Editörün Notu: İran İslam devriminin ve zorunlu baş örtüsü uygulamasının 40. yılı vesilesiyle İranlı devrimci kadınların oluşturduğu “Nashriye Osyan.” insiyatifinin çağrısını sitemizde yayınlıyoruz.
8 Mart 2019 İranlı kadınların İslam Cumhuriyetinin zorunlu başörtüsü kanuna karşı ayaklanışının 40. yılını işaretliyor. Bu yıl aynı zamanda mülksüzleştirilmiş kitlelerin ve “Devrim Sokağı Kadınları” adıyla zorunlu başörtüsüne karşı ayaklanan kadınların etkileyici isyanlarının birinci yıldönümü. Bugün işçilerin, köylülerin, öğrencilerin, öğretmenlerin, hemşirelerin, emeklilerin ve başka pek çok grubun büyüyen grevleri ve protestolarının arasından yükseltiyoruz bu sesi.
Hepinizi İranlı kadınların zorunlu başörtüsüne karşı verdiği mücadeleyi desteklemeye davet ediyoruz.
Zorunlu başörtüsüne karşı mücadeleyi, İslamcı kökten dinci devletlerin ve grupların Orta Doğu’da, Kuzey Afrika’da ve dünyanın başka yerlerinde uyguladığı patriyarkal zulme ve kadınlara yönelik ayrımcılığına karşı küresel bir mücadele olarak görüyoruz. Bu, Amerika Birleşik Devletleri’nde, Avrupa’da, Rusya’da, Uzakdoğu’da, dünyanın her yerinde hüküm süren kapitalist/emperyalist devletlerin, köktendinciliğin, Hıristiyan faşizminin, erkek egemenliğine, ırkçılığına ve cinsiyetçiliğine karşı küresel bir mücadeledir.
Biz, kadınlar ve erkekler, zorunlu başörtüsüne karşı mücadelenin tüm diğer mücadeleleri güçlendirmesini istiyoruz;
•İfade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü gibi politik özgürlükler mücadeleleriyle, cinsellik özgürlüğü ve LGBTQ+ mücadelesi.
•Emek ve çevre aktivistlerinin, siyasi öznelerin tutuklanmasına ve işkenceye uğramasına karşı verilen mücadele; bütün siyasi tutsakların, inançları uğruna cezaevinde olanların özgürlüğü için verilen mücadele.
•Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de ve Afganistan’daki emperyalist orduların savaşlarına karşı verilen mücadele, bölgedeki bütün mezhepçi savaşlara karşı verilen mücadele.
•Kitlelerin insanı ve doğal yaşamı bilimsel şekilde kavrayabilmesi için bilime ve eğitime erişimi için verilen mücadele; cehalete ve dindar hurafelere karşı mücadele.
•Dinin ve devletin birbirinden ayrılması için verilen mücadele; yoksulluğa, işsizliğe, mülksüzleştirilmeye, yerinden edilmeye, yolsuzluğa, sömürüye, işçilerin, öğretmenlerin, köylülerin ve çocuk emeğinin yağmalanmasına karşı verilen mücadele.
•Eşitlik, güvenlik, ekonomik ve toplumsal güvence için verilen mücadele; her çeşit milliyetçi, kültürel, dilsel ve dini ayrımcılığa karşı mücadele.
•Kürtlere, Araplara, Türklere, Afganlara, Türkmenlere, Baluşlara yönelik ayrımcılığa, Derviş ve Bahai öğretilerine yönelen zulme karşı mücadele.
•İran’da, Orta Doğu’da ve Kuzey Afrika’daki tüm ulusların ve kültürlerin özgürlüğü için verilen mücadele; çevre yıkımına karşı mücadele; doğanın kapitalist üretim ilişkileri tarafından yağmalanmasına karşı mücadele.
•İnsanların temiz havaya ve suya erişimi için verilen mücadele; yeryüzünün gelecek kuşakları için bataklıkların ıslahı, ırmakların, ormanların ve göllerin korunması için verilen mücadele.
HEPİMİZ BİRLİKTEYİZ, BİR ARADAYIZ!
Kadınların özgürleşmesi insanlığın bütününü ilgilendirir. Nüfusunun yarısı ikinci sınıf vatandaş sayılan bir toplum boğulmakta olan bir toplumdur. Binlerce yıl önce kadınlara yönelik baskı özel mülkiyet ve sömürüyle birlikte ortaya çıktı. Bugünün patriyarkal ve erkek egemen ilişkilerinin kökleri, emperyalist savaşlar, işsizlik, çevre yıkımı gibi pek çok sorunumuzla aynı kökte, kapitalist üretim ilişkilerinde yatıyor.
Buna bağlı olarak;
•Sömürüsüz, ayrımcılığın, baskı ve çevrenin yıkımının olmadığı, savaşsız bir dünya istiyoruz.
•Yalnızca her kadını değil her insanı cinsiyetine, ırkına, kimliğine, milletine ve inancına bakmaksızın insan bütünlüğü içinde değerlendirecek bir toplum istiyoruz. Tahayyül ettiğimiz ve arzu ettiğimiz bu toplumda- hepimizin çiçeklenmesi için her birimizin filiz vermesi gereken bir toplum- her birey potansiyellerini ve hayallerini gerçekleştirmek üzere eşit olanaklara sahiptir.
Toplumsal hareketlerdeki bütün kadınlara ve erkeklere başörtüsü zorunluluğunu ve şeriat yasasını şartsız ve geri dönüşsüz şekilde ortadan kaldırmak için verdiğimiz mücadeleye katılmaya çağırıyoruz. Kadınlar özgürleşmeden hiçbirimiz özgür değiliz.
Avrupa’daki dayanışmayı örgütlemek için: 8mars2019@gmail.com
Add comment