Editör Notu: Aşağıdaki makale 8 Kasım 2021 tarihinde revcom.us web sitesinde yayınlanmıştır. Kaynak için bkz: The 1973 Armed Occupation of Wounded Knee by Native Americans | revcom.us
ABD birliklerinin 1890’da Wounded Knee (Yaralı Diz)’deki katliamından sonra, Dakota halklarının sonuncusu “rezervasyon” adı verilen toplama kamplarına kapatılmaya zorlandılar. Federal yetkililer, yerli halkı çiftçi olmaya, dillerini ve kültürel kimliklerini terk etmeye, kendilerini “ABD vatandaşları” olarak görmeye ve ABD toplumu içinde asimile olmaya zorladı. Yerli halktan çocuklar çalındı, dillerini konuşmaları yasaklandı. Ayrıca geleneksel dini törenler yasaklandı.
1960’larda gezegeni kasıp kavuran radikal protesto ve devrim dalgasının bir parçası olarak, ABD’nin Yerli halkları arasında büyük bir direniş hareketi ortaya çıktı. En yüksek noktası, 1973’te Wounded Knee’nin silahlı olarak ele geçirilmesiyle kendini gösterdi. 27 Şubat’ta, Yerlilerin 200 arabalık kervanı ve Amerikan Kızılderili Hareketi’ndeki (AIM) aktivistlerin önderliğindeki destekçileri, karanlığın içinden Pine Ridge Yerli Rezervasyon alanındaki Wounded Knee kasabasına doğru yol aldılar. Vardıklarında, Dakota’nın Yerli halkları için geniş ve kesintisiz bir alan vaat eden 1868 Fort Laramie Antlaşması hakkında duruşma talep eden bir bildiri yayınladılar.
ABD hükümeti, üzerinde altın bulunduğu için bu araziyi şiddetle geri çaldı. ABD hükümetinin Yerli İşleri Bürosu (BIA) ve Pine Ridge’deki şiddetli baskı uygulayıcıları olarak hizmet eden aşiret hükümeti hakkında soruşturma talep edildi.
Agents of Repression kitabının belgelediği gibi, “İç Savaştan bu yana ABD Ordusunun bir iç operasyonda sevk edildiği bu ilk olayda, Pentagon, Wounded Knee’yi 17 zırhlı personel taşıyıcıyla işgal etti. 130.000 adet M-16 mühimmatı, 41.000 adet M-1 mühimmatı, 24.000 adet fişek, 12 M-79 bombası fırlatıcı, 600 kasa C-S gazı, 100 mermi M-40 patlayıcı, helikopterler, hayalet jetler ve personel, hepsi [en üst düzey Nixon yardımcısı] General Alexander Haig’in yönetimindeydi.”
Yerli Amerikalılar siper kazdılar ve barikatlar kurdular. İnsanlar yiyecek, ilaç ve mühimmat getirmek için hükümet barikatlarını aştılar. Genellikle yürüyerek veya at sırtında taşıdılar. 70 gün boyunca neredeyse her gün silahlı çatışmalar yaşandı. Köye on binlerce mermi artı göz yaşartıcı gaz atıldı. Savaşçılar silahlarını bırakıp teslim olmaya zorlandı.
Sağlam Bir Duruş, Geniş Destek
Milyonlarca insan Wounded Knee’deki direnişten ilham aldı. Diğer kabileler, büyük şirketlerle imzaladıkları madencilik sözleşmelerindeki kiralama iptal etti. 60’tan fazla farklı kabileden yerli halk, içerideki kardeşlerine katılmak için ablukalardan sızdılar. Yüzlerce insan, içerideki insanlara katılmak veya yiyecek ve tıbbi malzeme getirmek için tepelerin üzerinden kilometrelerce yürüdü. Wounded Knee’deki klinikte doktorlar ve hemşireler yardıma geldiler. Dünyanın her yerinden destek telgrafları geldi. ABD ve dünyanın birçok şehrinde on binlerce kişi destek gösterileri düzenledi.
Hükümet, yiyecek, malzeme ve yeni askerlerin Wounded Knee’e ulaşmasını durdurmak için takviye kuvvetler getirdi ve yoğun devriyeler kurdu. Savunucuları aç bırakmaya kararlıydılar. 11 Mart’tan sonra, giderek daha az malzeme hükümetin barikatlarını aşmayı başardı. 26 Mart’ta telefon hatları kesildi. Büyük medya gitti. O gece hükümet büyük bir püskürtme başlattı. Yerlilerin kampına 20.000’den fazla mermi attılar. Ertesi gün hükümet içeridekiler hakkında onlarca iddianame yayınladı.
5 Mayıs’ta Beyaz Saray, temsilcilerin Fort Laramie Antlaşması hakkında konuşmak için Sioux şefleriyle haftalar içinde buluşacaklarına söz verdi. Yerlilerin silahlarını bırakmaları şart koşuldu. Yerliler işgallerine son vermeyi kabul ettiler. Nixon’ın Beyaz Sarayı anlaşmayı hemen bozdu. 31 Mayıs’ta Nixon’ın yardımcısı, yüzlerce Yerliye şöyle yazan bir mektup sundu: “Amerikan Yerlileri ile anlaşma günleri, 102 yıl önce 1871’de sona erdi…”
Sonraki üç yıl boyunca, düzinelerce AIM üyesi ve destekçisi, şüpheli koşullar altında Pine Ridge bölgesinde öldürüldü. AIM lideri Leonard Peltier, iki FBI ajanını öldürmekle suçlandı ve 1977’de hapse atıldı. Savcılar ve federal ajanlar aleyhine deliller ürettiler (“cinayet silahı” olarak adlandırılanlar da dahil); masumiyetinin kanıtları karartıldı. İşkenceli sorgulama teknikleriyle elde edilen yalan ifadelere dayandılar; göz ardı edilen mahkeme kararları ile jüriye yalan söylendi. Şaşırtıcı sayıda anayasa ihlaline maruz kalan Peltier, haksız yere hapiste tutuluyor.
* * *
Belgeler ve arka plan için bakınız:
*”Wounded Knee’den Gelen Sesler: İnsanlar Ayaktalar” – Akwesasne Notes tarafından yayımlandı
*”Çılgın Atın Ruhunda” – Peter Mathiessen
*”Baskının Ajanları: FBI’ın Kara Panter Partisine ve Amerikan Kızılderili Hareketine Karşı Gizli Savaşları”, Ward Churchill ve Jim Vander Wall tarafından yayınlandı.
*Uluslararası Leonard Peltier Savunma Komitesi: https://www.whoisleonardpeltier.info/
*Wounded Knee’deki olaylara dayanan Thunderheart filmine bakabilirsiniz.
Ayrıca bknz: American Crime Case #72: Wounded Knee Massacre, 1890 | revcom.us
Add comment