Editörün Notu: Aşağıdaki yazı 15 Şubat 2021 tarihinde Devrim Turu üyesi bir yoldaş tarafından yazılmış ve revcom.us sitesinde yayınlanmıştır. Çevirisini okurlarımızın dikkatine sunarız.
Kaynak için bkz: On the Polish Government’s Attacks on Abortion Rights, the Rising Tide of Global Fascism, and the Need for a Radically Different Alternative (revcom.us)
27 Ocak 2021’de Polonya’da faşist rejim, ilk olarak Ekim ayında açıkladığı kürtajın en yaygın yasal hallerini illegal hale getirecek olan yeni yasaları zorla uygulamaya koydu; bu yasalar ceninde oluşabilecek hasarlara rağmen doğumu zorunlu kılıyor. Bu şu andan itibaren tecavüz, ensest ve annenin hayatının tehlikede olduğu durumlar hariç her türlü kürtajı yasa dışı ilan ediyor. Bu durumun kadınları daha da ‘’geleneksel formda’’ bir baskının ve boyun eğmenin arkasına atmayla ilişkisi var, ve bu saldırılar kadının ekonomik ve sosyal hayattaki daha fazla katılımına karşı bir intikam olduğu gibi, aynı zamanda da daha geniş teokratik-faşist bir ajandanın ve küresel hareketin ilerleyen adımları.
Bu yasanın resmi olarak açıklanması sonrası meşru pek çok eylem dalgası başladı; yüzbinlerce kadın ve pek çok erkek sokakları doldurdu ve şiddet içermeyen ancak sürdürülebilir ve dramatik performanslar sergilediler. Daha önce Ekim ayındaki olaylara dair bir okur mektubunun tasvir ettiği üzere:
‘’İnsanlar üzerlerinde ‘’Embriyolardan önce insanlar’’ ve ‘’keşke hükümetimi kürtaj edebilsem’’ yazan pankartlar taşıyorlar. Ülke çapında pek çok iş yerinde iş bıraktılar. Kadın grupları kırmızı elbiseler giyerek Handmaid’s Tale’a gönderme yapıyorlar ve ileride bunun kadının nasıl bir tahakküm altına gireceğinin sembolü olduğu anlatıyorlar. Eylemciler cüretkar bir şekilde Katolik kilisesinin hayatlarındaki baskıcı ağırlığına meydan okuyorlar, Pazar ayinlerini rahatsız ediyorlar ve katedrallerde oturma eylemleri yapıyorlar, pek çoğuna kader biçilen ve tehlikeli olan yasadışı kürtajı sembolize etmek için elbise askılarıyla eylemler yapıyorlar.’’
Eylemlerin itici gücü kürtaj kısıtlamaları olsa da bu eylemler aynı zamanda genel olarak aşırı sağa ve insanların boğazlarına tıkılan faşist ajandaya olan nefreti ve tiksinmeyi de temsil ediyor. Gençler ve öğrenciler protestoların kritik bölümünü oluşturuyorlar ve iktidardaki faşist ‘’Hukuk ve Adalet’’ Partisine karşı ciddi bir muhalefeti dile getiriyorlar.
‘’Hukuk ve Adalet’’ Partisi (PiS) şu an da Jarosław Kaczyński tarafından yönetiliyor ve 2001 yılında kuruldu. Köktendinciliği ve ‘’geleneksel değerleri’’, şiddetli bir ataerkiyi, homofobiyi ve göçmenlerle, mültecilere yönelmiş ağır bir yabancı düşmanlığından oluşan programlarıyla 2015 yılında iktidara geldiler. O zamandan bu yana:
‘’Hukuk ve Adalet Partisi mahkemelerin kontrolünü eline geçirmek için sistematik olarak çalıştı, Yüksek Mahkemeden yargıçları kovarak orayı da iktidar partisinin çöplüğüne çevirdi ve Anayasa Mahkemesinde tam kontrol sağladı ki kürtaj karşıtı yasayı da Anayasa Mahkemesi onayladı. Mahkemelerde gücünü inşa ederek kitlesel protestoların ortasında insanların en temel haklarına dahi coplarla saldırdılar.’’
Polonya’da PiS’in kadınları kuluçka makinelerine indirgeyerek, yasal ve sosyal olarak erkeğe ve kiliseye tabi kılma hamleleri bütün dünyada, küresel ölçekte süregitmekte olan faşist hareket ile alakalı ki sürecin gelişimi bundan birkaç on yıl öncesine dünya ölçeğinde küreselleşme ile beraber milyonlarca insanın yerlerinin değişmesi ve Avrupa çapındaki yabancı düşmanı geri tepmeyle ilişkisi bulunuyor. Bob Avakian (BA) son zamanlarda dünyanın durumu ve bunun ima ettiklerine dair Yeni Yıl Bildirisinde konuştu:
Dramatik şekilde değişen ve genellikle oldukça değişken olan bu durum, Üçüncü Dünya’da ve özellikle de Hristiyan köktenciliğinin kuvvetli bir olumsuz toplumsal ve politik güç olduğu ABD’deki dini köktenciliğin yükselişi açısından önemli bir faktör olmuştur. Bu durum 2.Dünya Savaşı sonrası dönemde ekonomik ve ilgili toplumsal değişimlerle, özellikle de Üçüncü Dünya’da köktendinciliğin artan etkisine katkıda bulunacak şekilde, komünistler veya devrimci milliyetçiler tarafından önderlik edilen Üçüncü Dünya’daki hareketlerin eski kolonyalistlere ve yeni sömürgeci zalimlere karşı yenilgisiyle veya bunların terk edilmesiyle bağlantılıdır ve bütün bunlarla etkileşim içindedir. En büyük gerileme 1970’lerde Çin’de sosyalizmin tersine dönmesi -Çin’in güçlü bir sosyalist ülkeden ve dünya çapında devrimci mücadele için bir fener ve destek kalesi olmasından kopması- ve orada kapitalizmin restorasyonu oldu. Çin, kendi içinde, Afrika’da ve Üçüncü Dünyanın diğer bölgelerinde halk kitlelerini sömüren yükselen bir emperyalist güce dönüştü.
Ve analizlerine şu şekilde devam etti:
Çok önemli olmakla birlikte, sadece kadın meselesi için değil, fakat aynı zamanda bu sistem altında ezilen, aşağılanan ve de gaddarlığa maruz kalan herkes için geçerlidir. Bu durum sadece Amerika’daki bir hakikat değil, kapitalist-emperyalist sistem tarafından tahakküm altında tutulan, birbirine sıkı sıkıya bağlı, öte yandan inanılmaz derecede eşitsiz olan bütün bir dünya için de geçerli olan bir hakikattir.[i]
Polonya’da kendi vücutları üzerinde kontrol hakkı için mücadele veren kadınlardan, Orta Amerika’nın sınırlarından, Meksika’dan ve daha ilerisinden gelerek Amerika sınırından geçmeyi ümit eden göçmen izdihamından, bu sistemin işleyiş yüzünden, dünya nüfusuna yeterli sağlık hizmeti ve aşı sağlayamayarak gereksiz bir şekilde çok daha kötü bir hale gelmiş olan pandeminin aldığı toplu mezarlarda yatan yüzbinlerce can; mevcut vaziyet tahammül edilemez bir seviyede.
Dünyanın dört bir yanında radikal derecede farklı bir dünyaya olan ihtiyaç; bilimsel bir zemine dayanan bir alternatife, bütün insanlığın kurtuluşuna hizmet edecek bir alternatife olan ihtiyaç feryat ediyor. Böyle bir alternatif mevcuttur, insanlığını potansiyeline ulaşmasını engelleyen mevcut kapitalist-emperyalist sistemi alaşağı etmek için Bob Avakian’ın ortaya koyduğu yeni komünizm ile yepyeni bir mücadele dalgasının temeli ve rehberi bulunmaktadır.
Yeni komünizm aynı şekilde içerisinde kadınların baskılanması ile ilgili olarak çok daha bilimsel bir anlayışı ve maddi zemini barındırır, bunun ilk sınıfsal bölünmeler ile nasıl ortaya çıktığını, ve bu baskının o zamanda bu yana her bir sömürücü üretim ilişkisi ile nasıl iç içe olduğunu ortaya koyar. İhtiyacımız olan yeni üretim ilişkilerine temel olacak bir devrimdir, gerçekten sosyalist bir devrimdir, bütün baskıcı sosyal ilişkilere karşı mücadele edecek bir devrimdir. Avakian aynı şekilde gelecekteki sosyalist toplumda kadının durumunda ve rolündeki eşitsizlikleri ve çelişkilerin toplumu dönüştürürken, komünist devrimi ileriye taşımak için nasıl ve neden kritik bir parçası olduğunu ve olmak zorunda olduğunu, bunun sadece sonuna kadar devrim ile temin edilebileceğinin altını çiziyor.
Ancak dünyanın bütün taraflarında bu atılımlar ve onların yazarı BA, radikal olarak dünyadaki herkesten farklı olan bu önder, bilimsel metodun çekirdek prensiplerini yoğunlaştırarak yeni komünizme kalbini veren bu lider çok az biliniyor. Bu acil olarak dönüştürülmesi gereken bir meseledir.
Dünyada günlük hayatın cehennem olduğu milyarlarca insanın, sömürülenlerin ve ezilenlerin bugün bir önderi var, hayatını onların kurtuluş davasına adamış ve önümüzdeki problemleri çözümleyen birisi. Daha fazla insana onun sesini götürmemek suç değil midir? BA ve kitleler arasında köprü olarak BA’yı kitleler götürmek bizim zorunluluğumuz değil midir? Ve BA’nın takipçilerini dalga dalga arttırarak yeni komünist bir devrimin bilinçli güçleri yapmak ve bu şekilde her yerde, bütün baskı ve sömürüye son vermek görevimiz değil midir?
[i] Radikal Bir Değişiklik Geliyor : Bu Özgürleştirici mi, Yoksa Köleleştirici mi Olacak? Devrimci mi, Yoksa Gerici mi Olacak? (https://yenikomunizm.com/radikal-bir-degisiklik-geliyor-bu-ozgurlestirici-mi-yoksa-kolelestirici-mi-olacak-devrimci-mi-yoksa-gerici-mi-olacak/)
Editör Notu:
*Polonya’daki faşizm, ilerleyişi ve kürtaj hakkı mücadelesiyle ilgili sitemizde yayınlanan başka bir yazıyı da takipçilerimizin okumasını öneririz:
https://yenikomunizm.com/polonya-fasizm-gerici-ajandasini-kurtaj-yasagi-ile-uygulamaya-devam-ediyor/
*Bob Avakian’ın önderliği ve oynadığı kritik role dair daha fazla fikir edinmek için :
https://yenikomunizm.com/yeni-komunizmin-ve-banin-onderliginin-kritik-onemi/
Add comment