Editörün Notu: Aşağıdaki açıklama revcom.us web sitesinde yayınlanmış ve Revcoms (Devrimci Komünistler) tarafından yazılmıştır. Çevirisini takipçilerimizin dikkatine sunarız.
KADINLARIN ÖFKESİNİ DEVRİMİN KUVVETLİ BİR GÜCÜ OLARAK AÇIĞA ÇIKARIN!
İran’da haklı, öfkeli ve meydan okuyan kitlesel protestolar yayılıyor. Sadece Cumartesi günü 80’den fazla şehir ayaklandı, baskıya karşı nefreti olan kadınlar ve erkekler, vahşi pisliklerle, sopalarla, göz yaşartıcı gaz ve silahlarla donanmış dini fanatiklere karşı karşı karşıya geldi. Bu protestolar, teokratik ve baskıcı İran İslam Cumhuriyeti’nin (İİC) silahlı yetkililerinin ağır ve şiddetli baskısı karşısında daha büyüdü, yoğunlaştı ve ülkenin her yerine yayıldı. Telefonunuzu alın ve “İran ayaklanması” ifadesini arayın ve İran’ın mazlum halkının bu cesur ve neşeli çıkışını bir başlangıç olarak anlamak için resimlere bakın.
Şimdi kendinize sorun: Böylesine şiddetli ve cesur bir ayaklanmaya ne sebep olabilir?
On yıllardır İran’daki kadınlar vücutlarını ve saçlarını başörtüsü ile örtmeye zorlanıyorlar.* Sanki varlıkları gizlenmesi, hapsedilmesi ve kontrol edilmesi gereken bir şeymiş gibi… Sanki insani varlıklarından utanmaları gerekiyormuş gibi… Bunların hepsi İslami dini otoritelerin emriyle gerçekleşiyor. Peki buna meydan okumaya cesaret ederlerse? Sözde “ahlak polisi” tarafından sokaklarda dövülüyorlar ve/veya tutuklanıyorlar ve bazen “yeniden eğitime” gönderiliyorlar. Buna karşı direniş her zaman devam etti, ancak bu yaz direniş giderek daha fazla kamusallaştı, direniş meydan okuyan ve örgütlü hale geldi. 13 Eylül tarihinde, polis 22 yaşındaki Mahsa Amini’yi türbanını çıkardığı için tutukladı ve üç gün sonra öldü. Yoğun bakımda fena halde dövülen vücudundan fotoğraflar sızdığında, polisin “kalp krizi” yalanı da ortaya çıktı. Bütün bunlar artık çok fazlaydı.
Güvenlik güçleriyle yapılan bu çatışmalarda onlarca kişinin öldüğü doğrulandı ve basında çıkan haberler bu rakamın düşük olduğunu söylüyor. Yine de insanlar adalet için ölmeye hazır oldukları noktaya geldiler. Bunlar alevler içinde dans eden BİZİM insanlarımız. Sokaklarda dolaşan BİZİM kanımız bu. Kurtuluş için meydan okuyarak atan bu kalpler, bizlerin atan kalpleridir.
Üç Önemli Nokta
BİR: Dini otoritelerin Karanlık Çağ teokratik yönetimine karşı bu kitlesel ayaklanma haklıdır ve ayaklanmaların daha iyi bir dünya arayan herkes tarafından desteklenmesi gerekir. İran İslam Cumhuriyeti tarafından yapılan tüm baskı girişimlerine karşı çıkılmalıdır.
İran Komünist Partisi (Marksist-Leninist-Maoist)’in bu protestolarla ilgili ilk açıklaması olan “Zorunlu Başörtüsü ve Kadın Cinayeti: İran Faşist İslam Cumhuriyeti’nin Tüm Toplumu Boğmak İçin Temel Araçları” içinde belirttiği gibi, Mahsa Amini gibi kadınların öldürülmesi İslam Cumhuriyeti için varoluşsal bir gerekliliktir. Bu rejimin yıkılması da kadınlar için varoluşsal bir gereklilik ve toplumdaki tüm ezilen ve sömürülenlerin kurtuluşudur. İslam Cumhuriyeti’nin dinci-faşist karakteri, dayattığı kölelik ilişkilerine boyun eğmeyen kadınlara yönelik baskıda vücut buluyor.”
İKİ: Bu kitlesel ayaklanma, teokratik rejimi devirmek için gerçek olanaklar sunuyor ve nihayetinde kurtuluş için ne yapılması gerektiği sorusunu keskin bir şekilde milyonlarca kişiye yükseltiyor. Bob Avakian’ın yeni komünizmini temel alan İran Komünist Partisi (Marksist-Leninist-Maoist)’in var olması İran halkları ve dünya için son derece olumlu, değerli ve olumludur. İKP (MLM), kendi ifadesi ile “komünist devrim ve İran Yeni Sosyalist Cumhuriyeti’nin kurulması sayesinde her türlü baskı ve sömürüyü ortadan kaldırma mücadelesi” veriyor. Bu yoldaşlar, İran’da Yeni Sosyalist Cumhuriyet Anayasası belgesinde bu yeni toplumun özelliklerini ortaya koydular. Herkesi revcom.us’a gitmeye ve aşağıdakiler de dahil olmak üzere bu son ayaklanmayla ilgili açıklamaları okumaya ve yaymaya teşvik ediyoruz. “Zorunlu Tesettürün, Dinin Devletle Bütünleşmesinin Definleri Başladı! Bu İşi Tamamlayalım!” Ayrıca gerekli olanı ortaya koymak için gösterdikleri çabaların desteklenmesi gerekiyor.
İKP (MLM) ve Bob Avakian’ın yeni komünizminin ayırt edici ve tanımlayıcı bir özelliği, kadınların ezilmesinin kapitalist-emperyalist sistemle nasıl iç içe geçtiğine ve kadınların kurtuluşu için ve her türlü ataerkil baskıya karşı mücadelenin nasıl devrim için itici bir güç olduğununa dair derin bir analizdir. Kadınların geleneğin zincirlerinden kurtulma mücadelesi devrimin yanındaki bir mesele değildir. Bu mücadele, devrimden önce ve sonrasında tüm insanlığı kurtarmanın ve tüm sömürü, baskı ve düşmanca toplumsal bölünmelerden arınmış bir dünya sürecinin kilit bir parçasıdır ve itici gücüdür.
ÜÇ: ABD emperyalizminin önde gelen temsilcisi olarak ve bu baskı ilişkilerini dayatan kapitalizm-emperyalizm sisteminin tepesindeki Joe Biden, New York’taki BM Genel Kurulu’nda yaptığı açıklamada, “Bugün, temel haklarını güvence altına almak için gösteri yapan İran’ın cesur yurttaşlarının ve cesur kadınlarının yanındayız.” dedi.
Bu tam olarak kesin bir saçmalıktır, fakat aynı zamanda meşumdur da.
Önce saçmalık kısmı: Kendinizi ABD’nin İran’da ve İran halklarına yaptıklarının gerçekliği konusunda eğitin. 1953’ten bugüne, ABD’nin İran’a yönelik eylemlerini belirleyen çizgisi, şu ya da bu şekilde İran halklarına ve İran’ın kaynaklarına ABD emperyal çıkarlarının hizmetinde hükmetme ve onların emperyalist rakiplerini kısıtlama girişimleridir. Bu durum yıllar boyunca şiddetli darbeler yürütmekten, acımasız kuklalara, savaşları körüklemekten İran halkını cezalandıran ve işkence eden “yaptırımlara” kadar birçok biçim almıştır. İnsanlar, revcom.us web sitesini ziyaret ederek “İran’da Cesur Ayaklanma: İşler Bu Noktaya Nasıl Geldi? ABD’nin Bununla Bir İlgisi Var mıydı?” dosyasını okumalılar. Biden’ın açıklamaları, ABD’nin rejimi zayıflatma ve İran’ı ve tüm Ortadoğu’yu Amerikan ihtiyaçlarına ve tasarımlarına boyun eğdirmeye yönelik on yıllardır süren girişimlerinin bir parçasından başka bir şey değildir. Ve İran rejiminin ABD’ye düşmanlığı, kurtuluş için ayağa kalkan bir hükümetinki değil, büyük bir Mafyaya karşı savaşan küçük bir gangsterin durumudur.
Ne ABD emperyalistleri ne de İslam teokratları desteklenmemelidir; ikisine de karşı çıkılmalıdır.
“Kadınları destekleme” konusuna gelince, İran kadar kadın düşmanı ve baskıcı olan Ortadoğu’daki sadık ABD müttefiki Suudi Arabistan’dan başka bir yere bakmanıza gerek yok.
Gerçekten de, Biden ve Demokratların sürekli olarak teokratik, Hıristiyan faşist, kürtajı yasaklayan Cumhuriyetçi Parti ile uzlaşmaya çalıştıkları ABD’den başka bir yere bakmaya gerek yok.
Gelelim meşum kısma. Açıklama tam olarak kaygı vericidir, çünkü ABD İran’ı boğazındaki bir kemik olarak görüyor ve büyük olasılıkla sadece ekonomik ve diplomatik baskıyı değil, aynı zamanda İran halklarının mücadelesini yıkmak ve yeniden canlandırmak için İsrail’le birlikte çalışmak da dahil olmak üzere diğer müdahale biçimlerini de kullanacaktır. Emperyalistlerin bu mücadeleyi kendi gerici amaçları için saptırmalarına izin verilmemelidir. Önemli olan şudur: İran halkı ayağa kalkmıştır. Desteğimize ihtiyaçları var ve bunu hak ediyorlar. Ve bunun önemli bir parçası olarak, bu mücadelenin haberlerini, anlamını ve sosyalist devrim sürecinin bir parçası olarak bugün İranlı kadınların kurtuluşu için savaşan İran Komünist Partisi (MLM)’nin açıklamaları ve belgelerini şu an her yere yaymamız ve onlara yardımcı olmamız gerekiyor.
Add comment