Yeni Komünizm

Trump/Pence Rejimi Hala Seçimleri Çalmaya Çalışıyor: Faşist Politikalarıyla Uyumlu “Legal” Bir Strateji, Program ve Mobilizasyon

Editörün notu: Aşağıdaki yazı revcom.us sitesine bir okur tarafından gönderilmiştir. ABD’de gerçekleşmiş olan seçimler ve hala devam etmekte olan başkanlığın devredilmesi tartışmalarına, Trump/Pence rejiminin faşist doğasına ilişkin önemli bulduğumuz bu makaleyi okurların dikkatine sunarız.


Çok yakın bir zaman önce Faşizmi Reddet’in, Trump/Pence rejimi hala seçimleri çalmaya çalışıyor sloganını okuduğumda bu açıklamanın hakikati ile karşı karşıya kaldım, her ne kadar Trump ve faşist güçlerinin örneğin Hristiyan faşist çekirdeğin halen tam olarak ne yapacağını bilemesek ve onlar da seçeneklerini ve stratejilerini gözden geçirseler de bu beni sarsmıştı. Özellikle de Biden’ın Seçim Kurulu oyları ile gelen galibiyetinden sonra, Fox kanalı da dahil olmak üzere onlara ait olan pek çok kanalın bu haberi geçmesi, saflarında birlikteliğin ve mücadelenin iç içe geçtiğini gösteriyordu.

Bu yazıda diğer okuyuculara yardımcı olması açısından; faşistlerin “legal” stratejilerinin bazı kilit bölümlerini ve seçeneklerini açıklayacağım; aynı zamanda bunun tehlikelerini ve ne yapılması gerektiğinden de bahsedeceğim. Sözlerimde ‘’legal’’ kelimesini kullanmamın nedeni bunun sözde ‘’normal’’ bir seçim olarak oylar sayılarak kimin kazanılacağına karar verilmesi gerekirken bu stratejinin bizi bir yerlere getirmesi için çok kısıtlı bir alan var. Ancak şu ana kadar yaşananlar faşistlerin genel stratejisi ve seçimleri ‘’saptırmaya’’, kendi toplumsal tabanlarında sonuçları gayrimeşrulaştırmaya ve son olarak belki de gayrimeşru bir ‘’darbe’’ ile çalmaya yönelik amaçları ile uyumludur. Bu olabilecekler kesinlikle belirsizdir, belki de bu noktada yaşanmayacaktır ancak şimdiye kadar ki hareketlerine bakılarak, tehlikenin farkında olmalı, bunun karşısında durmalı ve en önemlisi de bunu engellemeliyiz! Bunu devamlı, kitlesel, şiddet içermeyen bir direniş ile, Trump/Pence Hemen Şimdi Gitsin! talebi ile bu rejimi defetmeye yönelik yapmalıyız.

Öncelikle Trump seçimden önceki birkaç ay boyunca, bütün seçim kampanyasında bu seçimi kaybetmelerinin tek yolunun seçimlere müdahale olması olduğunu yineleyerek faşist sosyal tabanının kamusal düşünüş çerçevesini ve temellerini hazırladı. Yani aynı mantıkla devam edersek: Eğer bütün anaakım medya kanalları, sayılan oylar ile Biden’ın kazandığını söylüyorsa, bu seçime hile karışmış olmalı. Trump’ın başsavcısı Bill Barr, ki kendisi taş kalpli bir Hristiyan faşistidir, posta yoluyla gönderilecek oyların hileye çok açık olduklarını tekrar eden bir şekilde belirtmiştir. Seçimin başlarından itibaren Trump devamlı olarak kendisinin kazandığını, seçimlerde devasa hileler döndüğünü, bunlarla mahkemede savaşacağını ve mevcut sonuçların derdest edileceğini söylemiştir.

Bütün bunlar faşist tabanın “legal-siyasi” stratejisinin konteksini gözler önüne sermektedir. Cumartesi akşamı, Joe Biden’ın Seçim Kuruluyla kazanmasından hemen sonra Trump’ın kişisel avukatı Rudy Giuliani, Biden’ın kazanmasında kritik öneme sahip olan Philadelphia eyaletinde seçimlere hile karıştığını itham ederek, “ülke çapında davalar” ile tehditler savurdu ve Giuliani’nin iddia ettiğine göre “bunlar seçim sonuçlarını bertaraf edebilirler.”

Ve bu sadece “çıldırmış bir Rudy’den” ibaret de değildir. Trump’ın kendisi de bu seçimin yasal galibinin kendisi olduğu, ‘’Bu seçimlerin daha bitmediği’’ ve ‘’yasal süreçlerin daha yeni başladığını’’ söylemiştir. Trump’ın seçim ekibinin başı olan David Bossie ise Cuma günü, ‘’Her bir yasal oy için mücadele edeceğiz, ve bütün illegal oyların bertaraf edildiğinden emin olana kadar savaşacağız’’ demiştir. Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi kanadının lideri olan Kevin McCarthy ise Twitter’dan ‘’bu savaşta geri adım atmayacaklarını’’ belirtmiştir. Trump’ın oğlu Donald Trump Jr. ise yine bir Tweetinde Perşembe günü, babasının bu seçimlere karşı ‘’topyekun savaşa gitmesi gerektiğini’’ söylemiştir. Basına baktığımızda ise, başlıca hiçbir Cumhuriyetçinin Trump’ın taleplerine karşı bir şey söylemediğini ve Trump’ın başkanlığı Biden’a bırakması gerekliliğiyle ilgili bir şey söylememiştir. Bunun dışında sadece Mitt Romney ve George W. Bush bu talepleri belirtmiştir ancak bu isimlerin ikisi de Trump’ın destekçisi değildir.

Davaları Kullanarak Seçimleri Gayrimeşru Hale Getirmeye Çalışmak ve Seçimlerin “Çalındığı” Yalanını Ortaya Atmak

Seçimin bitmesinden itibaren Trump’ın güçleri kritik olan eyaletlerde bir düzine dava açmış bulunuyor. Ancak New York Times’ın da belirttiği üzere bu davaların hiçbirisi eyalet mahkemelerinde dikkat çekememektedir. Ve bunun sebebi, hile iddialarını destekleyebilecek hiçbir kanıtlarının olmaması ya da bu iddialarının seçim sonucunu etkileyebilecek düzeyde olmamasıdır.

Bu sırada Nevada’daki Cumhuriyetçi Parti yetkilileri eyalette kullanılan posta yoluyla oy verme sisteminin ‘’3000 kadar sandığı’’ etkilediğini ve bunların hileli olduklarını, kullanılmamaları gerektiğini söyledi. Ancak ellerindeki kanıt tek bir seçmenle ilgiliydi, posta yoluyla oy kullanıp daha sonra tekrar oy kullanmaya gitmiş bir kadına aitti. Bu talep mahkeme tarafından hızlıca reddedildi.

En kayda değer dava ise, seçimden önce açılan bir federal davaydı; Pennsylvania Yüksek Mahkemesi’nin Seçim Günü saat yediye kadar posta yoluyla gelen oyların da Cuma akşamına kadar ulaşırlarsa sayılmasına yönelik kararına karşı bir itirazdı. Bu dava iki kez temyize gitti ve ABD Yüksek Mahkemesine gitti. Yüksek Mahkeme bunları dinlemeyi reddederken, birkaç faşist hakim bunları seçimden sonra değerlendirmeye açık olduklarını söylediler ve Yüksek Mahkeme sonuç olarak bu ‘’geç’’ gelen sandıkların diğerlerinden ayrılması ve oyların geçersiz sayılmasını kabul etti.(Buna sadece Pennsylvania’da uyuldu.) Şu an da Yüksek Mahkeme’de 6’ya 3 bir sağcı çoğunluk olduğu göz önünde bulundurulursa Cumhuriyetçiler bu davayı kazanabilirler ancak bu dava sadece 3000 oy pusulasını kapsıyor ve Biden bu eyalette 43,000 oy ile önde, ayrıştırılmış pusulalar sayılmaksızın.

Pek çok insan buradan Cumhuriyetçilerin yasal çabalarının hiçbir yere gitmeyeceği ve başarısız olacağı sonucunu çıkartacaktır. Ancak bu meselenin özünü kaçırmaktır: Bu spesifik davalar başarılı olmayabilir ancak olası bir dava çığı ve iddialarıyla faşistlerin seçimin çalınmış olduğu ve Trump’ın meşru galip olduğu yönündeki iddiaları bu şekilde ilgi çekebilir, insanların üzerinde bir sis etkisi yaratabilir, sonucun meşruluğu ve gerçekliğine yönelik belirsizlikler yükselebilir. Eğer bu böyle olursa Trump’ın milyonlarca fanatik taraftarı, ki bunlar mağlubiyetten sonra büyük ölçüde deoryante olmuşlardır, Trump için hücum kıtası oluşturabilirler. Trump’ın kampanyasını yöneten Bill Stepian destekçilere gönderdiği bir mesajda “Zamanı geldiğinde hazır olun. Sahada desteğinize ihtiyacımız olabilir, böylece Bayrağımızı sallayarak başkanın adını haykırabiliriz” dedi. Ve tabii ki ilk başkanlık münazarasından hatırladığımız gibi Trump, çetelerinden biri olan Proud Boys’a ‘’hazırda beklemeleri’’ çağrısı yapmıştır.

Times’ın da ortaya koyduğu gibi: “Bay Trump ve çevresindekiler başkanın hakikatler ile desteklenmeyen seçimlerin çalındığına yönelik anlatısını güçlendirmeyi gerçekten elle tutulur yasal argümanlar koymaktan daha önemli görmektedirler.”

Trump Seçimleri Nasıl Kendi Tarafına Geçirebilir?

Peki eğer bu davalar seçim sonuçlarını değiştiremeyecekse o halde plan nedir? Trump’ın taraftarlarının ‘’desteklemesi’’ gereken savaş planı tam olarak nedir?

ABD’nin seçim sistemi gerçekten de komplike bir sistemdir, bu sistem 50’den fazla eyalet yasasıyla, Anayasayla, sayılamayacak kadar emsalle ve binlerce daireyle yönetilir. Ve bunların her biri tahminle tartışmaya açıktır. Bu da eğer arkamızda yeterince momentum varsa seçimlerin çalındığını iddia edecek bir yasal boşluk bulabileceğiniz anlamına gelir. (Burada moment, sokaklardaki kitle tabanı, silahlı destekçiler, mahkemelere doluşmuş olan faşistler, kongre, yasal düzenlemeler, demokratik normları ve en önemlisi hakikati umursamayarak gücünü göstermekten çekinmeyecek faşist medya anlamına gelmektedir.) Faşist güçlerin aleni bir şekilde savunusunu yaptıkları ‘’legal’’ stratejiler aşağıdaki gibidir:

– Biden için oy veren eyaletlere Trump yanlısı seçmenleri atamak: Sağcı bir radyo programcısı olan Mark Levin, 5 Kasım günü Twitter’dan şöyle duyurdu: ‘’Cumhuriyetçi eyalet yasacılarına bir hatırlatma, seçim kurulu üyelerinin atanmasında son söz sizin, seçim sonuçlarında, içişleri bakanında ya da valilerde hatta mahkemede bile değil, sizde.’’ Donald Trump Jr.’da aynı ifadeyi retweetlerken ertesi gün Trump destekçisi Steve Bannon’da aynı noktaya değindi. Bunun anayasaya aykırı olup olmadığı bir tartışma konusu, ancak Yüksek Mahkeme’deki Hristiyan faşist çoğunluk göz önünde bulundurulduğunda bu faşistlerin Trump’ı desteklemeleri çok büyük bir olasılık. Trump’ın kaybetmiş olduğu kritik eyaletlerin çoğunun Cumhuriyetçi-faşist yasama organları var. Bu kadar anti-demokratik bir şey yapmayacaklarını mı düşünüyorsunuz? Son yirmi yıldır neredeydiniz?

– Yeniden sayım: Biden’ın çok az bir farkla yarışı önde götürdüğü eyaletlerde (şimdiye kadar; Georgia, Nevada ve Wisconsin) yeniden sayım için talepler yapıldı. Ancak tipik olarak yeniden sayım gerçekleştiğinde bu sonuçları birkaç yüz kişi şeklinde değiştirebiliyor, Trump bu eyaletlerde 10,000 ve 34,000 arası bir farkla geride ancak belirtmekte fayda var 2020’nin Amerikası hiçte ‘’tipik’’ değil. Şimdiye kadar oy sayımı çalışanları Las Vegas ve Phoenix’te silahlı Trump destekçilerinin tehditleri yüzünden arabalarına ulaşmak için polis desteğine ihtiyaç duydular. Oy sayımlarının sokaklarda binlerce silahlı faşist varken gerçekleştiğini düşünebiliyor musunuz, özellikle de güvenlik için güvenilen polisler ve şeriflerin çoğu Trump yanlısıyken. Şimdiye kadar Biden’ın 279 seçim kurulu delegesi var (bazı eyaletler hala belli değil). Eğer Wisconsin’deki 10 delegeyi kaybederse bu Trump ile bir eşitlik olasılığı yaratabilir. Eğer sonuçlar eşit çıkarsa nihai kararı verecek olan kurum Temsilciler Meclisi. Temsilciler Meclisinde oylama eyalet delegasyonuna göre oluyor, örneğin 27 seçim kurulu üyesi olan New York kendisi adına bir oy hakkına sahip oluyor. Utah eyaletinin 4 delegesi varken onun da bir oy hakkı oluyor. Büyük çoğunlukta eyalet delegasyonları Cumhuriyetçilerin kontrolünde dolayısıyla böylesi bir durumda kazanan Trump olabilir.

-Hile soruşturmaları: New York Times’ın bir haberine göre, ‘’Wisconsin eyaletinde Robin Vos, Eyalet Meclisi’nin sözcüsü bir yasal komite kurularak oyların tekrar değerlendirilmesi için ‘’soruşturma gücünün’’ kullanılmasını talep ederek elinde hiçbir kanıt olmadan tekrar hileli seçim hayaletini ortaya çıkarttı. Pennsylvania’da, yasama organındaki en yetkili iki Cumhuriyetçi, Demokrat vali Tom Wolf’u göreve çağırarak acil olarak oyların teftiş edilmesi çağrısında bulundular.’’ Bunlara ek olarak Trump yanlısı ‘’True the Vote’’ inisiyatifi 1 milyon dolarlık bir ‘’Muhbir Koruma Fonu’’ kurarak şahitleri ileriye çıkma noktasında teşvik ederek onları vazifeyi suiistimal cezalarından korumayı hedefliyor.

Evet tekrar edelim, “şahitleri teşvik etmek için” bir milyon dolar! Bu ve benzeri soruşturmaların amacı faşistlerce kontrol edilen kurumlara kamusal destek sağlayarak amaçlarını meşrulaştırmak. Buna eyalet yasamacıları, Senato, mahkemeler ve diğerleri de dahil. Ancak bu seçim sonuçlarını tersine çevirmek için pek başarılı bir araç değil.

-Başsavcı Barr ve Adalet Bakanlığının (DOJ) Müdahaleleri: Adalet Bakanlığı bu noktada kendi sahte hileli seçim ‘’soruşturmasını’’ yürütebilir ve böylece-yürütmeyle ilgili bir uzman olan Barton Gellman’a göre federal hükümete bir mektup yazarak Trump’ın seçilmiş başkan olarak kabul edilmesini isteyebilir. Gellman, aynı şekilde ‘’Trump’ın da bir başkanlık kararnamesi ile bunu yapabileceğini’’ ancak hükümet kanallarının böyle bir kararnameye bağlı olmakla beraber mevcut durumda bunun açık bir şekilde gayrimeşru olacağını ve ne olacağını göreceğimizi’’ söylüyor. Barr, şu an da Trump destekçileri tarafından inanılmaz bir baskı altında. Perşembe günü Eric Trump ‘’FBI ve DOJ’un acil olarak sürece dahil olacağını ümit ediyorum’’ diye bir tweet attı. 8 Kasım günü Giuliani, Fox kanalında Philadelphia’da 450,000 pusulayı incelediklerini söyledi, programın sunucusu Maria Bartiromo ‘’Bill Barr bu olayın neresinde…DOJ nerede?’’ diyerek cevap verdi. Yine New York Times’ın aktardığına göre Newt Gingrich’in bir programında, Fox TV’ye çıkan başkanın oğlunun oy sayımı görevlilerinin hapse atılması ve Barr’ın sürece daha fazla dahil olması yönündeki çağrıları gündeme geldi. Newsmax kanalından (Trump medyası) bir muhabir ise şöyle bir tweet paylaştı: “Bill Barr’ın yüzünü süt kapaklarının üstüne tekrar koyarak komşularına ne kadar süredir kayıp olduğunu sormanın zamanı geldi.” Teksaslı faşist bir kongre üyesi olan Louie Gohmert ise olaylara Twitter’dan ‘’Adalet Bakanlığı nerede?’’ diyerek salça oldu.

Bütün Bunları Ciddiye Alın ve Önlemek İçin Harekete Geçin:

Tarihi 1 Ağustos bildirisinde, Şu Anki Acil Durum, Trump/Pence Rejimini Acilen Gönderme İhtiyacı, Bu Seçimlerde Oy Vermek ve Devrim İçin Temel İhtiyaç Üzerine içinde Bob Avakian’ın da belirtmiş olduğu gibi olası bir Biden zaferi “Trump/Pence rejimi tarafından temsil edilen her şeye ve bu sistemin tüm baskı ve adaletsizliklerine karşı mücadeleyi sürdürmeye devam etmek için çok daha iyi koşullar yaratacaktır ve dünya halklarına büyük bir hediye olacaktır.” Bu fazlasıyla pozitiftir.

Ancak Karşılaştığımız Dönüm Noktaları ve Faşist Rejimi Devirme Mücadelesinde belirttiğimiz gibi:

“Dolayısıyla, Trump/Pence rejimi kâbusuna son vermek isteyenlerin bu rejim devrilene kadar devam edecek şiddet içermeyen kitlesel protestolarla mücadele etmesi gerekmektedir. Gerekli olan budur! Faşistlerin “kamusal alana” ve kamusal söylemlere hakim olmasına izin VERİLMEMELİDİR. Mahkemelerin ve halihazırda var olan bazı önemli eyalet yasama organlarının faşist egemenliğiyle birleştiğinde bu ölümcül olabilir. Onurlu insanların oluşturduğu koalisyon artık siyasi savaş alanından çekilemez – bunun yerine kalan işi tamamlamak ve bu faşist rejimi kovmak için bir araya gelmeli, örgütlenmeli ve ortaya çıkmalıyız.”

Yeni Komünizm

Bizler, devrimin önderi Bob Avakian'ın mimarı olduğu Yeni Komünizm‘in takipçileriyiz. Bob Avakian'ın devrimci önderliğini takip eden ve Yeni Komünizm temelinde dünyayı gerçekte olduğu haliyle anlama ve onu değiştirme sorumluluğunu üstlenenleriz. Detaylı bilgi için bkz: Biz Kimiz?

Dünyada devamlı olarak yaşanan dehşetlerin ve son derece gereksiz acıların ortadan kaldırılması hem mümkün hem de son derece gereklidir. Bob Avakian'ın devrimci önderliğini ve geliştirmiş olduğu Yeni Komünizm'i öğrenerek kazanma şansı olacak gerçek bir devrim hareketini birlikte inşa ediyoruz. Yeni Komünizm'in teorik çerçevesine ilk kez giriş yapacaklar başlangıç noktası için web sitemizde bu bölümde yer alan makaleleri inceleyebilir, ayrıca Bob Avakian'ın Türkçeye çevrilmiş eserlerine buradan ulaşabilirler. Görüş, katkı ve desteklerinizi bekliyoruz.

#DevrimDahaAzıDeğil

Add comment

Follow us

Don't be shy, get in touch. We love meeting interesting people and making new friends.