Editörün Notu: Aşağıdaki yazı 15 Şubat 2021 yılında revcom.us sitesinde yayınlanmıştır ve Trump’ın Senatoda azil istemiyle yapılan yargılanması ve beraberindeki süreci ele almaktadır. Çevirisini okurlarımızın dikkatine sunarız.
Kaynak için bkz: The Impeachment Verdict from the Senate, and the Shame(lessness) of the Republi-FASCISTS (revcom.us)
Geçtiğimiz hafta Donald Trump’ın Senatoda görülen ikinci azil davasına tanıklık etti. Demokratların çoğunluğu oluşturduğu Temsilciler Meclisi, 13 Ocak günü Trump’ın azledilmesi lehinde oy kullanmıştı. Bunun üzerine talep Senatoya sevk edilmiş ve Temsilci Demokratlar azil sürecinin heyetini ve Senatörler de sürecin yargılayıcıları olmuşlardır. Yargılama Trump’ın seçim sonuçlarını tersine döndürme çabaları ve özellikle de 6 Ocak 2021’de Kongre saldırısını, faşist darbe girişimini ele almıştır. Bu saldırıda beş kişi ölmüş, pek çok kişi de yaralanmışken dışarıdaki kalabalık darağaçları, devasa haçların arasında kölecilik savunucusu Konfederasyon ve Trump bayraklarıyla kutlamalar yaptı.
Sağlam video görüntüleri ve zaman çizelgesi ile azil heyeti reddedilemez bir dava hazırlamıştır, buna göre:
- Trump’ın kendi açıklamaları 2020 seçimlerinden ancak kendisinin galip çıkacağı seçim sonuçlarını kabul edeceğini açıkça göstermiştir.
- Trump sürekli bir şekilde açık ara farkla seçimi kazandığını ancak seçime hile karıştığı ve bu galibiyetin kendisinden alındığını söylemiştir ve böylece takipçilerine seçim sonuçlarını tersine çevirmek ve Biden’ın göreve gelmesini engellemek için savaşmaları gerekeceği çağrısını yapmıştır.
- Trump’ın kendi geçmişi; yıllar boyunca mitinglerine gelen basın mensuplarına ve muhaliflere karşı fiziksel faşist saldırılarla, gayrimeşru polis şiddetini teşvikle, hatta muhtemel olarak masum insanların öldürülmesine teşvikle ve 2017 yılında Kuzey Carolina’da faşist çeteler tarafından katledilen Heather Heyer’ı öldürenler için ‘’gayet düzgün insanlar’’ demesiyle doludur.
- Trump, Kongre saldırısının; düzenleyicisi, azmettiricisi ve planlayıcısıdır. Amacı ise ‘’seçimin çalınmasını durdurmak’’ ve gayrimeşru bir şekilde, legal olarak Başkan olan ve seçimi açık ara farkla kazanmış olan Biden’ın (ki pek çok Cumhuriyetçi de bunu kabul etmiştir) başkanlığını engellemektir.
- Trump, takipçileri elektrik silahları, ayı spreyleri, Trump ve Konfederasyon bayrakları taşıyan mızraklar ve başka ağır silahlar ile Kongre binasını bastıklarında ve Temsilciler Meclisi Sözcüsü Nancy Pelosi ve Mike Pence’i öldürmek veya diğerleriyle beraber sakat bırakmak için aramaya başladıklarında, kendisini en az bir senatörün ve Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi kanadının liderinin kendisini taraftarlarının saldırılarının insanların hayatlarına kast ettiği yönünde bilgilendirmesine rağmen defalarca kutsamalarını ve cesaretlendirmelerini istediği yönde hareket eden taraftarlarına göndermiştir.
Bütün bunların ışığında ve daha pek çok delil ile beraber, kimi Cumhuriyetçilerin de Trump’ın yasal savunmasını kifayetsiz bulduğunu belirtmesiyle beraber Senato Trump’ın azili için 57 oy kullanmıştır, 50 Demokrat ve 7 Cumhuriyetçi azile onay verirken 43 Cumhuriyetçi azili reddetmiştir. Böylece azil için yeterli olan 67 oya ulaşılamamıştır.
Bir diğer deyişle Cumhuriyetçi senatörlerin çoğunluğu Trump’ın bütün bu olanlardan suçlu olmadığı yönünde oy kullanmışlardır. Bu açık bir şekilde bağlılıklarının Trump ve artık katılaşmış olan faşist harekete olduğunu göstermiştir. Örneğin Cumhuriyetçi Senatör Mitch McConnell ‘’ikili oynamıştır’’, 6 Ocak günü Trump’ı itham etmiş (6 Ocak öncesi olan her şeye sessiz kalmış ve 6 Ocakta pimin çekilmesine yardım etmiş ve pek çok farklı şekilde rol oynamıştır) ancak daha sonra azil sürecinde suçlamaların zayıf ve geçersiz olduğunu söyleyerek RED oyu vermiştir.
Bunu yaparak Cumhuriyetçiler, Cumhuriyetçi Faşistlerin devam eden lideri olarak Trump’ı ve silahlı faşistlerin organize veya organize olmayan pratiklerini, meydanları doldurmalarını ve karşılarına çıkan herkesi tehdit etmelerini onaylamışlardır.
Bu bizleri Bob Avakian’ın Yeni Yıl Bildirisinde yazdıklarına götürüyor:
Seçimle de ifadesini bulduğu üzere, bu ülkenin neredeyse yarısının “Trumpizm” ile temsil edilen şeyi tutkuyla, agresifçe ve kararlı bir şekilde savunduğu gerçeğiyle yüzleşmek gerekiyor. Kaçınılmaz gerçek şu ki, bu ülke, yani her zaman ilan edildiği şekliyle “Tepedeki Parlayan Şehir” aslında faşistlerle doludur! Ve bu durum, bir bütün olarak hükümetin her düzeyinde ve toplumun büyük kesimlerinde mevcuttur. Bu faşistlerin belirleyici bir özelliği, gerçekliğin delice çarpıtılmasına fanatikçe bağlı olmalarıdır; ki bu duruma akıl ile ve olgularla dahil olabilmek son derece zordur (ve çoğu durumda imkansızdır), çünkü bu çarpıtmalar onların tehdit altındaki kendilerine hak görme şeklindeki hislerini güçlendirmeye, uzun süredir devam eden önyargılarının ve nefretlerinin daha da ölümcül hale gelmesine hizmet ediyor. Bu faşizm, bu ülkede ve bu ülkenin kölelik ve soykırımla kuruluşundan itibaren bütün bir tarihinde hüküm süren kapitalist-emperyalist sistemin temel dinamiklerinde derin bir şekilde kök salmıştır. Bununla bağlantılı olarak bir başka kritik gerçek şudur: Biden, “şifa” getirmede ve “ülkeyi birleştirme” girişimlerinde sefil bir şekilde başarısız olacaktır. Daha önce de yazdığım gibi:
‘’Biden ve Demokratlar, hatalı bir şekilde iddia ettikleri gibi “ülkeyi bir araya getiremezler”, çünkü bu faşistlerle -yani “şikayetleri” beyaz üstünlüğü, erkek üstünlüğü, zenofobi (yabancı düşmanlığı), kuduz Amerikan şovenizmi ve çevrenin sınırsız yağmalanması üzerindeki herhangi bir sınırlamaya karşı fanatik nefrete dayanan ve giderek kelimenin tam anlamıyla kaçıkça ifadelerle kendini gösteren- bu faşistlerle “uzlaşma” olamaz. Bu faşistlerin şartlarıyla ve bütün bunların korkunç getiri ve sonuçlarıyla “uzlaşma” olamaz!’’
Add comment