Editörün Notu: Bu yazı ilk kez 22 Ağustos 2014 tarihinde Revolution gazetesinde yayınlanmıştır. 22 Nisan 2019 tarihinde ise yeniden duyurusu yapılmıştır. Başlıkta ve yazıda ismi geçen “Fruitvale Station”, Ryan Coogler tarafından yazılan ve yönetilen 2013 yapımı etkileyici bir biyografik filmdir. Türkçesi “Son Durak” olarak da bilinmektedir. Yazının kaynağı için bkz: https://revcom.us/a/349/watching-Fruitvale-Station-with-Bob-Avakian-en.html
Bilmeyenler için anımsatmak gerekir ki, Fruitvale Station çok güçlü, dokunaklı ve acı veren bir filmdir. Bu film, Oscar Grant’ın yaşamının son gününü anlatır. Oscar 22 yaşındadır, silahsız bir Siyahi erkektir, kendisi Bay Area Rapid Transit polisi tarafından 2009 Yılbaşı gecesi katledilir. Yılbaşı gecesi kutlamalarından eve dönmektedir, ancak polis Oscar’ı ve arkadaşlarını taciz eder, Oscar’ı metro platformu üzerinde yüzü yere yatık bir şekilde yere yatırır ve sırtından ateş ederek onu vurur.
Fruitvale Station filmini Devrimci Komünist Parti Başkanı Bob Avakian (BA) ile birlikte izleyeli pek de uzun zaman olmadı. Filmin sonuna doğru, kahreden, yürekburkan, sinir bozucu sahneler izleyiciye gösterilir: Polis, Oscar’ı sırtından vurur; Oscar’ın kız arkadaşı çılgınca koşar ve ne olduğunu anlamaya çalışır; Oscar’ı sevenler biraraya gelirler ve umutsuzca hayatta kalıp kalamayacağını beklemeye başlarlar, ancak en sonunda kendisinin sonsuza dek gittiğini farkederler.
Bu sahneler başladığı zaman BA’ya baktım. Hıçkırarak ağlıyordu. Yalnızca gözleri dolmamıştı. Hıçkırıyordu. Ve kapanış sahneleri geçerken, birkaç dakika boyunca yürek burkan ve öfkeden kaynaklı gözyaşları arasında ağlamaya devam etti.
Bu benim için çok büyük bir etki yarattı. BA, Oscar Grant’i şahsen tanımıyordu. Ancak cinayetini son derece açık ve içten bir şekilde hissetmişti. Bence tepkisi Bob Avakian’ın kim olduğu, neyi temsil ettiği ve neyle ilgili olduğu hakkında çok şey anlatıyor.
BA, tam anlamıyla 50 yıldır bu sisteme karşı savaşıyor. Kendisi, yaklaşık 45 yıldır devrimci bir komünist. Devrimci Komünist Parti ABD’ye neredeyse 40 yıldır önderlik etme sorumluluğunu üstlendi. Ve geride kalan birkaç on yıl içinde, teoriyi güçlendirdi ve insanlığın özgürleşmesi için devrim bilimini derinleştirdi, aynı zamanda partiye ve bu devrim için çalışan harekete pratik önderlik sağladı. Tüm bunlar, yalnızca muazzam bir çalışma değil aynı zamanda ABD’nin tarihini ve/veya BA’nın kişisel tarihini bilenlerin fark edeceği gibi, -özellikle de ABD hükümetinin devrimci liderlere yönelik izlediği süreç düşünülürse- bu süreç muazzam bir risk ve fedakarlığı da içeriyordu. Ve tüm bu onlarca yıl boyunca ve yukarıda açıklanan her şeyle, BA, halk kitlelerine beslediği aşk ve duygu ile, kitlelerin gereksiz yere acı çektiği tüm biçimlere karşı öfkesini ve nefretini göstermiştir, tüm dünyadaki kitleleri özgür kılmak için devrim ateşine sahiptir. Bunu bütün bedeni ile hissetmektedir.
Fruitvale Station‘ı BA ile seyretme deneyimi hakkında söylenebilecek daha pek çok şey var. Ancak iki noktayı vurgulamak istiyorum.
Öncelikle, BA’nın bu filme verdiği tepkide, devrimci komünistler ve insanlığın durumundan endişe duyan, baskı ve adaletsizlikten nefret eden herkesin üzerinde düşünmesi gereken, bundan yansıyan öğrenilecek bir şeyler olduğunu düşünüyorum. BA’nın yaptığı tüm çalışmalarda, teorik alanda yaptıklarında ve yapmaya devam ettiği işlerde, Oscar Grant’in infazı gibi polis cinayetlerinin ve sayısız diğer zorbalıkların neden devam ettiğini daha derin bir şekilde anlamak için, tüm bunların bağlı oldukları en büyük resim açığa çıkarılmakta ve bu zorbalıkların devrimle nasıl sonlandırılabileceği gösterilmektedir. Tepkisi şöyle değildir: “Ah, elbette, bunlar her zaman oluyor, ne bekliyorsunuz ki?” Aksine, hem Oscar’ın çalınan hayatının acısını çok keskin hissettiği için, hem de öfkesinden ötürü ağlamıştır; çünkü kendisi, bunun gibi zorbalıkların tamamen gereksiz olduğunu ve insanlığın bu şekilde yaşamak zorunda olmadığını bilmektedir.
Bu durum, beni burada belirtmek istediğim ikinci bir noktaya getiriyor – ve yukarıdaki ilk nokta çok önemli ve bununla çok ilgili olsa bile, daha fazla vurgu yapmak istediğim bir şey var. Bu mektubu sonlandırmak istediğim nokta şudur: BA’da tam olarak neye sahip olduğumuzu daha iyi fark etsek ve bunu takdir edip buna göre davransak iyi olacak.
Bir kez daha tekrarlamak istiyorum: BA’da tam olarak neye sahip olduğumuzu daha iyi fark etsek ve bunu takdir edip buna göre davransak iyi olacak.
Ve “daha iyi” dediğimde buradaki “biz” pek çok farklı insanı ve izleyiciyi işaret eder. Evet, kesinlikle devrimcilerden, komünistlerden ve zaten BA’ya derinlemesine aşina olan ve destek veren herkesten bahsediyorum. Ancak “biz” derken, aynı zamanda şu anda -ya da yakın zamanda- bu devrimci lider hakkında bilgi edinenleri ve onu tanımaya başlayanları da kastediyorum. BA’dan alıntı yapmak gerekirse, “Bu sistemin fırlattığı, değersiz bir şey olarak yaklaştığı” “bu” insanlar, “kendi baskılarını sona erdirmek için değil aynı zamanda tüm baskıyı sona erdirmek ve tüm insanlığı özgürleştirmek için bir mücadelenin bel kemiği ve itici gücü olabilirler”.
Burada ve dünyada her dakika, her gün acımasızca baskıya maruz kalan tüm halk kitlelerine… ve bu baskıya doğrudan maruz kalmayan, ancak bu baskının artık olmayacağı bir dünya için çaba sarfeden bütün herkese şunu demek istiyorum: Bob Avakian’ı bilmiyorsanız veya onu yeni öğrenmişseniz, bu sizin suçunuz değildir. Ancak sizin ve milyonlarca insanın, bu devrimci önderin bizim için ne kadar nadir ve değerli olduğunu anlaması ve bu gerçekliğe göre hareket etmesi gerekiyor.
BA yalnızca devrimin önderi değildir, aynı zamanda halk kitlelerinin de en iyi dostudur. Devrim yapmak için gereken bilimsel yöntemi, stratejiyi ve vizyonu ortaya koyan, insanlığın gereksiz yere yaşadığı tüm dehşetlerin artık olmayacağı, dünyanın radikal bir şekilde değişerek yeni bir dünya haline gelmesi için teori alanında on yıllarca çalışma yapmış bir önderdir. Halen ileri bilimsel yöntemi geliştirmeye devam ediyor ve bu yöntemi devrimin önüne dikilen bütün büyük meselelere ve engellere uyguluyor. Bütün bunları insanlar için, herkesin anlayabileceği, ele alabileceği ve ilham alacağı şekilde ayrıştırabiliyor. Kendisi burada, dünyadaki en güçlü emperyalist ülkede devrim yapabilmek için partiye önderlik sorumluluğunu üstlenmiştir. Yaşamını insanlığın kurtuluşuna adamıştır. Tüm bunlardan dolayı, bu devrime çaresizce ihtiyaç duyan halk kitleleri için derin, viseral bağlar ve hisler barındırmaktadır.
Böylesi bir önder çok nadir ortaya çıkar. Ve böylesi bir durum gerçekleştiğinde, yapabileceğimiz en kötü şey, bunu tanımakta başarısız olmak, buna göre davranmamak, ciddiye almamak veya bunu kabul etmemektir. Bunun yerine, kendisine katılsak da katılmasak da, kendisini onlarca yıldan bu yana bilsek veya yeni öğrensek de, hepimiz BA’nın dünya halkları açısından ne anlama geldiğini ve neyi temsil ettiğini tam olarak anlamalı ve bunu benimsemeliyiz. Devrim ve insanlığın kurtuluşunun en büyük meseleleri, onun kim olduğu ve devrimci bir önder olarak neyi temsil ettiği konularında öğrenebileceğimiz her şeyi öğrenmeliyiz. BA’nın çalışmalarını ve vizyonunu ve bu partiye ve devrim hareketine sağladığı önderliği bilmesi gerekenler sadece bizler değiliz: milyonlarca insanın tüm bunları bilmesi gerekiyor ve bunun da toplumun tamamını etkilemesi gerekiyor.
Dahası ve en önemlisi, dünya halklarının bu önderi kaybetmesinin ne anlama geleceği gerçeğiyle de tamamen yüzleşmeliyiz ve resmi olarak iktidar mensupları ve BA’nın temsil ettiklerinden nefret eden, onu yıkmaya, susturmaya ve halk kitlelerinden koparmaya çalışan bazı insanların ve güçlerin bulunduğu meselesini son derece ciddiye almalıyız. Ve kesinlikle böyle bir şey olmasına izin vermemeliyiz.
Bu durum, BA’yı korumak ve savunmak için elimizden gelen her şeyin yapılması gerektiğini ciddiye almak demektir. Bu durum, BA’ya iftira atıp kişisel yönden saldıranlara bir milimetre dahi boşluk bırakılmayacağı anlamına gelmez, çünkü bu saldırılar ve iftiralar, zehirli atmosfer yaratmanın ve dünya halklarından BA’yı koparmak için gerekli koşulları yaratmanın bir parçasıdır. BA’yı korumak, savunmak ve etrafına bir duvar inşa etmek demek, düşman kampın bir parçası olmayan fakat kibirli, sinsi ve iftiracı iklimden etkilenen, BA’nın karşısına dikilen ancak kendisiyle ciddi bir şekilde etkileşim kurmamış, onun çalışmalarını incelememiş kişilere de cesurca ve kararlı bir şekilde meydan okumak demektir. Bu tip girişimlerin, BA’yı izole etme ve onu halk kitlelerinden koparmanın koşullarını kolaylaştıran bir yönü bulunmaktadır.
Hayattaki çok az şey, çok geç öğrenilen kritik bir dersten daha trajiktir. Ve BA’nın insanlardan kopartılması gerçekten bir trajedi olacaktır ve bu durumda insanlar şunu diyecektir: “Vay be, keşke burada olanları daha önce farkedebilseydim.”
Ama iyi haber şudur: Çok geç değil. Biz ve gezegendeki halk kitleleri şu an BA’ya sahibiz. Bunun ne anlama geldiğinin farkına varmamız ve herkesin bilmesini sağlamamız iyi olacaktır.
https://www.fullhdfilmizlesene.net/dram-filmleri-izle/son-durak-fruitvale-station-film-izle/
Add comment