Editörün Notu: Aşağıdaki yazı 1 Şubat 2021 tarihinde Devrim Turu üyesi bir yoldaş tarafından yazılmış ve revcom.us sitesinde yayınlanmıştır. Okurlarımızın dikkatine sunarız.
Kaynak için bkz: “Left”-Wing Spin Doctors vs. Communist Truth Tellers (revcom.us)
25 Ocak günü New York Times’ta bir makale yayınlandı: “Liberaller Trump’ın İktidarı Almaya Çalışmasını Nasıl Prova Ettiler?”. Bu makaleyi okurken “solun” (makalede belirtildiği üzere) ve Bob Avakian’ın (BA) “Yeni Bir Yıl, Tüm İnsanlığın Kurtuluşu İçin Kökten Yeni Bir Dünyaya Yönelik Acil İhtiyaç” açıklamasında şu an yüzleştiğimiz mevcut durum, hakikatin rolü ve insanların gerçeklikle yüzleşme kapasitelerine ilişkin yaklaşımlarını karşılaştırırken defalarca vurulmuşa döndüm. Bu iki yaklaşım arasında bir ayrım çekip bir karşılaştırma yapmanın değerli olacağını düşündüm, çünkü gerçekten yüksek riskler içeren zamanlardayız dolayısıyla yöntem ve yaklaşıma ilişkin sorunsallar dünyayı değiştirmek için nasıl davranacağımız konusunda büyük önem arz ediyor. Yazı boyunca BA’dan aktaracağım alıntılar Yeni Bir Yıl açıklamasındandır.
Makale, Washington DC’de gerçekleşen darbe girişiminin hemen akabinde 6 Ocak günü 900’ü aşkın insanın, ‘’sendika yetkilileri, sivil haklar avukatları ve kampanya stratejistlerinden oluşan bir koalisyonun’’ video konferans ile bir araya geldiğini belirtiyor. Makale, ‘’toplantı acil durum açısından büyük bir başarı değildi ne de gerektiği gibi gerçekten disipline ve birleşik bir cepheyi temsil etmiyordu’’ diye de ekliyor. New York Times’a göre video konferans ‘’bir liberal mesajlaşma gurusunun’’ (Gerçekten bu ne demek?) sunumunu da içeriyordu ve bu sunumda 6 Ocak saldırısına darbe demenin Trump’ı olduğundan daha güçlü göstereceği için kullanılmaması uyarısı yer alıyordu.
Unutmayın, pek çoğu sopalarla, topuzlarla, tellerle ve farklı silahlar kuşanmış yüzlerce faşistten oluşan çeteler Amerikan Başkanının talimatlarıyla Kongre binasını basmaya giderken “Mike Pence’i sallandırın!” ve “Nancy nerede?” diye bağırıyorlardı. Peki buna karşı, bu tarihi ve sarsıcı olaya karşı Demokrat Parti’nin stratejisine bağlı olanlar veya o çizgiyi ileriye taşımaya çalışan ‘’ilerici’’ kuruluşların koalisyonu nasıl bir cevap verdiler? Aman “Darbe” kelimesini kullanmayın, çünkü bu “Trump’ı olduğundan daha güçlü gösterecek” bir etkiye sahip olabilir…
Buradaki kriterleri bunun bir darbe girişimi olup olmaması değildi. Kriterleri ‘’insanların ne düşüneceğiydi’’. Demokrat Parti’ye bağlı olan bu koalisyon, bilim karşıtı, hiçbir temeli olmayan COVID ile ilgili komploları ve seçimlerin ‘’çalındığını’’, ‘’çünkü çok fazla insanın buna inandığını’’ söyleyen hükümet kademesinden halka kadar yayılmış bütün faşist güçlere karşı gayet meşru bir şekilde tepki gösteren insanlardan oluşuyordu.
Aynı koalisyon seçimden bir gün sonra Trump karşıtı devasa kitlesel mobilizasyonu da kasti olarak geri çekmek istedi. Neden? Böyle bir mobilizasyonun ‘’seçimleri kaybetmiş başkanı korkutucu göstererek medya momentumunun eğilimini dikkatsizce değiştirebileceğini’’ düşünüyorlardı. Bu koalisyonun bu konudaki tahmini kendi ‘’anlatılarını’’ devamlı olarak tekrar ederlerse Trump’ın gerçekten ‘’korkutucu’’ olup olmadığına karar verebilecekleriydi. Bu faşist, beyaz üstünlenmecisi, kadın düşmanı, yabancı düşmanı adamın Kongreyi basan çetelerinden, Cumhuriyetçi Partinin içerisindeki mevzilerinden bahsetmeden bile kendisine sadık on milyonlarca insan var ve bu koalisyon ciddi ciddi kendi ‘’anlatılarının’’ bu adamın ve etrafındakilerin gücünü belirleyebileceğini iddia ederek insanları sokaklardan çekiyor.
Niyetlerine bakılmaksızın bu saçma yaklaşımın, yaklaşım olarak faşistlerin ‘’alternatif hakikatlerinden’’ ne farkı var? Bob Avakian’ın açıklamasında söylediği şu cümleyi karşılaştırın: Kaçınılmaz gerçek şu ki, bu ülke, yani her zaman ilan edildiği şekliyle “Tepedeki Parlayan Şehir” aslında faşistlerle doludur! Ve bu durum, bir bütün olarak hükümetin her düzeyinde ve toplumun büyük kesimlerinde mevcuttur. Bir kere daha BA, henüz insanlar durumu anlayıp bununla yüzleşmemişken ve bu durumu değiştirmenin parçası olmamışlarken hakikati ortaya koyuyor.
Biden’ın seçilmesi üzerine spontane gerçekleşen kutlamalarda dahi insanlar ‘’kutlamalarının tonlarından dolayı uyarılmıştı’’ çünkü bu faşist rejimin yapabileceklerinden ve Trump’a oy vermiş 74 milyon kişinin yaratabileceği problemi yadsımak istemişlerdi. Açıkçası bu kutlamalar meşru bir galibiyetin meşru kutlamalarıydılar ancak bu kutlamaları organize edenlerin niyeti, kutlamaları ‘’Mr. Trump’ı aciz’’ göstermek için kullanmaktı. Ancak insanların hakikatlere ihtiyacı var ve BA insanlara onları rahat hissettiren şeyi değil hakikati söylüyor: Seçimle de ifadesini bulduğu üzere, bu ülkenin neredeyse yarısının “Trumpizm” ile temsil edilen şeyi tutkuyla, agresifçe ve kararlı bir şekilde savunduğu gerçeğiyle yüzleşmek gerekiyor.
Demokrat Partiye bağlı bu ‘’ilerici’’ koalisyon seçimden önce Trump’ın oy sandıkları dışında seçimi ‘’kazanmak’’ için yapabileceği hamleleri belirlemek amacıyla toplandı ve bunu engellemek için yasal kanalları ve prosedürleri araştırmaya başladı. Bütün sokak protestolarına çomak sokmaları bir yana (faşistleri ‘’provoke’’ edeceği gerekçesiyle) ‘’Polisin Mali Kaynaklarını Kesin’’ ve ‘’ICE’ı Dağıtın’’ gibi reformist talepleri bile kınadılar ve bunların yerine ‘’üzerinde daha çok çalışılmış, istediğimiz mesajı verebilecek bir talep’’ oluşturmalıyız dediler. Demek istedikleri adeta geçen yaz yaşanmış milyonların ayağa kalktığı harika isyanları unutmamız, polis tarafından öldürülen azınlıkların neden öldürüldüklerini çok kurcalamamızdı. Bu sistemin göçmenleri neden kafeslere koyduğunu sorgulamamızdı (çok iyi biliyoruz ki bu hem Demokratların hem de Cumhuriyetçilerin hükümetlerinde olmuştur). Hiçbir siyasi eleştiri yapmadılar, kitlelerin acil olarak istediği adaleti gündeme getirmediler, burada ‘’demokratik bir süreç’’ dahi yoktu. Sadece güzel pazarlama yöntemleriyle işaret edilen noktaların kimseyi üzmediğinden emin oldular.
Şimdi bunları BA’nın açıklamasıyla karşılaştırın: Bu faşizm, bu ülkede ve bu ülkenin kölelik ve soykırımla kuruluşundan itibaren bütün bir tarihinde hüküm süren kapitalist-emperyalist sistemin temel dinamiklerinde derin bir şekilde kök salmıştır. İnsanların bu faşizmle yüzleşmesi, faşizmin bu sistemin doğasından doğduğuyla yüzleşmeleri bunun tek başına Trump’ın sorumluluğu olan bir şey olmadığı ve Trump gider gitmez kendiliğinden yok olacak bir şey olmadığıyla yüzleşmeleri gerekiyor.
İnsanlar genel olarak faşizme karşı savaşın Biden’ın seçim zaferi ile bitmeyeceğine dair derin bir izlenimleri var. Trump’ın yargılaması aşamasına doğru gidilirken dahi faşist politikacılar Trump’ı takip etmeye ve kendisi de hakaretler savurmaya, zorbalık yapmaya devam ediyor. Faşist çeteler bütün güçleriyle hala sokaklardalar çünkü insanlar Trump/Pence rejiimi gitsin talebiyle çağrıda bulunan RefuseFascism’in şiddet içermeyen, sürekli ve kitlesel eylem çağrısına yeterince kulak vermediler. Ancak buna rağmen bu ‘’ilerici’’ organizatörler insanları ‘’mevcut olan’’ dışındaki bütün talepler ve tartışmalardan uzak tutmak için çok sıkı çalışıyor.
Bu mesele bireylerin siyasi ve ideolojik olarak deli gömleklerinde tutulması meselesi değildir. Bu konu fazlasıyla dallanıp budaklanan bir konudur. BA’nın ifade ettiği gibi: Ve işler bu sistemin sınırları içinde tutulduğu müddetçe, bu durum aslında sisteme yerleşik durumda olan, aynı zamanda altta yatan ekonomik gücü kuvvetlendirecek ve sosyal ve politik açıdan bu ülkede (ve diğer pek çoğunda) zaten büyük güç gösteren faşizmi kuvvetlendirecek ve buna daha fazla ivme kazandıracaktır.
Farklı kuruluşlardaki insanlarla Times’ta yayınlanan makale ile ilgili konuştuklarında devrimci komünistler genelde bizim ‘’gizli bir ajandamız’’ olduğunu duyarlar. Peki kitlelere hakikatler yerine kendi pabuçlarına uydurulmuş ‘’anlatılar’’ veren kimdir? İnsanlar pasif kalarak daha konforlu hissetsinler diye faşistlerin mevcut güçlerini az gösteren kimdir? Seçimlerin çalınması ihtimali karşısında kitlelerin dışarıya çıkan öfkelerini iptal etme yönünde davrananlar kimdir?
Gerçekten hakikatin ne olduğuna bakalım ve sadece bu makalede bile neyin ortaya konduğuna bakıp bunu BA’nın Yeni Bir Yıl bildirisinde ortaya koyduklarıyla karşılaştıralım. BA ve onu takip eden devrimci komünistler insanları sürekli olarak eleştirel düşünürler olmaya, sonuç çıkarmadan önce kanıt toplamaya, problemleri anlayıp çözüm bulmada tutarlı bir şekilde bilimsel bir yöntem ve yaklaşım izlemeye ve devrimin büyük sorunlarını kitlelere indirmeye ve bunların üzerinde kolektif bir şekilde çalışmaya davet ederler.
BA ve onu takip eden devrimci komünistler, insanların neyi duymaktan hoşlanacaklarına bakmaksızın hakikatin söylenmesi gerekliliğinde ısrar eder ve onlarla şahsi düşünceleri ve prensiplerine karşı bu minvalde mücadele yürütürler, ve bunu yaparken BA’nın analizlerine her seferinde daha derinlemesine girmeyi teşvik ederler. Bütün bunlar önümüzdeki problemleri anlamak ve böylece radikal bir şekilde çok daha iyi bir dünyayı var etme mücadelesinde tutarlı olmak içindir.
BA’nın söylediği gibi: Kökten farklı ve daha iyi bir dünya potansiyeline paralel olarak, halk kitlelerinin ve nihayetinde tüm insanlığın gerçek çıkarlarını temsil edecek son derece farklı bir kutuplaşma meydana getirilmelidir. Toplumdaki ilişkileri ve sorunları anlamak ve bunlar doğrultusunda hareket etmek için kökten farklı bir yaklaşım benimsenmelidir. Tamamen ve tutarlı bir bilimsel yöntem ve yaklaşım benimsenmelidir.
BA’nın burada bahsettiği son derece farklı kutuplaşma için mücadelenin bir parçası olun. Bu açıklamayla cebelleşin, bunu yayın ve etrafınızdakilerle tartışın; BA’nın diğer eserlerine de yönelin, BA’da sahip olduğumuz önderliği keşfedin ve kendisinin neden günümüz dünyasındaki en önemli siyasi düşünür ve önder olduğunu keşfedin.