoldur. Bu başka yol, Bob Avakian tarafından geliştirilen ve baskının kaynaklarını anlamanın, gerçek bir devrim gerçekleştirmenin ve gezegenin dört bir yanındaki milyarlarca insanın sömürülmesini, tüm ulusların ve halkların, kadınların ve LGBTQ bireylerin ve insanlar arasındaki tüm antagonistik ilişkilerin baskı altına alınmasını ortadan kaldırmak için çalışmaya başlamanın bilimsel bir yolunu sunan yeni komünizmdir.
Yazının kaynalığı için tıklayınız.
Dipnotlar:
1. Hamas’ın yükselişinin ve İsrail’in Filistin’e uyguladığı soykırımsal etnik temizliğin ardındaki önemli arka plan olaylarını, Batı emperyalizmi ile İslami kökten dinci cihad arasındaki küresel çatışmanın ortaya çıkışını ve başka bir yol, devrimci bir çözüm öne sürmenin gerekliliğini ve temelini anlamak için bkz. Aydınlanmanın Kalesi mi? Yoksa Emperyalizmin Uygulayıcısı mı? İSRAİL Dosyası; ve özellikle Bob Avakian’ın Bringing Forward Another Way; ve Bob Avakian, İsrail’in Karşılaştığı Varoluşsal Kriz üzerine.
2.FKÖ İsrail’e karşı bir miktar silahlı direniş yürütmüştü. FKÖ’nün demokratik seküler devlet programı ve Filistin’in özgürleştirilmesine yönelik silahlı mücadele programıyla özdeşleştirilmesi, İsrail tarafından o dönemde en büyük tehdit olarak görülüyordu. Buna ek olarak ve belki daha da önemlisi, ABD (İsrail’in ana “patronu”), FKÖ’nün, o dönemde ABD’nin başlıca emperyalist rakibi olan Sovyetler Birliği ile olan bağlarının tamamen kabul edilemez olduğunu düşünüyordu.
3.1982’de İsrail’in askeri saldırısı altında FKÖ, (kuzeyde İsrail ile sınır komşusu olan) Lübnan’daki üssünü dağıttı ve savaşçılarının büyük kısmını Kuzey Afrika’daki Tunus’a tahliye etti. Bu geri çekilme, sonraki yıllarda düşmeye devam eden FKÖ’nün prestijini baltaladı.
4.“İki devletli çözüm” esasen Batı Şeria ve Gazze’nin bazı bölgelerinde yalnızca İsrail’in hakimiyetinde olan idari bir varlık olacak bir “mini devlet” kurma girişimiydi.
5.İsrail’in Filistin halkına uyguladığı şiddetli ve aşağılayıcı baskının yanı sıra, FKÖ’nün baskın güç olduğu Filistin Otoritesi (Filistin Yönetimi), İsrail adına Batı Şeria’yı yönetiyor. Filistin Yönetimi’nin İsrail’le kölece suç ortaklığına duyulan tiksinti ve Hamas’ın radikal bir alternatif olduğuna dair yanlış algı, Hamas’ın Filistin toplumunun bazı kesimlerine olan çekiciliğinin bir parçası.
6.Revcom.us adresinde komünist devrimin gerçek tarihini belgeleyen ve analiz eden, Rus ve Çin devrimleri hakkındaki anti-komünist yalanları ve çarpıtmaları çürüten kaynaklara bakın.
7.Hamas’ın Sözleşmesi boyunca uzanan tutarlı (sanrısal) bir iplik, “düşmanın” burjuva ve komünist devrimleri, dünya savaşını ve diğer dünya olaylarını yönetmek ve finanse etmekten sorumlu küresel bir Siyonist komplo olarak tanımlanmasıdır. Siyonizm karşıtlığı kendi başına antisemitizm olmasa da, bu konu Hamas Sözleşmesi’ndeki şiddetli antisemitizmle iç içe geçmiştir. Bu küresel Siyonist komplo teorisi, toplumlardaki gerçek dünya çelişkilerini, dünyanın neden böyle olduğunu ve bunun nasıl değiştirileceğini bilimsel olarak anlamaya yönelik her türlü girişimden kopuktur, bunları gizler ve bunlara şiddetle karşı çıkar.Bu aynı zamanda Hamas ile Hristiyan köktendinci faşistler arasındaki ortak bir bakış açısıdır. Bu Karanlık Çağ bakış açısının korkunç ve gerici sonuçlarının sadece bir örneği olarak Hamas, kadınların eşitliğine yönelik tüm talepler için küresel Siyonist komplonun ajanları olduğunu iddia ettiği örgütleri suçlamaktadır.
8.Hamas’ın daha yakın tarihli yayınları bu pozisyonları tekrarlamadı, ancak geri de çekmedi -en azından eleştirmedi.
Add comment