Editörün Notu: Aşağıdaki makale revcom.us sitesinde 7 Eylül 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Kaynak için bkz: https://revcom.us/a/664/as-election-approaches-trump-supporters-step-up-violent-attacks-en.html
Trump, seçimlere yönelik kampanyasından ve henüz seçildiği ilk günlerden başlayarak protestoculara ve kendisine muhalefet edenlere saldırmak da dahil olmak üzere devamlı olarak taraftarlarını teşvik etti. (1) Trump bu ilkbahar döneminde faşistleri ve milisleri kendi yanında harekete geçirmek için onlara doğrudan çağrıda bulunuyordu. (2) Nisan ayında, onları Michigan gibi COVID-19 pandemisinin etkili olduğu ve dolayısıyla belirli yerlerin kapatılması gibi önlemlerin alındığı eyaletleri KURTARMAK adına çağırdı. Ağır silahlı ve bazen de Konfederasyon bayraklı faşistler, eyalet merkezlerine akın ederek yasama organlarını iptal edip demokrat siyasetçileri linç etmekle tehdit ettiler.
Daha sonra da George Floyd protestolarında, Trump, bu eylemlerin ne kadar “şiddet içerikli” olduğunu feryat ederek (3) ve “Antifa” hakkında komplo teorileri ortaya atarak bu güçleri tekrar galeyana getirdi. Kısa zaman sonra düzinelerce barışçıl eylemin birçoğu silahlı faşistlerin meydan okuması ve bazen de saldırıları ile devam etti. Bu saldırılar California’da Minden, Nevada ve Nevada City gibi küçük kırsal kasabalarda kendini gösterdi. Cumhuriyetçi Parti, korku yaratmak adına bunların yanında 50.000 “seçim gözlemcisini” – özellikle de polis teşkilatının ve ordunun eski mensuplarını toplayarak mobilize etmeyi ve Siyahi halkın yoğunlukta olduğu şehir bölgelerini ve Amerikan yerlilerinin bulunduğu bölgeleri hedef almayı planlıyor.
Faşistler tarafından öldürülen eylemcilerin sayısı artmaya (Austin-Texas’tan Garett Foster ve birçok kişi daha) ve işler daha da kızışmaya devam ediyor. Kenosha – Wisconsin’de, polis Jacob Blake’i sırtından yedi kez ateş ederek vurduktan sonra sağcı milisler, “özel mülkü koruma” başlığı altında silahlanmak için alenen bir Facebook grubu kurdular. Milislerden bir tanesi, Kyle Rittenhouse, akabinde iki eylemcinin öldüğü ve birinin de çok ağır yaralandığı üç eylemciyi vurmakla suçlandı. Trump, Rittenhouse’u savunmak için olaya hemen atladı ve “çok vahşi bir saldırıya” maruz kaldığı için ateş açarak “meşru müdafa” yaptığını iddia etti. (Trump, iddiaya göre bir kişiyi öldürdükten sonra Rittenhouse’un eylemciler tarafından kovalandığı videoya atıfta bulunuyor; eylemcilerin Rittenhouse’u silahsızlandırmaya çalıştıklarını ve onu öldürmeye çalışmadıkları kısmına ise hiç değinmiyor.)
Üç gün sonra, Portland-Oregon civarında yüzlerce Trump destekçisi şehre inerek BLM (Black Lives Matter) eylemcilerini taciz etmek ve onlara saldırmak için bir kamyon konvoyu oluşturdu. Bazen de sokaklarda kamyonlardan inip eylemcilerle burun buruna geldiler. Bu da bir faşistin öldürülmesine yol açan bir münakaşaya sebep oldu. Durum halen netliğe kavuşmuş değil.
Trump, faşistleri savunmak için bir kez daha ortaya çıktı ve onların saldırısının aslında “barışsever bir eylemden” ibaret olduğu konusunda sürekli olarak ısrar etti. Üstelik, faşistlerin eylemcilere paintball mermileri ve biber gazı sıktıkları fotoğrafları şu yorumla retweet etti: “Portlandlılar artık güvensizlik duruma katlanmak zorunda kalmayacak.”
3 Eylül’de, Portland’daki faşisti vurmakla suçlanan anti-faşist aktivist Michael Reinoehl’e, federal ajanlar ve yerel polisler şüpheli şartlar altında ateş açtı. Ertesi gün avukat general Bill Barr, bunu kutladığı bir beyanda bulundu: “Şehrimizin sokakları, bu şiddet yanlısı çapulcunun ortadan kaldırılmasıyla artık daha güvenli.” “Suçlu olduğu kanıtlanana kadar herkes suçsuzdur” nosyonunun nasıl yok edildiğine bir bakın.
Bütün bunlar rejimin sahadaki rozetli ya da rozetsiz silahlı faşistlerinin şiddetle tahrik etmesinin bir devamı değil midir?
1.Trump 2016 kampanya dönemindeki mitinglerinde taraftarlarını protestoculara saldırmaya teşvik etti, Meksikalılara “tecavüzcü” denildi; Orta Amerikalı mültecilerin “ülkemizi istila” ettiğini söyledi; Müslümanların yasaklanması çağrısında bulundu. Bu yorumlar sadece faşistleri ve beyaz üstünlükçüleri cezbetmekle kalmadı, onların en aşağılık ve şiddetli eğilimlerini meşrulaştırdı, cesaretlendirdi ve onları -Trump önderliğinde- faşist bir hareket haline getirdi. Bunları “Amerika’nın tüm düşmanlarını” yakalayıp ezecek hareket olarak nitelendirdi. Trump ayrıca, Şeytan’a tapan sübyancılar topluluğunun (esas olarak liberal politikacılar ve kültürel figürlerinin) dünyayı yönettiğini, ancak Trump’ın onları ortadan kaldıracak bir savaşa öncülük eden bir “fırtına” olarak geldiği hayallerini kuran “QAnon” hareketini besledi. Tüm bu çılgınlık, Trump taraftarlarına El Paso’daki Latinleri ve Pittsburgh’daki Yahudi halkı katletmeleri için “ilham verdi”; diğerleri daha küçük ölçekli şiddet eylemleri gerçekleştirmiş veya buna teşebbüs ettti.
2.Hiç olmayan inandırıcılığını sürdürebilmek için Trump bunları “İkinci Değişiklik insanları”, “Trump Motorcuları” veya sadece “vatanseverler” olarak çağırıyor.
3.Yeni bir araştırma, BLM protestolarının yalnızca yüzde yedisinin vandalizm veya herhangi bir şiddet türü içerdiğini gösteriyor.