Editör Notu: Aşağıda çevirisini aktardığımız makale 10 Ekim 2022 tarihinde revcom.us web sitesinde yayınlanmıştır.
Kaynak için bkz: USA Number One (In Threatening, Preparing for, and Carrying Out Nuclear Warfighting) | revcom.us
İnsanlar, Ukrayna ile sürmekte olan vekâlet savaşında ortaya çıkan nükleer savaş tehlikesiyle karşı karşıya kaldıklarında bazen “evet ama bu tehdidi yaratan ülke Rusya!” diyorlar.
Açık olmak gerekirse, Rus tehditleri gerçektir ve aşırıdır. Birlikte ele alındığında, ABD ve Rusya dünyanın nükleer silahlarının yüzde 90’ına sahip durumdadır, ayrıca bunları kontrol ediyorlar! Rusya’nın biraz daha fazla nükleer silahı varken, ABD’nin aktif olarak kullanılabilecek (konuşlandırılmış) daha fazla nükleer silahı bulunmaktadır. Ancak en başından beri nükleer silah kullanımında kimin “bir numara” olduğunu unutmayalım.
ABD nükleer silah kullanmada bir numaradır. 1945’te 2. Dünya Savaşı’nın sonunda Japonya’da iki şehri bombaladılar. Üstelik bu şehirlerde yaşayan insanları ortadan kaldırarak elde edilecek bir “askeri avantaj” durumu da yoktu. ABD o noktada savaşı kazanmıştı, ABD neredeyse tüm Pasifik’i işgal etti. Bu silahların muazzam yıkıcı gücünü ve ABD yöneticilerinin acımasız karakterlerini dünyaya tanıtmak için bu iki şehri bombaladılar. Aslında onlar sadece bir numara da değildir. İşin gerçeği iki numara diye bir şey de yok. Başka hiçbir ülke böylesi bir silah kullanmamıştır.
ABD, daha yıkıcı nükleer silahların geliştirilmesinde bir numaradır. ABD, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının 700 katı güce sahip hidrojen bombasını geliştiren ilk ülkedir. ABD nükleer silahları test eden ilk ülke olmuştur. Ve gerekli gördüğü takdirde yeni nesil nükleer silahları test etme “hakkını” korumakta ısrar ederek Kapsamlı Nükleer Testlerin Yasaklanması Anlaşmasını onaylamayı reddetmiştir.
ABD, nükleer silahlarla önce vurmak için kullanma hakkını kendine saklıyor ve buna devam ediyor. “İlk kullanım” askeri doktrininin açık bir parçasıdır. Sovyetler Birliği ile “Soğuk Savaş”tan sonra bile -nükleer silahların her iki tarafça da öne sürüldüğü ve tüm insanlığı yok edebilecek bir savaş tehdidinin her zaman var olduğu onlarca yıllık bir çatışmadır- ABD bu “haktan” vazgeçmeyi reddetmiştir. Biden’ın Putin’i “ilk önce” taktik nükleer silah kullanma tehditleri nedeniyle kınaması riyakarlığın zirvesidir ve evet ABD bunda bir numaradır.
ABD, imzaladığı nükleer anlaşmalardan çekilme konusunda bir numaradır. 2002’de Anti-Balistik Füze Antlaşması’ndan çıktılar 2019’da Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması’ndan çıktılar ve İran’la imzalanacak İran’ın nükleer gelişmeyi askıya alması (ki böyle yaptılar) sonucunda İran’a karşı ekonomik yaptırımları hafifletmesini içerecek anlaşmayı askıya aldılar. Bu anlaşmalar nükleer güçleri yok etmiyordu, sadece yayılmalarını kontrol ediyordu, lakin bu sınırlı hareketler bile eski güzel “Bir Numara” için çok fazlaydı!!
ABD, nükleer silahları kendi ulusal topraklarının dışına yerleştiren bir numaralı ve aslında tek ülkedir. ABD’nin nükleer silahları var, evet taktik nükleer silahları var, bunlar Batı Avrupa’da ve Rusya’ya yakın Türkiye’de depolanıyor. ABD’nin şu anda tüm insanlığı tehdit edenin sanki Ruslarmış gibi davranması, kendi muhitini onlarca yıldır terörle kontrol eden bir gangsterin, şimdi aynı taktikleri ve aynı silahları kullanmaya niyetlenen diğerine tepki vermesinin mantığıdır.
Kolektif amnezi ile kendinizi memnun etmeyin. Rusya’nın nasıl “kontrolden çıkmış” bir tehdit olduğu hakkında konuşarak, gerçeği örtbas ederek, insanlığın olası yok oluşuna eşlik ediyorsunuz. En başından itibaren kontrolden çıkmış gangsterlerin anavatanında yaşıyorsunuz. Çok geç olmadan uyanın!!!
Add comment