Editörün notu: Aşağıda yer almakta olan yazı 24 Şubat 2025 tarihinde yeni komünizmin savunucusu devrimci komünist Sunsara Taylor tarafından kaleme alınmış provakatif olduğu gibi tartışmaya da sevk eden bir yazıdır. Çevirisini okurlarımıza sunarız. Yazıyı orjinal dilde okumak için tıklayınız.
“Adamlık” kültürü kadın nefretiyle kaynıyor. “Senin bedenin, benim seçimim” diye alaycı sözler, ataerkil cinsiyet kodlarının faşistçe uygulanması, Trump/MAGA 2.0 yıldırım hızıyla ilerliyor, Soykırımcı ırkçılığının, dünya halklarına yönelik tehditlerinin ve insanların kalan demokratik normlarına ya da temel haklarına indirdiği balyozun yanı sıra Trump, kadınların açıkça köleleştirilmesi ve transların tamamen silinmesi için bastırıyor…
Bir Yol Ayrımındayız
Dünyada daha önce hiç bu kadar fazla yerde bu kadar çok kadın ataerkilliğin geleneksel zincirlerinden kurtulmamıştı. Kadınlar kamusal hayata ve her mesleğe girmek için mücadele ettiler. ABD’de kadınlar yüksek eğitimde erkekleri geride bırakıyor. Kadınlar popüler kültüre hükmediyor. Giderek artan sayıda kadın, uzun zamandır kadın cinselliğine, kürtaja ve cinsel saldırı mağduru olmaya atfedilen utancı cesaretle reddediyor. Bu arada LGBT bireyler yaygın bir şekilde görünür hale gelmiş, önemli temel haklar kazanmış ve giderek artan bir saygı ve kabul görmüştür.
Zincirleri Kırın! Devrim İçin Kudretli Bir Güç Olarak Kadınların Öfkesini Serbest Bırakın! Özel Bir Mesaj
Ancak, kadınlara ve LGBT bireylere yönelik baskı hiç azalmadığı gibi, zorlukla elde edilen her ilerlemenin tam tersine, nefret dolu ataerkil hınçtan oluşan bir düdüklü tencere inşa edildi ve şimdi yeni bağnaz şiddet ve ahlaksızlık seviyelerine doğru patlıyor. Inceller kadınlara tecavüz etme ya da boyun eğmeyenleri katletme “hakkını” açıkça savunuyor. Trump cinsel saldırılarla övünüyor ve transları tamamen silmek için devlet gücünü kullanıyor. JD Vance’in Hristiyan faşist “teo-broları” sadece ulusal bir kürtaj yasağı için değil, doğum kontrolünün, boşanmanın, hatta kadınların oy kullanma hakkının bile yasaklanması için can atıyor. Dünyanın dört bir yanında kadınlar kadın cinayetleri ve işkenceyle, zorla örtünme ve “namus” cinayetleriyle, milyonlarca kadın ve kız çocuğunun cinsel köleliğinin endüstrileşmesiyle ve bir savaş silahı olarak tecavüzle karşı karşıyadır.
Böylesine çılgınca ayrışan bir durum uzun süre devam edemez. Taraflardan biri ya da diğeri kazanacaktır.
Bob Avakian, Artık Görmezden Gelinmemesi Gereken İleri Görüşlü Bir Ses
Devrimci lider Bob Avakian (BA) yaklaşan bu yüzleşmeyi tam kırk yıl önce öngörmüştü. 1985 yılında şöyle yazmıştı:
Kadınların toplumdaki konumu ve rolüne ilişkin tüm sorun, günümüzün olağanüstü koşullarında kendini giderek daha keskin bir şekilde ortaya koymaktadır – bu, bugün ABD’de bir barut fıçısıdır. Tüm bunların en radikal terimler ve son derece şiddetli araçlar dışında herhangi bir çözüm bulması düşünülemez. Henüz belirlenmesi gereken soru şudur: bu radikal gerici bir çözümleme mi yoksa radikal devrimci bir çözümleme mi olacak, köleleştirme zincirlerinin güçlendirilmesi anlamına mı gelecek yoksa bu zincirlerin en belirleyici halkalarının parçalanması ve bu tür köleleştirmenin tüm biçimlerinin tamamen ortadan kaldırılmasının gerçekleştirilmesi olasılığının önünün açılması anlamına mı gelecek?
Bob Avakian, şu anda doruğa ulaşmakta olan topyekûn çatışmaya doğru giden bu gidişatı sadece tespit etmekle kalmadı. BA, altında yaşadığımız kapitalizm-emperyalizm sisteminde ve binlerce yıllık baskıcı, sınıfsal olarak bölünmüş toplumlarda örülmüş olan güçlü erkek egemenliği ideolojisi ve ataerkil cinsiyet rollerinde kadınların ezilmesinin maddi köklerini derinlemesine analiz etti. BA, on yıllar boyunca bu baskıyı sürekli olarak dile getirmiş ve daha da gelişip biçimlenirken teşhis etmiştir. BA, bu mücadelenin gerçekten nasıl kazanılabileceğine dair stratejik liderlik sağlarken, pek çok kişinin iyi niyetli çabalarının karaya oturmasına neden olan çıkmaz ve yanlış yollara dikkat çekmiştir. Ve BA tüm bunları, insanlığın, burada ve tüm dünyada her türlü sömürü ve baskıyı aşan bir mücadelenin parçası olarak cinsiyet, toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelime dayalı tüm baskıları nihayet kökünden söküp atmamızı sağlayacak türden radikal ve kapsamlı bir devrim yapmak için nelerin gerekli olduğuna dair anlayışını geliştirirken yapmıştır.
Ancak milyarlarca insan için ölüm kalım meselesi olan bu inanılmaz çalışmayla ilgilenmek yerine, Bob Avakian “yaşlı bir beyaz adam” ve bir komünist olduğu için pek çok kişi bu çalışmayla ilgilenmeyi reddetmiştir.
Eğer vahşi bir köleleştirme değil de gerçek bir özgürleşme geleceğine sahip olmak istiyorsak, buna bir son vermeliyiz.
Dolayısıyla, hayatınız boyunca “komünist” kelimesi karşısında irkilmek ve eleştirel düşünmekten geri durmak üzere sosyalleştirildiğiniz için bunu görmezden gelme dürtüsüne teslim olmadan önce, bunu yapmanın yalnızca tüm bu baskıyı uygulayan sistem tarafından oyuna getirilmenize izin vermek anlamına geleceğini kabul edin.
Ve “yaşlı beyaz bir adamın kadınlar hakkında ‘erkekçe konuşmasını’” duymak istemediğiniz için bunu reddetme dürtüsüne teslim olmadan önce, kadınların itaatkar, uysal ve daha az zeki olmak üzere yaratıldığını iddia etmek ne kadar baskıcı bir yalansa, yaşlı, beyaz ve erkek olduğu için ciddi bir devrimci bilim insanı ve yenilikçinin görüşlerini reddetmek de o kadar zararlıdır.
Hakikat hakikattir. Objektif realiteye karşılık gelen şeydir. Ve nasıl özgürleşebileceğimize ışık tutan hakikatler keşfedildiğinde, eğer gerçekten özgürleşmek istiyorsanız herkesin bu hakikatleri benimseme ve onlar için mücadele etme sorumluluğu vardır.
Bu Çalışma Göz Ardı Edilmeseydi Nerede Olurduk?
Kendinize şunu sorun:
BA’nın yukarıdakileri söylemesinden bu yana geçen 40 yıl boyunca daha fazla insan bunları dinlemiş ve tüm yollardan özgürleşmenin tarafını oluşturma mücadelesine katılmış olsaydı bugün nerede olurduk?
Demokrat Parti’nin Hristiyan faşist kadın düşmanları ile “ortak zemin” aramaya yönelik ahlaki açıdan savunmacı girişimini takip ederek onlarca yıl kaybetmek yerine, daha fazla insan BA’nın kürtaja yönelik saldırının asla “bebeklerle” ilgili olmadığını, her zaman kadınları kontrol etmek ve köleleştirmekle ilgili olduğunu 80’lerde fark etmesine kulak verseydi nerede olurduk? 2022’de, Yüksek Mahkeme kürtaj haklarını ortadan kaldırmak için harekete geçtiğinde, Bob Avakian’ı takip ettiğim için beni şeytanlaştırarak bu mücadeleye saldırmak yerine, bunu önlemek için büyük bir mücadeleye öncülük etmek için daha fazla insan bana ve diğerlerine katılsaydı nerede olurduk?
Bob Avakian’ın, küresel ölçekte sanayileşmiş cinsel köleliğin mantar gibi çoğalmasının yanı sıra, giderek daha şiddetli ve aşağılayıcı pornografinin yaygınlaşmasının, “güçlendirme” olarak yeniden markalaştırılacak veya “sahiplenilmeye” çalışılacak bir şey değil, kadınlara karşı şiddetli bir intikamın parçası olduğunu söyleyen cesur netliğini daha fazla insan dinleseydi nerede olurduk?
İnsanlar bu kapitalizm-emperyalizm sisteminin koşulları içinde sıkışıp kalmak yerine, Bob Avakian’ın kadınları tamamen özgürleştirmek ve cinsiyet, toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelime dayalı tüm baskılara son vermek için kökten farklı bir üretim tarzı getiren bir devrime ihtiyacımız olduğu yönündeki bilimsel ısrarını dinleselerdi nerede olurduk? Bunu araştırmak için zaman ayırın. Muhtemelen haklı öfkeli kadın protestocuların açtığı pankartı görmüşsünüzdür: “Bu saçmalığı hala protesto etmek zorunda olduğuma inanamıyorum!” BA’nın analizi, neden hala bu saçmalığı protesto etmek zorunda kaldığımızın ve bunun ötesine nasıl geçeceğimizin cevabını veriyor!
Daha fazla insan Bob Avakian’ın oluşturduğu yeni komünizmde radikal olarak yeni olan şeylerle ilgilenecek entelektüel merak ve bütünlüğe sahip olsaydı, kadınların ezilmesine karşı mücadeleyi kendi başına ele alma ihtiyacını küçümseyen ve toplumsal cinsiyet ve cinsellik hakkında miadı dolmuş ve baskıcı görüşler içeren komünist harekette uzun süredir devam eden gelenekleri sorgulama ve kırma isteği de dahil olmak üzere, nerede olurduk? Yaptığımız devrimin bütünüyle kurtuluşa doğru ilerlemesini sağlamak için bu baskıya karşı mücadelenin merkeziliğini kavramada daha fazla insan onun atılımlarıyla ciddi bir şekilde ilgilenmiş olsaydı nerede olurduk?
Aktarabileceğim çok daha fazla şey var: Bob Avakian’ın kadınların silinmesine karşı sert çıkışları, bu silinmeye yol açan ve bu silinmeyi besleyen rölativist epistemolojiye ve “woke” çılgınlığına karşı mücadeleye öncülük edişi, erkekleri bu mücadeleyi kendi mücadeleleri olarak görmeleri için sürekli olarak zorlayışı, Trump/MAGA faşizmini yenmek için liderlik edişi, devrimin nesiller boyunca olmadığı kadar mümkün olduğu bir dönemde olduğumuzu tespit edişi ve çok daha fazlası.
Dünya Kadınlar Günü 2025 İçin Bir Meydan Okuma:
Bunun yerine, Bob Avakian’dan ikinci bir alıntı ve ardından bir meydan okuma ile bitireceğim:
Birini hariç tutarak bütün zincirleri kıramazsınız. Hem erkeklerin kadınlar üzerindeki baskısını devam ettirmek isteyip, hem de sömürüden ve baskıdan kurtulmak istediğinizi söyleyemezsiniz. Hem insanlığın yarısını köleleştirip, hem de insanlığı özgürleştirmekten bahsedemezsiniz. Kadınlara yönelik baskı, toplumun efendiler ve köleler, ezenler ve ezilenler şeklinde bölünmüş olmasıyla doğrudan bağlantılıdır ve tüm bu koşullara son vermeden kadınların kurtuluşu imkansızdır. Kadınlar yalnızca devrim yaparken değil, bu devrimin tamamında muazzam bir rol oynayacaktır. Proleter devrimin sağlam bir gücü olarak kadınların öfkesi tamamen açığa çıkarılmalıdır.
-BAsics, 3:22
Dünya Kadınlar Günü olan 8 Mart 2025’e yaklaşırken, kadınların köleleştirilmesi ve LGBT nefreti güçleri bu gezegendeki her kadının ve toplumsal cinsiyete uymayan her bireyin ensesinde soluk alıp veriyor ve yine de insanlık tarihindeki en radikal ve özgürleştirici devrim olasılığı, eğer bunu öğrenmeye ve bunun için savaşmaya cesaret edebilirsek, hiç olmadığı kadar büyük. Her türlü temelsiz önyargıyı bir kenara bırakıp, insanlığın sahip olduğu için şanslı olduğu bu ileri görüşlü, son derece bilimsel, büyük yürekli devrimci liderle ciddi ve açık fikirli bir şekilde ilgilenmenin zamanı gelmedi mi?