Editörün Notu: Meksika Devlet Başkanı Andres Manuel López Obrado, geçtiğimiz Temmuz ayındaki seçimlerde ‘yolsuzluğu bitireceği’ sözünü vererek göreve gelmiş ve ilk icraatı eski devlet başkanının lüks uçağını satışa çıkarmak olmuştu. Maaşını 60 bin dolara düşürmüş, eski siyasilerin kullandığı lüks araçları satışa çıkarmış toplanan parayı sosyal fonlara aktarma yönünde adımlar atmıştı. Tüm bu girişimler Andres Manuel López Obrado’nun “halkçı”, “sosyalist” devlet başkanı şeklinde etiketlenmesini pekiştirdi. Peki bu ‘sosyalist’ olduğu iddia edilen devlet başkanı mülteciler ve göçmenlere yönelik gerçekte ne yapıyor? Aşağıdaki yazı 28 Ekim 2019 tarihinde revcom.us web sitesinde yer almıştır. Çevirisini takipçilerimiz için aktarıyoruz. Kaynak için bkz: https://revcom.us/a/619/AMLO-regime-mexico-phony-socialist-who-does-trumps-dirty-work-en.html
Meksika Devlet Başkanı Andrés Manuel López Obrador (AMLO olarak da biliniyor), ilerici sosyalist düşünceli bir lider olarak tanıtılıyor. Ancak AMLO, Aralık 2018’den itibaren Orta Amerika’dan ve diğer yerlerden gelen göçmenlere yönelik acımasız saldırılarda faşist Trump/Pence rejimiyle işbirliği yapıyor. AMLO, Haziran ayında uluslararası hukuk uyarınca açıkça hak kazanmalarına rağmen ve ABD mahkemelerinde iddialarının işleme konulması beklenirken, gümrüklere yönelik yaptırım tehdidiyle ABD’ye sığınma talebinde bulunan mültecilerin Meksika’ya geri gönderilmesini veya sınırdan geçilmesinin engellenmesini sağlayacak tedbirleri kabul etti.
Trump, Meksika’dan kuzeye karavanlarla geçmeye çalışan yüzlerce Orta Amerikalı mülteciyi “istilacı” “suçlular” olarak nitelendirerek tehdit etti.
AMLO hükümeti, bu tehditleri fiili eyleme dönüştürmede Trump’a yardımcı oldu. Devrimci Komünist Örgüt (OCR), Meksika yaz döneminde şuna dikkat çekmişti:
“Aralık 2018’den bu yana Meksika devleti, göçmenleri kaçırılmaktan veya öldürülmekten korumak için oluşturulan tüm karavanları şiddet uygulayarak dağıttı… Meksika topraklarında kontrol noktaları ve göçmenlerin gözaltına alınmaları gittikçe artmaktadır. 14 Haziran’da Federal Polis ajanları, 12 yaşındaki bir Salvadorlu olan Emma Claritza Benavides Castellón’u öldürdü ve Veracruz’da seyahat ettikleri kamyona ateş açarak iki kişiyi de yaraladı. Kuzey sınırında, Meksika Ulusal Muhafızları ve eyalet – belediye polisleri tıpkı ABD ajanları gibi, göçmenlerin ABD’ye geçmelerini engelliyor ve onları tutukluyorlar. ”(Makalenin tamamı için Devrimci Komünist Örgüt (OCR), Meksika’nın “Faşist Trump Rejiminin Emirlerine Uymayacağız!” isimli makalesine bakılabilir)

Son aylarda, AMLO yönetiminin Orta Amerikalı mültecilere karşı Trump/Pence rejimi ile işbirliği devam etmiş ve göçmenler için daha fazla acı ve ölüm yaşanmıştır:
* AMLO, Ordu ve Ulusal Muhafızlardan (Guardia Nacional: Ulusal Muhafızlar, AMLO altında yeni oluşturulmuş ulusal bir polis kuvvetidir) oluşan güçlerini Guatemala ile güney sınırına ve ABD ile kuzey sınırına gönderdi. Bu durum sınır bölgelerinin militarizasyonunu yoğunlaştırdı. Ulusal Muhafızlar, Orta Amerika’dan gelen karavanları dağıtmaya ve kuzey ve güney sınırlarındaki göçmenleri polis kordonu içine almaya devam ediyor. Örneğin, dünyanın dört bir yanından on binlerce göçmen, Tapachula ve Chiapas’ın güney eyaletindeki diğer geçiş noktalarında tutuluyor veya sokaklarda sıkışıp kalıyorlar.
* AMLO hükümeti, INM (Ulusal Göçmenlik Enstitüsü) bütçesini yüzde 23 azalttı. Bu göçmenler için daha az fon anlamına geliyor. Gözaltı merkezlerinde tutulanlar yerde yatmaya zorlanmakta ve aşırı sıcağa maruz kalmaktadır; yetersiz gıda; haftalar boyunca süren içme suyu eksikliği, tıbbi bakım ve duşlardaki eksiklikler; tahtakurusu istilası ve taşan tuvaletler… ABD/Texas sınırındaki Reynosa’da 50 kişi kapasiteli bir gözaltı merkezi 210 kişiyi barındırıyor ve Palenque – Chiapas’taki merkez kapasitesinin iki katına çıkarak 210 kişiyi tutuyor. Son üç aydır, yüzlerce Afrikalı göçmen Tapachula’daki resmi gözaltı merkezinin dışında kamp kuruyor ve bu olumsuz koşullara karşı ayaklanmış durumda.
* Ulusal Muhafızlar ve askerler, karavanlara yapılan saldırılara ek olarak, geçmişte kullanılan -“La Bestia” gibi- Meksika’nın güneyinden kuzey sınırına kadar olan yük trenleriyle seyahat etmeyi ya da kasabadan şehre yerel otobüs ve minibüs taşımacılığının kullanılmasını engelleyerek göçmenlerin kuzeye gitmesini durdurmaya çalışıyorlar. Göçmenler şimdilerde, çok daha tehlikeli olan deniz yollarını ve Oaxaca ve Veracruz dağlık bölgelerindeki tehlikeli patikaları kullanmaya zorlanıyor. 11 Ekim’de, 11’i Afrikalı 17 göçmenden oluşan bir tekne battı; dördünün öldüğü, birinin de kaybolduğu belirlendi. Oaxaca eyaletinde balıkçılar haftalardır Pasifik kıyılarında göçmenlerle dolu küçük motorlu tekneler gördüklerini bildiriyor.
* Meksikalı yetkililer, Ocak-Ağustos 2019 arasında 43.027’si çocuk 144.091 göçmeni tutukladı ve 94.970 kişiyi sınır dışı etti. Meksikalı yetkililerin göçmen dalgalarını geri püskürtmesinin sonucunda Mayıs-Ağustos 2019 arasında ABD’ye geçen Guatemalalıların sayısı yüzde 80, Honduraslıların yüzde 63 ve Salvadorluların ise yüzde 62 düşüş gösterdi.
Gerçek şu ki, Donald Trump, Meksika’nın Guatemala’yla olan güney sınırındaki ve ABD’nin kuzey sınırındaki kendi “sınır duvarını” AMLO’nun göçmen-karşıtı uygulamaları sayesinde yükseltiyor. Bu durumdan dolayı on binlerce mültecinin ve göçmenin yaşamıyla kumar oynanıyor. Tüm bunlar Trump/Pence rejimi altındaki ABD emperyalizminin Meksikalı AMLO hükümeti ile yaptığı işbirliğinin bir eseridir.