Editörün Notu: Aşağıdaki açıklama refusefascism.org web sitesinden alınmıştır ve ABD’de 5 Eylül’de Faşizmi Reddet inisiyatifi tarafından başlatılacak kitlesel protestolara yöneliktir.
Kaynak için ayrıca bkz: https://revcom.us/a/659/refusefascism-as-trump-threatens-the-elections-stay-in-the-streets-in-august-en.html
Trump’ın halihazırda itiraz ettiği ve şimdilerde ertelemekle tehditler savurduğu bir seçime doğru gidiyoruz.
Bu seçim, ki eğer bir seçim olursa, bu ülkedeki yönetim biçimi üzerinde bir hesaplaşma olacaktır. Trump/Pence rejiminin iktidarı elinde tutmasına, muhalefeti şiddetle bastırmasına, protestonun suç sayılmasına “yetki” verilecek mi? Daha iyi bir dünya için mücadele eden herkesi düşmanı olarak damgalayan bir rejime karşı -ister Siyahilerin hayatları, ister çevre ya da göçmenlerin hakları için- yeniden ayağa kalkmamızı yok etmeyi amaçlayan, kesin intikam peşinde olan bir rejime yetki verilecek mi?
Bu ve daha kötüsü şimdi ortaya çıkıyor ve bunun bir adı var: Faşizm.
Şu an Trump/Pence Rejimi’nin HEMEN ŞİMDİ GİTMESİNİ talep etmek için ve bu doğrultuda kararlı bir mücadele için halkın harekete geçme zamanıdır. Bu rejim tarafından şeytanlaştırılan ve suç sayılan herkes ve Trump’tan ve onun temsil ettiği her şeyden nefret eden milyonlar, bu rejimi mümkün olan en kısa sürede iktidardan uzaklaştırmak için sarsılmaz bir kararlılıkla birleşmelidir.
Gelecek için çetin bir savaş gündemdedir.
George Floyd’un korkunç cinayetinden sonra pek çok farklı milletten, arka plandan ve siyasi görüşten milyonlarca insanın bu ülkede sokaklara taşıdığı enerji ve binlerce kişinin Portland sokaklarına Trump’ın askerlerine karşı güçlü bir şekilde karşı koyma kararlılığı mevcut. Bu nefret dolu rejimi iktidardan uzaklaştıracak güç bu olabilir ve olmalıdır.
İnsanlar üç yıldan fazla bir süredir bu rejimi durdurmak için sistemin normal kanallarına güvendiler. Bu durum onları yalnızca çıkmaza sürükledi. Ancak Black Lives Matter protestoları döneminde korkunun nasıl bir umut gücüne dönüşebileceği gösterilmiştir. Gücümüz, sokaklarda şiddet içermeyen kitlesel protestolardır. Gücümüz çeşitliliğimizdir. Bizim talebimiz adalet içindir. Bunlar 2017’de Güney Kore, 2018’de Ermenistan ve 2019’da Porto Riko’ya kadar dünyanın dört bir yanındaki nefret rejimlerini ve yozlaşmış liderlerini kovan bileşenlerdir.
Seçmenleri bastırma ve hile yapma, seçmen sahtekarlıklarıyla ilgili temelsiz suçlamalar (çoğunlukla göçmenler ve Siyahi halka karşı), posta yoluyla oy vermeye saldırılar, eski ordu ve polis mensuplarını şüpheli bir şekilde seçmenlere “meydan okumak” için “seçim gözlemcileri” olarak işe alma planı ile Trump/Pence rejimi yasal ve hukuk dışı yollarla iktidarı boğma konusundaki kararlılığını göstermiş bulunuyor. Seçimleri iptal etme ya da süresiz olarak “erteleme” durumu olasılık dışı değildir. Rejimin şu an devrilmesini talep etmek için kitlesel bir mücadele olmaksızın yalnızca yaklaşan bu seçimlere güvenmek, bu ülkedeki ve dünyadaki halklar için felaket sonuçları olacak bir hatadır.
Trump/Pence rejiminin seçimleri daha da gayri meşru hale getirmesini ve aşağılamasını bekleyemeyiz. Nasıl Alman halkı Hitler’i ve Nazi rejimini kovmadan soykırımcı faşist programlarını durduramadıysa, bizler de -parmağı nükleer düğme üzerinde olan kaçık bir zorba tarafından yönetilen 21. yüzyılın faşist rejimini- hemen şimdi devirmek için tüm kararlılığımızla hareket etmeliyiz. Böyle bir rejimin dünyanın en güçlü ülkesinde yönetimini sağlamlaştırmasına izin vermek, insanlığın ve gezegenin geleceğine ipotek koymak demektir.
Derinleşen bu krize acısız bir çözüm yok. Büyük kölelik karşıtı Frederick Douglass’ın sözleriyle “Mücadele yoksa ilerleme de yoktur. Özgürlüğü desteklediklerini iddia eden ve yine de ajitasyonu reddedenler, toprağı sürmeden ekin isteyenler gibidir; gök gürültüsü ve şimşek olmadan yağmur istiyorlar. Sularının korkunç kükremesi olmadan okyanusu istiyorlar. Mücadele olmadan olmaz.”
İnsanlığın geleceğini tehdit eden bu korkunç Amerikan faşizmine, bu rejime karşı gerekli ve birleştirici olan TRUMP/PENCE HEMEN ŞİMDİ GİTSİN! talebini öne sürüyoruz. Rejim, hedefine koyduğu grupları sürekli olarak genişletirken en savunmasız olanların peşine düşmüş durumda. Buradan sağ çıksanız bile, bu sürecin sonunda neyi kabul etmek durumunda kalacaksınız? Peki ya kabul edilemez olanı kabul ederken kim olacaksınız? Beklersek kaybedecek çok şeyimiz var, ancak faşist bir Amerika’yı kabul etmeyi reddeden milyonları sokaklara çekmek için eğer şimdi harekete geçersek kazanacak her şeyimiz var!
Önümüzde iki gelecek var. Hangisini seçeceğimiz bize kalmış.
Add comment