Suriye’de Alevi halkın yoğun yaşadığı bölgelerde dün başlayan saldırılar münferit olmanın ötesinde cihatçılar tarafından tertip edilmiş örgütlü saldırılardır. Bu saldırılar niteliği itibariyle soykırımcı bir mantık taşımaktadırlar. Gerici Esad rejiminin devrilmesi ve cihatçı HTŞ’nin iktidara gelmesiyle beraber HTŞ’nin kontrol altına aldığı veya almaya çalıştığı bölgelerde başta Aleviler olmak üzere azınlık halklar ağır bir baskı politikasına maruz bırakılmışlardır. Cihatçıların saldırıları ve yargısız infazları eski rejimin devrilmesiyle başlamış olsa bile dün başlayan katliamlar niteliksel olarak yeni bir aşamaya işaret etmektedir.
Takım elbiseli cihatçı Colani yönetiminin katliamları meşrulaştırmak için arkasına sığındığı yalan ise Esad artıklarını bastırdıkları olmuştur. Colani cephesinin bu yalanına Türkiye’deki faşist rejimde Suriye’nin “güvenliği” diyerek ortak olmuştur. Nitekim azınlık halkların ve Sünni inancı dışındaki diğer inançların bastırılması Türkiye Cumhuriyetinin kurucu kodlarından birisidir.
Colani cephesi bir yandan takım elbiseleriyle Batıya ve Körfeze ılımlı İslam pozları keserken bir yandan da bütün bir örgütünü seferber ettikleri cihatçı ideolojinin keskin çelişkisini yaşamaktadır. Nitekim Suriye özellikle Deaş döneminin başlamasıyla birlikte dünyanın dört bir yanındaki kökten dinci cihatçıların bir anlamda siyasi merkezine dönüşmüştür. Orta Asya’dan Kafkaslara ve Avrupa’ya geniş bir coğrafyadan gelen bu taban ve örgütlendikleri ideoloji Colani ve yönetiminin sözde ılımlılığın gerçek yüzüdür.
Öncelikli olarak Alevi halkın katliamına ses çıkarmak, bunu kabul etmemek ve ezilen halkların meşru savunma haklarını desteklemek ve maruz kaldıkları baskıya karşı mücadele etmek çok önemlidir. Bu mücadele aynı zamanda Ortadoğu üzerine bir karabasan misali çöken kökten dinci İslamcı ideolojiye karşı da keskin bir siyasi mücadeleyi gerekli kılar. Bu ideolojinin başta Suriye olmak üzere bölge ülkelerinde serpilip gelişmesinde vekil güçleri ve bizatihi desteğiyle yardımcı olmuş olan Erdoğan’ın İslamcı-Türkçü faşist rejiminin de bütünlüklü teşhiri bu mücadelenin önemli bir ayağıdır.
Alevilere yönelik soykırımcı politikaların ve saldırıların karşısında duralım!
İslami köktendinciliğe karşı mücadeleyi büyütelim!
















