İSRAİL VE BASIN

Gazze’de Son Bir Ayda, On Yıllardır Yaşanan Tüm Savaşlardan Daha Fazla Gazeteci Öldürüldü -Muhabirler Tehdit Edildi, Medya Kuruluşları Hedef

Gazze’de İsrail’in 7 Ekim’de başlattığı savaşta şu ana kadar kırk gazeteci ve medya çalışanı öldürüldü. Gazetecileri Koruma Komitesi’ne göre bu sayı, son 30 yılda olan savaşlarda öldürülen gazetecilerin sayısını şimdiden geçmiş oldu. Öldürülenlerin büyük bir çoğunluğu ise -35- Filistinli.Hepsi, İsrail bombaları, füzeleri veya mermileri ile öldürüldü. Sekiz gazetecinin daha yaralandığı bildirildi, üç tanesinin kayıp olduğu ve dokuz tanesinin ise tutuklandığı bildirildi. Filistinli gazetecilerinin ailelerinin bazıları da İsrail’in toplu bombardımanlarında öldürüldü .Bu gazetecileri yada ailelerinin İsrail tarafından bilerek mi hedef alındıkları yoksa İsrail’in savaşında “tali hasar” mı oldukları bilinmiyor.

Savaşları ve silahlı çatışmaları bildiren gazetecilerin, uluslararası hukuka göre siviller gibi korunması gerekiyor. Fakat İsrail, yıllar boyunca gazetecileri hedef aldı ve bu konuda yalan söyledi. 2022 yılında İsrail ordusu tarafından katledilen Filistin asıllı Amerikalı gazeteci Shireen Abu Akleh için durum böyleydi. Daha sonra bir İsrailli keskin nişancı tarafından öldürüldüğü kanıtlanmıştı .

Gazetecileri Koruma Komitesi bu yıl, İsrail ordusunun 2001’den beri buyana öldürdükleri gazetecileri konu alan “Ölümcül Düzen” isimli bir rapor yayınladı. Komite liderlerinden birine göre, “GKK 2001’den buyana İDF tarafından öldürülen en az 20 gazeteciyi belgeledi. Bunların çoğunluğu – 18- Filistinliydi; ikisi Avrupalı yabancı muhabirdi; hiç İsrailli yoktu. Hiç kimse bu ölümlerden dolayı ne sorumlu tutuldu nede suçlandı .”

İsrail, Gazze’ye karşı yürüttüğü şu anki savaşında gazeteciler ve medya kuruluşları hakkında yalanlar yayarak onların aslında muhabir değil, çatışmanın aktif üyeleri olduğunu iddia etti. Bu, gazetecileri potansiyel hedef haline getirip onları tehlike sokmaktadır. Mesela, İsrail yanlısı bir grup kısa süre önce New York Times ve Associated Press’in aslında Hamas propagandacısı olan serbest gazetecilerle çalıştığını iddia etti. İsrail hükumeti bu suçlamaları aldı ve bazı büyük haber kuruluşlarında çalışan serbest fotoğrafçıları, İsrail askerlerinin ve sivillerin Hamas tarafından öldürülmesi ve kaçırılmasında “suç ortağı” olmakla suçladı. Hem New York Times hem de Associated Press bu suçlamaların yersiz olduğunu söyledi ve suçlamaları kınadı .

İsrail ordusu Reuters ve Agence France-Presse’i Gazze’deki muhabirlerin güvenliğini garanti edemeyeceği konusunda uyararak haberlerin yayılmasını engelledi ve gazetecileri tehdit etti.

Geçtiğimiz günlerde Batı Şeria’daki medya çalışanları iş arkadaşlarının öldürülmesini protesto etti. Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkanı Nasser Abu Bakr, Democracy Now!’a yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“60’dan fazla medya kuruluşu yok edildi. Onlarca gazetecinin ailesi öldürüldü. Gazetecilere ait onlarca ev bombalandı. Gazze Şeridi’nde çalışan 22’den fazla yayın kanalı tamamen durduruldu. Ve tüm bunlar, daha büyük suç olan gazetecilerin öldürülmesine ek olarak yapılan suçlardır. İsrail bombardımanında 40’tan fazla gazeteci ve medya kuruluşu çalışanı öldürüldü .”

Filistinli bir gazeteci olan Salman Al-Bashir, bir meslektaşının mora götürüldüğünü gördüğünde Gazze’deki bir hastanenin önünde canlı yayın yapıyordu. Kaskını ve koruyucu yeleğini çıkardı ve kameraya açıklama yaptı:

“Kasklar, sadece taktığımız sembollerdir. Bizi asla güvende tutmuyorlar. Canlı yayında kurbanlarız. Hepimiz, sıramızı bekliyoruz. Bizim meslektaşımız Mohammed Abu Hatab daha 30 dakika önce buradaydı. Karısı, oğlu ve kardeşleriyle beraber öldürüldü.”