Editörün Notu: Aşağıdaki yazı 1 Mart 2021 tarihinde Devrim Turu üyesi bir yoldaş tarafından kaleme alınmıştır.
Kaynak için: Women in Venezuela Forced into Motherhood (revcom.us)
Zorunlu annelik kadınların köleleştirilmesidir! New York Times’ta yayına alınan bir makale Venezuela’da kadınların karşı karşıya kaldıkları kabus gibi bir gerçekliğe ışık tutuyordu; doğum kontrolünün neredeyse tamamen elde edilemez olması ve kürtajın illegal olması nedeniyle binlerce kadın gebe kalmaya zorlanıyor.
Beş çocuk annesi bir kadın, altıncıya hamile kaldığını öğrendiğinde ‘’Boğulduğumu hissediyordum.’’ dedi. Eşiyle beraber beyhude bir çabayla mümkün olan herhangi bir doğum kontrolüne erişim sağlamaya çalışmışlar. Ancak bir paket prezervatifin 4.40 dolar olduğu ülkede asgari ücret aylık 1.50 dolar, bu kendisi de dahil pek çok kadının doğum kontrolüne erişimini imkansız hale getiriyor. Kadınlar en doğurgan oldukları dönemlerde cinsellikten kaçınmaya çalıştıklarını söylüyorlar, ama buna rağmen cinselliği “hakları” olarak gören partnerleri tarafından zorlanıyorlar, istismara maruz kalıyorlar ve daha çok çocuk doğuruyorlar. Hamileliklerine son vermeyi tercih eden kadınlarsa hayatlarını riske atıyorlar ve kaybediyorlar, nitekim doğum sonrası ölüm oranlarının çok yüksek olduğu ülkede güvenli olmayan kürtaj doğum sonrası ölüm sebeplerinden üçüncü sırada yer alıyor. Ve 14 yaşında kız çocukları üremelerinde sıfır kontrol sahibi olmaktansa kısırlaşmayı tercih ediyorlar.
Venezuelalı kadınlar ataerkinin, Katolisizmin, emperyalizmin ve kapitalist sistemin dinamiklerininin mengenesi altındalar.
Venezuela’nın ekonomisi dünya piyasalarındaki değişimlerle beraber çok ağır bir kriz yaşıyor-ekonomi tamamen petrol satışlarına bağlı ve sosyal gelişimi tamamen dünyadaki eşitsiz üretim ve ticarete bel bağlamış olan küresel emperyalist meta ilişkilerinin ağında bir konumda. Ve geçtiğimiz on yılda petrol fiyatları hızla düştü ve düşmeye devam ediyor. Mevcut durum kendisini ‘’sosyalist’’ olarak adlandıran ve ‘’Bolivarcı devrimi devam ettirdiğini’’ söyleyen hükümete Amerika’nın uyguladığı yaptırımlarla çok daha ağır bir hal alıyor. Bu yaptırımlar petrol fiyatlarının serbest bir düşüşte olduğu Venezuela ekonomisini daha da boğuyor, ekonominin diğer alanlarında bir yatırım yapma veya geliştirme olanaklarını sıfırlıyor. Bu durum temel ihtiyaçların dahi temin edilememesi anlamına geliyor; bebek bezi, süt, pirinç, ilaçlar ve doğum kontrol yöntemleri ülkede yokluğu çekilen şeyler. Daha önce ülkede yaygın bir şekilde mevcut olan kontrol hapları, prezervatif gibi doğum kontrol araçları şu an eczanelerin %90’ında bulunmuyor. Çoğu durumda bunları elde etmenin tek yöntemi kara borsa ancak fiyatlar o kadar uçuk ki bu araçlara sadece toplumun en varlıklıları sahip olabiliyor.
Venezuela derin bir cinsiyet ayrımına sahip; erkeklerin %80’lik işgücü oranına rağmen kadınların sadece %52’si işgücüne kayıtlı, aynı işte çalışan erkekler kadınlara oranla %28 daha fazla kazanıyorlar. Ekonominin çöküşü ve beraberinde doğum kontrolünün kaybolması Venezuela da dahil olmak üzere bütün kapitalist toplumlarda varolan eşitsizlikleri daha da iğrenç bir şekilde derinleştiriyor ve hem aile ilişkilerinin hem de değerlerinin zincirlerini daha da sıkı sıkıya bağlıyor.
Bunun olmasında önemli bir faktör Katolik Kilisesinin, Venezuela toplumundaki muazzam tarihi etkisi; bu etki kadınlara yönelik ataerkil bakışın-erkeklerin mülkü ve çocuk taşıyıcıları- nüfusun büyük çoğunluğunda kuvvetli bir şekilde baki kalmasını ve sorgulanmamasını beraberinde getirdi. Venezuela’da kadının hayatı tehlikede değilse kürtaj tamamen illegal, kürtaja olanak sağlayanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla, kadınlar ise altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıyla yüzleşmek zorunda kalıyorlar. Pek çok kadın ise hayatlarını uygun ve steril koşulların sağlanamadığı illegal kürtaj ve kendi kendine kürtaj yaparak riske atıyor. Kürtaj olan ve hayatta kalmayı başaran kadınlar ise toplumun ayıplaması ile karşı karşıya geliyor. Kısa süre önce 13 yaşındaki bir kıza kürtaj olması için yardım eden üniversite profesörünün ve kürtajı yapanların tutuklanması ülkedeki kadınları dehşete düşürdü.
Bu tahammül edilebilir bir durum değildir. Kadınların kendi üremeleri gibi en temel haklarından birisine dahi sahip olmadıkları, çocuk sahip olup olmayacaklarına karar dahi veremedikleri bir dünya olmamalıdır. Baskının ve ataerkinin zincirleri Venezuelalı kadınların üzerinde bütün acımasızlığıyla sıkılaşıyor. Doğum kontrolüne erişimin kaybolmasının ardından peşi sıra gelen ağır sonuçlar kadının baskılanmasının kapitalist toplumun kumaşına nasıl işlendiğini, geleneksel ataerkil aile yapısının ve insanların maddi, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamaktansa kapitalist-emperyalist akümülasyonun taleplerini karşılamaya çalışan bir ekonominin ne kadar içerisine işlendiğini gözler önüne seriyor. İşte tam da bu sebeple kadının baskılanması dünya çapında işleyen kapitalist-emperyalist sistemin sınırları içerisinde alaşağı edilemez.
Bu baskı ancak komünizm yolunda, bütün insanlığın kurtuluşu yolundaki sosyalist bir devrim ile alaşağı edilebilir. Aşağıdaki Bob Avakian’ın alıntısı kadınların kurtuluşunun devrimin ne kadar merkezinde yer aldığını ve sosyalist ekonomik ve politik sistem ile sadece kadınların hemen üreme haklarını almasını değil ancak kadın ve erkek arasındaki bütün eşitsizliklerin nihayet aşılabileceğini gösteriyor:
‘’Ahlak meselesine dair son yazılarımda şu temel noktaya değinmiştim: Komünizm koşullarını hazırlayacak bütün bir devrimci süreç boyunca sürekli olarak ve hatta daha da derinlemesine bir şekilde kadınları boyunduruğu altına almış olan eşitsizliklere ve baskılara karşı mücadele verilmesi gerekiyor; ki böylelikle ortak aşk, saygı ve eşitliğe dayanan; kişisel, ailesel ve cinsel ilişkiler teşvik edilebilsin ve kitlelerin kadınlar kadar erkekleri de dahil ederek işbirliği içinde bu yapıları geliştirebilmesi sağlansın. Ki bu yapılar günümüzde özellikle de kadınlar için ağır bir prangayı temsil ediyor ve özellikle de aile üzerinde yoğunlaşmış durumdadır. Bu gerçek devrimci süreç ile ‘’çekirdek aile’’ en nihayetinde lağvedilebilecek ve komünist toplumda yeni toplumsal ilişki formları yürürlüğe girecektir, komünist toplumda insanlar arasında bilinçli ve gönüllü ortaklaşmaya dayanan; ekonomik, siyasi ve toplumsal dayatmanın ve eşitsizliğin olmadığı sosyal ilişki formları yeşerecektir.’’
Add comment