Editörün Notu: Aşağıdaki yazı Bob Avakian’ın mimarı olduğu yeni komünizmin Meksika’daki destekçisi olan Meksika Devrimci Komünist Örgütü’nün yayın organı Aurora Roja’dan çevirilmiş ve 17 Şubat 2020 tarihinde revcom.us web sitesinde yayınlanmıştır.
Kaynak için bknz: http://aurora-roja.blogspot.com/2020/02/la-lucha-por-emancipar-las-mujeres.html
Dünyada ataerkilliğin güçlenmesi ile kadınların kurtuluşu arasındaki savaş hattı belirginleşiyor. Kadınlara acımasız şekilde boyun eğdirmenin hemen her biçimi had safhada artış gösteriyor. Bir yandan bu durum yaşanırken, öte yandan erkek egemenliğine karşı itirazlar da büyüyor ve kadınların kurtuluşu mücadelesi daha da kararlı hale geliyor. 25 Kasım’da ([Uluslararası] Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Günü’nde), yüz binlerce kadın ve erkek İspanya’dan Güney Afrika’ya, Rusya’dan Arjantin’e, Meksika’dan Türkiye’ye, Hindistan’dan Bulgaristan’a, maço şiddetini kınamak ve ataerkil tahakküm zincirlerini kırmak için sokaklara döküldü. Şili’de binlerce kadın, ki daha sonra 35 ülkede tekrar edilmiştir, “Yolunuzdaki bir tecavüzcü” performansını sergiledi. Meksika’da, Oaxaca – Juchitán’daki kadın lise öğrencilerinden UNAM [Meksika Ulusal Otonom Üniversitesi] bölümlerine kadar başka performanslar da gündeme geldi. Dünyanın birçok yerinde insanlar “Baskıcı Devlet Bir Maço Tecavüzcüdür” diyerek haykırdı. “Nerede olduğum ya da nasıl giyindiğim benim hatam değil. Tecavüzcü sensin.” “Polisler, Yargıçlar, Rahipler, Başkan…” UNAM’da yapılan grevler de taciz, tecavüz, kadın cinayeti ve her türlü kadın baskısına karşı ayaklanmanın önemli bir parçası oldu. 8 Mart’ta ve sonrasında bu mücadeleyi destekleyip daha da güçlendirin!
Kadın Cinayeti Bir Salgındır…
Ulusal Kamu Güvenliği Sistemine göre, Ocak-Eylül 2019 arasında Meksika’da 2.833 kadın öldürüldü: Günde 10’dan fazla kadın ölüyor. Bunlardan biri 14 Haziran’da Veracruz’da Federal Polis tarafından vurulan 12 yaşındaki Salvadorlu bir kız çocuğu Emma Claritza Benavides Castellón. Bu olay Başkan Andrés Manuel López Obrador merkezi hükümetinin faşist Trump/Pence rejimiyle göçmenlere karşı suç ortaklığı anlaşmasından yedi gün sonra yaşandı. Muhtemelen bir göçmen olduğu ve devlet ajanları tarafından katledildiği için Emma’nın öldürülmesi kadın cinayetleri arasında dahi sayılmadı.
25 Kasım 2019’da Abril Pérez Sagaón, Mexico City’de bir motosikletteki iki kişi tarafından öldürülürken, diğer iki araç giden arabanın önünü kesti. Tüm kanıtlar Amazon Meksika’nın eski CEO’su ve Grupo Elektra’nın eski müdürü olan, Abril’in eski eşi Juan Carlos García Sánchez tarafından tutulan kişileri gösteriyor. Yaklaşık onbir ay önce, Abril ona karşı bir şikayette bulunmuştu çünkü uyurken kafasına sopa ile vurmuş ve neşterle saldırmıştı. Yıllarca kötü muamele eden saldırgan koca, kadın cinayetine teşebbüs nedeniyle tutuklu yargılanmıştı, ancak bir yargıcın “yaralanmalara” ve “aile içi şiddete” suçlamayı yeniden sınıflandırması sonucunda Abril’in öldürülmesinden (ki Abril hayatından endişe ettiğini hakime söylemişti) kısa süre önce şartlı tahliye edilmişti. Süreç Abril’in temyizine yanıt olarak Yüksek Mahkeme sulh hakimi tarafından onaylanmıştı. Cinayetten beş gün sonra Juan Carlos García, Amerika Birleşik Devletleri’ne kaçtı. Şimdiye kadar bu korkunç suçtan dolayı tutuklanan kimse bulunmuyor.
4 yaşındaki bir çocuğun annesi olan aktivist, ressam ve moda tasarımcısı 26 yaşındaki Isabel Cabanillas de la Torre, Meksika’nın Ciudad Juárez kentinde öldürüldü. Bedeni 18 Ocak 2020’de şehir merkezinde bir sokakta, göğsünde ve kafasında bir kurşunla bulundu. Isabel bir eko-feministti, Ciudad Juárez Otonom Üniversitesi’nde okumuştu ve kadınlar, göçmenler ve militarizasyona karşı mücadele yürütüyordu. Isabel’in katıldığı Hijas de su Maquilera Madre [Ter Atölyelerinde Çalışan Annelerinin Kızları] kolektifi “Mücadelemiz kardeşimiz için, sizin için ve bu sistemin her gün öldürdüğü binlerce kadın için” şeklinde açıklama yaptı. Ölümü bir öfke dalgasına neden oldu. Mexico City Ciudad Juárez ve Michoacán – Morelia’da gösteriler, bildiriler, kızgınlık ve öfke vardı. Red Mesa de Mujeres [Kadın Yuvarlak Masası Ağı], yalnızca Ocak 2020 içinde Ciudad Juárez’de on kadının öldürüldüğünü açıkladı. Isabel beşincisiydi. 2019’da her gün bir kadını öldürdüler. Juárez’deki feminist gruplar şu şekilde açıklama yaptılar: “Bizler bu cinayeti, toplumsal hareketlerdeki bir kadın savaşçı olduğu için siyasi bir kadın cinayet olarak adlandırıyoruz. Bu yaşanan olay, kadınların şiddetsiz bir yaşam, ifade özgürlüğü, bölgenin savunması, sokaklarda serbest dolaşma için mücadele eden ve coğrafyalarımızı bölen sınırlara karşı sonuna kadar savaşan Juárez eko-feminist ve sanat hareketine karşı doğrudan bir saldırıdır.” Isabel’in ölümü sonrası kimse tutuklanmadı.
…Ataerkil Kapitalist Sistemde Bulunan Endemik Bir Salgın
Peki Meksika’da ve dünyada kadınlara karşı şiddet niçin yoğunlaşıyor ve her yıl bir önceki yıla göre niçin daha fazla kadın öldürülüyor? Bunu yönlendiren ve besleyen nedir? Ataerkillik binlerce yıldır var, ezenler ve ezilenler şeklinde bölünmüş bir toplumun temel direği, kadınlara karşı şiddetin önemli bir parçası bizzat devlet ve aynı zamanda birçok erkek tarafından izlenen şiddet durumu var: kocalar, erkek arkadaşlar ve diğer kişiler eşler veya genel olarak kadınlar üzerindeki güçlerini yeniden teyit etmeye çalışıyor. Kapitalizm önceki baskıcı sistemlerin ataerkilliğini miras aldı, bunun bazı biçimlerini değiştirdi fakat erkek üstünlüğünün temel ilişkilerini ve bununla ilişkili fikirleri korumaya devam etti.
Özellikle son yıllarda kadınların toplumdaki rolü, sistemin işleyişi ve kadınların mücadelesi nedeniyle geleneksel ataerkil ilişkiler ve fikirlerde değişim yaşandı. Meksika gibi emperyalizmin egemen olduğu ülkelerde kapitalizm çok fazla yayılmış durumdadır – kırsalın ve çevrenin mahvedilmesi, hızlanan kentleşme ve uluslararası göç ve ter atölyelerinden orta tabakalara kadar daha fazla kadının emek gücüne dahil edilmesi. Güçlü faşist köktendinci güçler buna ve diğer toplumsal değişikliklere karşı, İncil’in işaret ettiği geleneksel ataerkil biçimleri yeniden şekillendirmeye çalışıyor: Kadın erkeğe boyun eğsin ve kendini çocuk sahibi olmaya adasın. (Bkz: Timoteos 2:11-15).
Zorla annelik uygulamaları ve kürtaj hakkının ortadan kaldırılması ve bunun reddedilmesi gündemde, ayrıca kontraseptiflere erişimin engellemesi ve hatta bazı durumlarda boşanma veya kadınların kendi bedenlerini kontrol etme ve çocuk sahibi olmak isteyip istemediklerine kendilerinin karar vermelerine yönelik önemli yaptırım ve müdahaleler geliyor. Sistemin diğer güçleri; şiddet, pornografi, şarkılar, filmler, videolar, tecavüz, kadın cinayetleri ve kadınlara karşı her türlü saygısızlığı yansıtan internet sayfalarıyla “modern” kadın düşmanlığı kültürünü teşvik ediyor. Her şeyi meta haline getiren bencil kapitalist ideoloji ve uyuşturan kültürü, geçmiş yıllarda maço kültürünü güçlendirdi ve tüm bunlar kadın tecavüzcüleri, katiller ve diğer aktörlerin gelişiminde belirleyici bir rol oynadı.
Kapitalist Sistem Ataerkilliğe Son Veremez; Ancak Gerçek Devrim Bunu Yapabilir.
Bu sistem kapsamında kadına yönelik şiddet ve baskının ortadan kaldırılamayacağını anlamanın artık zamanı gelmiş bulunuyor. Çoğu zaman meselenin cezaların olmaması, iyi yasaların olmaması ya da “siyasi irade” ya da yolsuzluk vb. olduğu söylenir. Bu durum, nedenleri ele almadan yalnızca sonuçları açıklar. Kendinize bir sorun, ne kadar savaşırsak savaşalım cezasızlık durumu ve problemin diğer belirtileri niçin hep bu şekilde kalıyor? Niçin zaferlerimiz, elde ettiğimiz birkaç adalet vakası yeni normlar haline gelmiyor da tüm bunlar istisna olmaya devam ediyor ve hatta sistem bunları devamlı tersine çevirmeye çalışıyor? Çünkü temel sorun sistemdir. Hatalı yanılsamaları ortadan kaldırmak ve mücadeleyi problem ve çözüm açısından bilimsel bir anlayışıyla yoğunlaştırmak gerekir. Ataerkilliği sona erdirmek ve kadınları özgürleştirmek için kapitalist sistemi devirmek, mevcut durumu yıkmak, dünyadaki komünist devrimin bir parçası olarak yeni bir sosyalist sistem yaratmak gerekiyor; bu durum bütün baskı ve sömürü biçimlerini sona erdirecektir. Bu süreç zorluklarla ve fedakarlıklarla dolu büyük bir mücadeleyi gerektirir, ancak insanlığın ihtiyaç duyduğu yeni dünyayı yaratabilmek ve sistemin keskin çelişkilerinin dönüşümünde sağlam bir temel olacak tek yol da budur. Bob Avakian tarafından bir rehber olarak geliştirilen yeni komünizm teorisi ile kadınların ve tüm insanlığın kurtuluşu için mücadele etmek ve bunu başarmak gerçekten mümkündür!
“Kadınların ezilmesi ve onların kurtuluşu için verilen mücadele, tüm boyutlarıyla, hem bu ülke içinde hem de bir bütün olarak dünyada stratejik bir sorun olarak, her türlü baskı ve sömürünün kökünü kazıma ve bütün insanlığın kurtuluşu için yürütülen genel mücadelede hayati bir önem oynayabilecek ve oynaması gereken bir şey olarak görülmelidir.” – Bob Avakian, Yeni Komünizm, Syf: 183
Aurora Roja, Meksika Devrimci Komünist Örgütü’nün Sesi, Şubat 2020
Add comment