Editörün Notu: Aşağıdaki oryantasyon notları yenikomunizm.com tarafından Minneapolis’taki kitlesel protestolar ve halk ayaklanmasına yönelik kamuoyuna bilgilendirme amacı ile sunulmaktadır. Görüş ve yorumlarınızı aşağıda yer alan yorumlar bölümünde bizlerle paylaşabilirsiniz.
*25 Mayıs’ta, George Flyod polis tarafından boğularak Minneapolis’te katledildi. Dakikalar süren görüntü kayıtları sayesinde tüm dünyanın gözleri önünde cereyan eden bu dehşet, Amerika Birleşik Devletleri’nin bir kez daha nasıl caniliklere sebep olduğunu göstermiştir. Bu canilikler ABD’nin kuruluşundan beri süregiden “doğal” bir işleyiştir. ABD’nin yapı taşlarında yüz binlerce yerli halkın kanı vardır. ABD on binlerce siyahi insanı köleleştirerek bugün bildiğimiz ABD Emperyalizminin temellerini atmıştır. Bob Avakian’ın da dediği gibi, “Siyahi halkın sömürüsü olmasaydı, bugünkü haliyle ABD olmazdı”.
*Trump/Pence faşist rejimi sokağa çıkma yasağı ilan etmesine rağmen her gece on binlerce gösterici sokakları dolduruyor. Polisle çatışarak ve polis karakollarını yakarak, göstericiler polise duydukları haklı öfkeyi kusuyorlar. “Nefes alamıyorum!” diyen kalabalıklar, nefes alabilmek için kararlı bir şekilde polisle çatışıyorlar. Kapitalist düzen altında dünyanın her yerinde polisin rolü, halka “hizmet etmek ve onları korumak” değil, halkın egemen sınıflara olan öfkesini şiddet yoluyla bastırmak ve düzenin devamlılığını korumaktır.
*Minneapolis’te başlayan gösteriler ABD’nin birçok bölgesine yayılmıştır. Bu öfke patlamasının nedeni, bir yandan ABD emperyalizminin ırkçılık da dahil olmak üzere baskı ve sömürüye dayanan temel işleyiş biçimi, öte yandan Trump/Pence faşist rejiminin kendisini konsolide etme girişimleridir. Bu dinamikler halk kitlelerinde ortaya çıkan tepkilerin birikerek patlamasını gündeme getirmiştir. Toplumun bütün kesimlerinden insanlara, siyahilere, Latinolara, kadınlara, LGBTQ bireylere, göçmenlere, Müslümanlara karşı geliştirilen faşist saldırılar ve ABD emperyalizminin dünyanın üzerindeki saldırganlığı ve tehditleri, böylesi bir manifesto dalgasının altında yatan etmenlerin başında gelmektedir.
*Trump/Pence faşist rejimi, burjuvazinin aleni diktatörlüğünü uygulamak için basını susturmak istemekte, sosyal medyaya tehditler savurmakta ve gösterilere katılan gazetecileri kâh gözaltına almakta, kâh onlara plastik mermilerle saldırmaktadır. Kendine muhalif olan herkesi bastırmak istemesi ve bunu uygulamaya geçmesi, gerici faşist rejimin konsolidasyonunun emareleridir.
*İnsanlar faşist rejime karşı öfkelerini kitlesel bir biçimde örgütlediğinde kesinlikle yapılmaması gereken şey, onları durdurmak ya da “taşkınlıklar yapmamak” adı altında önlerine geçmektir. Diğer bir husus ise tüm bu olup bitenlerin “bir sonraki seçimde” def edilebileceğini söylemek ve insanların haklı öfkelerini “seçim sandığı” ile gemlemek, olmakta olanların bu sistemin işleyişi sonucu olduğunu görmemek demektir. Daha da kötüsü, insanlığa karşı işlenen bu caniliğe doğrudan suç ortağı olmaktır.
*Tüm bu acılar ve korkunçluklar, bu sistemin temellerinden ve işleyiş biçiminden kaynaklanmaktadır ve tüm bu acı ve dehşetler olmadan böylesi bir düzen sürdürülemez. Bu sistem devam ettiği sürece yaptıklarını yapmaya, ve hatta daha da beterini yapmaya devam edecektir.
*Erdoğan, Minneapolis’deki olayları bahane ederek “gösteriş” yapmak istemektedir. Gericiler birbirlerine “demokrasi” dersi vermeyi çok severler. ABD de “Irak’a demokrasi götürmek” için yüz binlerce insanın ölümüne neden olmuştu. Dünyanın her bir yanındaki gericilerin ortak yanlarından biri de ikiyüzlülükleridir. Bu durum, kendi gericiliğini başkasının gericiliği ile saklama hevesidir. Erdoğan’ın Türk-İslamcı faşist rejimi, insanlığın kutuluşunun önünde önemli bir engeldir. Erdoğan, ABD emperyalizmi gibi dünya çapında büyük tehlikelere -örneğin atom bombası kullanmak gibi- neden olacak bir düzeyde olmasa bile, bu gerici kampın yerel bir aktörüdür. Ve Erdoğan’ın Türk İslamcı faşist rejimi, ABD’de olanların benzerlerini Türkiye’de gerçekleştirmektedir. Polis’ten bekçilere ve silahlı sivil kitlesine kadar bu faşistler, iktidara geldiğinden beri binlerce insanın katledilmesinde rol oynamışlardır. Sur’da Kürt gençlerini lav silahlarıyla yakan bu azılı faşistler “insan sevgisinden” bahsedemezler!
*Dünya çapında sömürüye ve baskıya maruz kalanların çektiği gereksiz acıların nedeni emperyalist-kapitalist dünya sistemidir. Hiçbir halkın acısı diğer halkın acısından “daha az değerli” değildir ve bu korkunç acı ve dehşetler birbirleriyle yarıştırılmamalıdır. Başka bir dünya isteyen insanlar, bu sistemin yol açtığı tüm zalimliklere karşı öfke duymakta haklıdır. Ancak haklılık, insanlığın kurtuluşu için tek başına yeterli değildir. İnsanların yaşadıkları bu korkunç acılardan kurtulabilmesi için öfke ve nefretten daha fazlasına, bilimsel bir yöntem ve yaklaşım üzerine inşa edilmiş gerçek bir devrim stratejisine ihtiyacı vardır.
*İktidara karşı mücadele et ve bir devrim hareketi için halkı dönüştür! Daha iyi bir dünya ve gelecek için başka yol mümkün ancak bu nihai bir kavga gerçekleştirmeden olamaz. Gerek ABD’de gerekse Türkiye/Kürdistan’da ve dünyanın her bir yanında, insanlarımızın sokak ortasında vurularak öldürülmesini istemiyorsak, bu baskıcı ve sömürücü sistemi köklerinden söküp atmamız gerekir. Bugün böylesi bir devrimin hazırlığı ancak Bob Avakian‘ın inşa ve önderlik ettiği Yeni Komünizmin bilimsel vizyonuyla mümkündür. Dünyanın bu halinden rahatsız olan, onu anlamak ve değiştirmek isteyen herkesin Yeni Komünizm’i araştırması ve öğrenmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda ve acil bir biçimde nihai amacı komünizm olan bir devrimin mümkün ve arzulanabilir olduğu kitlelere götürülmeli ve kitleler gerçek bir devrim ve bugünden kökten farklı yeni bir toplum için hızla dönüştürülmelidir.