Geçtiğimiz günlerde yenikomunizm.com web sitesinde çevirisi yayınlanan “Peru Komünist Partisi Lideri Abimael Guzmán’ı (Başkan Gonzalo) Anarken” [1] isimli bilgilendirici analiz yazısında önemli ve dikkatle üzerinde durulması gereken pek çok pasajdan bir tanesi de şu şekildeydi.
Uluslararası komünist harekette, gerçeğe “ideolojik” yaklaşım, “siyasi hakikat” ya da “sınıfsal hakikat” gibi pek çok araçsalcı kavramlar üretilmiştir. Marksizmin, proletaryanın veya komünist devrimin böylesi “hakikatler” veya varsayımlar icadıyla alakası yoktur. Bob Avakian’ın sözleriyle, “gerçek, gerçektir.”
Çeşitli hakikat biçimlerinin varlığı, bunların üretilmesi, komünistler açısından bunların anlamı ve hakikatin önemi… İki cümlelik bir pasajda oldukça yoğun ifadeler adeta bütün ağırlığı ve ciddiyeti ile kendini gösteriyor.
İnsanın bilme ile olan ilişkisini, neyin bilinebileceğini, nasıl bilinebileceğini, bilinecek şeyin temel özelliklerinin ne olduğunu inceleyen felsefenin temel sac ayaklarından biri olan epistemoloji alanı, Bob Avakian’ın geliştirdiği komünizmin yeni sentezi açısından ağırlıklı bir hacim kaplamaktadır. İçinde yaşadıkları maddi dünyayı bütün geçici fenomenleri ve olgusallığının getirdiği zorluklarla birlikte doğru şekilde ele alabilmek, bütün bu veriyi daha bütüncül, daha kapsamlı ve daha akla uygun bir şekilde soyutlamak ve bir adım ötesinde objektif gerçekliği sınıfsız bir toplum hedefi doğrultusunda bu bilimsel sentezlere dayanarak değiştirmek… Bütün faaliyetlerini işte bu temelde koordine etmesi gereken komünist devrimci özne açısından epistemoloji meselesinin rolü sanıldığından da önemlidir. Belirli hedeflerin realitesine-mümkülüğüne yönelik, bu hedeflere yönelik izlenen siyasi çizginin doğruluğuna veya yanlışlığına yönelik, bu çizginin taşıyıcısı olan yöntem ve yaklaşımların (tek tek bireylere yönelik, bu bireylerin verili üretim ilişkileri içinde yapılandırdıkları insan topluluklarına yönelik, bu toplulukların kurumlarına ve işleyiş biçimine yönelik, daha genel olarak kuşatıcı doğaya ve genel olarak bütün bir kozmosun işleyişine yönelik izlenen yöntem ve yaklaşımların) temellendirilmesi epistemoloji meselesinin kritik önemini ve belirleyici rolünü gösterir. Epistemoloji alanının doğrudan bilme meselesini kapsaması beraberinde bilme sürecinin ana unsurları olan yöntem, araştırma, yaklaşım tarzı, denetleme, çıkarım yapma, argümantasyon ve bir araç olarak mantık disiplinini gündeme getirmektedir. Bütün bunlar hiç bitmeyecek bir süreç olan hakikati gerçekte olduğu -cereyan ettiği şekli ile- kavrama zorlu pratiğinin en temel unsurları olarak komünistlerin devamlı olarak özen göstermeleri, her seferinde geri dönmeleri, kendilerini sınamaları ve kapsamlı şekilde hakim olmaları gereken kavramlardır.
Bu makalede, felsefe başta olmak üzere tüm disiplinler açısından doğru çıkarımlar yapabilmek -bilinen öncüllerden hakikate tekabül eden doğru sonuçlara varabilmek- için gerekli bir araç olan mantık alanında önemli bir yer tutan formel olmayan hataların kaynakları ve çeşitleri meselesine kısa bir özet şeklinde giriş yapılacaktır. Amacımız pedagojik bir aktarımdan ziyade, yeni komünizm ile birlikte formel olmayan yanlışlardan uzak durabilmenin potansiyelini ortaya koyabilmektir. Bu uzak durma pratiği başlı başına değerlidir ve özellikle düşünceye egemen olan pek çok bozucu unsura yönelik farkındalık yaratması açısından gereklidir de. Öte yandan, yeni komünizm sayesinde bilinçli özne salt bir farkındalık uğrağı ile pasif bir durumda tutulmaz. Yeni komünizm bizlere hatalardan uzak durup bunları teşhir ederken, beraberinde yeni bir pratiği uygulamanın imkanını ve gerekliliğini sunmaktadır. Bu yeni pratiğin eleştiriden muaf olmadığını, aksine kendi üzerine devamlı düşünen bir özfarkındalık ile süregittiğini ve bu açıdan da yine izlenen yöntem ve yaklaşımın hem bir araştırma nesnesi hem de verili bir bağlamda uygulayıcısı yani aktif öznesi olduğunu – iki yönlü bir karakteri bulunduğunu söyleyebiliriz.
Hatalı Çıkarımlar ve Hatalı Düşünmenin Çeşitleri
Formel olmayan yani salt sembolik-kıyaslama çeşit ve kurallarının haricinde yer alan daha çok öznel faktörlerin ve olgusal dünyanın değişkenliğinin bozucu etkisi ile kendini düşüncede, dilde ve pratik süreçlerde gösteren hatalı çıkarımların insanın günlük yaşayışı ve bazen bütün bir yaşamı üzerinde son derece negatif etkileri olabilmektedir. Bunlar bazen ifadelerdeki çokanlamlılıklardan, dildeki aksandan, şeylere yönelik izlenen bütünleme ve bölme tarzındaki problemlerden kaynaklanmaktadır.
Bütünleme derken parçaların bütününden farklı değere sahip olduğunu göz önünde tutmadan parçanın niteliklerini bütüne atfetme yanlışlığını kastediyoruz. Mesela bir şairin tek bir şiirinin iyi olması bütün şiirlerinin de iyi olduğu anlamına gelmez. Parça ve bütün arasındaki karşılaşabilecek bu türden ilişkileri dikkate almadan yapılacak çıkarımlar, yanlışlığın doğmasına yol açabilir. Mesela bir politikacının belirli bir konudaki yargısının isabetli olması, diğer birçok konudaki yargılarının da doğru olmasını mantık açısından gerektirmez.
Öte yandan bütünün özelliklerinin tek tek parçaları için de geçerli olduğunu sanma yanlışlığı madalyonun diğer yüzünde yer alır. Mesela bir komünistin kalkıp şunu demesi mantıki açıdan hatalıdır ve hakikate tekabül etmez. “Partimizin siyasetleri doğrudur. Ben de partimizin bir üyesiyim. Benim yaptığım siyasetler de zaten doğrudur” şeklindeki bir çıkarımdaki yanlışlık bütün ve parça arasındaki ilişkiler hakkındaki söz konusu yanlış zandan kaynaklanmaktadır.
Formel olmayan diğer hatalar arasında, aralarında mantıksal bir ilişki olmamasına rağmen, öncüllerle sonuç arasında çeşitli etkenler neticesinde bağ kurulması sonunda ortaya çıkabilmektedir. Bu etkenlerin neler olduğunun, yani öncüllerle sonuç arasında hangi sebeplerle mantıkça geçerli olmayan bağlar kurulduğunu anlamak önemlidir. Felsefede bu tarz hataların Latince isimleri bulunmaktadır.
Argumentum ad baculum, yani belirli bir güç-dayatma yoluyla sağlanmaya kalkışılan ispatlar hatalı epistemolojiler açısından önemli bir yer tutar. Bu türden ispatın tipik örneği, Galileo’nun engizisyon mahkemesinde baskı altında dünyanın dönmediğini ve güneşte de lekelerin mevcut olmadığını kabul etmesidir. Bu tür ispatta söz konusu olan tek etken, fiziksel değildir. Ekonomik, sosyal, siyasi ve dini baskılar vasıtasıyla yani bir tür kuvvet yoluyla devletler veya bireyler nezdinde bazı görüşlerin kabulü kolaylıkla sağlanabilmektedir. Bu hatalı çıkarımlarda önemli olan, kabul ettirilecek görüşün gerçeğe uygunluğu ve kendi içinde tutarlılığı yani mantıkça doğruluğu değil, fakat çeşitli taktiklerle herkese benimsettirilebilmesidir. Hangi sınıfsal kökenden gelirse ve hangi amaca hizmet ederse etsin hakikate tekabül etmeyen bir çıkarımın sırf arkasında belli bir güç bulunuyor diye hatalı şekilde kabul ettirilmeye çalışılması yeni komünizmin epistemolojik yaklaşımının tamamen koptuğu ve geniş kitlelerin kopması için mücadele ettiği bir konsepttir.
Argumentum ad Misericordiam, yani acındırma veya kendini mağdur gösterme yoluyla sağlanmaya kalkışılan ispat çeşitleridir. Burada bir kimsenin kendisine ya da başkalarına acındırmak suretiyle bir görüşü ya da bir sonucu karşısındakine kabul ettirmesi söz konusudur. Sonunda, acıyan kişi doğru olanı değil, acıdığı kişi ya da kişiler dolayısıyla kendisine telkin edilen görüşü, yani kendisine bu yolla kabul ettirilen öncülleri benimseyip karşısındaki gibi düşünür. Örneğin ırkçılığa ve sistematik şovenizme uğrayan ezilen uluslardan bir bireyin mağduriyete dayanarak ezen ulustan bireylere ırkçılık yaparak olup bitenin kendisi açısından görülmesini sağlaması, yaptığının hak olduğunu iddia etmesi ve bunun benimsenmesi, yani kendi öncüllerini karşısındakine kabul ettirmesi, bu türden bir yanlış çıkarımın yapılması demektir. Bu örnekteki gibi rövanşist tarzlar ve “şimdi sıra bizde, ayaklar baş olacak, başlar ayak” şeklindeki hatalı çıkarımlar özellikle kimlik siyasetine dayanan örgüt ve organizasyonlar arasında azımsanmayacak şekillerde kendilerine yaşam alanı bulabilmektedir. Bir kez daha Bob Avakian’ın mimarı olduğu yeni komünizmin epistemojik yöntem ve yaklaşımının tamamen karşı çıktığı ve her ne sebeple olursa olsun uygulanmaması gerektiği konusunda devamlı olarak kitlelerle mücadele ettiği bir konsepttir.
Argumentum ad Populum, bir çıkarımda veya ispatlama sürecinde belirli bir grup insanın önyargılarının tutkularının, tercihlerinin realitenin mihenk taşı kılınması demektir. Bunun tipik örneği, kişinin taraftarı olduğu spor kulübü açısından bir spor karşılaşmasına bakışı, mensubu olduğu dernek veya organizasyon açısından olguları değerlendirmesi durumudur. Halk arasında at gözlükleri ile bakmak veya renk körlüğü olarak da ifade edilen bu durumdan komünist hareket muaf değildir. Bob Avakian’ın mimarı olduğu yeni komünizm “aslında hakikat olan her şey proletarya için iyidir ve bütün hakikatler komünizme ulaşmamıza yardımcı olabilir” epistemolojisi ile komünizme doğru yönelmiş bir arabanın navigasyonuna objektif gerçekliği yerleştirmiştir. Direksiyonda ise bu navigasyonun gösterdiği bütün fenomenleri -evet son derece can sıksa, zorlayıcı olsa ve kaygı yaratsa da bütün hakikatleri- bilimsel yöntem ve yaklaşım ışığında analiz edip arabayı hedeflenen yoldan çıkartmayacak ustalıkta önderlik yer almaktadır. Argumentum ad Populumun aşılabilmesi için sanıldığı gibi biçimsel açıdan bireyin bir örgüte veya kurumsal yapıya bağlı olmaması, dışarıda yalnız durması gibi bir durum söz konusu değildir. Burada bütün mesele hakikatleri oldukları şekliyle görme ve onlara doğru şekilde yaklaşma gerekliliğidir. Yeni komünizm taraftarı örgüt ve organizasyonların mensupları böylesi bir epistemoloji doğrultusunda sürekli olarak Bob Avakian’ın önderliği ile teşvik edilmektedirler. Bu başlı başına büyük bir değerdir ve uluslararası komünist hareket tarafından ciddi şekilde ele alınmalıdır.

Argumentum ad Ignorantiam, yani belirli bir şeyi yeterince tanımadan verilen ispat ve çıkarımlardır. Bu tür ispatta yanlışlık, ileri sürülen bir iddianın doğruluğunun (veya yanlışlığının) kabul edilmesinin, bu iddianın aksinin doğru olduğunun (veya yanlış olduğunun) gösterilememiş olmasına dayandırılmasıyla ortaya çıkar. Mesela ruhun var olduğunu ispatlamak isteyen bir kimse, bu ispatını eğer “ruhun var olmadığını hiç kimse ispatlayamadı, o hâlde ruh vardır.” şeklinde bir çıkarım vasıtasıyla yapmak isterse, mantıkça geçerli bir ispat vermiş olmaz. Mantıkça geçerli çıkarım karşı karşıya bulunulan nesnenin en derinlere kadar giden örüntüleri ile, gerçek gelişimi ile, görece sınırları ve belirleyici uğrak noktaları ile çok yönlü bir şekilde bilmeyi gerektirir. Bu bir kez daha bilimsel yöntem ve yaklaşımı zorunlu kılan bir çıkarım demektir. Dayanaksız, sınırlı ve yüzeysel şekilde bilgisiz temelde yapılan çıkarımlar mantıksal açıdan hataları günlük yaşamda devamlı olarak üretmektedir.
Argumentum ad Hominem yani doğrudan bir kişinin varlığına dayandırılarak verilen ispatlardır. Diğer bir deyişle, ileri sürülen iddianın kendisini tartışmak yerine iddia sahibinin kişiliğine, bulunduğu yere, taşıdığı özelliklere saldırmak suretiyle iddiayı çürütmeye çalışmak veya tersine iddiayı doğru olarak kabul etmektir. Mesela 1905 yılı Nobel Fizik Ödülü sahibi Philip Lenard (1862-1947)’ın, Einstein’ın Rölativite Teorilerini onun Yahudi kökenli olması dolayısıyla dışlaması, “kişiye dayandırılarak” yapılmış bir ispattır. Benzer şekilde yeni komünizmin mimarı Bob Avakian’ı “bir beyaz” “bir erkek” “ABD’de yaşayan bir birey” vb. şeklinde çeşitli önyargılarla ve kategorilerle görmezden gelerek kendisine saldırmak veya dışlamak, bu şekilde komünizm bilimine yaptığı katkıları görmezden gelmek veya bunları karalayıp itibarsızlaştırmak argumentum ad Hominemin tipik örneklerinden biridir. Oysa yeni komünizm, kaynağı her ne olursa olsun, hangi sınıf, ulus, siyasi görüş, cinsel kimlik vs fark etmeksizin bütün bilgiyi öncelikle hakikate tekabül edip etmediği kriteriyle, diyalektik materyalist yöntem ile sınar. Bu açıdan yeni komünizm taraftarlarının her an her saniye Ardea Skybreak’in ifadesi ile bilim insanlarından oluşan bir ekip gibi çalışma zorunluluğu ve sorumluluğu bulunmaktadır.

Formel olmayan hatalı mantıksal çıkarım çeşitlerinden bir diğeri Argumentum ad Verecundiam, yani belirli bir otoriteye, otoritesi dışında kalan konularda başvurulması ve bu konularda ileri sürdüğü görüşlerin doğru olarak kabul edilmesidir. Mesela çok tanınmış ve alanında otorite olarak kabul edilen bir bilim insanın, gazetecinin, televizyon programcısının, sporcunun veya sanatçının politik konulardaki görüşlerinin de doğru olarak kabul edilmesi sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bunun tersi de elbette mümkündür. Mesela Josef Stalin döneminde bir bilim insanı olan Lysenko’nun tamamen ideolojik gerekçelerle genetik çalışmalara yapmış olduğu müdahale bu konuya tipik bir örnektir. Ardea Skybreak Bilim ve Devrim başlıklı röportajında [2] argumentum ad verecundiama üzücü ama son derece gerçek olan bu örneği şu şekilde anlatır:
“Lysenko o dönemin bilim insanıydı -kendisi ziraat bilimciydi- ve görünürde sosyalizm ve komünizm adına pek çok şey yapmıştı. Yani kendisinin sosyalist toplumun devam etmesi ve gelişmesinin yanında olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bilimsel açıdan… bakın bu kişi berbat bir bilim insanıydı çünkü biyolojik evrimi tamamen yanlış anlamıştı ve gerçekte sonradan kazanılan özelliklerin kalıtımına yönelik Darwin öncesi bazı inanışlara sahipti – ki bu görüş uzun zamandır yanlış anlaşılan, eğer bir bitki veya hayvan yaşamı boyunca belirli özellikler kazanıyorsa bu özelliklerin bir şekilde kendi soyundan geldiği şeklindeki bir düşünceydi. Bu hatalı kavram uzunca bir süredir bilimsel açıdan geçerliliğini yitirmişti, fakat Lysenko halen bu hatalı nosyonlardan medet umuyordu. Lysenko siyasi açıdan sosyalizm tarafında olmasından dolayı, kendisinin bu hatalı görüşlerine göz yumuldu. Ve o dönem Sovyetler Birliği’nde bilimsel olguları ve ilkeleri çok daha iyi ve daha doğru bir şekilde ele alan bilim insanları da bulunuyordu. Ancak sınıfsal kökenleri ve yaşam biçimleri açısından bunların çoğu burjuvaziden veya küçük burjuvaziden gelen kişilerdi. Ve bazıları da sosyalizm olarak adlandırılan bu yeni radikal rejimden yana değildi. Kendileri açısından, eski yöntemleri belki de daha çok seviyorlardı, veya yeni toplum altında şeylere yönelik daha karmaşık görüşleri bulunuyordu. Her durumda yeni sisteme ve bu sistemin önderliğine yönelik eleştirel bir yönelim içindeydiler. Fakat onların bilimleri çok daha iyidi! Sonuçta şöyle dediler, hayır, tarımsal üretimi hızlandıracak şey bu değildir – Lysenko’nun dedikleri yanlıştır çünkü biyolojik evrim bu şekilde işlemez, tarımsal üretimi hatalı bilimsel ilkeler uygulayarak artıramazsınız! Evet, sosyalist projenin erken dönem tarihinde “sizi iki büklüm yapan hakikatlerden” birine gelmiş bulunuyoruz. Lysenko bu tamamen çöp bilimi savunmuş olsa da, yeni toplumun önderleri, sırf sosyalizmi ve komünizmi savunan biri diye kendisini dinlediler ve hatalı ve felaket tarımsal politikaları uygulamasına izin verdiler.”
Formel olmayan yanlışlara örnek olarak sanki ispatmış gibi takdim edilmeye kalkışılan yukarıda anılmış bütün çıkarım biçimleri, aralarında mantıksal bir ilişki olmamakla birlikte, öncüllerle sonuç veya sonuçlar arasında ne türden etkenlerin aracılığıyla bir bağ kurulduğunu göstermektedir. Söz konusu etkenlerin sayısını daha da arttırmak ve güncelleştirmek mümkündür. Ayrıca bu dosyada mantık disiplinin konusuna dahil olan döngüsellik, bir olayın sebebi olarak hatalı bir şekilde başka bir olayın gösterilmesi, yeterince araştırmadan hızla varılan hatalı sebep-sonuç ilişkileri vb gibi formel olmayan mantık hatalarına yer verilmemiştir. Ancak şunu bilmek önemlidir. Bu gibi hilelerde temel ilke, özellikle psikolojik etkenleri kullanarak öncüllerle sonuç arasında bağ kurmak, diğer bir deyişle, bağ varmış gibi göstermektir. Tabi bu arada dilin çokanlamlılık, belirsizlik gibi özellikleri de kullanılabilmektedir. Amaç, gerçeği saptırmak, yanlış bilgilendirmek; yani dezenformasyondur…
Bütün bu pratiklerin kısa vadeli faydaları olsa da esasen toplumun hatalı düşünce biçimini her an her saniye meşrulaştırması ve katlanarak problemlere neden olmasından ötürü etkisi azımsanmayacak derecelere varabilmekte, komünizm yolunda bilimsel temelde mücadele eden unsurların ajandasını devamlı olarak kabarık hale getirebilmektedir. Bob Avakian’ın geliştirmiş olduğu yeni komünizm, uluslararası komünist hareket de dahil olmak üzere bütün bir toplumda son derece yaygın olan ve kendini devamlı olarak günlük dilde ve pratikte üreten bütün bu hatalı epistemolojilere ve hatalı mantık yürütmelere karşı kökten meydan okumaktadır. Baskı ve sömürüden, gereksiz acılardan muaf komünist bir topluma hatalı düşünme ve argümantasyon biçimleriyle, zarar veren manipülasyonlarla, hakikatin zararlı şekilde eğip bükülmesi ile değil, olduğu haliyle -hareket halindeki- maddenin ve bunun farklı seviyelerinin gerek dilde, gerek günlük siyasi pratikte devamlı olarak düzeltilmesi için verilecek somut mücadeleler ile varılacağının bir kez daha altını çizmemiz gerekiyor.
İnsan şüphesiz her zaman doğru düşünemez ve karar veremez. İnsanın devamlı olarak çeşitli duyguların ve uyaranların etkisi altında olduğunu düşünecek olursak, bütün bunları kökten bir kenara bırakıp adeta bir bilgisayar gibi davranması pek mümkün değildir, aynı zamanda arzu edilen şey de bu değildir, olmamalıdır. Esasen doğru düşünmek ile doğru karar vermek aynı şey değildir. Doğru düşünce, bir akıl yürütme işlemidir; yani mantıksal bir işlemdir. Bu işlemde yukarıda işaret edilen türden yanlışlıklar yapılabilir. Fakat herhangi bir hata yapılmamış bile olsa doğru akıl yürütme, yani mantık tek başına verilen kararın doğru olmasını gerektirmeyebilir. Çünkü varılan hükmün doğruluğunu ya da verilen kararın doğruluğunu etkileyebilecek, mantık dışında, çeşitli faktörler söz konusu olabilir.
Bir yandan önyargılar; öte yandan istekler, tutkular, arzular ve benzeri faktörler özellikle günlük yaşantımızı ilgilendiren konularda sadece doğru düşünmeyi değil doğru karar vermeyi de son derece güçleştirmektedir. Dolayısıyla doğru, tutarlı ve bilimsel bir düşünme biçimini öğrenmek ve uygulamak hiç bitmeyecek bir mesai olarak düşünülmelidir. Bob Avakian’ın yeni komünizmi ile bu meselenin kapsamı ve ciddiyetini ayrıca komünist bir devrim yolunda pratikteki uygulamasını ve doğurduğu imkanları tecrübe etmeye devam ediyoruz.
Dipnotlar:
[1] Farsça’dan Türkçe’ye çevirisi yapılan bu önemli analiz yazısını okurlarımızın dikkatle okumasını öneriyoruz. Kaynak için bkz: Peru Komünist Partisi Lideri Abimael Guzmán’ı (Başkan Gonzalo) Anarken | Yeni Komünizm (yenikomunizm.com)
[2] Kaynak için bkz: Bilim ve Devrim | Yeni Komünizm (yenikomunizm.com)